Chapter 2

Eve ulaştığımda çantamı alıp arabadan indim. Diğer park etmiş arabayı fark edip, annemin misafirlerinin olduğunu hatırlayarak omuz silktim.

Yapmam gereken ödevlerim vardı, bu yüzden onlara katılamazdım. Arabayı kilitleyip eve doğru yürüdüm.

"Louis sen misin?" gözlerimi devirdim.

"Hayır burada yaşadığını düşünen sıradan birisi. Burada başka kim yaşıyor?" çantamı bırakıp mutfağa yürüdüm.

"Ukala olma şimdi" dedi annem ve gülümsedim.

"Dinle, ödevlerimi yapmam gerekiyor. Yemek için aşağı inerim." diyince kafasını salladı.

Misafirler için etrafa bakındım ve oturma odasından sesleri duydum. Misafirleri rahatsız etmeden odama çıkmaya karar verdim.

Bir saat kadar sonra annem seslenince iç çekip laptopu kapattım. Elimde yazı panosu ve gözlüklerimle aşağı indim.

"Louis ödevini bırakır mısın lütfen" dedi annem ve iç çektim.

"Üzgünüm seçme listesini oluşturmaya çalışıyorum. Çok fazla iyi oyuncu var ve bu zor." yukarı bakıp konuştuktan sonra yemek masasındaki misafirleri görmemle gözlerim büyüdü. Anne ve Harry burada ne yapıyordu?

"Uh, merhaba" dedim ve Anne gülümsedi.

"Merhaba Louis. Seni tekrar görmek güzel."

"Selam Harry." dedim ve bana bakmadı bile.

"Harry, kaba olma"

Anne onu uyardı ama o sadece omuz silkti. Yemek çok garipti, sadece annem Anne konuştu. Harry bana hiç bakmadı ve bir şey söylemedi. Yemek bittiğinde bu tuhaflıktan kaçmam gerektiğini hissettim.
"Bu ne kadar güzel olsa da gerçekten gitmem gerekiyor. Kaba olmaya çalışmıyorum ama son sınıf öğrencisi olarak yapmam gereken çok şey car." dedim ve Anne gülümsedi.

"Tabiki gidebilirsin Louis. O kadar işin arasında aşağıya inebilmene bile şaşırdım." dedi ve güldüm.

"Keşke Harry de senin gibi olsaydı" diyerek bakışlarını Harry'e çevirdi.

"Ne yaptığım seni ilgilendirmiyor anne!" diye sinirle söyledi ve kaşımı kaldırdım.

"Uh evet.. Üzgünüm" diyip panoyu alarak odama çıktım.

Kapı tıklanana kadar bütün akşamı orada geçirdim. Girin derken kafamı laptoptan kaldırmadım. Kapının açılıp kapandığını duydum ve kafamı kaldırdığımda duvara yaslanarak bekleyen Harry'i gördüm.

"Uh.." Ne diyeceğimi bilemeyerek saçmaladım.

"Buraya gelmeye zorlandım. Gidebilseydim giderdim ama annem buraya gelip 'sohbet' etmeye zorladı." diyince omuz silktim .

"Ne istiyorsun, meşgulüm" diyip laptopuma döndüm. Bir şey demedi ve gidip yatağıma oturdu, sadece gitmesini istiyorum. Sonunda işi bitirip takım listesini çıkarttıktan sonra ona döndüm.

"Konuşacak mısın?" bana ters bir bakış attı.

"Hayır" dedi telefonuyla oynarken.

"Sana ne oldu?" diye sorunca sırıttı.

"Büyüdüm", gözlerimi devirdim.

"Eğer büyümek böyle oluyorsa ben o zaman hiç büyümek istemiyorum", arkama yaslanarak söyledim.

"Bu da ne demek oluyor " diye tersledi.

"Şu demek oluyor, büyüyüp senin gibi bir pislik olmak istemiyorum demek oluyor." dedim ve ayağa kalktı. Yüzünü yüzüme yaklaştırarak;

"Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun! " diyince gözlerimi devirdim.

"Pislik olduğunu anlamam için seni bilmeme gerek yok. Seninle arkadaştım. Ama şimdi arkadaş olmayı hayal bile etmiyorum." dedim ve yeşil gözleri karardı.

"Siktir git! " diyip kapıyı çarparak odadan çıktı. Koştum ve kapıyı açtım.

