PLATONİK AŞK
Zamanin ne kadar hızlı geçmesini istersek zaman aynı siradanligiyla geçer.Karşımda duran şu esmer çiyan ne kadar yok olmasını istesem de tüm iticiliģiyle oradaydı işte. Tüm gün hiçbir iş yapmayan ama yapar görünüp çalışkan ve vefakar elemanı oynayan, yalancı, iki yüzlü ve kindar olduğu gibi oyuncu biridir. Takma kirpiklerinin altındaki o sinsi ve kıskanç bakışları taa yüz metre öteden farkedebilirsiniz. Adı Melda olan bu iyilik meleği görünümlü cadı her yerde karşıma cikmasa ve her işime o estetikli burnunu sokması olmaz. Tabi bugün de bu önemli tanıtımı yapacakken ilgiyi kendi üzerine çekmek adına buradaydi işte.
Onu görmezden gelip üzerine kahve dökülen ceketime baktım. Leke çok fazla olmasa da farkedilir boyuttaydi. Espirituel kişiliğimi on plana çıkararak "Olur böyle seyler" deyip gulumsedim. Bu sırada Melda etrafa sirinlikler yapmakla meşguldu. Her zaman boyleydi zaten anın yıldızı olmayı hep basarirdi.
Ahmet bey -ki kendisi patronum olur - artık başlayalım bakışlarını üzerime dikmisken ve reklamını yapacağım reçel firmasının sahibi Rıfat bey ve ekibi de onun bu aceleciligine eşlik ederken bilgisayarın başına geçip, hazırladığım taslakları sunmaya başladım. Tanıtımda bir aile kahvalti ederken çocuk tereyağli kızarmış ekmeğini göstererek çikolata sürmesini istediği annesi, gazetenin üzerinden noluyor bakışı attığı kocasına göz kirparak "Sorun tereyaginda değil hayatım bu işi Reçelli reçeleri çözer " diyordu. Sonrasindaysa çocuk üzerine vişne reçeli sürülmüş tereyağli kızarmış ekmeğini koca bir gülümseme eşliğinde yiyordu. Yani mükemmel, mutlu ve ideal aile tablosu. Nedeni de Reçelli recelleri.
Sunum bitip masadakilere döndüğümde patronum ve beraberindekileri kendi aralarında konuşurken buldum. En sonunda Rıfat bey kafasını sallayarak bana döndü ve "Teşekkür ederiz Derin hanim. Ben de şimdi Ahmet beye yeni ürünümüz olan ev lezzetindeki çorbalarin tanıtımını size vermek istediğimi soyluyordum" dedi.
İşte bu kadardı. Her zaman başarılı olurdum. Neye elimi atsam o iş zirve yapardi. Şu hayatta elimi sürüp de basaramadigim tek bir şey yoktur demek isterdim tabi. Ama vardı. Aşk. Kimi sevsem başkasını severdi. Kimden hoşlansam başkasına bakardi. Ayrica yıllardır unutamadigim biri de vardı. Belki de onunla olabilecekken Melda cadisi aramıza girmiş ve bizim aşkımız başlamadan bitivermisti. Tam beş bucuk yıldır melul melul bakisarak içten içe yandigim biri vardı. İş yasaminda ne kadar gözü peksem aşkta o kadar utangactim. Ben ona geçen onca yıla ve var olan arkadasligimiza rağmen adının yanına bey ibaresi koyarak seslenirken Melda çok uzun süredir nereden aldığını anlamadigim bir hakla onu adıyla çağırıyordu. En başından beri ondan hoslandigimi biliyordu. Buna karşın araya girmekte bir sakınca görmedi. Ben bunları kendimce düşünüp dururken Rıfat bey tekrar konuştu.
"Üstelik sanslisiniz. Yakin arkadas oldugunuzu duymustum, bu kampanya da tabi eğer kabul ederse, Melda hanımın reklam yüzümüz olmasına karar verdik."
*****************************************
Merhabalar,
Arkadaslar yazdigim hikayeyi okuyan ya da bakıp geçen arkadaslara teşekkür ederim. Okunma sayısına bakınca az da olsa okuyan arkadaşlar olduğunu görüyorum. Beğenirsiniz ya da begenmezsiniz elbette bu size kalmış birsey, ama lütfen bir iki kelime ya da cümleyle yorumda bulunun. Şurası söyle olsa daha iyi veya söyle yaz ya da boyle devam et diyebilirsiniz. Ben okuduktan sonra neler hissettiğinizi merak ediyorum. Bir emek verdikten sonra sonucuna dair bir şey okumak da hakkım diye düşünüyorum. Bu geri donuslerin inanin bana cok katkisi ve faydasi olacak. Şimdiden çok teşekkür ederim. 😊
*****************************************
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top