Bölüm 19:Uniquely Perfect


Sürpriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiz

Beğenirseniz yorum atmayı ve oy vermeyi unutmayın

fikrimi değiştirmezsem bir iki bölüm sonra bitireceğim ama eğer isterseniz ikinci kitapla devam edebilirim çünkü her zaman söylediğim gibi kurgu bitmedi,roleplay hala devam ediyor

xoxo



"Aslında seni umursamıyordu"

"Ne?"

"Harry,seni umursamıyordu,sadece pantolonunun içine girmek içindi onca şey,zaten bunu başardığını görebiliyoruz" Matt Louis'nin yanında oturuyordu ve gözlerinin içine bakıyordu.Louis derin bir nefes alıp gözyaşlarını sildi.

"O yokken böyle konuşman hiç doğru değil,sadece sus" Louis Harry'i bulamadığı her an için lanet okuyordu kendine.Onu nasıl bulamazdı ki?Her şeyi denemesi lazımdı.Her yolu.

Matt sadece gülerek Louis'yi koltuğa doğru itti ve kollarını başının yanına sabitledi.Louis'nin gözleri açılmıştı ve neler olduğunu Matt'in boynundan aşağı öpmeye başlamasından sonra anlamıştı.

"Matt" dedi zayıfça ve onu itmeye çalıştı fakat Matt sadece daha sert öpüyordu boynunu ve dizini Louis'nin bacak arasına sürtüyordu.Louis gözlerini kapatıp daha fazla itmeye çalıştı onu ama güçsüzdü.

"Matt,yeter!"

"Susman senin için daha iyi olur"

*

Matt Louis'nin kıyafetlerini hızlıca çıkardı ve ne kadar dirensede Louis çok yorgundu.Günlerdir Harry'i arıyordu ve hem çocuklara bakmaktan hemde ağlamaktan bitkin düşmüştü.

Louis ağlıyordu ve artık geri itecek gücü kalmamıştı.

Matt'in gözü dünmüştü ve hiçbir şey duymuyordu.Kendisini hızlıca Louis'nin içine ittiğinde Louis o kadar yüksek sesle çığlık atmıştı ki boğazının yanmasına neden oldu.Matt ise sadece kendi zevkine bakıyordu.Sonunda istediği yerdeydi.Louis'nin üstünde.

Louis'nin saçlarını tutarak kalçalarını ileri geri hareket ettirirken kapı sonuna kadar açıldı ve Liam içeriye girdi.

"Siktir" dedi nefesinin altından.Louis çırpınıyordu.Hızlıca Matt'in yanına gidip onu geriye çekti ve suratına yumruk attı.Matt yere düştüğü zaman iki defa üst üste tekme attığında Matt yerde uzanıyordu öylece.

"Aman Tanrım" Louis'yi kollarına aldığı zaman sadece onu kendine çekti ve gözyaşlarını sildi.Louis bunların hiçbirini hak etmemişti.

**

"Liam'a bir teşekkür borçluyum" dedi Harry Louis'yi göğsüne doğru çekerken.Louis sadece ağlamamak için zor duruyordu.Suratını Harry'nin boynuna gömdü ve ona olabildiğince yakın durmaya gayret gösterdi.Korkuyordu.Artık her şeyden korkuyordu.

"Artık burdayım,hep beraberiz ve o orospu çocuğu hak ettiği yerde" dedi sakince.Louis kafasını salladı ve gözlerinden akan yaşları umursamadan Harry'nin sıcak tenine öpücükler kondurdu.

**

"Papa,neden babamı götürdüler?" Alfie'nin sesi üzgün çıkıyordu.Gece saat 11 idi ve Alfie Harry'i özlediğini,onunla beraber yatmak istediğini söylemişti.Harry onu kıramazdı.

"Baban kötü bir şeyler yaptı ve insanlar kötü bir şey yaptıkları zaman cezalarını çekerler"

"Onu görebilecek miyim peki?" Alfie'nin uykusu vardı.Harry bu soruyu yanıtlamak yerine onun yüzüne öpücükler kondurdu ve ikisi beraber uykuya daldılar.

Harry iki saat sonra uyandığında boğazının yandığını hissettiğinde Alfie'nin uyanmamasına özen göstererek mutfağa doğru gitti.Başı ağrıyordu ve vücudundaki izler hala belirgindi.

Dolabı açıp şişesini çıkardıktan sonra bir ayak sesi duydu.Suyu tezgaha bıraktıktan sonra eline en büyük bıçaklardan birini aldı ve sese doğru gitti.

"Kocana altımdayken nasıl hissettiğini sordun mu?Cennet gibiydi"

"Senin ne işin var burada?" Harry elindeki bıçağı sıktı ve ona doğru adım attı.Kalbi deli gibi çarpıyordu.Derin nefes alıp ona doğru yürüdü.

