Bölüm 37: Beyaz Tilki ve Kabus 🦊

Medya: Beyaz Tilki Kadın ( Temsili )

🦊

Telefondaki sesi duymamla bozuntuya vermeden yavaşça merdivenlere doğru yöneldim. Arada arkamı kontrol ettiğimde Merih'in bana bakma şekline hafif bir gülümsemeyle karşılık verip yukarıya çıktım. O ise sinirle "Mısra Hanım? Telefonu açıp cevap vermiyorsunuz, bu kadar mı şok oldunuz?" dediğinde sinirle gözlerimi kapattım.

"Baba neden aradın beni?" sorduğumda sinirle karışık bir gülmeye konuştu.

"Neden mi? Biraz önce çok saçma bir şey öğrendim ve bunu hemen halletmen için aradım." dediğinde iç çekerek yatağa oturdum.

"Baba ne diyorsun?" dediğimde bağırması bir oldu.

"Hamile olduğunu öğrendim! Mısra gidip o çocuğu aldıracaksın!" bağırdığında şaşkınca telefona baktım. O hamile olduğumu nereden öğrendi? Ben daha dün herkese söyledim.

"Sen nereden..." diyemeden sinirle,

"Mısra, kes zırvalığı ve o karışık kanı aldır!" dediğinde gözlerimi kapatarak sakin kalmaya çalıştım. Sinirlenmek yoktur! Sakin kal!

"Bebeğime hakaret etme! Ve. Ben. Bebeğimi. Aldırmıyorum! Bunu da sana sormayacağım!" dediğimde tekrar sinirle konuşacakken telefonu kapatmam bir oldu. Elimi karnıma koyarak yatağa uzandım. Nereden öğrendin ya! Birde sen çıktın başıma, ne güzel yoktun hayatımda! Sinirle dişlerimi sıkarak "Merak etme, annen bunu yapmayacak." mırıldanarak kolumu yüzüme koydum. Bir süre bu şekilde kaldıktan sonra uykunun ağır basmasıyla uyumam bir oldu. Hissettiğim sıcaklığa daha sıkı sarılarak gözlerimi yavaşça araladım. Bana sarılarak uyuyan Merih'i gördüğümde içten bir küfür savurmam bir oldu. Uyuya kaldığıma inanamıyorum! Sinirle gözlerimi kapatsam da uykum olmadığı için uyuyan Merih'e baktım. Elimi yanağına koyarak "Neden benim gibi bir tilkiyle berabersin? Daha iyi birini, kendi türünden olan bir kedi yada panter tercih etmeliydin?" dedikten bir süre sonra sakince gözlerini açarak bana dikkatle baktı.

"Belki ama ben bu tilkiye aşık oldum." dediğinde gözlerimi kapattım. Uykulu sesi bile rahatlatıcı.

"Baş belası bir tilkiyim ama.... sana sadece sorun çıkaran bir tilki." dediğimde gülerek elini yanağıma koydu.

"Ben bu tilki kadını her şeyiyle seviyorum." dediğinde gülümsemeye başladım.

"Seni seviyorum." dediğimde alnını alnıma koyarak gözlerini kapattı.

"Seni seviyorum ve öleceğim güne kadar da seveceğim." diyerek gözlerini açarak onun koyulaşmış sarı gözlerine bakmamı sağladı. Çok güzeller.

"Çok güzel." dediğimde beni öpmek için yaklaşmak istediğinde beyaz bir tüy yumağı aramıza girdi. İkimizin de yüzünün tam önüne oturarak birbirimizi görmemizi engelledi.

"Sizi almamalıydım." mırıldandığında doğruldum ama bu seferde üzerime çıkarak geri uzanmama sebep oldu. İstemden de olsa kahkaha atmaya başladığımda "Bu hiç komik değil! Neden diğeri gibi uslu uslu uyumuyorsun?" tilkiyle konuştuğunda elimi karnıma koyarak bir kez daha kahkaha attım.

"Merih o sadece bir tilki." dediğimde tilkinin boynundan tutarak yataktan attı. Şaşkınca ona bakmaya başladığımda hayvana açıkça hırlayamaya başladı. Bu haline inanamıyorum bir tilkiyle kavga ediyor. Kahkaha atarak "Merih, o sıradan bir tilki neden böyle yapıyorsun?" dediğimde mor gözleriyle bana baktı.