"Doğruları duyduğunda yaptığın şey bu mu? Kaçmak!" dış kapıdan çıktığını gördüm.

"Louis? " annem çarpan kapıya bakarak seslendi.

"Ne oldu? " dedi Anne ve iç çektim.

"Doğruları kaldıramadı."

"Peşinden git Louis!" dedi annem ve iç çekip kapıya koştum.

"Dikkatli ol Louis." dedi Anne, gözlerindeki yaşları fark ettim.

"Ne oldu ona?" diye sordum ama kafasını eğdi.

"Bilemiyorum. Sadece, değişti." diyince kafamı sallayıp çıktım.

İki saat onu karanlıkta aradığım halde hiç şans yoktu. Eve dönüş yolındaydım ki bir ara sokaktan gelen burun çekme sesini duydum.

Gece bu saatte ara sokağa girmemem gerektiğini biliyorum. Demek istediğim şu hikayeleri duymuşsunuzdur, parası çalınan veya öldürülenleri, ama yumuşak bir hıçkırık daha duyduğumda kendime engel olamadım.

Sokağa doğru yürüdüm ve köşede bir gölge gördüm. Yürümeye devam ettiğimde kıvırcık saçlarını fark ettim. Diğer fark ettiğim şey ise yanındaki iğne ve şırıngaydı.

"Harry" dedim sakince ama beni korkutacak şekilde hızla kafasını kaldırdı.

"Defol git", panikledi. Yanaklarından akan yaşları hala görebiliyordum.

"Sorun yok", yere çökerek enjektöre baktım.

"Harry, bu düşündüğüm şey mi?" dedim büyümüş gözlerle ve kolunu kapattı.

"Lütfen sadece git!" diye bağırdı ama kafamı salladım.

"Harry uyuşturucu mu kullanıyorsun? " dedim, kafasını hayır anlamında salladı ama kolundaki izleri görebiliyordum.

"Reddetmek zorunda değilsin kendim de görebiliyorum." dedim, hala yere bakıyordu.

"Neden hala buradasın?" dedi sorumu görmezden gelerek.

"Harry buraya oturup kendini öldürmenin izlemeyeceğim. Annen biliyor mu?" kafasını salladı.

"Harry yardıma ihtiyacın var." dedim ama hızlıca ayağa kalktı.

"Yardıma falan ihtiyacım yok! Bu beni daha iyi yapıyor! Beni mutlu ediyor! Daha canlı hissettiriyor! " diyerek beni itmeye çalıştı ama kafasının yerinde olmadığını görebiliyordum. Gözleri kısık ve kızarıktı, ve kesinlikle ağlamaktan değil.

"Lütfen geri dön Harry. Annen senin için endişenleniyor.", daha fazla tartışmamaya karar verdim.

"Siktiğimin umrumda değil, Göremiyor musun!!! " diye bağırdı.

"Umrunda olmak zorunda değil! Ama kaç kişinin sana değer verdiğini göremiyorsun! Şimdi sana kalkıp yürümeni öneriyorum." sokağın çıkışını göstererek konuştum. Ters ters bakarak kalktı ve beni ittirerek geçti. Tanrıya şükür malzemeleri orada bırakmıştı.

Arada yeterince alan bırakarak yakınından yürüdüm. Benim evimin dışında durduğumuzda dönüp bana baktı.

"Neden beni aramaya geldin?" diyince omuz silktim.

"Annen senin için endişelendi." dediğimde kafasını salladı.

"Yani bana ne olacağını umursamıyorsun? "

"Bizim kendi hayatlarımız var. Harry bu senin hayatın ve ben buna dahil olamam." kapıya doğru yürürken konuştum.

"Beni umursamıyorsan o zaman neden siktiğimin beni aramaya geldin!! " diye bağırdı ve iç çekip ona döndüm.

"Seni umursamıyorum demedim Harry! Sadece kendi hayatlarımız var dedim. Sen benim en iyi arkadaşımdın Harry, ve sadece şimdi değilsin diye, sana değer vermeyi  kesmedim." diyip eve girdim.

Annemlere iyi geceler diyip odama çıktım. Yatağıma oturup düşünmeye başladım. Eski en iyi arkadaşım uyuşturucu bağımlısıydı ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

~

:)

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top