0.6

Minho, siyah saçlı adamın dediğine sırıtıp "Sorulardan iyi kaçıyorsun. Aynı arkadaşın gibi." dediğinde gülmesi artmıştı. Minho'nun dediği ile siyah saçlı adam kaşlarını çattı.

Ne yani bu sinir bozucu adam Rainbow ile tanışmış mıydı?

Hayır.

Rainbow'un bu adamla tanışmayacağına adı kadar emindi. Bu düşünceyle kaşları eski hâline dönerken bu sefer gülme sırası ondaydı. "İnsanları iyi analiz ediyorum. Aynı arkadaşım gibi." dediğinde karşısında ki adamın gülümsemesi dudaklarından silinmişti.

Minho'nun konuşmasına izin vermeden "Sorun varsa Rainbow'un kendisine sor." diyip yanından geçerek içeri doğru adımladı. Minho, adamın tavrına göz devirip uzun süren ayrılığının getirdiği hasreti bitirmek için kalabalığın olduğu yere doğru ilerlemeye başladı.

Kendi kendine de bulabilirdi Rainbow'un kim olduğunu.

En azından o öyle sanıyordu.

Otobüs kendi evinin durağına gelince kucağında ki kediyle birlikte indi araçtan. Hava kararmış, sokaklar sessiz, dondurucu bir soğuğa bürünmüştü ortalık. İlk hedefi açık market bulmak olmuş kendi mahallesin den birazcık uzakta açık olan marketi gördüğünde de kocaman gülümsemiti. Marketten içeri girip reyonlar da dolaşarak kedi maması aldı. Bulduğu kedi hemen hemen iki aylık gözüküyordu ama emin olmak için sabah erkenden veterinere gidecekti.

Aldığı mamaların ve kendine aldığı baharatlı cips'in parasını ödeyerek marketten çıktı. Her ne kadar eve gitmeyi beklemeden kedinin karnını doyurmak istese de bu soğukta hasta olma ihtimali daha yüksekti.

Kucağındaki kediye bakınca uykulu gözlerine gülümsedi. Evine doğru adımlarını hızlandırır iken bu sokaklarda yıllar sonra ilk kez bu kadar hızlı ve istekli gitmişti.

Kucağında ki kedi için.

Evin önüne gelince hızla bahçeye girdi. Hiç beklemeden sol elini cebine atıp eline gelen anahtarı alarak kapıyı açıp içeri girdi. Girişte ayakkabılarını gelişi güzel çıkartarak omzundaki çantayı yere bıraktı. İlk işi kucağındaki kediyi beslemekti.

Atkısına sarılı kediyle birlikte mutfağa geçmiş uyumak üzere olan kediyi masanın üzerine bırakmıştı. Tezgaha yaklaşıp üst rafta ki küçük bir plastik tabağı eline alarak uyuklayan kedinin yanındaki market poşetinin yanına geldi. İçinden mamayı çıkartıp elindeki tabağa açıp boşalttı. Aldığı süt tozuna su ekleyip masaya koyduğunda kediyi atkı dan ayırmadan beslenmesine yardım etti.

Kediyi beslemiş sırada her ne kadar uykusunu bölmek istemese de mikrop kapmaması için temizlemesi gerekiyordu. Sıcak eve alışmış gri kedi bacaklarını esnetip atkı'nın üzerinde uyumaya hazırlanmış iken sarı saçlı genç tarafından, kendisi için güzel olan yataktan ayrılmıştı.

Kucağındaki kediyle birlikte banyo geçmek için merdivenleri çıkarken durmadan küçük kedi ile konuşuyordu. Banyoya geldiğini görünce kediyi kucağından indirip dolaplarda temiz ve yumuşak bir bez parçası aradı. Küçük kedi ise etrafa meraklı bakışlar atıyordu. Elindeki bezi ılık suyla ıslatıp kediye döndüğünde kedinin meraklı bakışlarına güldü. Yere eğilip kediyi tekrar kucağına aldı.

Güzelce kediyi temizlemeden karışmış tüylerini nazikçe ince parmaklarıyla açmış, elindeki bezle de tertemiz yapmıştı. Kedinin karnını da sildiğin de gördüğü beyaz renkle kıkırdadı. "Göbüşün bembeyaz oldu." kedi rahat kucakta gözlerini kapatmış sarı saçlı'nın onu temizlenmesine izin vermişken konuşan güzel sesle gözlerini açıp miyavladı.

Sarı saçlı'nın yüzünden tatlı bir gülümseme oluşurken elindeki kirlenmiş bezi kenara koyup kediyi de yere bıraktığında ellerini yıkayarak kediyi kucağına alıp başına öpücük koydu. Banyo dan çıkarken yine konuşma başlatmıştı.

"Adın ne olsa ki?" diye kendi kendine düşünürken gri saçlı adamın dedikleri aklına doldu.

"Bence rengi ile uyumlu olduğumdan benim ismim olsun."

Zihninde sesi yankılanan adamla farkında olmadan gülümsediği dudaklarını eski haline getirdi. Kediye bakıp "Hayır onun ismini koymayacağım." dediğinde kedi sanki itiraz eder gibi miyavlamış bununla sarı saçlı gözlerini kısıp "Şşşş ben de doğduğum da kendi ismime karar veremedim. Bu yüzden sen de karar veremezsin." diyip gülümsedi. Haklıydı.

Bir süre düşünmüş aklına gelen fikirle gözleri büyümüştü. Kendi odasına geldiği gibi parlayan gözleriyle "Adın Lino veya Lili olsun." demiş ve kediye bakmıştı. Miyavlayan kediyle arada kalmış kediye bakarak "Bak en azından sana seçme hakkı veriyorum. Seçmen gerek." diye mırıldandı.

Uykulu kediyi yatağına bırakıp üzerindeki kıyafetleri değiştirmek için sarı dolabına adımladığı sırada kediye ithaf ederek konuşuyordu. "Sen çok uyukucu bir şeysin. Hımm adını uyuyan Pamuk prenses mi koysak." kendi düşüncesine kıkırdamış üzerini de değiştiği gibi yatağına adımlayıp kediyi kucağına alıp sol tarafındaki yastığın üzerine koymuş gri kedi rahat ve yumuşak yastıkla memnun mırıltılar çıkartmıştı.

Üzerine de ev sıcak olmasına rağmen ince sayılmayacak küçüklük battaniyesini örtüp kendi de uyumak için gözlerini kapatmıştı. Kedi için isim seçmeyi sabaha bırakmıştı.

Aynı bugün yapması gereken eğlenceyi yarına bıraktığı gibi.

🤎🤍

Lino mu🐈‍⬛??

Linos mu🐈‍⬛??

Lili mi🐈‍⬛??

Öptüm muahhh 😽💗

01.02.24

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top