Tyrell kışı ilk bölüm
📖Keyifli okumalar...

Yeşil ulu meşenin yaprakları sararmaya yüz tuttuğunda Wayyne'nin merkezinde inanılmaz bir koşuşturmaca baş gösterir. Aynı günler yeşil meşenin kardeşlerinin dikili olduğu adalarda da yapraklar bu olaya bir bir ortak olur. Ağaçların gizli ruhları aydınlığa çıkar, devinimlerindeki değişimlerini görmek için .

ceylanlar,tilkiler,tavşanlar,vaşaklar,köstebekler,kuşlar,böcekler; doğalarının döngüsüne tanıklık ederler, saygılarını ve sevgilerini ulu meşelerine sunarlar. Wayyne bu yüzden yılda dört büyük balo düzenler,mevsim hazırlıklarının yapıldığı ayın sonu herkes kraliyetin ana topraklarında büyük balo ve şölene katılır.

Yirmi sekiz ada koruyucusu ve iki köprü savunucusu olmak üzere otuz kişilik denge muhafızları vardır bunun yanı sıra, bunlar vali gibi görevleri gereği bulundukları adanın bütün düzeninden sorumludur. Wayyne toprakları ana karaya üç yerden bağlıdır ve bunlarda kesik kesiktir.  Merkezde kraliyet topraklarının bulunduğu aslan pençesi şekilli ada ve Aslan pençesine bağlı iki köprü savunucusu adaları ve onlara bağlı diğer küçük adalar; yönetim bu sayede adeta dişli çarklar misali düzeni sağlar.

Adalar sayesinde siyasi yönden aşılmaz olarak nitelendirilen savunma hattına sahiptir aynı zamanda Wayyne. Kendi halinde kurulu düzeninde birlik beraberlik içinde hüküm sürdürür;

Köprü savunucuları da hazırlıklara Wayyne'nin zıt kutuplarında başlamıştı biz bunları anlatırken; sonbahar hazırlıklarının yönetiminde yer alıyorlardı. Thorin ve Kerena,Aslan pençesinin önde gelen liderlerindendi fakat herkes bilirdi ki iki savunucu da asla anlaşamazlardı. Thorin, Kerena'nın yönetim biçimini aşağılamaktan geri durmaz; Kerena da Thorin'i kendisi kadar iyi savaşamadığı için eleştirirdi. Fakat vazifelerini ikiside başarıyla yapıyorlardı...

~•~■■~•~

Kerena kuzey köprüsü'nün savunucusuydu ve şu dakikalar kızgınlığı artmaktaydı.

"Yaprakları saymayı bitirmek bu kadar zor olmamalı! "

Yerde hızla dolaşan periler kendi renkleriyle işaret koydukları yaprakları daha hızlı saymaya giriştiler bunun üzerine, Kerena'nın öfkesinin sonucunu kimse görmek istemiyordu. Kaldıki buradan sonra daha bir çok işde vardı, orman ruhlarının ağaçları, yeni tohumlar, çiçek tarhlarının bakımı ve çimlerin renk değişimleri gibi gibi bütün ormanın ve adanın düzeninin son  rötuşları sonbahara göre dizayn edilmeliydi.

"Nüfüs ve yerleşke bildirisi artı olarak Aslan pençesinden gelen döküman nerede?"

Kerena etrafta dolaşıp verdiği emirlerin hemen yerine getirilmesini istiyordu, aklında tutması gereken çok şey varken birde dakiksizlik çekeceği bir şey değildi.

Kaldı ki terzi cinlerinide bulmalıydı, balo elbisesi ne alemde görmeliydi, şu an üzerinde zırhı ve silahları olabilirdi fakat Aslan pençesinde heleki mevsim balolarında resmi kiyafeti maalesef bu değildi.

Yardımcısı Ursula adanın diğer ucundan meşe palamudu toplatıyordu buradaki Ulu meşe'nin orman ruhları adına süslenmesi için ve bu yüzden yarım saate anca gelecekti, o olmayınca da Kerena çoğu şeyi kendisi yapmak zorunda kalıyordu.

Neredeyse dördüncü haftayı bitirdikleri sonbahar hazırlıklarının sonucunu üç gün sonra Aslan pençesinde Kraliçeye sunacaktı.  Bunları düşünürken önünde biten Winke eline üç parşomen tutuşturmuştu.

"Efendi Kerena, istediğiniz belgeler."

"Biraz daha dakik olmalısın Winke,"

Gözlerini belgelere çeviren Kerena Winke'nin yüzünün hafif solmasına neden olmuştu, Genç elf elbiseninin pileleriyle oynamaya başlamıştı. Kerena işini bitirmek için kendine düz bir yer bulmalıydı.

"Winke bana terzi cinlerini bulmalısın, teşekkürler."

En azından teşekkür ettiği için eski şevkine dönmüştü bile Winke.

Düzenledikleri ulu meşenin geniş meydanında şölen alanı için ayrılan yerin yanı sıra toprak perilerinin ve kaya elflerinin evleri de o meydanın  düzlük tarafındaydı,Kerena düz çatısı olan bir kaya evini gözüne kestirmiş ve on dakika sonra çatısına koyduğu parşömenleri daha iyi anlayabilecek şekilde konumlanmıştı, bu sayede notlarını da almış olacaktı.

