Chapter 18

Diğerlerini evlerine bıraktıktan sonra Harry'nin evine sürdük. Sessizdik ama iyiydi.
Sessizliği ve birbirimizle birlikte olmayı seviyorduk. Elimi hiç bırakmadı, evlerinin önünde durduğumuzda bile.

"Bugün tekrar çıkmam lazım.." dedi ben arabayı kapatırken.

"Biliyorum..." diye fısıldadım elini sıkarak.

"Oraya tekrar gitmek istemiyorum." dedi.

"Bunu birlikte aşacağız.." deyince iç çekti.

Daha sonra telefonum çalmaya başlayınca elini bırakıp telefonu çıkardım. Arayan kişiyi görünce kaşlarımı çatarak açtım.

"Merhaba anne.." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Louis! Bugün okula gitmediğini öğrenmem ne demek oluyor?" diye bağırınca sesinin sertliğine irkildim.

"Anne açıklama yapabilirim.." diye başladım ama sözümü kesti.

"Hemen eve geliyorsun!" diye bağırınca iç çektim.

"Ama anne.." diye başladım.

"Ama yok! Harry'e güle güle deyip eve gel yoksa cezanı kötüleştireceğim." dedi çok sakin bir şekilde, çok kötü bişey olacağını anladım.

"Tamam anne.." deyip kapattım.

"Gitmeliyim.. Görünüşe göre okul aramış, okula gitmememe sinirlenmiş." deyince Harry iç çekti.

"Sanırım bugün tek başıma gitmem gerek.." dedi yere bakarak.

"Üzgünüm.." dedim sıkıca sarılarak.

"Güçlü kal olur mu.. Yapabileceğini biliyorum." diye fısıldadım ve iç çekti.

"Ya yapamazsam?" deyince gülümseyip yüzünü ellerime aldım.

"Sorun olmayacak" diye fısıldadım ve hafifçe gülümsedi. Uzanıp hafifçe dudaklarını öptüm. O da gülümseyip beni tekrar öpünce kıkırdadım.

"Seni seviyorum." diye fısıldadım ve gülümsedi.

"Bende seni seni seviyorum." dedi çantasını alıp arabadan çıkarken.

"Yarın görüşürüz! Mesaj at veya ara!" diye seslendim ve kafasını sallayıp kapıyı kapattı. Gitmeden önce eve girmesini bekledim ve eve sürdüm.

Şu anda eve gitmem annem çağırdığı için değildi, Harry'nin bu gece birşeyleri kendisi yapabilmesi gerektiği içindi. Bu gece güçlü olamayacağını biliyordum, vazgeçmesinin ne kadar zor olduğunu anlayabiliyordum.

Evin önünde durup da annemi kapıda görünce iç çektim. Dudağımı ısırarak çantamı alıp arabadan çıktım. Kapıyı açıp içeri girmeme izin verirken ters ters baktı ve beni koltuğa doğru itti.

"Bugün nerede olduğunu söyleyecek misin?" dedi kolları bağlı bir şekilde ters ters bakarak.

"Anne açıklayabilirim.." diye başladım ama kafasını salladı.

"Louis! Sen tüm dersleri A, öğrenci topluluğu başkanı ve futbol takım kaptanı olan bir öğrencisin ama hepsini elinle itiyorsun!" diye bağırınca iç çektim.

"Anne sadece bir gündü ve bir sebebi var." dedim.

"O zaman açıkla!" deyince derin bir nefes aldım.

"Niall benim ve Harry'nin birlikte olmasını istemiyordu ve bize zor anlar yaşattı. Basitçe herkese Harry'nin uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyledi. Daha sonra Harry arabadan çıkıp ihtiyaç hissettiği için eve gitmeye başladı. Yani onu gidip durdurmak zorunda kaldım. Zaten geç kalmıştık ve Niall'ın öyle onun hakkında konuşmasına izin vermezdim bu yüzden ona ve Zayn'e herşeyi açıklamak zorunda kaldım. Sonra gölde yüzmemizle sonuçlandı. Daha sonra Harry'e onu sevdiğimi ve herşeyin iyi olacağını söyledim. Söz veriyorum yarın okulda olacağız ve bir daha okulu atlamayacağım." deyip hızlı hızlı nefes aldım.

"Bekle ne?!" deyince şaşırarak kaşlarımı çattım.

"Bekle ne, ne?" dedim kafam karışarak, gülümsedi.

"Ona onu sevdiğini söyledin?" deyince kızararak ellerime baktım.

"Uh, evet.."

"Ama çok kısa süre oldu.." deyince omuz silktim.

