Pİ SAYISININ BİLMEM KAÇINCI BASAMAGİ

    Ve bazen hayat zor bir oyun kurar sana. Karşına öyle bir engel çıkarır ve buradan devam et der ki ne yapacağınızı bilemez bir halde kalakalirsiniz. Her yan dört duvar olur. Nereye gitseniz bir yalnızlık sizinle gelir. Adı karmaşa olur, çıkmaz olur, engel olur, hatta ikilem olur. Ama belki de en önemlisi bilmezlik olur.
       İşte Emre tam karşımda dururken ve unutmak için zamanı eskittigim ama gördüğümde anladim ki unutamadigim sevdiğim onun yanindayken yer yarilsa da  içine girsem diye düşündüm. Küçük çaplı bir depreme veya tavanın aniden çokmesine de raziydim. Elbetteki bunların hiçbiri olmadı. Aslında saniyenin onda biri kadar zaman da kafamda kurduğum tüm senaryolar boşa çıktı. Hepsi çöp oldu. Ve sonra noronlarimin arasında aniden bir hareketlenme, bir temas yani elektriklenme oluştu. Kendime güvenim tavan, egom ise hız yaptı. Aniden neden ben endiseleniyorum ki? diye düşündüm. Sonuçta o beni terketmisti ve ikimizde hayatımıza devam etmiştik işte.  Derin bir nefes al kızım Derin. Yüzüne gulucuklu maskemi tak ve sahne.
   
       "Merhaba hayatım. Sana süpriz yapmayı düşündüm ama sanırım uygun bir zaman değilmiş "
       " Senin için her zaman uygunum canim biliyorsun. Barış seni nisanlima tanistirayim.  Derin canim, Barış çok yakın bir arkadaşım. Hatta kardeşim. Cocuklugumuz beraber geçti. Ve aynı meslekte aynı bolumdeyiz. "

     Basimla hafifçe selam verip gulumserken Emre devam etti :

     "Yalnız biraz hayirsizdir. Senelerdir arayıp sormadi. Bugün de gelişi bana süpriz okdu."
    
        İçimden yaaa ne demezsin, sen onu bir de bana sor diye saydirmaya başlamıştım ki Barış, Emre ye dönerek : " Asıl süpriz bana oldu galiba." dedi.

        Neyse ki odanın kapısının aniden açılarak bir hemşirenin " Emre hocam sizi acilden acil cagiriyorlar." demesiyle gerisini getiremedi.

       Emre nin acile girmesiyle odada yalnız kalan ben ve Barış sustuk. Aslında ona burda ne aradığını sormaliydim ama bunu yapmak bir an da çok saçma birazda caresizce geldi. Pencere kenarına doğru ilerledim. Gelip giden araçlar, insanlar, birkaç kedi ve alanın ortasında kimseleri umursamadan yatan bir köpek. Ve onların gürültüleri  Oysa şu an için hepsi sanki sessize alınmış gibiydi. Sanki hiçbir gürültü ya da ses cikarmamaya anlasmis bir grup ordan oraya savruluyordu. Asıl olansa kafamin içindeki seslerdi. Durmadan konuşup sorular soran ve sorduğu sorulara cevap veren bir sürü ses. Bir sürü senaryo. Bir sürü karmaşa. Bundan kurtulmam gerekliydi, fakat hiçbiri hiçbir şekilde susmuyordu. Ve sonra bir tek cümle one çıkmaya başladı. "Neden simdi? "
       Unutmusken,  unutmaya baslamisken neden bir anda gelmek zorundaydi ki?  Mutlu olabilmek adına onca acı cekmistim. Farkettirmeden ona baktım. Hiç degismemisti. Ve galiba benim duygularım da degismemis sadece geri plana atilmisti. Onun da beni özlediğini biliyordum. Bir an da mümkün olan en kısa sürede bu odadan çıkma - veya kaçma da denilebilir - isteği duydum. Yapabilirdim. Yapmaliydim. Yapacaktm da. Arkami dönüp kapıya yoneldigimde Barışın sorusu beni durdurmasa belki yapardım da.
     " Onunla mutlu musun? " diye sormuştu.. 
Tam da ona bunun onu hiç ilgilendirmedigini, kendi işine bakmasını soyleyecektim ki birsey belki de bir duygu bana engel oldu. Bir süre ikimiz de sustuk. Mutlu olup olmadığımı o ana kadar hiç sorgulamadigimi farkettim. Bu doğru değildi farkindaydim. Barışta böyle mi hissetmisti o kızı yeniden görünce?  Unuttuğunu sandigi hatıralar,  duygular tekrar mi kalbine dönmüştü?  Ya Emre o bunu hakediyor muydu? Yani Barisi unutamadigimi anlamami? Biliyorum bu insanın elinde olan birsey değil ama nasıl üstesinden gelecegimki? Belki de bu geri dönen duyguların hepsi anın heyecanindandir kimbilir  Belki ikinci görüşümde aynı şeyleri hissetmem.     Ya da üçüncü. Hatta kalbimi değil de mantigimi kullanarak dusunsem?  Aslinda hiç dusunmesem. Bunların hepsi bir rüya olsa. Bir kabus. Kimbilir ayakta uyudum belki ya da aklımı yitirdim ve beynim bana oyunlar oynuyor. Gerçekte Barış burada değil.  Bu şehirde,  bu ülkede, bu gezegende bile değil. Saçma. İronik. Utopik.
     O burda. Tek çıkış yolum gördüğüm ilk anın heyecanıyla böyle hissediyorum. Burdan çıkınca geçecek. Temiz havaya ihtiyacım var. Elbette ya oksijen.

     " Biliyormusun peri kızı sevmek başka. Sevdiğini sanmak baskaymis. "
     " Ne demek bu?"
     " Sude geri dönünce eski duygularım yani unuttuğumu sandiklarim geri döndü. Ama tam bir geri dönüş değilmiş bu biliyormusun?  İçimde kalan Keşke lerin ve acabalarin geri donusuymus bu. Acaba bu sefer olur mu? Acaba bir kere daha gorseydim ne olurdu? Acaba farklı davransam biraz daha taviz versem olur muydu? Keşke söyle yapsaydim. Bunu demeseydim."
     "Yani?"
     "Yanisi peri kızı. Farketmedi. Farketmiyor mus işte. Yine gitti. Haber bile vermeden. Bir hoşçakal bile demeden. Küçük bir açıklama bile yapmadan."
     "Senin için üzüldüm. Dilerim en kisa zamanda senin için herşey iyi olur."
      " Olmaya başladı bile. Karşıma sen çıktın. "
      " Ne sanıyorsun? Karşılaştık ve sen yine yalnizsin diye Emre'yi bırakıp sana döneceğimi felan mi? Kendine fazla güveniyorsun ya da çok sakacisin."
       " Neden bu şehire döndüm biliyormusun?  Seni aramak kendimi affettirmek için. Bütün evlerin kapılarını tek tek çalıp sormam gerekse bile seni bulacaktim.  Ama kader seni karşıma çıkardı. "
      " Artık çok geç Barış. Seni unutmam zaman aldı ama başardım. Üstelik en iyi arkadaşınla nisanliyim. "
       " Ona henüz bir cevap vermediğini biliyorum peri kızı. Bu sefer seni bir daha kaybetmemek üzere kazanacagim. Ben mucizelere inanırım. "

***********************************
Merhaba,

Yime yazdım. Yeni bir bölüm. Ben yazmayı seviyorum  Bu hikayemi de seviyorum. Okuyanlar dan  bir iki cümle lütfen. 😊 Sadece bunu söylemek istedim.
     

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top