Ü17 🐾
Multi video ; Model - Böyle Akşamlar
Keyifli okumalar 🌸
▪️
Üsame
Uyuyorsun değil mi?
Ben
Hayır uyandım. Ayılmaya çalışıyorum.
Üsame
Akşam görüşürüz o zaman.
Ben
Hiç de bile. Şimdi kalkıyorum.
Üsame
Senin yapacağın programın amk. Böyle mi spora gidiyorsun?
Ben
Üzerimi giyinmeye başladım bilee.
Uykum vardı. Bu işi başıma ben açmıştım. Bir günüm vardı onda da spora gidiyordum ya!
Üsame
Bakayım.
Aynanın karşısına geçip fotoğrafımı çektim.
Ben
Hazırım.
Üsame
Bence değilsin. Tam giyinmemişsin.
Ben
O ne demek?
Üsame
Atletin üzerine ne giymeyi planlıyorsun?
Ben
Kapüşonlumu.
Üsame
Salona girmeden çıkarma.
Şu tipe bak 😂
Lan, neye gülüyordu bu!
Ben
Ne var tipimde?
Üsame
Uyku saçlarından akıyor
Ben
Hahaha!
Üsame
Kedim bile güldü.
Gülümsedim. Bu kadar çekici olmak zorunda mıydı? Cevap yazacakken ayak bileğindeki sargı dikkatimi çekti.
Ben
Ayağına noldu?
Üsame
İncindi. Sıkıntı yok.
Ona kalsa hiç sıkıntı yoktu.
Ben
Emin misin?
Üsame
Evet. Hadi hafif bir kahvaltı yap da çık şu evden.
Ben
Emredersiniz, Bay salçalı surat.
Üsame
🙄 Bunu aştık sanıyordum.
Ben
Aştoğomozo hotorlomoyorom.
Üsame
Defol
Ben
😁
Okundu.
Gülerek odadan çıktım ve üzerime kapüşonlumu alıp evden çıktım. Aç değildim. Spor salonuna gittiğimde bana eşlik etmek isteyen adamı gerek yok diyerek başımdan savdım. En kolayı gibi görünen koşu bandına ilerledim ve dalağım dışarı çıkana kadar yürüdüm. Çok susamıştım. Hazırlıksız gelmiştim ama bu daha ilkti. Gerçi son da olabilirdi.
Öğlene kadar salonda oyalandım. Şimdi eve gidip akşama kadar uyuyacaktım. Bu daha mı sağlıklıydı? Keşke saatleri sabaha almasaydım.
Uykumu geri istiyorum.
Salondan çıktığımda rüzgarlı hava terli tenime bir iki şaplak attı. Çok iyi, yedek kıyafet bile getirmemiştim. Sözlükte salak kelimesinin karşısına benim adım yazılabilirdi.
Evden içeri girerken telefonum çaldı. Ya annemdi ya da... Ah, Soner! Çantamı yere fırlatıp kapıyı ayağımla üzerine vurdum. Soner arıyordu.
"Efendim?"
"Naptın?"
"Eve yeni girdim. Sen naptın?" diye sordum sırıtarak.
"Kardeşime yemek sözüm var. Onu almaya gidiyorum."
Kardeşimi vurgulayarak söylemesi utanmama neden olmuştu.
"Anladım. İyi eğlenceler."
"Aslında başka bir şey için aramıştım." Kendimi kanepeye attım.
"Ne için aramıştın?"
"Programı ayarladım. Senin pazar gününe denk getirmeye çalıştım."
Ağzım açık kaldı. Ayarladım mı demişti o? Bu kadar çabuk mu?
"Hangi pazar?"
"Önümüzdeki."
Ne! Yalnızca altı gün sonra burada mıydı? Bu kadar erken olmak zorunda mıydı?
"Kesin mi?
" İstersen bileti atayım Çilli? "
"Ha yok, heyecan yaptım."
Sen şuna korktum desene.
"Neyse ben geldim. Sonra konuşuruz."
"Hoşçakal."
Çok tuhaf hissetmiştim. Buraya gelecekti. Onu görecektim. Belki de dokunabilecektim.
Allah'ım ne olur benden soğumasın!
