Bölüm 6:Reunited

Selaam

Bir hafta olmuş yayınlamayalı bende artık bir son verip yazayım dedim,yorumlarınız oylarınız için çooooooook teşekkür ederim

Biraz mutlu edelim bu bölümde dedim fakat yine kendimi tutamadım sanırım

eğer beğenirseniz yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!

iyi okumalar xx

Harry o geceyi eski odasında,annesinin evinde geçirmişti.Başka gidecek yeri yoktu zaten.Sadece o fotoğrafları düşünüp duruyordu ve gözlerinin şiş olması saatlerdir ağlıyor oluşunun tek nedeniydi.Neden böyle olmuşlardı ki?Harry bazen yetersiz hissediyordu,evet ama böyle olacağını hiç düşünmemişti.Ayrıca ikizler vardı,ayrılmaları doğru olmazdı.Olmamalıydı.

Louis tüm gece bebeklerle uğraşmıştı.Liv Harry'den başka kimseyle uyuyamadığı için tüm gece ağlamıştı ve bu yüzden Daisy de uyuyamamıştı.Sabahın köründe annesini aradı ve onun bakıcısını çağırdı,bu iş böyle gidemezdi.

"Bezler yatağın yanında,biberonlar tezgahta ve eğer Olivia ağlarsa ona Harry'nin tişörtünü verin,ya da her ne Harry gibi kokuyorsa" dedi hızla ve cüzdanı,araba anahtarını ve telefonunu aldı eline.Bakıcı kafasıyla onayladı her ne söylediyse Louis.

"Daisy akıllıdır,ağlayacağını sanmıyorum ve lütfen dikkatli olun ben ve kocam bir saate geliriz"

*

Louis kapıyı çaldığında kalbi çok hızlı atıyordu.Ne diyeceğini bilmiyordu fakat tek bildiği şey Harry'i oradan alıp evine götürmesi gerektiğiydi.Tartışılan konuda tamamen haksızdı ve bunu bile bile üste çıkmıştı.Harry ise tek bir kelime etmeden evi terk etmişti.En çok üzüldüğü nokta buydu Louis'nin.

"Merhaba Anne" dedi Louis sakince Anne'i karşısında görünce.Her zamanki gibi bakımlı ve hoş giyinimliydi.Erkenden uyandığı ve hazırlandığı belliydi.Arkadan Gemma geldi ve kollarını göğüsünde birleştirdi.Harry için gece orada kalmış olmalıydı.

"Merhaba Louis ve bence hemen odasına çık çünkü bir ergenden farksız şuan" diye atıldı Gemma.Anne ise kafasıyla onayladı ve kapıyı iyice açarak içeri girmesine izin verdi.Gemma ve Harry aşırı yakındı ve Gemma Harry'nin Louis'yi sevdiğini bilmese Louis'yi kapının önüne çoktan koymuştu bile.

O sırada Harry Nick ile konuşuyordu.Burnu kırmızıydı ve ağlamaktan yorulmuştu.Bu durum Nick'in hoşuna gitmişti elbette.Harry onun olabilirdi.Hem Nick onu aldatmazdı ki böyle.Her şeyi onun için yapardı.Louis'nin tek yaptığı şey ise onu üzmekti.Üstelik bir de ikizler çıkmıştı.Her şeyi daha da karmaşık hale getiriyordu.

"Sana söylediğim gibi Nicholas böyle oldu ve ben çok-"

Cümlesi Louis'nin odaya girmesiyle kesildi.Harry yatakta doğruldu ve ciddi bir ifade takındı suratına.

"Bak ne diyorum,görüşürüz sonra,arayacağım ben seni" diyerek kapattı telefonu ve derin bir nefes aldı.Louis yatağın ucunda oturup ellerine bakıyordu.Suçlu hissediyordu ve Harry'e ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.Her şey kafasında büyümüştü ve konuşmaya başlasa boğulacakmış gibi hissediyordu.

"Sanırım azarlaman bitmedi,bitir ve git" dedi sakince ve gözlerini ovuşturdu Harry.Dün söylediği her şey aklında yankılanıyordu durmadan.

"Eğer güvenmiyorsan şu lanet kocana defol git bu evden"

"Defol ve bir daha gelme"

"Defol git"

Louis derin bir nefes alıp ona doğru bakabildi sonunda.Ağladığının farkında değildi.Dediği her şey için üzgündü ve pişmandı.

"Çok özür dilerim" dedi sakince ve derin bir nefes aldı.Ağlaması duracak gibi değildi.

"Lütfen beni affet öyle demek istemedim ne diyeceğimi bilmiyordum" gözyaşlarını silip Harry'e doğru hareket etti.Harry ise ona bakıyordu.Hiçbir zaman Louis'nin ağlamasına dayanamamıştı zaten.Hemen ellerini onun küçük bedenine sardı ve yüzünü boynuna gömdü.

