Chapter 9

Ertesi gün inleyerek ve baş ağrısıyla uyandım. Dün neredeyse hiç uyuyamamıştım. Harry kafamda dönüp duruyordu ve neden olduğunu bilmiyorum! Belki de dün sorunu çözmek adına büyük bir adım attığı içindir.

Ya da benim güzel olduğumu düşündüğü için olabilir. Düz olduğum için bana tuhaf gelmeliydi ama olanlardan sonra kesinlikle cinsel yönelimimi sorguluyorum.

"Louis! Acele et! Geç kalacaksın!"

Annem bağırınca iç çekerek yataktan çıkıp duşa girdim. İşlerimi halledip kıyafet bulmak için odama girmemle çığlık atmam bir oldu. İçeride Harry oturuyordu.

"Siktir! Nasıl girdin buraya!", güldü.

"Ön kapıdan, normal insanlar gibi."

Ona ters bakışımı atarak kıyafetlerimi aldım. Bana baktığını hissedebiliyordum. Odadaki tansiyonu bitirmek için hızla banyoya gidip üzerimi değiştirdim.

Aşağı indiğimde Harry masada annemle konuşuyordu. Bir elma alıp, çantamı ve anahtarlarımı alınca iç çektim.

"Tamam, konuşmak güzel ama okula geç kalacağız ve ben hala Niall ve Zayn'i almak zorundayım." deyince Harry bana döndü.

"İyi eğlenceler!", diye seslendi annem.

"Yani okula bırakmamın yürümekten daha kolay olduğunu kabul ediyorsun?" dedim arabaya binerken.

"Öyle bir şey demedim. Ayrıca, zaten buraya yürüyorum her neyse. Birşey değişmiyor." deyince kıkırdayıp Niall'ın evine sürdüm. Niall ve Zayn oturarak bizi bekliyorlardı.

"Nasıl gidiyor Lou, Harry?" deyince Zayn'e gülümsedim. Harry'le anlaşabilmeleri güzeldi.

"İyi" dedi Harry yavaşça. Hala alışamamıştı ama sorun yok görünüyordu. Arabayı park ettim ve indik. Arabadan çıkar çıkmaz beni arabaya yapıştıran Eleanor'a kocaman gözlerle baktım.

"Seni geri istiyorum." deyince kaşlarımı çattım.

"Uh.. Hayıra ne dersin?" diyerek yavaşça kendimden uzaklaştırdım.

"Louis. Tekrardan birlikte olmamız lazım. Biz en popüler çiftiz ve birileri ayrıldığımızı öğrenirse ben biterim." diye sızlanınca gözlerimi devirdim.

"Onu kendin ve Harry arasında seçim yaptırmadan önce düşünecektin tatlım ve üzgünüm, ne zaman olsa Harry'i seçerdim." deyip diğerlerine doğru ilerledim.

"Bunu yapamazsın!" diye bağırdı ama yürümeye devam ettim.

"Dinleyin, duyuruları dağıtmam lazım. Sınıfta görüşelim?" diğerleri başını salladı ama Harry başını yerde tuttu.

"Sende gelmek ister misin Harry?" deyince hızla bana baktı.

"Evet ona biraz okulu gezdir." Zayn gözlerini devirerek Harry'nin sırtına vurdu. Niall;

"Sınıfta görüşürüz" dedi ve gittiler.

"Onunla barışacak mısın?" diye sordu Harry başı hala yerdeyken.

"Hayır. Eskisi gibi hissetmiyorum.", bu doğruydu.

Evet çünkü yanımdaki çocuktan hoşlanıyor olabilirim.. Ama bunu kimsenin bilmesine gerek yok.

"Bu bazı gereksizleri üzebilir." dedi bana bakarak, kaşlarımı çattım.

"Nasıl?"

"Okulun en popüler çocuğunun bekar olduğunu öğrendiklerinde bütün kızlar kendini sana atar. Nasıl hayır diyebilirsin ki?" dedi gülümseyerek, omuz silktim.

Belki sen onlardan biri olmadığın içindir? Kafamı sallayarak düşüncelerimi uzaklaştırdım ve ofise girdim.

"Louis! Evde herşey halloldu mu?" resepsiyondaki bayan sorunca gülümseyip kafamı salladım. Daha sonra Harry'i gördü ve gülümsemesi kaşlarını çatmaya döndü.

"Yardımcı olabilir miyim?" kaba bir şekilde sorunca kaşlarımı çattım.

"Aslında o benimle, duyuruları teslim etmeye geldim." dedim sinirle ve şok oldu.

"Sen ve o? Arkadaş?" diye sorunca kafamı sallayıp kolumu Harry'nin omzuna attım.

"Yakın arkadaş. Gel Haz." deyip kadını ağzı açık bırakarak oradan çıktık.

"Bunu yapmak zorunda değildin" deyince gülümsedim.

"Tabiki de yaptım! Bu benim işim unutma!" deyip dürtünce hızla geriye kaçtı.

