0.8

San ve Yeosang'ın sevgi sözcüklerine maruz kalarak geçen uzun yoldan sonra evin önüne geldiğinde derin nefes aldı. Otobüste ki bunaltıcı, tıklım tıklım ortamı bu ikiliye tercih ederdi.

İkiliye kısa bir göz devirme den sonra koşar adım evine ilerledi. Onun yıllar sonra bu kadar istekli şekilde evine girdiğini gören ikiliyse gülmeden edemedi. Küçük bir yavru kedi, yıllardır kendilerinin yapmak istediklerini yapmıştı daha iki günde. San sevgilisinin düşündüklerini okumuş gibi elini sevgilisinin dizine koyup "Senin payın daha büyük." Yeosang'ın kendisini kediyle karşılaştığını anlamamak San için aptallık olurdu ve bunu bilip gördüğü halde de müdahale etmezse kendisi en büyük aptal olurdu.

Yeosang San'ın parıldayan gözlerine bakıp anlayışla gülümsedi. San'ın dudaklarına küçük bir öpücük koyup geri çekilirken söylenmeden edemedi. "Yine de kediyi kıskanmam gayet normal."

San sevgilisinin dediğine kıkırdayıp emniyet kemerinin izin verdiği kadar yumuşak saçlarını öptü. "Tabii ki normal bebeğim." Yeosang San tarafından onaylanması ile galibiyetle yerinde kıpırdandı.

Seungmin de bu konuşmalar gerçekleşirken heyecanla evine girmişti. Çantasını girişe bırakıp hızla üst katta çıkmak için merdivenleri tırmandı. Mor kapının önüne gelmeden önce banyoya giderek ellerini güzelce yıkamış sonra mor kapıyı açıp içeri girmişti. İlk başta göremediği kediyle "Pisi pisi neredesin." mırıldanmış yatağının altından çıkan kediyle yüzünde duvarların bile özlediği gülümseme oluşmuştu.

Her ne kadar çoğu insan için bir hayvanın, bu kadar sevinç yaşatması saçma gelse de o bu saçmalığı bile seviyordu. Yılların getirdiği yalnızlığı küçük bir kedi yok etmeye başlamışken bu onun için saçmalık olmazdı zaten.

Gri kediye yaklaşıp kendini çıplak zemine bıraktı. Ellerini kediye doğru uzattığın da şirince gülümsüyordu.

Aynı yıllar önce olduğu gibi.

Kedi ilk günden alıştığı sarı saçlı'nın ellerine yaklaşıp miyavladı. Bununla Seungmin'in gülümsemesi artarken heyecanla durakta beklerken laf arasında açtığı konunun cevabını söylemek için kediyi elleri arasına alıp yüz yüze gelmelerini sağladı.

Kedinin küçük ve yumuşak tüylü başına öpücük koyup "Yeosang teyzen ismini kendisi koymak istedi. Bende bugün olduğu gibi yine tarih kendini tekrarlasın diyerek izin verdim. Unutmadığı olayı canlandırıp senin ismini kendisi eve gelince söyleyeceğim dedi. Bu yüzden yarına kadar ismin hücre olarak kalacak." geçmişi yaşatmayı ikisi de seviyordu.

Kedi onu anlamış gibi küçük dilini burnuna sürdüğün de kıkırdadı. Bu sesi duymak duvarların eskimiş boyalarını bile yenilemişti.

Genç kadın eve geldiğinde eşi gelmeden önce arkadaşıyla konuşmalarını aklında canlandırıp durmuştu. Kıkırdayarak ellerini alışık olmadığı yere, karnına doğru sarıp "Chaeryeong teyzen ismini kendisi koymak istedi. Bu yüzden cinsiyetin belli olana kadar ismin hücre olarak kalacak." kendi dediğine kıkırdayıp elindeki telefonu çıkartarak arkadaşının fotoğrafını açıp karnına doğru tuttu. "İşte bu salak senin teyzen. Salak dediğime bakma seni de beni de kendinden çok seviyor. Hatta babanla pek anlaşmazlar. Beni çaldığını düşünüyor babanın." kahkaha attığında kendi geçmişine gitti.

Aklına gelen düşünceler den minik kedinin miyavlaması ile sıyrılırken kediyi kucağına doğru bırakıp cebindeki telefonu çıkardı. Bacaklarına yerleşmiş kediye doğru arkadaşının fotoğrafını açıp gösterdi. "İşte bu salak senin teyzen. Salak dediğime bakma seni de beni de kendinden çok seviyor." Son cümleler eksik olsa da sorun değildi.

Ne de olsa gelecek o yarım kalmış cümleleri tamamlardı.

Saat akşamın on bir'ine kadar kendisiyle ilgilenip durmuştu. Hatta kediyle o kadar oynamaya dalmıştı ki yarış saatinin geldiğini bile unutmuştu. Kediyi kucağına alıp odasına çıkarken "Çok tatlısın canım hücre'm." kediyle konuşa konuşa odasına girip tüm eklsikleri, kedi'nin yatağını hazırlayıp iki saatlik ayrılmak için odadan çıktı.

Tüm eşyaları gökkuşağı'lı çantasında duruyordu. Ekstra kontrol etmesine gerek yoktu.  Evden çıkıp garaja doğru ilerledi. Liseli Seungmin'in bisikleti hâlâ orada duruyordu. Tüm renkleri üzerinde bulunduran bisikleti bahçe kapısından çıkartıp bindi. Yıllardan geliyordu bazı anlamlı isimler.

Saatine baktığında daha vakti olsa da bisiklet ile geç kalabilirdi. Bisikletin pedallarını hızla çevirip gelmesi yere gelene kadar durmadan çevirip durdu. Issızlığın hâkim olduğu yere geldiğinde bisikletini kediyi bulduğu çalıların arasına gizleyip içeri girdi. Kimse onunla ilgilenmezken o kendisine ait odasına girdi.

Kısa bir hazırlıktan sonra anons sesini duymasınyla kaskın içinden gülümsedi. Odasından çıkıp yarış pistinin hemen yanında Kawasaki ZX-6R ile ilgilenmiş kendisini bekleyen Yeosang'ı görmesiyle kaskın içindeki gülümsemesini büyüttü. Motorunu almış piste gelmişti. Yarış çizgisinin gerisinde duruyorken saatin tam 00.00 olmasını bekliyordu, yanındaki Darkness ile.

Genç adama bakmamıştı. Sonuçta daha önce n'asıl biri olduğunu anlamıştı ve o sarı saçlı için yeterli bir bakıştı, daha fazlasına gerek yoktu. Darkness'in aksine. Darkness Rainbow dan gözlerini alamıyordu. Vücudunu saran koruyucu kıyafetler, kaskı, dizlikleri ve motoru ile Rainbow için yapıldıklarını belli ediyorlardı. Aynı kendi kıyafetlerinin Darkness olduğunu ortaya koyduğu gibi.

Bu sefer emindi. Rainbow'u yenecekti. Onun ki hırs meselesi değildi.

Yarışı kazanırsa Rainbow'u ilk yenen kişi olarak onla konuşmaya hak kazanacağınız düşünüyordu. En azından o öyle sanıyordu.

Bu yarış diğerine benzemeyecekti.

🤎🤍

Yeni geçilen oy sınırı ☹️

Özlediniz mii (daha ikisi yan yana bile gelmedi ama )

Şimdiki oy sınırı 30 olsun😑

Öptüm sizi kendinize çoook iyi bakın 😽💗💗

12.02.24

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top