Bölüm 65: Saldırı 🦊

🦊

MISRA BELGİN

Kendime geldiğimde siyah çarşaf ve siyah örtü arasında olduğumu fark ettim. Örtüyü çekerek çıplak vücudumu kapattım. Etrafıma bakınarak yavaşça doğrulduğumda etrafın tamamen boş olduğunu gördüm. Ben neredeyim? Merih o nerede? Korkuyla etrafıma bakındığımda Merih'in kokusunu almam bir oldu. Yataktan yavaşça çıkarak örtüyü daha sıkı tuttum. Dağınık duran odadan yavaşça ayrılarak etrafıma bakındım. Küçük bir holdü. Çıktığım odanın kapısıyla beraber dört kapı vardı. Kapının solundaki aşağıya inen merdivenlere doğru yürüyerek örtüyü de sıkıca tuttum. Boğazım kuru olsa da merdivenden inerek "Merih." diyerek indim. Birkaç adımdan sonra tamamen aşağıyı gördüm. Salonu gördüğümde Hira'nın evinde olduğumuzu kolayca anladım. Aşağıda duran Merih'e, Hira'ya ve yabancı sarı saçlı adama baktım. Merih ses üzerine bana döndüğünde hızlıca bana doğru geldi.

"Kızıl Güzeli uyandın mı?" sorduğunda sessizce kafamı sallayarak üzerimdeki siyah örtüye daha da sarıldım. Benim çıplak olduğumu sonradan fark edince kendi deri ceketini çıkartıp hızlıca üzerimi örttü. Bu sırada da "Kocana söyle arkasını dönsün!" demeyi de ihmal etmedi. Bende onun kolunu tutarak tereddütle ona baktım. Bana hâlâ kızgın mıdır acaba? Ona söylemek istesem de bunu söylemek biraz tuhaf kaçıyor. Benim onu izleme şeklimi görünce beni kendine çekerek kucağına aldı. Üst kata geri çıkıp ayrıldığım odaya geri döndü. Siyah yatağa uzandığımda onun boynuna daha sıkı sarıldım. Merih de bu yüzden de yanıma tamamen uzandığında "Nasıl hissediyorsun Kızıl Güzeli?" sorduğunda dudağımı ısırarak iki renkli gözlerine baktım.

"İyi." dediğimde gülerek saçımı düzeltti. Daha sonrada boynun da duran elimi çekerek göğsüne bastırdı.

"Buna sevindim. Üzerine fazla gittiğim için üzgünüm Kızıl Güzeli." diyerek elimi göğsünden çekip dudaklarına götürdü. Yavaşça öperek "Korktum. Seni bir anda öyle görünce." dediğinde sessizce onu izledim. Benim sessiz kaldığımı görünce elini yanağıma koyarak "Kızgın mısın bana?" sorduğunda kafamı iki yana salladım.

"Hayır, ben... senin bana kızgın olduğunu sanıyordum." dediğimde o da kafasını iki yana salladı. Doğrularak alnımı öpüp daha sonrada alnını alnıma dayadı.

"Benim sana kızgın olmam imkansız. Hem şuna bak sen sevimli bir annesin sana nasıl kızabilirim?" sorduğunda dudağımı ısırarak güldüm. Benim güldüğümü görünce o da güldü. Onun gülüşüne daha fazla bakmak istesem de çıplak olmam tamamen tuhaf hissettiriyor.

"Dize, bana kıyafet getirebilir misin?" sorduğumda başta anlamadı. Anladığında ise hızlıca doğrularak kafasını salladı.

"Üzgünüm uyandığını görünce unuttum." diyerek yataktan çıkıp etrafa bakındı. Odada duran koyu renkte küçük gardıroba doğru ilerledi. Aynalı gardırobu açarak içinden uzun, geniş ve mavi renkte elbise çıkardı. Ardından da poşette çıkardığında sessizce onu izleyerek doğruldum. Elindekileri bana getirdiğinde "Giyinmene yardım edeyim mi?" sorduğunda kafamı sallayarak onu onayladım. Benim onayımla yavaşça yanıma geldi. Poşetten çıkardığı iç çamaşırlarını giydiğimde bana sadece sutyenin kopçasını takarken ve elbiseyi giymemde yardım etti. Daha sonrada sandalet ayakkabı giymemi sağladı. Ardından da saçımı at kuyruğu yaptı. Bu halime gülerek "Kesinlikle sevimli duruyorsun!" dediğinde gülemem bir oldu.

"Sende çok yakışıklı." dediğimde elini uzatarak tutmamı sağladı. Elini tuttuğumda yavaşça yataktan kalkarak bana destek oldu. Odadan çıkıp aşağı kata indiğimizde Hira ve yabancı adam koltukta oturuyorlardı. Hira bana gülerek yavaşça oturduğu koltuktan kalktı.

