Ü14 🐾
Multi video ; Buray-Kabahat Bende 🎶
Keyifli okumalar 🌸
▪️
Ben
Günaydın.
Biliyor musun bir karar verdim.
Pazarları spora gideceğim.
İnterneti açıktı. Dün gece erken uyuduğum için konuşamamıştık. O da yazmamıştı. Kafeye geldiğimde hemen içeri geçip saçlarımı topladım. Saçlarımı toplamayı sevmezdim ama naz yapacak halde değildim. Öğleden önce tahmin ettiğimden daha yoğun geçmişti. Burada insanlar kahvaltı yapmayı seviyor olmalıydı. Öğle molasının olmaması üzücüydü. Sadece on dakika oturabiliyordum.
Hemen telefonumu çıkarıp mesajları kontrol ettim. Mesaj atmıştı. Şapşal şey!
Üsame
Günaydın Çilli.
Programlı olmana sevindim.
Ben
Sevinmene sevindim. Dün gece uyuduğum için yazamadım.
Duraksadım.
Sen de yazmadın.
Üsame
Gece dışardaydım. Uyuduğunu düşündüğüm için yazmadım.
Ben
Sürekli çıkıyor musun?
Üsame
Nadiren.
Ben
Anladım.
Üsame
İstediğin zaman yaz. Ben bazen yazmayı unutuyorum. Gündüz yoğun geçiyor.
Ama ben unutmuyorum.
Ben
Sen de istediğin zaman yazabilirsin.
Üsame
Şu an yazıyorum mesela.
Ben
Bazen ben yazmasam yazmayacakmışsın gibi geliyor.
Üsame
Hiç yazmamış olsaydım hak verebilirdim.
Ben öyle ilk mesaj atan olamıyorum.
Yazdığın zaman sana gördüğüm gibi cevap veriyorsam, kimin ilk yazdığını sorgulamamalısın bence.
Ben
Haklısın. Öyle hissettim sadece.
Üsame
Hissetme. Dün seni gördüm, beni gördün. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi?
Tebessüm ettim. Evet, eğer konuşmak istemeseydi dün beni görüntülü aramazdı.
Ben
Biliyorum.
Üsame
Güzel. Benim işlerim var. Sonra konuşuruz.
Ben
Kolay gelsin.
Üsame
Sana da ;)
İşten çıkana kadar telefonu bir daha elime alamadım. Tahmin ettiğimden yorucuydu. Birkaç güne ben sıkıldım diyerek işten ayrılabilirdim. Allah'tan yarın cumartesiydi. Sonra ise pazar, derken kendime baygın bir bakış attım. Pazar günü spora başlayacaktım. Eve gitmeden önce onu da hallettim. Eve yakın bir spor salonuydu. Artık eve gidip uyuyabilirdim.
Annem ya gelmişti ya da gelmek üzereydi. Eve girdiğimde annem salonda uyuyordu. Üzerine ince bir battaniye örtüp odama daldım. Üzerimdekilerden kurtulup pijamalarımı giydim ve kendimi yatağa tabiri caizse fırlattım.
Ah, uyku ne tatlı şeydi.
Annem yemek için uyandırmasaydı hayatta uyanmazdım. Birlikte yemek yedikten sonra ben ortalığı toparladım. Annem de demlediğim çay eşliğinde TV izledi. Bu akşam bir farklılık yapıp salonda oturdum. Annem istersem kumandayı alabileceğimi bile söylemişti!
İnternetimi açtım. Bunu yaparken çok heyecanlanıyordum. Mesaj atmamış olmasına şaşmamıştım.
Ben
Napıyosun?
Çift tık.
Hemen görmesini diledim. Telefonum üç dakika sonra titremişti.
Üsame
Oyun oynuyorum.
Sen napıyosun?
Yüzüm asıldı. İşi yoktu ama yazmak aklına gelmemişti.
Ben
Ne oyunu?
Üsame
Asıl yüzüme aptal bir sırıtış oturdu. Onu görünce pıt pıt atan kalbim ne bok yiyordu içeride!
Ben
Kedin çok güzel.
Üsame
Öyledir.
Ben
Akşam evde misin?
Üsame
Büyük ihtimalle evet. Neden sordun?
Ben
Merak ettim.
Üsame
Müsait misin?
Yoksa yine görüntülü mü konuşmak isteyecekti? Dudağımı ısırdım. Onu görmek istiyordum. Acaba ben teklif etsem kabul eder miydi?
Ben
Müsaitim.
Üsame
Arasam konuşabilir misin?
Ben
Arasam seni görebilir miyim?
Üsame
Arıyorum.
Koltuktan öyle hızlı kalktım ki ayağımın takıldığı küçük masayı arkamda sürükledim.
"Kır kızım lazım değil."
"Pardon anne!"
Odama girip kapıyı kapattığımda çoktan arıyordu. Pencerenin karşısına geçip oturdum. Nasıl göründüğüm hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Aramasını yanıtladım.
Elindeki bardağı yudumlarken hayranlıkla yüzüne baktım. Gözlük takıyordu.
"Selam." dedim tebessüm ederek.
"Nasılsın, Olric?" diye sorduğunda güldüm. Ona attığım bir fotoğrafta Olric demiştim.
"İyiyim, sen nasılsın?"
"Yorgun. Bugün ordan oraya gitmek zorunda kaldım."
"Baban ne zaman dönecek?"
Dudaklarının kenarı yukarı kıvrıldı. "İki güne gelir."
"Neden güldün ki?"
"Güldüm mü?"
"Dudaklarında gördüm."
Gözlerini kıstı. "Dudaklarıma mı bakıyorsun?"
"Tabi ki hayır." dedim ve bakışlarımı kaçırdım.
"Eğer sen de istersen, haftaya bir gün oraya gelebilirim."
Yutkundum. Daha doğrusu yutkunamadım. Buraya, yanıma gelmekten mi bahsediyordu?
"Muğla'ya mı?"
"Orada değil misin?"
"Oradayım. Ama..." Dilimle dudağımı ıslattım. Benim buna cesaretim yoktu ki.
"Ama ne?"
"Biraz erken olmaz mı?"
"Ne için erken olmaz mı?"
"Hiç." dedim sadece. Yüzü ciddi bir hal aldı.
"İstemiyorum de olsun bitsin." Başımı hızla iki yana salladım.
"Öyle demek istemedim. Seni görmeyi isterim. Ama, korkuyorum işte."
"Şu korkularını yıkmayı öğren Büşra."
Adımı kullandığına göre sinirlenmişti.
"Öğreniyorum." dedim durgun bir sesle.
"Öğrendiğinde haber ver o zaman?"
"Kapatacak mısın?"
"Konuşacak mısın?" Omzumu silktim. Kaşlarını çattı. "İyi geceler." Çağrıyı sonlandırdı. Aptaldım. Kalkıp yatağa yürüdüm ve yüzüstü uzandım. Dediği gibi korkağın tekiydim.
🌙
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top