Ü121 🐾

Multi video ;Karsu-İnci Tanem🎶

Keyifli okumalar 🌸

▪️

Ben

Günaydınn.

Eray
La bir an dedim Soner'i yanlış mı kaydettim. 😂
Günaydın.

Ben
Hahaha.
Bana yardım etmeye geldi sabah.

Eray
Alıştırma yapıyor herhalde. 😂

Ben
Tabi canım. 😂
Alışsın.

Üsame'm
Mutfağa gelmeyi düşünüyo musun?

Ben
Ay geliyorum.

Eray
🤦‍♂
Ay sizi evlenince düşünemiyorum.

Üsame'm
La bebe salsana sevgilimi.
Git de akşama hazırlan.

Eray
Deme ya korkuyorum zaten.
Kaçtım ben.

Üsame'm
Yürüü.

Telefonu bırakıp mutfağa koştum. Soner patlıcan yıkıyordu. Beni görünce ters bir bakış atıp işine devam etti. Arkasından yaklaşıp ayaklarımı kaldırdım ve ensesinden öptüm.

"Ama hayatım-"

"Ne ama hayatım? Seni bekliyorum burada."

"Geldim işte. Ben ne yapayım?"

"Ben oturtmayı yaparım. Sen biberin içini hazırla."

"Tamam canım."

Malzemeleri hazırlarken ona bakıp sırıtıyordum. "Sen evlenince de böyle yardım edecek misin bana?"

"O zaman mecbur edeceğim. Aynı evde olacağız sonuçta oturup bakmak olmaz."

Gülüşüm sönerken kaşlarımı çattım. "Aşk olsun. Ben yol yakınken kararımı bir kere daha düşüneyim o zaman."

"Şşş! Öyle bir dünya yok. Şurda bir hafta kaldı. Kaçırırım seni valla."

Yüzümü eğip tekrar gülerken kalçasıyla bana vurdu. "Soner!"

"Efendim Büşracım?"

"Seni seviyorum." dedim pirinci yıkarken.

"Ben de seni seviyorum."

Çok uyumlu bir çifttik.

Birkaç saate yemekleri bitirmiştik. Soner olmasaydı aklımdaki bir iki yemeği yapamazdım.

"Çilli ben masayı hazırlayayım. Sen de soteye başla. Annemler bir saate gelir."

"Tamam aşkım."

Kapıdan dönüp bana geldi ve boynuma sarılıp yanağımı öptü.

"Aşkını yerim."

"Kendini niye yiyorsun beni ye şapşal."

"Seni de yerim."

Utanarak başımı çevirdim. "Hadi masayı hazırla."

"Evlenince utanç perdesi kalkar diyorlar. Umarım doğrudur."

Dirsek atmama fırsat vermeden hızla salona gitti. Hala utandığım doğruydu. En azından bazen.

Düşünmeyi bırakıp yemeğe döndüm. "Soner! Eray neden akşam için korkuyor? Ne alaka?"

"Akşam öğrenirsin."

"Söylemeyecek misin bana?"

"Hayır."

"Çok fenasın."

"Gri peçeteleri koyuyorum."

"İstediğini koy. Sinir şey." Son kelimeleri fısıltıyla söylemiştim. Neden korkuyor olabilirdi ki? Mecbur akşamı bekleyecektim.

Hızlı bir şekilde yemekleri masaya taşıdık ve Soner'den önce davranıp odaya koştum. Beyaz pantolonumu giyip üzerine mor, askılı bluzumu giydim. Kısmet bu güneymiş.

"Büşra çıksana ya."

"Çıkıyorum."

"Kıyafetlerimi ver de banyoda giyineyim."

"Çıktım bile." diyerek kapıyı açtım. O sırada kapı çaldı.

"Eh be Çilli. Geldiler işte."

"Yaa, özür dilerim."

Elimden tutup kapıya doğru yürüdü. Üzerinde grip eşofman altı ve beyaz tişörtü vardı.

"Amaan! Yabancı değiller zaten."

Kapıyı açtığında yüzümdeki gülüşü sildim. Alihan Bey ve Melek Hanım, arkalarında Yağmur ile karşımızdaydı.

"Hoşgeldiniz." diyerek gülümsedim. Soner'in elini elimden ayırıp Melek Hanım'a sarıldım.

"Holbukduk canım. Mis gibi mantar kokusu var evde."

"Soner sote yapmamı istedi de."

"İyi yapmışsın Büşracım."

Hep birlikte içeri geçerken asansörün kapısı açıldı. Eray ve Barlas gelmişti.

"Biz sizi unuttuk ha." diye sırıtan Soner hoşgeldin bile demeden içeri girdi. Arkasından gözlerimi devirdim.

"Hoşgeldiniz. Siz ona bakmayın. Kendisi yemek koktuğu için sizin şıklığınızı kıskandı."

Barlas içeri girerken bana göz kırptı. Eray ise kapıyı kapatıp kolumdan tuttu.