"Kendine gelmene sevindim." dediğinde bende sakince güldüm. Yanındaki adam ise düz bir ifadeyle bizi izliyordu. Hira yanıma gelerek o da diğer kolumdan destek verdiğinde daha rahat yürüdüm. Tilki halime döndüğümde nedense insan halim de biraz zor hareket ediyorum. Merih bana üç hafta tilki formumda uyuduğumu söyledi. Sanırım uykudayken bu halime alışmışım gibi duruyor. Bana destek olmaları sayesinde Amerikan tipi mutfağa ilerledik. Masaya oturduğumda Merih soluma, Hira da sağ yanıma oturdu. Elimi sıkıca tutarak "Üzgünüm canım senin böyle olacağını tahmin etmedim." dediğinde kafamı sallayarak güldüm.

"Sorun değil. Sizden ilk yardım isteyen bizdik." dediğimde arkadaki adamın gülmesi bir oldu.

"Birde karımı suçlasaydın." dediğinde Hira'nın yüzü bir anda düştü. Kocasına döndüğünde Merih de sinirle yumruğunu sıkmaya başladı. Ortam git gide geriliyor. Merih'in elini tuttuğumda Hira sakince konuştu.

"Tatlım, biraz daha kibar ol." dediğinde kafamı iki yana salladım. Tahminen karışık kanlara kaşı biri olmalı. Merih de en başından beri ona farklı bir yüzle bakmıyor. İkiside düşmanca bakışıyorlar.

"Dize." dediğimde o adama attığı ölümcül bakışlarını geri çekerek bana döndü.

"Efendim Kızıl Güzeli?" sorduğunda güldüm.

"Biz artık eve gidelim mi?" sorduğumda Hira hızlıca reddetmek istedi. Bu sırada da Merih, Hira dan daha hızlı davranarak beni onayladı.

"Tamam Kızıl Güzeli, gidelim." diyerek ayağa kalktığında bende elini tutarak ayağa kalktım. Hira ise ikimizinde önüne geçerek mahcup bir şekilde güldü.

"O biraz kaba biri, çok üzgünüm." dediğinde kafamı iki yana salladım. O öyle diye sende öyle olacak değilsin ama kocanı keşke iyi seçseymişsin. Bunları yüzüne söyleyemiyorum ne kadar sinir bozucu, söylersem kalbi kırılır. Sarışın adam gülerek daha da arkasına yaslandı.

"Ben kaba değilim ve sende boşuna bu... karışık kan ve onun tuhaf hamile eşinden özür dileme!" dediğinde yumruğumu sıkmam bir oldu. O Merih'e karışık kan mı dedi! Gözlerimi sinirle kapattığımda Hira sinirle konuştu.

"Yağız! Yeğenim ve eşi hakkında doğru konuş!" dediğinde gözlerimi açarak Merih'e baktım. Biraz üzgün ve sinirli dursada sakin kalmamaya çalışıyordu.

"Ne var değil mi? Biri karışık kan, diğeri de bunun seviyesini arttırmış başka bir şey!" dediğinde göz ucuyla o adama baktım. Peki, Merih sakin kalabilir sonuçta teyzesinin eşi ama ben asla sakin kalmam!

"Karışık kan olması g*tüne o kadar mı battı, çift cins!" dediğimde üçü birden bana döndü. Bende gülerek ona baktım. İfadesi donmuş bir şekilde bana baksada umursamadan "Seni hâlâ çözemedim hangisisin kız mısın erkek misin, seni üçüncü dereceden ucube!" dediğimde sinirle ayağa kalktı.

"Sen ne saçmalıyorsun! Karışık kana hamile olman beynini mi yok etti!" bağırdığında gülerek baştan aşağıya onu izledim. Merih ve Hira da aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Hadi ama yapma! Çocukken illaki bunları duymuşsunuzdur çift cins! Sonuçta herkes bilir, üç renk sadece kadın kediler de olur. İnsan araştırmaları böyle diyor sonuçta!" dememle yumruğunu sıkmaya başladı. Ben ise umursamadan Merih'in elini tuttum. Daha sonra gülerek "Bizi ağırladığınız için teşekkür ederiz. Hadi gidelim Dize." dediğimde istemeden de olsa gülmeye başladı.

"Görüşürüz teyze." diyerek beni kendine çekip dış kapıya ilerledik. O adam ise şok içinde öylece karşıya bakıyordu. Evden çıktığımızda ona dikkatle baktım. O ise sırıtarak "Çok iyiydin!" dediğinde kahkaha atarak ona sarıldım.

"Kimse sana ve oğlumuza bir şey diyemez!" dediğimde gülerek saçımı düzeltti.

"Öyle mi?" dediğinde ikimizde kapının önündeki arabaya geçtik. Arabayı çalıştırırken "Onun üç renkli bir kedi olduğunu nereden bildin?" sorduğunda duraksamam bir oldu. Daha sonrada gülerek ona döndüm.

"Şey, bilirsin saçında üç renk vardı ve  kolunda da farklı renkte lekeler vardı. Bende bu şekilde anladım." dediğimde tek kaşını kaldırdı. Daha sonrada kahkaha atarak arabayı evden uzaklaştırdı.

