UMUTLAR GERÇEK OLUR!!!

     Bazen düşünüyorum. Tüm olanları. Ben de kalanları. Onun tam da  ne olduğunu. Benim onda ne kadar var olduğumu. Ve her şey akıp giderken aslında bana sormadan şekillenen bütün yenilikler adına kendimle çelişiyorum. Belik de bu iyi. Yani iyi bir şey olmalı. En azından öyle olsa iyi olur. Sanırım tek umduğum bu. Şimdilik.....

        "Bakın burada kim varmış? Merhaba."

        "Selam."

         "Umarım uykunu almışsındır artık çünkü bayadır uyuyorsun. "

        "Ne o yoksa kıskandın mı?"

         "A evetttt. Uyuyan güzelin erkek versiyonu gibiydin."

          "Ama sen beni öperek uyandıran prenses değilsin."

          "Barışşşş"

           "Efendim sevgilim."

           "İyi ki uyandın. İyi ki bana geri döndün. Eğer ..... eğer uyanmasaydın. Eğer sana bir şey olsaydı ben...... "

          "Hey hey. Hadi ama yapma. Bak ben iyiyim ve sen geldiğinden beri orada duruyorsun."

          "Burada mı duruyorum?"

          "Evet. Yani bir sarıl. Bir öp. İki tatlı söz söyle. Ama nerdeeeee"

         "Bence ben doktorunu çağırayım."

         "Neden ama?"

         "Seni yine uyutsun. Uyutsun ki böyle konuşup beni utandırma. "

         "Gerçekten mi?"

         "Elbette hayır. Barış bir daha sakın bunu yapma tamam mı. Sana bir şey olacak diye çok korktum. Ya uyanamasaydın?  Ya ....."

          "Gel buraya."

         Barışın bana uzattığı elini tutup yanına oturdum. İki elimle elini tutup ağlamamaya çalışırken tek yapabildiğim gördüğüm kabusu ve yaşadığım kötü anları unutmayı dilemekti. 

      "Bak peri kızı. Ben seni bir kere kaybettim. Ve bu benim aptallığım yüzündendi. Ama eğer o gün gitmeseydim bu hep içimde bir soru olarak kalacaktı. Bu seni sevmediğimden değil. Ya da onu hala seviyor oluşumdan değildi. Benim kendime kanıtlamam gereken bir şeydi bu. "

     "Peki ya her şey yolunda gitseydi? Ya o..... o gitmeseydi?  Ve siz.... siz...."

     "Ama gitti. Ve inan bana ona dair hiç bir şey kalmadı içimde. Beni affetmen için ne yapabilirim bilmiyorum. Fakat seni geri alabilmek için elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. "

    "Barış neden böyle oluyor?"

   "Ne neden böyle oluyor?"

   "Yalan söyledim diye değil mi?"

   "Aşkım hiç bir şey anlamadım desem?"

   "Sana seni sevmediğimi söyledim. Seni unuttuğumu. Ve sen neredeyse ölecektin."

     "Derin bu senin suçun değil."

      "Evet benim suçum. Bu...... bu evrenin bana ders verme şekli."

      "Pekiiii sen dersini aldın mı? "

       "Galiba."

      "Galiba?"

      "Yani en azından artık seni gözümün önünden ayırmamam gerektiğini biliyorum."

      "Zaten benimde istediğim bu."

       "Öyle mi?"

       "Öyle."

       "Öhömmmm."

       "Bora."

       "Barış"

        "Derin"

        "Can"

        "A biz geçmiş olsun demek istedik."

       "Teşekkür ederim. Geçti gitti işte."

       "Derin seni de eve bırakayım mı biraz dinlen. Sonra yine gelirsin "

       "Yok. Ben burada kalayım. "

       "Canım hadi bak ben iyiyim. Eve git biraz dinlen yine gelirsin."

       "Ya Barış ama tek kalacaksın. Olmaz öyle."

      "Ben kalırım sen gelene kadar."

       "Can gerçekten hiç gerek yok."

       "Var var. Gerek var. Hadi Bora sen Derini götür eve biraz dinlensin. Ben buradayım. Biraz laflarız hem."

      "Tamam ama bir şey olursa hemen beni arayacaksın tamam mı?"

      "Ay tamam kara sevdalı seni. İyi bakarız sevdiceğine merak etme sen."

     "Cannnnn"

      "Neeee? Yalan mı? Hadi eve. Zombiye dönmüşsün Git de biraz uyu. Bir şeyler ye. Hani insanlık  için gerekli şeyler."

     "Dalga geçme sevgilimle."

    "Aman hiç kıyamazmış "

     "Bora sen de mi?"

     "Tamam tamam hadi gidelim. Görüşürüz."