"Büşra, Yağmur da geldi di mi?"

"Tabi geldi. Noldu ki?"

"Heyecanlı mıyım korkuyor muyum anlamadım. Ama ödüm bokumun hemen üstünde. Karışmalarından korkuyorum."

Şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım. "Ne diyosun Eray? Soner'e sordum söylemedi. Neler dönüyor?"

"Ya uzatmadan söyleyelim dedik. Yani dedim. Bilmiyorum. Yağmur da endişeli. Eğer Alihan Amca 'Seni Yağmur'u ağabeyi gibi gördüm' derse yüzüme yüzüme duramam giderim bak."

"Bir sakin ol. Ortak kararınız mı bu?"

"Ohoo! Gelsenize içeri!" Soner'in ayakta dikilmiş bize baktığını gördüm. Eray yanımdan geçerken Soner'e bir bakış attı

"Aga nikah yüzünden gerginsin herhalde. Dünden beri bana çatıyosun."

Kaşlarımı çatıp Soner'e yaklaştım. Eray salona girmişti. "Neler oluyor Soner?"

"Bir şey olduğu yok ya. Kaç gündür desem mi demesem mi diye sorup duruyor. Zaten eninde sonunda söyleyeceksiniz. Seviyorsan alacaksın babamı karşına insan gibi söyleyeceksin."

"Çocuk korkuyor. Normal değil mi?"

"Değil. Normal falan değil." Elimle sus işareti yapınca sesini alçalttı. "Ben abisi olarak akıl veriyorum. Babamı tanıyorum. Lafını bile etmeyecek ya."

"Tamam sen sakin olsana. Bizi bekliyorlar ayıp."

Eğilip alnımı öptü ve geçmem için kenara çekildi. Sinirli haliyle bile centilmen olan sevgilim neden kardeşi dediği adamı anlamıyordu acaba?

Hep birlikte masaya geçtiğimizde Eray'ın asık ve gergin yüzü, Yağmur'u ikide bir yemeğiyle oynaması dikkat çekiyordu.

"Bir hafta kaldı." diyen Alihan Bey'e bakıp gülümsedim. "Melek'i evde görseniz, sizden daha heyecanlı."

"Ki bu sadece nikah." Barlas'a baktığımda bir elinde ekmek diğerinde çatal vardı. Biber dolması yerken ekmek yiyordu. Ekmeğe aşık adam. "Düğünü düşünemiyorum."

"Oğlum evleniyor. Tabi heyecanlı olacağım."

"Valla Melek Teyze, aynı ilgiyi düğünümde ben de istiyorum."

"Tabi ki Barlas. Sizler de çocuğum sayılırsınız."

"Biz Yağmur ile birlikteyiz."

Sessizlik.

Başımı tabağımdan kaldırıp Eray'a baktım. Yemeyi bırakmış, başını öne eğmiş, muhtemelen dizini sallıyordu. Yağmur ise ağzına götürdüğü su dolu bardağı kıs abir duraksamanın ardından masaya bıraktı.

Alihan Bey doğruldu ve bakışlarını ciddi bir ifadeyle ikisinin de yüzünde gezdirdi. Melek Hanım ise arkasına yaslanmış, daha çok olacakları bekliyor gibiydi. İçimden bir ses onun bildiğini söylüyordu.

"Çalışma odasına gel." Peçete ile dudaklarını silip ayaklandı. Yağmur hareketlendiğinde eliyle onu durdurdu ve yürümeye devam etti. "Yalnızca Eray."

Eray umutsuz bir yüz ifadesiyle kalktı ve hiçbirimize bakmadan Alihan Bey'in peşinden gitti.

"Yemekten sonra söyle dedik iyi ki." diyen Barlas yemeğini yemeye devam etti.

"Melek Hanım, siz şaşırmadınız." dedim suyunu yudumlarken.

"Aşk olsun Büşra. Anne demeyi sana bırakıyorum ama bari hanım deme bana."

"Ah, şey... Kusura bakmayın. Alışkanlık."

Soner dizimin üzerindeki elimi tuttu. "Annem ilişkilerini biliyormuş."

"Ne zamandan beri?"

"Dün."

Ben de başından beri sanmıştım. Yaklaşık on dakika sonra arkasında Eray ile birlikte Alihan Bey geldi. Ne olacağını merak ederken ikisi de yerine oturdu. Alihan Bey eliyle yemekleri işaret ederek gülümsedi.

"E hadi, afiyet olsun."

Kısa bir şaşkınlığın ardından herkesin yüzüne oturan tebessüm eşliğinde yemepe devam ettik. Anlaşılan konuşma iyi geçmişti.

🌙

Selam. 🙏🏻

Umarım iyisinizdir.

Bölümler şu an planladığım gibi gidiyor. Umarım içinize siniyordur. Yeni bölümde görüşmek üzere. 💙

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top