VISNE REÇELI
" 3 yıl sonra "
Siyah takımın içine lacivert bluz gider mi ya da kırmızı kupelerimle hangi cantam uyumlu olur? Belki de sorun ayakkabılarımdadir, yani topuklari felan yeterince yüksek değildir hem boyumda uzun ne öyle leylek gibi ortalarda gezinmek? Bak bak o makyaj ne öyle hiç olmuş mu? Saçlar da pırasa gibi dumduz, bir de toplamış öyle murebbiye gibi.
Yok ya yok hep aynı şey. Niye bu kadar heyecan yapiyorum ki? Sonuçta ilk sunumum değil bu. Üstelik hersey de hazır. Tamam yani. Bi sakin. Bi rahatla. Ama o kolye hiç olmuş mu hiç uymus mu yani kiyafetine of yani of Derin.
Sabahları aslında böyle degilimdir, yani her sabah boyle degilimdir. Ara sıra huysuzlugum tutar işte. Aslında huysuzluk değil de heyecan diyelim adına. Bugüne kadar bir çok sunum yaptım, bir sürü reklam hazırladım. Sakizdan tutun da şampuan, araba, buzdolabı, şeker, sıvı sabun..... Şimdiki ise, reçel reklamiydi. Ve ben bu işte dahiydim, bir numarayim. İnanılmaz bir yetenegim. Şimdiye kadar reklamını benim hazırlayıp da tutmayan hiçbir ürün olmadı.
Hazır olduğuma daha doğrusu gözüme hoş gorundugume kanaat getirdikten sonra - ki aslını söylemem gerekirse, zaten adımla özdeşleşen derin bir guzelligim olup bu guzelligimi makyaj adı verilen dahiyane buluş sayesinde daha bir artıran ve gözlere hitap eden bir durusum vardır.- sarı civcivime binip ise doğru yola ciktim. Evet sarı bir civcivim var o bir Vosvos. Adı Hamdi. Ona neden sarı civcivim mi diyorum? Cunkü oyle demek hoşuma gidiyor işte. Yoksa şımarık felan değilim hele zengin hiç değilim. Zaten bundan üç yıl öncesine kadar da, neyse işte .
Şirketin önüne geldiğimde, arabadan inip tam içeri girecekken attığım dördüncü adımda cit diye bir ses duydum. Önce üstüme hiç alinmasam da iki adım sonra neden sekerek yürüdüğümu merak etmeme gerek kalmamıştı. Topugum kirilmisti ve sunuma sadece 10 dakika kalmıştı. Neyse ki bu gibi durumlar için her zaman hazirlikliydim. Yerime geçip ayakkabilarimi değiştirdim ve son kontrollerimi de yaptıktan sonra geriye sadece heyecanimi yatistirmak kalmıştı. Bir fincan kahve iyi gelebilirdi. Sadece iki yudum icebildigim kahvemi masadan alıp toplantı odasına giderken elimdeki dosyalara son kez göz gezdiriyordum. Hep böyle yapardım zaten ve toplantı odasının cam kapısı hep açık olurdu. Bu oz güvenle yürürken birine ya da bir şeylere çarpıp fincandaki kahveyi üzerime ve etrafa dökmem bir olmuştu. Kafamı kahveye bulanan ceketimden kaldırıp tam karşıma baktığımda asıl şoku o an yaşayacağımi bilmiyordum tabi.
İşte oradaydı. Tam karşımda. Sessizce ve beklemekten sıkılmış bir şekilde duruyordu. ...
************************************
Merhaba,
Hikayemi okuyan ya da şöyle bir bakıp geçen herkese teşekkür ediyorum. Ricam yorum yaparak begeni ya da eksiklerimi göstermeniz, önerilerde bulunmanız. Beğendiğiniz zaman oy verirseniz de sevinirim tabiki. :::;;;)))
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top