"İstesem yine seni dövdürtürüm ve bu senin sonun olur,herkesten her şeyden uzak"

"Git dedim sana!Defol git şerefsiz!" ve bıçağı ona doğru fırlattı.

Louis sesleri duyduğu zaman hızlıca salona doğru indi ve salonun ortasında öylece oturan Harry'nin yanına diz çöktü.

"Harry?Bebeğim n'oldu neden buradasın?"

Harry ona boş gözlerle baktı ve derin bir iç çekti.Elleri titriyordu ve gözleri dolmuştu.O anları her aklına getirdiğinde ölüyor gibi oluyordu.

"Buradaydı" dedi sakince ama sesi titriyordu ve konuşmak için kendinde güç arıyordu.Louis etrafına bakıp tekrar Harry'e döndü.Başını iki yana sallayarak yerdeki bıçağı aldı ve koltuğun üzerine koydu.

"Yarın bununla ilgileniriz,hadi odamıza çıkalım"

**

Harry Matt'in hayalini göreli iki gün olmuştu.Louis onun için endişeleniyordu.Kendine zarar vermesinden korkuyordu.İyi olduğunu söylüyordu ama ne zaman konusu açılma ağlamaktan uyuyamıyordu.Yaşadıkları kolay değildi elbette.

"Günaydın" dedi Louis ellerini uykulu Harry'nin çıplak göğsünde gezdirirken.Onu uyurken izlemeye bayılıyordu.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Ölü gibi"

Louis gülümsedi ve dudaklarını Harry'nin dudaklarına bastırdı.Sabah nefesinden nefret ederdi ama umrumda değildi.Canı kocasını öpmek istemişti ve bunu yapacaktı.

"Bugün Alfie'nin okuma töreni var veya her ne boksa işte,gidiyoruz" sesi sakindi ve yatıştırıcıydı.Harry'nin yüzündeki yaralara dokunup onları tek tek öperken Harry'nin onu belinden kendine doğru çektiğini hissetti.Harry yine Harry'lik yapıyordu.

"Ayrıca ikizleri ve Eddie'nin banyo günü,yardım etmen gerek"

Harry gülümsedi ve yatakta doğruldu.Ailesi için her şeyi yapardı.Kafasıyla onaylayıp hemen saçını topuz yaptı.Louis Harry'e bakmaya doyamıyordu.O kadar iyi bir insanı hak edecek ne yaptığını çok merak ediyordu.Bu kadar sevgi dolu ve hep ailesi için orada olan.Harry'nin kalbi altındandı ve bazen kendini onun için yetersiz buluyordu.Harry eşsiz bir şekilde mükemmeldi.

**

"No no no no" Liv ağlamaya başladığında Harry derin bir nefes aldı ve gülümsedi.

"Livvy,banyo zamanında banyo yapılır,eğer temiz olmazsan Alfie onunla gitmene izin vermez"

Liv burnunu çekti ve Harry için kollarını açtı.Ona sarılıp güç almak istiyordu.Harry sadece yanağına bir öpücük kondurdu ve ikizleri yıkamaya başladı.İkisininde saçları altın sarısıydı fakat Liv'in saçları kıvırcıktı,Daisy'nin saçları düze yakındı.Harry onlara her baktığında aşk yaşıyordu onlarda.

Daisy papasının onları yıkamasına izin verirken oyuncaklarıyla oynuyordu.Liv ise Harry'e yavru köpek bakışı atarak ona sarılmak için ısrar etmeye devam ediyordu.

**

"Papa!" Alfie Harry'nin geldiğini görünce ona doğru koşarak sıkıca sarıldı.Tüm çocuklar Harry'e bayılıyordu.Louis bazen kıskanmıyor değildi.

"Çok şık olmuşsun Alfie,inanamıyorum" dedi gülerken Harry.Eğildiği yerden ayağa kalkarken yanağına bir öpücük kondurdu ve onun arkadaşlarının yanına koşmasını izledi.

İkizler Lottie ile beraber ortalıkta gezerken Eddie Gemma'nın kucağında etrafına boş bakışlar atıyordu.Harry gülümseyip Louis'ye baktı.Louis garsondan iki bardak alkollü meyve suyu alıyordu.Harry gülerek arkasını dönmesiydi uzakta tekrar onu görmesi bir oldu.

"Siktir" dedi bıyığının altından ve ona doğru yürümeye başladı.O gittikçe O da gidiyordu ve Harry neredeyse koşmaya başlamıştı on yakalamak için.Hem kendine yaptıkları hemde Louis'ye yaşattıklarını ödetmek için.Ama kendine geldiğinde salonun dışındaydı ve etrafına bakıyordu.

Louis'nin arkasından koştuğunu fark ettiğinde kaldırıma oturarak yüzünü ellerinin içine aldı.Nefes alamıyordu.Kalbi fırlayacakmış gibiydi.Son hissettiği şey Louis'nin kollarının onu sardığıydı.Sonrası koca bir siyahlıktı.



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top