"Gerçekten engel olamadım. Her zamankinden daha yakındık, ona bu durumla ilgili yardım ediyordum ve ve sanırım oldu işte.." dedim yanıma otururken.

"Nasıl gidiyor?" deyince iç çektim.

"Onun için çok zor anne. Okulda onu tehdid eden bir çocuk var. Eğer borcunu ödemezse başı derde girecek ve çocuğun verdiği malları satmak için bir haftası var. Çok iyi gidiyordu ama şimdi evindeki malzemelerle çok zor.." deyince kaşlarını çattı.

"Evinde uyuşturucu var?" dedi şok içinde, yavaşça kafamı salladım.

"Ama o çocuk olmasaydı olmazdı" deyince kafasını salladı.

"Ne kadar borcu var?"diye sordu ve iç çektim.

"10,000" diye fısıldayınca gözleri büyüdü.

"Louis, buna dahil olamazsın!" diye bağırdı, iç çektim.

"Onu yalnız bırakamam" deyince bu sefer o iç çekti.

"Neler yapabilirim bir bakalım. En kısa sürede onu buraya getir. Bu gece hiçbir yere gitmiyor. Anne ile bunu konuşacağız." dedi ama kafamı salladım.

"Anne yapamazsın!" dedim ama iç çekti.

"Odasındaki uyuşturucuları biliyor Louis. Gerçek hikayeyi de bilmesi gerekiyor." deyince iç çektim.

"Tamam, ben onu sakinleştireyim." deyip annem telefonuyla odadan çıkarken bende telefonumu çıkardım. Harry'i aradım ve 3 kere çaldıktan sonra açıldı.

"Merhaba?" burnunu çekerek konuşunca iç çektim.

"İyi misin aşkım? " diye sordum ve derin bir nefes aldı.

"Ben iyiyim." diye fısıldadı, şu anda ne yaptığını tahmin ettim.

"Harry.. Sen... Düşündüğüm şeyi mi yapıyorsun?" deyince hıçkırdı.

"Özür dilerim.." dedi sessizce.

"Harry yaptın mı?" tekrar hıçkırdı, daha yapmadığını anladım.

"Harry sorun yok.. Nefes al aşkım.." diye fısıldadım.

"Yapmak istemiyorum ama yapmam gerek.." diye ağladı.

"İyi olacaksın... Harry yere bırak. Enjektörü masaya koy ve buraya gel. Annenle birlikte gel. Bir planımız var..", tekrardan burnunu çekti.

"Ne planı?" diye sessizce sorunca gülümsedim.

"Borcu ödemek için." diye fısıldadım.

"Söyledin!!!" diye aniden bağırınca iç çektim.

"Harry sorun yok.. Annen zaten biliyormuş." deyince homurdandı.

"Lütfen sadece gel.." dedim sessizce.

"Harry!! Gel tatlım Louis'lere gidiyoruz!" arkadan Anne seslendi.

"Birazdan görüşürüz." donukça konuştu. Telefonu yere atarak inleyip yüzümü ellerime aldım.

"Birazdan burada olurlar." diyen anneme kafamı salladım.

"Sorun ne Lou?" dedi annem elini omzuma koyarak.

"Tekrar yaptı" ellerimden dolayı sesim boğuk çıktı.

"Bunu çözeceğiz. Anne'in bir planı var.." deyince kafamı sallayıp gözlerimi kapatarak başımı koltuğun arkasına yasladım.

Annemin odadan çıktığını duydum, bir süre sessizlikte oturdum. Herşey kafamda dönüp duruyordu ve baş ağrısının geleceğini hissettim. Kapının çaldığını duyunca yerimden zıpladım ama pozisyonumu bozmadım. Zahmet edemezdim.

"Louis?"

"Evet?" dedim gözlerimi açmadan. Harry'i yanıma oturduğunu hissettim ama konuşmadı veya bana dokunmadı.

"Özür dilerim." diye fısıldadı sonunda.

Gözlerimi açıp kafamı ona çevirdim, ellerine bakıyordu. İç çekip kafamı omzuna yasladım. Korkuyla irkildi ama sonra rahatlayıp kolunu belime sardı.

"Özür dilemene gerek yok." dedim sonunda gözlerimi tekrar kapatarak. Gerçekten yorgun hissediyordum.

"Dilemeliyim. Verdiğim sözleri bozup duruyorum." dedi, gülümseyerek kolumu beline sardım.

"Bu sorunu çözeceğiz." dedim

"Evet çocuklar. Plan şu.." diyerek Anne ve annem içeri girdiler ve bize bakarak koltuğun diğer tarafına oturdular. Hadi bakalım..

~

Hadi bakalııım..

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top