"Görüyorum ki tikin var.." dedim sırıtarak ve gözleri büyüdü.

"Aklından bile geçirme! "

Eliyle önünü tutarak duvara çarpana kadar geri geri kaçtı. Daha sonra oradan da sıvışıp koridora kaçınca gülmeye başladım.

"Tamam tamam gıdıklamayacağım. Ama belki beklemediğin bir anda yapabilirim." göz kırparak konuşunca kafasını sallayarak güldü.

Zil çalınca öğretmen gelmeden hemen önce sınıfa vardık. Harry sırasına geçti ve ben masama baktığımda yeni birinin oturduğunu gördüm. Niall ve Zayn omuz silkince bende Harry'nin yanına geçtim.

"Burada ne yapıyorsun?" deyince gülümsedim.

"Yanına oturamaz mıyım?" tek kaşını kaldırıp 'sen ciddi misin' bakışı attı.

"Sıramda yeni biri oturuyor."

"Sınıf, yeni arkadaşınıza hoşgeldin deyin. Görüyorum ki biraz çekingen." dedi yeni çocuğa bakarak. Kısa kahverengi saçları ve kasları vardı.

"Neden kalkıp kendini tanıtmıyorsun?" dedi öğretmen nazikçe.

"Tanrıya şükür sen bunu bana yapmadın." deyince gülümsedim.

"Oldukça korkutucuydun çünkü." deyince sert bakışını attı.

Dikkatimizi ayağa kalkan çocuğa çevirdik. Çocuk ayağa kalkınca Harry'nin donup kaldığını hissettim. Çocuğa büyümüş gözleriyle bakıyordu.

"Ben Liam. Liam Payne. Özel okuldan transfer oldum. Bilmenizi gerektirecek başka birşey yok." deyip oturdu.

"Sen iyi misin?" Harry yavaşça kafasını salladı.

"Kim o çocuk?" Harry'nin bildiğini biliyordum ve bende bilmek istiyorum.

"Harry.." dedim ve iç çekip yere baktı.

"Eski sevgilim." deyince kaşlarımı çattım.

"Bağımlılığımın sebebi o...", iç çektim.

"Onu yalnız bırak. Tamam mı? Niall, Zayn ve ben varız. Kötü bişey olmaz." dedim.

Bir süre sonra zil çalınca dışarı çıktık. Niall ve Zayn aniden arkadaş olmuş gibi mutlulukla Liam'la sohbet ediyorlardı.

"Görünüşe göre sadece ikimiziz." deyip Harry'i derse sürükledim.

Öğle arası, kafede oturmak yerine Harry ile futbol sahasına çıkmaya karar verdik. Tek sebebi, Liam'dan mümkün olduğunca uzak durmaktı. Bir top alıp Harry'e attım.

"Futbol mu oynayacağız?" deyince gözlerimi devirdim.

"Hayır, sırayla topla sevişip, hangimiz daha iyi karar vereceğiz... Tabi ki!" diye dalga geçince güldü.

Nedense, onu öpmek nasıl olur merak ettim. Bilmiyorum bir anda aklıma geldi. Bir süre oynadık. Gol atmaya çalışmadan, sadece paslaşarak.

"Liam'ın buraya neden geldiğimi düşünüyorsun?" diye sordum, topa vururken kaşlarını çattı.

"Benim için büyük ihtimalle.." dedi topu durdurarak.

"Neden bunu yapsın?", kaşlarımı çattım ve iç çekti.

"Her şeyi mahvederek ayrıldım. Bağımlılığım kötüleştiğinde tek istediğim uyuşturucuydu, başka bir şey değil. Parasını geri almak için geleceğini söylediğini hatırlıyorum." dedi topu alıp bana bakarak.

"Ne kadar borcun var?" dedim ve omuz silkti.

"Yıllar önceydi.." çıkışa yürümeye başladık.

"Bu çok garip değil mi?" kaşlarımı çattım.

"Ne?" diye sordum ve bakışlarını bana çevirdi.

"Hala çocukmuşuz, aramızda hiçbir şey değişmemiş gibi." dedi piercingini ısırarak, tek yapmak istediğim dilimi o piercingle dolamaktı. Ne diyorum ben.

"Bir şey değişmedi. Eskiden nasılsa şimdi de öyleyiz." dedim ve gülümseyip kolunu omzuma atarak sarıldı.

"Teşekkür ederim, Lou" dedi ve sırıttım.

"Hayır, teşekkür ederim Harry." deyince gözlerini devirdi.

"Her zaman son sözü söylemek zorundasın değil mi?" sırıtmaya devam etti.

"Her zaman! Biliyorsun asla beni geçemezsin." deyip onu ittirdim.

"Bence sana ben izin veriyorum." güldüm ve içeriye doğru yürüdük..

~

Canım sıkılıyor. Bütün kitabı atıp bitiresim var rhxjdjcjdncs

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top