Bölüm 64: Ruh 🦊

🦊

Tuhaf auradan sonra üçümüzde içeriye geçtik. Bizi girişte duran büyük salonda bırakıp üst kata çıktı. İki katlı bir yerdi. Merdivenler salonun içinden yukarıya çıkıyordu. Sarmal merdivenler, beyaz koltuk takımı, siyah televizyon ve bazı resimler vardı. Koltuğa oturduğumuz da Merih'in elini tutarak "Dize, o neden tuhaf davranıyor?" sorduğumda sessizce beni izledi. Daha sonrada derin bir nefes alarak elimi sıkıca tuttu.

"Bu tuhaf davranışı bir şeyi kontrol etmek için merak etme." dediğinde iç çekerek merdivenlere baktım.

"Emin misin?" sorduğumda elini saçıma geçirerek alnımı öptü.

"Sorun yok." dediğinde iç çekerek onu kafamla onayladım. Benim onu onaylamamla Hira ve bir kadın daha aşağıya indi. Merih ona dikkatle bakarak "Bu kadın mı?" sorduğunda anlamayarak ona baktım. Birini mi arıyordu? Ben merakla baksam da bana cevap veren olmayacağının farkında olarak onları izledim.

"Evet, Kerime bu konuda iyidir. O da bir Koruyucu ve bize yardım edebileceğine eminim." dediğinde sessizce onları izledim. Burada ne dönüyor lan!

"Evet, size elimden geldiğince yardımcı olurum." dediğinde Merih sessizce kafasını salladı. Kadın yani Kerime denen kadın bana doğru gelerek güldü. Elimi tutarak yanıma oturduğunda Merih de ayağa kalkarak bizi tamamen göreceği şekilde Hira'nın yanında durdu. Kerime ise gülerek "Öncelikle bu yaşadığın zor olmalı ama merak etme. Bebek ve sen zarar görmeden o ruh dan kurtulabilirim." dediğinde istemeden bir 'Ha?' dediğimde Merih hızlıca araya girmek istedi. Hira ise ona izin vermeyerek,

"Buraya ne için geldiğinden haberi yok mu?" sorduğunda hepsine tek tek baktım. Ne b*k dönüyor lan?

"Bunu hızlıca halleder gideriz diye düşündüm." dediğinde Hira kafasını iki yana salladı. Bu sırada da Kerim'e iç çekerek bize baktı.

"Merih, bu konuda sana güvence versem de ona bundan bahsetmelisin! Anlaşmalı ruhlardan kurtulurken bazı kabusları görmeye devam edecek!" dediğinde başka bir 'Ha!' yla o kadına döndüm. Ne anlaşmalı ruhu?

"Ne anlaşmalı ruhu?" sorduğumda hepsi düz bir ifadeyle bana döndü. Hira ise sakin bir nefes alarak,

"Tatlım, utanmana gerek yoktur. Bir ruhla anlaşma yapmış olabilirsin ama bu tehlikeli. O kabuslarda bu yüzde..." diyeceği sırada başka bir şok daha yaşadım.

"Mısra'nın anlaşmalı ruhu mu var? Benden gizli ne ara anlaşma yaptın ge..." diyeceği sırada iki elimide ağzıma koymam bir oldu. Hepsi şok içinde bana baksalar da iki elimi daha sıkı ağzıma bastırdım.

"Senin ortaya çıkma zamanını... salak bunca zamandan sonra neden birden ortaya çıktın ki?" içten bağırdığımda sinirle gülmeye başladı.

"Kes sesini! Son zamanlarda çok fazla başka türlerde haşirneşir oldun! Birde yetmedi bebek yaptın! Sonrada ortaya çıkmamı mı bekliyorsun, seni salak!" dediğinde üçü aynı ifadeyle beni izledi. Durumu anlamaya çalışarak bana baktılar.

"Biraz öncekide neydi?" sorduğunda elimi yavaşça ağzımdan çekerek güldüm.

"Tek kelime etme sakın!" diyerek Merih'e döndüm. Sakince "Bir şey değil sadece..." diyeceğim sırada kontrolü benden aldığını hissetmem bir oldu. Bu tilki çok fazla olmaya başladı!

"Biraz önceki neydi açıklayayım karışık kan! Ve kendini İnfazcı ya da Koruyucu sanan veletler! Ben bu bedenin infazcı tilki ruhuyum. Ve muhteşemliğim için önümde eğilmelisiniz!" dediğinde bir kez daha elimi ağzıma koydum. Narsist Tilki! Daha bir şok içinde bana bakmaya başladıklarında gülmeye çalıştım. Elimi ağzımdan çekerek yutkundum.

"Biraz öncekini duymamış gibi davranır mısınız?" sorduğumda Hira şaşkınca beni izledi.

"Sen bir infazcı mısın?" sorduğunda kendimi gülmeye zorladım.

"Değilim desem inanmazsınız değil mi?" sorduğumda hepsi aynı anda kafasını iki yana salladı.

"Mısra sen infazcı mısın?" soran Merih'e dönerek dudağımı ısırdım. Yavaşça kafamı salladığımda "Neden ben bunu bilmiyorum peki?" sorduğunda hafifçe öksürdüm.

"Şeyden..." dediğimde düz bir ifadeyle bana baktı. Düz bir ifadeye göre fazla sinirli duruyor. Kafamı eğildiğimde Hira hızlıca araya girdi.