"Lütfen beni affet o beni öptü yemin ederim-sadece seni seviyorum,ailemizi seviyorum"

*

Louis ona söz vermişti,bir daha asla böyle bir şey yaşanmayacaktı.Ve barışmaları birbirlerinin dudaklarına yapışmaları ile olmuştu.İkisi de mutlu ve huzurlu hissetmişti.

Eve el ele girdiler.Bakıcı Daisy'i besliyordu ve Liv ise yanındaki yanındaki beşikte uyuyordu.Harry kocaman gülümsedi ve Liv'in yanına doğru gitti.Melek gibiydi.Saçları henüz tam uzamamış olmasına rağmen sapsarıydı ve düz olduğu belliydi.Daisy'nin saçları ise dalgalı gibiydi.Harry bundan emindi.

Bakıcıya para ödedikten sonra Louis Daisy'i beslemeye devam etti.Daisy babasının gelmiş olduğunu anlamıştı ve yerinde durmuyordu.Etrafa gülücükler saçıp duruyordu.

Her şey güzel gibi duruyordu fakat Harry'nin aklında başka planlar vardı.Kimse onun Louis'sini zorla öpemezdi veya ona zarar verecek bir şey yapamazdı.Eğer planı istediği gibi giderse Matt denen o adama gereken dersi vermiş olacaktı.

Harry Louis'ye akşam yemeği için yardım etti.Louis yardım etmek amaçlı olmasa Harry'i mutfağa sokmazdı.Tek yaptığı etrafı dağıtmaktı ve sonra onu temizleme çilesini her zaman Louis çekerdi.

Harry kollarını Louis'nin beline doladı ve boynuna küçük öpücükler kondurdu.Harry'nin göğsü Louis'nin sırtına geliyordu ve bu pozisyon Louis için gerçekten çok rahattı.Bir şey dışında.Harry bu pozisyonda kendine hakim olamıyordu ve Louis her zaman Harry'nin ereksiyonunu hissediyordu.

"Harry sakın" dedi gülerek.Tencereyi kenara koyup ona doğru döndü,ellerini boynuna doladı.

"Sakın azayım deme ikizler içeride" dedi gülerek.Harry sadece kahkaha attı ve dudaklarını hızlı öptü.Louis'ye karşı olan sevgisi tarif edilemezdi gerçekten.

"Pekala kendimi tutarım ama bana borçlusun" dedi Harry ellerini Louis'nin poposuna götürerek.Öpüşmeleri iyice derinleşmişti ve o anı Liv'in çığlık çığlığa ağlama sesi bozdu.Harry Louis'den ayrılırken yanağına bir öpücük kondurdu.

"Bana borçlusun"

*

Akşam yemeğinden sonra Louis Harry'i bebekler için bez ve süt aldırmak için markete yolladı.Ve bu Harry'nin işine yaramıştı.Arabasını doğruca Matt'in evine sürdü.Adresini Louis'den öğrenmişti daha önce ve aklındaki planı uygulamak için zaman gelmişti.

Kapıyı çaldığında kapıyı Matt açtı.Üzerinde sadece iç çamaşırı vardı ve salonda oturan 5 yaşlarında bir çocuk görünüyordu.O Louis'nin öğrencisi olmalıydı.

"Sen kendini ne sanıyorsun?" Harry adamı içeri doğru itti ve kapıyı hızlıca kapattı.Matt şaşırmıştı,sadece ellerini havaya kaldırarak ona doğru baktı.

"Sen kimsin be?" dedi hışımla.Harry hızlıca gözüne doğru bir yumruk attı ve yere düşünce yanına eğilerek yakasından tuttu.

"Eğer bir daha kocama dokunursan ölümün olurum" 

Matt kahkaha atıp suratına baktı Harry'nin.Louis'nin kocası olduğunu yeni anlamıştı.Hızlıca ayağa kalkıp yumruk savurdu Harry'e doğru.Harry ondan kaslı ve güçlüydü,yere düşmedi.Yakasına yapışarak karnına tekme attı.Kimse onun kocasına dokunamazdı.Kimse.

"Ufaklık!" diye seslendi küçük çocuğa doğru.Alfie hemen ayağa kalktı ve babasına doğru baktı.Tir tir titriyordu ve ağlamak üzereydi.Ne yapacağını bilemiyordu sadece titriyordu.

"Yukarı çık" diye seslendi Harry ona.Bu onu sadece daha çok titretmiş ve sonunda ağlatmıştı.Yerinden kıpırdamadığını gören Harry Matt'i yere fırlatıp doğruldu.Böylece Alfie hemen üst kata koştu.Harry durması gerektiğini biliyordu fakat sadece daha çok yumruk attı neredeyse bayılmış olan Matt'e.Siniri geçmiyordu.

Alfie ise babasının telefonunu yatağın üzerinde bulunca babası dışında tek güvendiği kişiyi aradı.Louis'yi.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top