     " Ben bir iki saate dönerim. Kendine dikkat et olur mu? Can sen de  ona iyi bak."

     "Siz gidince  burada parti verelim diyoruz."

    "Cannn"

    "Hadi ama Derin."

    "Tamam gittim."

         Bora ve Derin odadan çıkınca oluşan sessizlik can sıkıcı gelse de bir şeyleri düzeltebilmek adına konuşmak gerekliydi. 

     "Can bak ben...."

     "Sen gittiğinde Derin çok kötü oldu Barış. Yemek yemedi uyku uyumadı. Günlerce sustu. Bu nasıl bir şey biliyor musun? En yakın arkadaşını, kardeşini, değerlini o halde görüp de hiç bir şey yapamamak nasıl bir his biliyor musun?  Elinden gelen bir şey yok. O orada öylece eriyip giderken, sen sadece izliyorsun. Söyleyebildiğin bir kaç kelime. O da çare olmuyor. "

      "Ben çok üzgünüm."

     "Öyle kalacak sandım biliyor musun? Bir daha eski Derin geri gelmeyecek sandım. "

     "Ben..... ben bunları yaşamanıza neden olduğum için gerçekten çok utanıyorum."

     "Sonra senin yerine koydum kendimi. Ben olsam dedim. Ben olsam ne yapardım? Eski sevgili . Adı üzerinde. Arkamı dönüp giderdim. Giderdim diyemedim biliyor musun? Bir yanda sevdiğim diğer yanda sevmekte olduğum. Zor. Çok zor."

    "Hiç kolay değildi emin ol. Derinin gözlerine bakıp gideceğimi söylemek......"

    "Ama gitmeyip Derinle kalsaydın aklının bir köşesinde de hep kalacaktı. Eski de olsa. Keşke diyecektin. Keşke deneseydim. Sadece neyi merak ediyorum biliyor musun?  Tamam seni terk edip gitti. Ya gitmeseydi? Yine döner miydin?"

     "Bunu Derin de sordu."

      "Ben Derin değilim. Doğruları söyle lütfen."

      "Zaten saklayacak bir şey yok Can. Gittiğimin ertesi günü pişman oldum ben. Derini bıraktığım için onu terk ettiğim için pişman oldum."

     "Peki neden geri dönmedin? Neden onunla kalmaya devam ettin? Madem pişmandın. Madem sevdiğin Derindi?"

     "Ben döndüm Can. Bir hafta sonra geri döndüm. Sunaya onu artık sevmediğimi, onunla kalamayacağımı, devam edemeyeceğimi söyledim."

    "Yani sen onu terk ettin. O seni bırakıp gitmedi."

    "Evet."

   "Ama .... ama ben anlamıyorum. O zaman neden yani niye Derinle konuşmak için bunca zaman bekledin? Neden ona dönmedin?"

     "Çünkü korktum Can. Onun beni artık istemeyeceğinden korktum. Onu terk edip giden bir adama dönmeyeceğinden korktum. Her gün onunla konuşmak için güne başladım ama cesaret edemedim bir türlü. Zaten sonra da hayatına Emre girdi. Belki dedim belki bensiz daha mutludur. Belki Emre onu mutlu eder. Benim veremediklerimi verir ona. Sonra onu son bir kez görmeye karar verdim. Emre üniversiteden arkadaşımdı. O gün ona gittiğimde Derinin geleceğini biliyordum aslında. Onu hastaneye elinde pizza kutusu ile gelirken gördüm. Sadece ondan hızlı davranıp Emre'nin yanına önce gittim."

     "Ve?"

     "Onun gözlerinde birazcık mutluluk görmüş olsam inan bir daha karşısına çıkmazdım. Ama görmedim Can. Ben sadece bana baktığında hala beni seven o kadını gördüm. Ne kadar inkar etse de  o an bunu fark ettim."

     "Peki şimdi ne olacak?"

     "Sadece mutluluk var olacak. Onu çok seviyorum Can ve biliyorum ki o da beni seviyor."

     "Lütfen onu bir daha üzme."

    "Bir daha asla. Asla üzülmeyecek. Çok mutlu olacak. Bu konuda yardımınız gerekli ama."

   "Nasıl bir yardım?"

    "Esaslı bir teklif için yardım."

****************************************

Merhabalar,

Nasıl buldunuz bölümü?

Sevdiniz mi?

Sevmediniz mi?

Gerçi okuyan yok. Yorum yapan ve oy veren yok. Hazır her şey tatlıya bağlanmışken çiftimiz mutlu iken final yapayım mı?

Bitireyim mi hikayeyi?

Yoksa devam mı etsin?

Ama bir şeyler söyleyin.

Yorum ve oylarınızı bekliyor olacağım.

Görüşmek üzere. 🙌 🙇

****************************************

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top