SÜPRIZ !!!!!!

             Rüzgar sesini usulca bırakırken  yeni yeni tomurcuklanmaya başlayan ağaç dalları mis kokularini yayiyordu.  Herşey baharın gelişini mujdelerken,  hayaller emanete unutulmuş eşyalar gibi silinip yerlerini yenilerine birakmisti.  Aslında kayiplik değilde kendini henüz bulmusluk gibi birseydi sanki bu.
    Bir kaç kuş sesine, biraz rengarenk çiçeğe ve hep var olan dostlara  sağlam bir dayanakti bavula konulanlar. Ve bir de varlığı hiç pişman etmeyen bir tutam mutluluk vardı.
    Ecenin evlenmesinin üzerinden iki yıl geçti. Iki yılda neler olmadiki?  Bora ve Can sayısız kız arkadaş edindi ve ne ilginçtir ki hiçbiri onları evliliğe ikna edemedi. Henüz.
     Mevsimler değişti.  Zaman geldi geçti. Ve  insanlar bu dongunun  içinde bir yerlerde hep var oldu. Klasik yaşam işte.  Sıradan,  tanıdık, biraz da bildik. Hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda sasirt beni olmayan. Kim buna karşı çıkar ki. Belki ben.  Birazcık. Küçücük. Peki, kabul ediyorum. Fazlasıyla.
      Ben demişken. İyiyim. Gerçekten. Eski isim olan reklamciliga geri döndüm. Bu sefer Melda siz bir şirkette. Sanki başka isimler altında aynı özellikler olamazmis gibi. Ece bunu bu şekilde düşünmemin bana has bir saflik olduğu görüşünde. Haklı mı? Hic sanmiyorum. Hele ki son sekiz aydır birlikte olduğum ve evlenme teklifini hala düşündüğüm biri olduğu göz önüne alınırsa,  dünyadaki tüm Melda ' lar ve farklı isimli Meldacik' lar geri dursun bakalım. Üstelik çalıştığım firmanın reklam müdürü olduğumu da unutmayalım. Alkışlar bana lütfen. Çiçekleri eve gönderin.
       Ama neden hala düşünüyorum değil mi? Ay yoksa sevmiyor muyum? Böyle sorunca kendime bile tuhaf geldi kabul ediyorum. Belki de onun hayatımın tamamını geçirmek istediğim şanslı kişi olduğundan tam olarak emin olmam gerekiyordur. O da bir doktor. İşin ilginç yani o da bir kalp doktoru. Doktorları ve özellikle kalp doktorlarıni hayatıma ne sekilde çektiğim konusunda bir fikrim yok, ama bu ikinci yani. Tesadüf. Şans. Karma. Tamam açıklıyorum: İş. Reklamını yaptigimiz yeni açılan bir özel hastanenin doktoru. Yani biraz tesadüf biraz is biraz da benim ulasilamaz çekim gücüm.
        Emre, yani olmasi yüksek oranda muhtemel nişanlım çok yoğun saatler boyu çalışıyor,  fakat bu benim için sorun değil çünkü ben de aynı şekilde çalışıyorum. Ama bugün bir ayrıcalık yapıp nisanlima bir süpriz yapmayı düşündüm. Yemeğe dışarı çıkamıyor olabiliriz ama bu odasında yiyemeyecegimiz anlamına da gelmez değil mi? Hem arada bir kendimi gostermem ve "Bu adam sahipli" uyarısı vermem de gerekli. Yani hemen hemen.
        Cevriye nin cin böreği alalım isteğini atlayıp,  Cenk'in dört peynirli pizzasini alıp  yola koyuldum. En iyisi haber vermeden gitmekti. Yoksa süpriz süpriz olmazdı ki değil mi?
       Kardiyoloji bölümüne ulaşınca kat hemsiresi  Suna nin çıkmakta olduğunu gördüm. Suna beni görünce gulumsedi, ama tam konusacakken bir el hareketiyle onu susturdum.  Emre henüz burda olduğumu bilmemeliydi. Suna nin yanımdan seni seniiii bakışları atarak ve el sallayarak geçmesinin ardından ortam incelemesi yapmaya başladım. Her ne kadar gözlük takmayi reddetsemde  üç bucuk numara miyop gözlerim hiçbir şey kacirmazdi. Sonuçta astigmatim yok yani değil mi? 
        Etrafta göze gelir bir dışı sinek olmadığına kanaat getirdikten sonra telefonu elime alıp oyunumu baslatmaya  karar verdim. Emre telefonu bir kaç calistan sonra açtı.
         " Merhaba hayatım. Ben de şu an tam senden söz ediyordum biliyor musun?"
          " Benden mi? Acaba kime?"
          " Üniversiteden bir arkadaşım yanimda.  Uzun zamandır gormuyordum."
          " Oyle miiii ? Ne güzel. E tabi arkadaşlar iyidir. "
         " Hem de en iyilerindendir.  Keşke burda olsaydın tanismanizi çok isterdim."
          " Bir gün tanisiriz canim. Neden olmasın."
          " Zaten tanisacaksiniz, çünkü ona nikah şahidim olmasını teklif ettim ve o da kabul etti. Ne güzel değil mi? "
           " Hayatimmm henüz teklifine kesin bir cevap vermedim. Bunu lütfen unutma. "
            " Biliyorum canım ama nasılsa kabul edeceksin değil mi?"
           "Özgüven tavsn sanırım hayatım. Ama artık kapatmam gerek ise geri donmeliyimmm. Seviliyorsun. "
     " Ben de seni seviyorum canim. Görüşürüz. "
  
           Ve artık suprizimi yapna zamanı geldiğinden mi yoksa pizza kutusundan gelen kokunun beni mest etmesinden mi bilinmez ise koyuldum. Fakat asıl suprizin elimde pizza kutusu ile havalı bir giriş yaptığım müstakbel nisanlimin odasında beni bekliyor olabileceğini dusunemezdim.  
        Etrafimdaki  hava agirlasip, renkler birbirine karisirken içerideki aslında bana hiç de yabancı olmayan kişinin adını söylemek için sesim çıkamadı. Ama ne yazikki kulaklarim hala saglamdi ve Emre'nin söylediklerini tam olarak isittim:
      " İşte benim nişanlım. Derin sana demin telefonda bahsettigim arkadaşım.  Aynı zamanda da nikah şahidim. Barış. "    

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top