"Sen gerçekten de inanılmazsın Kızıl Güzeli." dediğinde omuz silkerek güldüm. Eve gidene kadar ikimizde sessiz kaldık. Ben daha çok yorgun hissettim için uyumuş olabilirim. Fazla yorgun hissediyorum, tuhaf bir şekilde güçsüz hissediyorum. Zaten yeteneklerim git gide yok oluyor gibi, bu çok tuhaf. Doktor buna benzer şeyler olacağını söylemişti ama yeteneklerimin hepsi birden güçsüz olması çok tuhaf. Eskiye göre daha dikkatli olamam ve kimseyi kışkırtmamam gerekiyor.

2 Ay Sonra

Hira ve kocasıyla yaptığımız küçük konuşmamızdan sonra 2 ay boyunca Merih beni yine eve kilitledi. Evet, kilitledi! Bu yüzden de sıkıcı bir şekilde sadece evde oturdum. Abimlerin ya da kendi ailesinin de gelmesine izin vermedi. Aslında bu benim işime yaradı. Abimlerin gereksiz fazla hediyeleri ve Belgin ailesinin erkek sevincinden gelen başka hediyelerini kaldıramazdım. Hastane kontrollerini de Merih eve getirdiği cihazlarla ve Ceren Hanımla kolayca hallettik. Gerçekten de zengin olmak kadar harika bir şey yoktur. Tek sorunu biraz sıkılmış olabilirim ama onu da Merih'e buluşarak kolaylaştırdım. Genel olarak onun kedi olarak kalmasını sağlayıp onunla uğraştım. Defalarca kez çocuk gibi reddetti ama her seferinde de benim için sevimli kedi halini aldı. Şu anda da farklı sayılmayız. Onu sıkıca tutarak "Sevimli kedi." diyerek koltuğa yanıma bıraktığımda kafasını başka tarafa çevirerek kuyruğunu salladı. Onun bu haline gülerek kafamı iki yana salladım.

"Miyav." dediğinde onu tamamen bıraktım. Onu bırakmamla insan halini alarak koltuktaki tişörtünü aldı. Tişörtü giyerken "Peki istediğini yaptım. Hadi gidelim artık." dediğinde elimi karnıma koydum.

"Tamam, tamam gidelim." dediğimde elini saçıma geçirerek alnımı öptü. Daha sonrada alnını alnıma dayadı.

"Doğuma yaklaştın, burada daha fazla kalamayız. Ya bir şey olursa... biliyorsun erken doğum olma olasılığın var." dediğinde dudağımı ısırmam bir oldu.

"Biliyorum ama içimde kötü bir his var. Korkuyorum." dediğimde geri çekilerek yanaklarıma dokundu.

"Korkma, seninleyim." dediğinde onu kafamla onayladım. Benim onayımla elimi sıkıca tutarak ayağa kalkmamı sağladı. İçimde tuhaf bir his var, bunca zaman sonra ilk kez dışarıya çıkacağız ama... nedense kötü bir şeyler olacakmış gibi hissediyorum. Bu his içinde olduğuma göre bir şeyler olacak ama ne! Saldırılar arada bir olsa da güvenlik sayesinde her zaman bir şekilde geri püskürtüldü. Ama şimdi bir arabada ne kadarlık savunma da olabiliriz ki? Sakin nefesler alarak Merih'le beraber arabaya bindik. Koltuğa yaslanarak kemerimi tuttum. Korkuyorum! Kötü şeyler olacak hissedebiliyorum. Araba evden ayrıldıktan sonra asfalt yola girdi. Derin nefes alarak gözlerimi kapattığımda kadın sesi duymam bir oldu.

'Haklısın kötü şeyler olacak. Küçük Mısra!' dediğinde kaşlarımı çatmam bir oldu. Ne gibi kötü şeyler? Korkuyla nefes aldığımda 'Sağına bak!' dediğinde refleksle o tarafa döndüm. Yol ayrımında gelen hızlı arabayı gördüğümde Merih'in arabanın yönünü değiştirmesi bir oldu. Kemeri sıkıca tuttuğumda yolun buz olduğunu gördüm. Arabada şoför yoktu ve yol tamamen buzdu. Merih buz olan yolda bunu yaptığında arabanın kontrolünü tamamen kaybetmesine sebep oldu.

🦊BÖLÜM SONU🦊

Merhaba tilkilerim,nasılsınız? Umarım iyi ve sağlıklısınızdır.

Hepinizin sevgililer günü kutlu olsun benim güzel tilkilerim.

Kitaptan küçük bir bilgi, bundan sonra zamanlarda hızlı geçişler olacak. Finale yaklaştığımız için daha fazla uzatıp sıkmak istemiyorum.

Tatlı Tilkiler.

Ayrıca bahsettiğim Tek Bölümlük Hikaye de yayında, okumak isterseniz eğer.

Tek bölümlük hikaye dediğime bakmayın 25 Bölümlük olacak kitabı ben kısaltarak size tek bölüm olarak veriyorum. Kelime sayımızı tam 9.000 kelimeye tamamladım!

Hiç çaktırmayın bir bölüme yazdığım en uzun kelime sayısı olur kendileri.

Kitabın adı: Yanlış Kedi | Tek Bölümlük Hikaye

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top