Üzerimi değiştirip uyudum. Ama bu sefer hayalini kurduğum gibi olmamıştı. Bir saat anca uyuyabilmiştim. Telefonumun çalmasıyla yeter be diye saydırarak yataktan kalktım. Şarjdan çıkarıp arayana baktığımda kaşlarımı çattım. Tanımadığım bir numaraydı.
"Efendim?"
"Büşra Eymen?"
"Evet, siz kimsiniz?"
"Ben polis memuruyum. Anneniz Melek Eymen şu anda karakolda. Size ulaşmamızı istedi."
"Ne?" Annemin karakolda ne işi olurdu?
"Avukatınız var mı?"
"Ne avukatı memur Bey? Annem neden orada?"
"Biz anneniz için avukat tayin edene kadar burada olun. Sizin de ifadeniz alınacak."
Şaka mıydı bu? Ne ifadesi, ne avukatı? Aceleyle üzerimi değiştirip evden çıktım. Umarım annemin mantıklı bir açıklaması vardı. Yarım saate karakola vardığımda polisin yönlendirmesiyle annemin yanına gidebilmiştim. Başkomiserin odasında, elleri önünde bağlanmış oturuyordu.
"Anne?" Gözleri beni bulunca ayaklandı ve koşarak bana sarıldı.
"Burada ne işin var senin?"
"Hiçbir suçum yok, yemin ederim." Annemden ayrılıp komisere döndüm. "Annem neden burada?"
"Çalıştığı evin sahibi şikayet etti. Annenizi hırsızlıkla suçluyor."
Ağzım şaşkınlıkla açıldı. "Ama, bu çok saçma. Annem yapmaz. Ben kefilim komiserim."
"Kızım bir saattir annene de anlatmaya çalışıyoruz. Ben yapmadım diyen herkesi salsaydık, ülkede masum kalmazdı."
Kaşlarımı çatarak masaya yürüdüm. "Annem orada yıllardır çalışıyor. Çalsa şimdi mi çalar! Annem yapmadı diyorum!"
"Sesine hakim ol. Avukatınız gelene kadar annen burada kalacak."
Anneme döndüm. Gözlerinin etrafı kırmızıydı. "Neden böyle bir şey yaptı?"
"Bilmiyorum."
"Anne! İkimiz de biliyoruz, durduk yere senin üzerine leke atacak insanlar değil onlar."
"Evliya Bey değil, karısı şikayetçi oldu."
"Ya niye, niye!"
Annem gözlerini kaçırdı, içime bir kurt düştü. Kendini savunmuyordu. Susması hiç iyi değildi. Başka bir şey vardı. Hırsızlık yapmış olamazdı ama başka bir şey daha vardı.
"Anne bir şey söyle."
"Ne söyleyecek?" Aniden arkama döndüm. Yalnızca iki üç defa gördüğüm Evliya Bey'in karısı karşımızdaydı. "Kocamı nasıl ayarttığını mı?"
Hışımla anneme döndüm. Yere bakıyordu. Yalan söylüyordu. Kesinlikle yalan söylüyordu. "Bir şey söyle. İnkar etsene." Elimle kolunu ittim. "Susma! Haddini bildirsene!" Bu sefer bağırmıştım. Beni ve kendini bu duruma sokmuş olmasına inanamıyordum. "Anne konuş! Onun gibi olamazsın." Elimi kolundan çektiğimde yanağına düşen bir damlayı elinin tersiyle sildi "Allah kahretsin ya! İğreniyorum anladın mı! Senden de kocandan da iğreniyorum!"
Aniden doğrulduğumda terden birbirine yapışmış saçlarıma dokundum. Rüya mı görmüştüm yani? Lan, çok gerçekçiydi. Resmen bölümlük dizi izlemiştim.
"Şükürler olsun, rüyaymış." Hemen telefonu alıp annemi aradım.
" Efendim Büşra. "
" Neredesin sen? "
"Bir saate çıkacağım. Bir şey mi oldu?"
"Yok olmadı. Ona göre yemeği ocağa koyacaktım."
"Ben sana haber ederim."
"Görüşürüz."
Kalkıp duşa girdim. Kesinlikle az uyuduğum için görmüştüm bu rüyayı. Başka bir açıklaması olamazdı.
🌙
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top