Ü27 🐾
Multi video ; Manuş Baba-Bu Havada Gidilmez 🎶
Keyifli okumalar 🌸
▪️
"Büşra napıyorsun?" diye sorduğunda elimle sessiz olmasını işaret ederek ellerimi ağacın bana en yakın dalına uzattım. "Düşeceksin!"
"Ya sussana, dikkatimi dağıtıyorsun."
"Gider manavdan alırız. Çıkma şuraya."
Ama onu dinlemedim. Ayağımı dala uzattığımda elini sırtımda hissettim. Düşmemem için bana destek oluyordu.
"Küçüklüğümden beri çıkarım ben ağaçlara."
"Maymun musun kızım sen?"
"Güldürme düşeceğim." diye söylendim.
"Bu da bisiklet gibi çıkarsa zaten düşeceksin."
"Ben sana düştüm Olric." dedim alayla. Kendimi yukarı çekip dala çıktığımda hala söyleniyordu.
"Bana düşmüşmüş. Oradan aşağı bir düş göstercem sana düşmeyi"
"Ne çok düşmek dedin ya!" Elimi üst dala uzatıp kopardığım eriği ona fırlattım. Eliyle yakaladı.
"Yeter bir tane."
"O kadar çıktım. Bir tane alıp inecek değilim."
"Cehenneme gireceğiz senin yüzünden." dediğinde güldüm. Tişörtümün kucağını açıp alabildiğim kadar eriği koparıp içine attım.
"Canım çekti dedin o kadar. İyilik de yaramıyor."
"Sen misin kızım bu ilişkinin erkeği?" dediğinde sanki gözlerimi görüyormuş gibi bakışlarımı önüme eğdim.
"Nasıl vereceğim sana bunları?"
"At hepsini yere. Toplarız."
Kucağımı açıp erikleri yere bıraktım. Toplamak için yere inmemi bekledi. Kollarını bana doğru uzattığında bir elimi daldan ayırmadan diğerini omzuna attım. Bir hamlede beni aşağı alıp sert bakışlarıyla süzüp yere diz çöktü.
"Senin için aldım. Surat mı yapacaksın?"
"Topla da gidelim."
Gözlerimi devirip ona yardım ettim. Erikleri benim çantama atıp yürümeye devam ettik. Saat neredeyse 02.00 olmuştu. Ama hala otele gitmemiştik.
"Yarın kesin gidecek misin?"
"Ne yazık ki." dediğinde yüzüm düştü.
"Yine mesafeler yani."
Elini koluma koyup beni durdurduğunda ona döndüm. Şapkasını ters takmıştı. Gözlerine bakınca sürekli tebessüm edesim geliyordu.
"Ne demiştik biz?"
"Ne demiştik?"
"Uzaklar yakın edilebilir." Elini yanağıma götürüp okşadı. "Ve ettik. Yine ederiz." Omzunu silktiğinde güldüm ve ona sarıldım. Kollarını bana sarıp saçlarımı öptü.
Ona onu sevdiğimi söylemek istedim. İlk kez bunu yapmak istedim. Ama konuşamadım.
"Artık otele gidelim. Uykum geldi Çilli."
"Benim de." Elime uzanıp yürümeye başladı. Ondan ayrılmak çok zor olacaktı. Otele vardığımızda benim için bir odayı çoktan ayırttığını söyledi. Uykulu uykulu üçüncü kata çıktık. Dediği gibi odalarımız karşı karşıyaydı. Kapımın önünde durup kartla kapıyı açtı ve elindeki çantamı bana uzattı.
"Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara."
"Ararım." dedim ve çantamı aldığımda aklıma gelen şeyle aniden uykum kaçtı. "Erikler?"
"Yarın yeriz."
"Durmazlar ki."
"Dolaba koy."
"Yiyelim işte." dediğimde güldü.
"Acıktın mı sen?"
"Hayır. Sadece yarına bırakırsak yiyemeyecekmişiz gibi hissettim."
Birkaç saniye yüzüme bakıp düşündü. Ardından başını sallayıp odanın kapısını ardına kadar açtı.
"Giriyorum." dediğinde gözlerimi devirdim.
"Gir." Arkamızdan kapıyı kapattı ve şapkasını çıkarıp masanın üzerine bıraktı. O an aklıma bir fikir geldi. Bence reddetmezdi.
"Şey, bir şey isteyebilir miyim?"
"İste tabi."
"Gitmeden önce sana ait bir şeyi bana bırakır mısın?" Elime uzanıp bileğimdeki ipliği çözerken gözlerimi kısıp ona baktım. "Fırsatçı."
Sırıtarak bilekliğimi ona bağlamam için bileğini bana uzattı. Düğümü attığım sırada ön bileğindeki dövme dikkatimi çekti.
1989.
"Ne anlama geliyor?"
"Ne?"
"Sen 92'li değil misin?"
Yaşından bunu hesaplamıştım. Matematiğime göz kırptım.
"Öyleyim."
"1989 ne o zaman?" diye sorduğumda bakışları bileğine indi. Yüzü hüzünle gölgelendi. Yanlış bir soru sorduğumu düşünüp anında pişman oldum. "Cevap vermek zorunda değilsin."
"Abimin doğum tarihi." ardından ekledi. "Ve ölümü." Kanımın donduğunu hissettim. Sırtını bana dönüp çantama uzandı ve fermuarı açıp erikleri yatağa boşalttı. Gözlerim yanıyordu. Her boku niye eşeliyordum ki sanki!
"Hadi yiyelim."
"Soner-"
"Çilli. Yanlış bir şey yapmadın." Bana yaklaşarak yanaklarımı avuçlarının arasına aldı. "89 benim için önemli evet. Ama baktıkça kötü hissetmiyorum. Aksine aklımdan çıkmadığı için mutlu oluyorum." dedi ve kulağıma yaklaştı. "Artık 17'im de var."
Bugün ayın 17'siydi ve sevgiliydik. Bunu böylesine önemsemesi içimi titretmişti. Kollarımı ona sarıp başımı göğsüne gömdüm.
"Bir şey demeyecek misin?" diye sorduğunda verilebilecek en saçma cevabı verdim.
"Eriklerin yanında tuz iyi giderdi."
Güldü.
Güldüm.
🌙
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top