Bölüm 44: Anılar 2 🦊

🦊

7 Yıl Önce
 
Mısra derin bir nefes alarak elindeki kitaba baktı. Daha sonrada kapıya bakarak "Bu sefer yapacağım. Aktan olduğumu kanıtlayacağım." diyerek elindeki kitaba sarıldı. Babasının ona öğrenmesi için verdiği kitap, Mısra için çok değerliydi. Asla diğerleri gibi bir rahatlıkla büyütülmedi. Kaldığı oda bile bodrumda olan eski bir yerdi. Mısra derin bir nefes alarak odadan çıkıp salona doğru ilerledi. Babasının dışarıda olduğunu biliyordu. Bu yüzden de o tarafa ilerleyerek bahçeye çıktı. Bahçeye geçtiğinde babasının kanlar içinde karşısındaki baygın adamla ilgilendiğini gördü. Bundan biraz korksa da "Bunlardan korkma." mırıldanarak o tarafa doğru yürüdü. Uraz, kızının geldiğini fark ettiğinde sakince arkasını döndü.

"Neden odan da değilsin?" sorusunu duyan Mısra biraz korksa da elindeki kitabı gösterdi.

"Ba... baba eğer öğrenirsem yanına gelmemi istemiştin." ağzında içinde mırıldandığında Uraz ona baştan aşağıya baktı.

"Bir Aktan gibi dur!" dediğinde Mısra kafasını eğmeyi bırakarak dik bir şekilde ona baktı. Ne kadar dik dursada korktuğu çok aşikardı. Uraz gülerek elindeki sigarayı yere atıp üzerini çiğnedi. Mısra bundan korksa da dik durmaya devam etti. Korkarsa aileye kabul edilmeyecekti. Babası ona kızı gibi asla bakmayacaktı. Uraz sakince elini uzattığında Mısra hızlıca kitabı ona verdi. Kitaba kısa bir bakış atıp birden arkasına doğru attı. Ona dönerek "Buradakileri baya hızlı öğrendin. Şimdi onları aklında tut ve kendi başına dene." dediğinde Mısra yerdeki kitaba baktı. Daha sonrada hızlıca kafasını salladı. Uraz onun bu itaatkar haline gülerek elini uzattığında hızlıca onun elini tuttu. Mısra hayatında ilk defa bu kadar mutlu hissediyordu. Babası onun elini asla tutmadı ama yaptığı bu başarı sayesinde babasının elini tutuyordu.

İkili beraber arkalarında kan kaybından ölen adamı bırakarak evin karşısındaki müştemilata doğru ilerlediler. İçeriye girdiklerinde Mısra korkuyla geri adım attı ama Uraz onun daha da geri gitmesine izin vermeyerek "Korktun mu? Sana asla bir şey yapamazlar. Bu yüzden de korkmak yerine onları küçümse!" dediğinde Mısra yutkunarak kanlar içinde olan tasmayla bağlanmış kurtlara baktı.

"Ben korkmadım... sadece... neden onları bağlıyoruz? Bize ne zararları var?" sorduğunda Uraz kaşlarını çatarak ona baktı.

"Ne zararları mı?" sorarak sakince onun kolunu tutarak kucağına aldı. Vahşi kurtlara yaklaşarak "Onlara dokun." dediğinde Mısra hızlıca elini geri çekti.

"Dokunmak istemiyorum." dediğinde Uraz ona sarılarak kulağına fısıldadı.

"Böylesine korkunç yaratıklara iyi davranmalı mıyız?" sorduğunda Mısra onun boynuna sarıldı.

"Hayır. Bir daha babamın söylediklerine karşı gelmeyeceğim." dediğinde Uraz sakince onun sırtını sıvazladı.

"Aferin." diyerek kurtlara baktı. Daha sonra ondan uzaklaşarak "Bu kurtlar bundan sonra senin. Onlar üzerinde zihin nüfuzunu kullanmaya çalış. Eğer başarılı olursan gerçek bir Aktan olabilirsin." dediğinde Mısra biraz korkarak kurtlara baktı.

"Ta... tamam." dediğinde Uraz gülerek onun alnını öptü. Daha sonrada onu yere bırakarak adamlara döndü.

"Onunla kalın, en küçük hatada onların yerine geçerseniz!" diyerek Mısra'yı geride bırakarak müştemilattan ayrıldı. Mısra ise dudağını ısırarak karşısındaki kurtlara baktı. Ne yapması gerektiğini okumuştu ama ne kadar okusa da babasının ona gösterdiği ilginin heyecanından dolayı çoğunu çoktan unutmuştu. Babası kitabı atmıştı ve ne yapması gerektiğini düşündü. Önce aletlere ihtiyacı vardı bu yüzden de adamlardan bunu isteyerek başladı. Getirilen aletlere bakarak bir süre düşündü. Daha sonrada bağlı kurtlara bakarak geri adım attı.