"Küçük Dize sakin ol, istese de sana bahsedemez." dediğinde Merih ona anlam vermeyerek baktı. O ise derin bir iç çekerek "O İnfazcı ya da Koruyucu ne olduğu fark etmez . Eğer görevi bir kez kabul etmezse kendi öğretmeni dışında kimse bunu bilemez." dediğinde Merih kafasını iki yana salladı.

"Bahsedemez? Bu..." diyeceği sırada sinirle sustu. Gözlerini kapatarak bir süre öylece durdu. Seni adi p*ç kurusu! Neden söyledin ki! Ortalığı karıştırıp git seni adi salak!

"Dize, özür diledim. Bundan abimlerin ya da başka kimsenin haberi yoktur. Sadece Hasan Genç, o da benim öğretmenimdi." dediğimde gözlerini açarak iki renkte duran gözlerine bakmamı sağladı. Dudağımı ısırarak ona baksam da Kerime birden konuştu.

"Bekle, sen bir infazcıysan bir anlaşma ruhuyla ilişkin ne?" sorduğunda direkt ona döndüm. Daha sonrada kafamı iki yana salladım.

"Deminden beri anlaşma ruhu diyorsunuz ama ben kimseyle anlaşma yapmadım." dediğimde oda daha da sessiz oldu. Tamam ortam git gide daha korkunç oluyor.

"Emin misin? Belki anlaşma yaptın ama hatırlamıyor olabilirsin." dediğinde iç çekerek kafamı iki yana salladım.

"Hayır, ben anlaşma yapmadım. Unutmam imkansız eğer anlaşmayı yapsaydım ben..." diyeceğim sırada durmam bir oldu. Bekle! Başımda ağrı hissetmeye başladığımda sağ elimi başıma koyarak diğer elimi de karnıma koydum. Çok fazla! Neden birden ağrı girdi.

"Mısra?" sesini umursamadan ağrı yüzünden daha da dişlerimi sıktım. Acıyla gözlerimi kapattığımda vücudumun yanmaya başladığını hissettim.

YAZAR

Mısra bir anda gelen korunma isteğiyle kendini tilkiye çevirdiğini fark etmedi. Bu sırada da Merih ve diğer iki kadın da korkuyla ona baktılar. Mısra acıyla iki büklüm olurken bir yandan da tilki formunu almaya başladı. Önce kızıl kuyruk, ardından gelen pençeler, dişler ve tamamen değişen vücudu. Hira, Merih'i geri tutarak Mısra'nın dönüşmesini izledi. Kerim'e de durumu anlamaya çalışarak Koruyuculuktan elde ettiği yeteneğiyle Mısra'nın çevresine bariyer kurdu. Kafasını iki yana sallayarak "Onu fazla sıkıştırdınız." dediğinde ikili aynı anda Kerime'ye döndü.

"Savunmasız hissettiği için mi dönüştü?" sorduğunda Kerime sakince Hira'yı onayladı.

"Anlaşma yapmadı ya da yaptı. Kendisi de bundan emin olamadı. İçten içe korktu bu yüzden de savunma olarak tilki formunu aldı. Sonuçta bebeğini ve kendini tilki forumunda daha kolay korur." dediğinde Merih yavaşça ona doğru yürüdü.

"Mısra, Kızıl Güzeli sakin ol." dediğinde tilki formundaki Mısra hissettiği yoğun auradan dolayı geri çekildi. Merih de ani hareketler yapmadan yere tek diz çöküp elini uzattı. İki elini de uzatarak "Kızıl Güzeli buraya gel." dediğinde Mısra ona saldırmak istedi. Fakat bebeğinden aldığı aurayla sakin kalarak onu izledi. Daha sonrada yavaşça ona doğru yürüdü. Mısra'nın yakınlaşmasıyla, Merih yavaşça onu kendine çekti. Tilkinin saldırgan hali yavaşça yorgun bir hal aldığında Merih ona sıkıca sarıldı. Onu kucağına aldığında Hira sessizce iç çekti.

"Böyle olacağını tahmin etmedim. Özür dilerim, Dize." dediğinde Merih sessiz kalarak Mısra'yı kucağına alarak ayağa kalktı. İki kadında geri çekilerek Merih'in dış kapıya ilerlemesini izledi. Hira derin bir nefes alarak "Dize onu bu şekilde götürme, yukarıdaki odalardan birinde uyumasını sağla." dediğinde Merih duraksayarak Mısra'nın arabada uyanıp sorun çıkarabileceği aklına geldi. Kafasıyla onaylayarak yavaşça yönünü değişip kucağındaki hamile tilkiyi dikkatle tuttu. Merdivenlere yöneldiğinde Kerime onları izledi.

"Mısra'nın içindeki bir ruh var ama anlaşma ruhu olduğunu sanmıyorum." dediğinde Hira da sessizce onu onayladı.

"Haklısın. Aksi takdirde narsist tilkisi onu sağ bırakmazdı. Anlaşılan o tilkiyi bile yönetiyor." dediğinde Kerime de sessizce kafasını salladı. Merih ise Mısra'yı bulduğu ilk odadaki büyük yatağa yatırdı. Kendini rahat bir şekilde düzelterek yattığında Merih elini onun yumuşak tüylerine geçirdi. Onun sakin nefes alışına odaklanarak yanına uzandı.

"Yine fazla üzerine gittim Kızıl Güzeli, üzgünüm." mırıldanarak onun kızıl ve beyaz tüylerini düzeltti. Gözlerini kapatarak onun kokusunu ve nefes alış sesine odaklandı.

🦊BÖLÜM SONU🦊

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top