Kendi alet çantasından not almak için temiz bir parşomen ve mürekkep çıkaran Kerana Aslan pençesinin parşomenini de okumaya başlamıştı eş zamanlı olarak;

İstenilen yeni bir şey olup olmadığını özellikle kontrol etmiş ardından kendisine bağlı olan adaların rapor tarihlerine bakmıştı. Geç kalacakları not almış, Aslan pençesinin hazırlıklarda nerede olduğunu da iyice incelemişti. Ne kadar ürünün olabileceğini de ayrıca kabataslak hesaplamıştı Kerena.

Sonra notlarının yanına kendi istediği parşomenleri koymuş onlarıda incelemeye başlamıştı;

Raporu geciktiren adalara ikaz mektubu yazmış kenara koymuştu bundan öncesinde, sonra ona iletilen bilgilerin önem sırasına göre sıralamış ve kağıt tomarlarıyla işini tamamen bitirmişti.

"Winke!"

Seslendiği kişi iyiki bir elfti kulakları çok çabuk duyumsuyordu ve çok hassastı.

"Evet efendi Kerena?"

Neredeyse iki dakika sonra cevap gelmişti fakat yinede hızı iyiydi.

" Şu altı mektubu postala."

Elindeki açık yeşil zarflı turuncu mühürlü mektupları uzatmıştı Winkeye.

"Emredersiniz!"

Tam dönen elfe bir şey daha sormuştu Kerena.

"Cinler ne alemde? "

"Evinizde olacaklar az sonra efendi Kerena."

Bunun hemen ardından uzaklaşan elfi bir süre gözlemlemiş ardından zambak tepesine yürümeye başlamıştı Kerena.

Evi yeşil renkli yarı mermer yarı camdan  broken yapıda inşa edilmişti, orta büyüklükteki mimarisi kraliyeti ağırlayacak kadar kapasiteliydi.
Fakat kendisi küçük bir bölümüyle yetiniyordu.

Yeşim taşından yapılma giriş kapısından hole süzülür süzülmez içerisinin ılık havası hemen yanaklarına vurmuştu Kerena'nın, evin zambak kokusu ise her köşesinden buram buram tüterken hızlıca oturma odasına yönelmişti bu sefer.

Cinler Winke'nin dediği gibi buradalardı hatta fazla fazla buradalardı. Bir çok kumaş ve iplik yerlerdeydi ve getirdikleri mankende yerden farksız bir biçimde duruyordu. Kerena beyaz sade bir elbise istiyorken cinler sade kısmını dikkate almamıştı sanırsa. Şaşkınlığını anında dile getirmişti Kerena;

"Fredo bu ne hal?"

Gözleriyle hem yeri hemde elbiseyi işaret etmişti Kerena,

"Kerena Alferna'nın elbisesi."

Masumca cevaplayan açık yeşil ten renkli cin büyük turuncu gözleriyle de Kerena'nın tepkisini anlamaya çalışıyordu.

"Kerena Alferna beğenmedi mi?"

Kerana beyaz kumaşın üstünde küçük renkli çiçek motifleri istiyordu sadece, kraliçeyle yarışacak bir gökkuşağı kuyruğu değil!

"Fredo ben beyaz kumaşın üstünde küçük renkli çiçekler istiyordum başka herhangi bir fazlalık olmadan anlıyor musun?"

Cin sivri kulaklarını kaşıyıp kafasını elbiseye çevirmişti bunun üzerine. Açıkça neyi beğenmediğini anlamaya çalıştığını vurguluyordu Kerenaya, oflayarak gerisin geri bir koltuğa oturacakken kapıdan içeri oldukça gürültülü bir şekilde yardımcı Ursula girmişti.

"Efendi Kerena, kraliyetten mektup var! "

"Ursula, sakin ol! Sanki duymuyormuşum gibi bağırma. "

Utanan Ursula odanın ortasında bulunan ve henüz oturamamış Kerenaya mektubu uzatmıştı.

Kuzey köprü savunucusu Kerena Alferna;

Üç gün sonra yapılacak balo konsepti değişmiştir:Thorin Salvotore ile çift olarak katılmanızı arzulayan Kraliçe hazretleri, sebebini bolo akşamı açıklayacaktır. Çiftlerin birbirlerine uyumlu renklerde kıyafet takımı giymeside rica olunur!

Wayyne Kraliçesi Sanna.

Kerena Güney köprü savunucusu ile birlikte baloya katılacaktı, Thorin salvatore ile anlaşamadığını bütün  Aslan pençesi biliyordu!  Hal böyleyken nasıl boyle bir şey isterdi Kraliçe?

Bunun hemen ardından kapıdan  bu sefer Winke giriş yaptı.

"Efendi Kerena! Efendi Kerena! Koruyucu Kailey'nin ... adasının buz tuttuğunu haber veren bir ulak geldi! "

Nefes nefese ve duraklayarak haberi ancak veren Winkenin söyledikleri Kerenayı birden bire germişti.

"Ne? Nasıl buz tutmuş?"

Daha fazla bilgi olması için doğa anaya içinden yalvarıyordu Kerena fakat Winke haberin ne kadar kısa olduğunu çok çabuk vurgulamıştı.

"Adadaki her şey Kristalize olmuş efendim ve...ve Kailey kaybolmuş..."

Kafasından kaynar su dökülen Kerena şaşkına dönmüştü...

~•~■■~•~

Merhaba sevgili okuyucular!
Winterfest2020 yarışmasını için yazdığım Tyrell kışının ilk bölümünü paylaşmak çok heyecan verici.

Bölüm hakkında yorumlarınız ve desteğinizi iple çekiyorum🍂