"O... onları daha sıkı tuttun." dediğinde adamlar küçük kızdan biraz sinir alsalar da dediğini yaptılar. Eğer yapmazlarsa o kurtların yerine geçeceklerinin farkındaydılar. Kurtlar sıkıca bağlandığında Mısra onlara yaklaşarak küçük iğneleri şakaklarına yavaşça batırdı. Bunu yaptığında kurt gözlerini değiştirerek acıyla bağırmaya başladı. Mısra bundan korksa da yapması gerekeni yaparak alnını alnına koydu. Kitapta en hızlı yol buydu ve Mısra da bunu kullandı. Zihnine girdiği kurt daha 15 yaşındaydı ve kendisinden sadece bir yaş büyüktü. Zihnine girdiğinde kendini boşlukta hissetti ama kendini geri çekmek yerine kendisi ile beraber duran kurda döndü. Kurt korkarak kıza baktığında Mısra biraz önceki yaptığı şeyi o kurdun gözünden gördü. Biraz önce korkarak baktığı kurda yaşattığı acıyı kendisi de hissetti. Bundan korkarak geri çekildiğinde tamamen kurttan ayrıldı. Acı çeken kurda bakarak hızlıca alnından iğneleri çıkardı. Bunu yaptığında rahatlayan kurda bakarak geri adım attığında arkasında kendini izleyen babasının varlığını hissettiğinde

"Neden çıkardın?" duyduğu soruya korkarak arkasına baktı. Ama geri adım atmak istemiyordu. O kurdun canını yaktı ve daha fazla yakmak istemiyordu.

"O... onun canını yaktım." dediğinde Uraz sırıtarak kızına doğru yürüdü.

"Öyle mi? Bir kurdun bile canını yakamıyor musun?" sorduğunda Mısra geri adım atmadı. Babasının sevgisini istesede birinin canını asla yakamazdı. Uraz kafasını iki yana sallayan Mısra'ya gülerek "Ailemizdeki tek Leke olmana rağmen sana iyi davrandım. Ama sen, benim emrime karşı mı geliyorsun?" sorduğunda Mısra korkmuştu. Babasının gözleri kızıl bir renge bürünmüştü. Onun boğazını tutarak "Şimdi sana gerçek bir zihin nüfuzunu göstereceğim." diyerek çıkardığı pençelerini ona gösterdi.

"Ha... hayır." dediğinde çoktan boynuna batan pençelerle zihni işgal edilmeye başlanmıştı. Uraz onun zihnine rahatça girebileceğini düşünerek bunu yapmıştı ama tuhaf bir şekilde kızının zihni bir şekilde korunuyordu. Bu onu biraz şaşırmıştı. Bir kısmını görebiliyordu ama  bir kısmı onun görmesini engelliyordu. Kızı bir leke olmasına rağmen bunu yapabilmesi ilginçti. Bir süre bu şekilde kalsa da onu rahat bıraktığında boynunda oluşan izlere bakarak güldü. Zihnindeki engelli ölen eşinden kalan kuyruklardan olduğunu anlamıştı. Yerde yatan kızına küçümseyerek baktı.

"İse yaramazsın! Melek olmasa bir önemin olmayacak." dedikten sonra arkasını dönüp "Ve tabi asla bir Aktan olamayacaksın!" diyerek onu kurtlarla yalnız bıraktı. Orada yalnız kalan Mısra ilk o zaman babası için bir değeri olmayacağını fark etti. Yine de o çocuk zihni bunun için çabalamak da istiyordu. Bu sırada onu koruyan Buzul ise sessizce onu izliyordu.

"Baban için uğraşmaya devam et küçük tilki, yakında o senin ellerinde öldüğünde asla bu duyguları hissetmeyeceksin." diyerek sessizce ona saldıracak olan kurtların kalplerini buzla dondurdu. Geri adım atarak ortadan kaybolduğunda Mısra acıdan dolayı yerde yatmaya ve sessizce ağlamaya devam etti. Kurtların sessizleşmesi ve hissettiği güçlü tilki aurası onun için tuhaftı. Ama Mısra'nın tek düşündüğü asla Bir Aktan olarak görülmeyeceği gerçeğiydi.

🦊BÖLÜM SONU🦊

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top