"Ortamın içine eden bir tilki ama!" diyerek son bir kez daha yerde bize bakan beyaz tilkiye hırladı. Hoş sıradan bir tilki için fazla tehditkar bakıyor.

"Merih, bu tilkiyi nereden aldın? İlk defa beyaz tüylü bir tilki görüyorum." dediğimde ona hırlamayı bırakıp bana döndü.

"Barınaktan." dediğinde doğrularak ona baktım. O da benim gibi doğrularak "Aslında yanıma gelen oydu. Baya uslu duruyor diye almıştım ama." dediğinde kaşlarımı çatmam bir oldu. Kokusu normal ama davranışları tıpkı Merih'le tanıştığım zamanki gibi! Çok tuhaf sıradan olan tilkiler panterlere karşı uslu durmaz. Tıpkı diğer kızıl tilki gibi. Benim bakışlarımı fark etmiş olacak ki "Kızıl Güzeli, bir sorun mu var?" sorduğunda kafamı iki yana sallayarak ona güldüm.

"Hayır sadece, fazla akıllı olması tuhafıma gitti." dediğimde o da tilkiye baktı.

"Benimde ama o kesinlikle sıradan." dediğinde direkt ona baktım. O ise gülerek "Karışık kanların çekingen tarafı koku vermez ama kendi türüyle aynı olanlar bunu kolayca fark eder. O bir karışık kan olsaydı kokusundan anlardım." dediğinde onu yavaşça onayladım.

"Anladım, o yüzden seni kedi halinle gördüğümde sıradan bir kedi sandım." dediğimde yüzünü buruştursa da beni onayladı. Onu bu haline gülerek yanağını öptüm. Gülerek o da beni öptüğünde beyaz tilki tekrardan hırlamaya başladı. Bu haline gülerek yatağa uzandım. Benim gülme şeklime sinirle bakınca "Ah, daha fazla gülmek istemiyorum. Uykum var." dediğimde iç çekerek beni kendine çekerek onayladı.

"Tamam, Kızıl Güzeli." dediğinde ona sarıldım. İkimizde bu şekilde kalsak da Merih sakin nefesler almaya başlamıştı. İç çekerek doğrulup ona baktım.

"Hemen uyudun." mırıldanarak etrafıma bakındığım da beyaz tilkinin düz bir şekilde beni izlediğini gördüm. Etrafıma kısa bir bakış atıp yataktan çıktım. Ona doğru ilerleyerek "Tuhaf bir tilkisin. Kimsin sen? Ve beni nasıl bir illüzyonun içine soktun?" sormamla bana doğru adım atarak insan halini aldı. Karşımdaki kadın aynadaki yansımam gibiydi ama o beyaz saçlı ve buz mavisi gözleriyle bana bakıyordu. Beyaz uzun bir elbise ile karşımda durarak bana doğru yürüdü.

"Aferin beni fark ettin. Ama illüzyonumu nasıl anladın kızıl tilkim?" sorduğunda sinirle ona baktım. Ona doğru adım atmamla etrafın kararması bir oldu. Karanlığın içinde kaldığımda o yine de karşımda durdu.

"Sen ne saçmalıyorsun? Kimsin sen?" dediğimde gülerek elini omzuma koyarak arkama geçti.

"Hadi ama Mısra ben senim! Bunu daha öncede söyledim. Biz aynı kişiyiz Mısra!" dediğinde sinirle pençemi çıkarak ona saldırdım. Bileğimi tutarak diğer elini de karnıma koyarak güldü. Karnımdaki pençeyi hissetmemle durmam bir oldu. Ben hareket etmeyince "Korktun mu? Merak etme ona zarar vermeyeceğim. Sana da zarar vermeyeceğim kızıl tilkim." diyerek pençelerini geri çekti. Elini yüzüme koyarak sakince soluk tenini ve buz mavisi gözlerini daha da görmemi sağlayarak "Yavru tilkimize iyi bak. O bize lazım olacak!" diyerek beni ittiğinde boşluğa düştüğümü hissettim. Korkuyla yataktan hızlı nefesler alarak doğruldum. Ben doğrulunca Merih dikkatle yatağa oturdu.

"Ne oldu Kızıl Güzeli?" dediğinde direkt ona döndüm. Elini yüzüme koyarak saçımı kulağımın arkasına koydu.

"Dize." diyerek önce karnıma baktım. Daha sonrada ona sarıldığımda beni kendine çekti.

"Kabus mu gördün?" sorduğunda onu onaylayarak daha sıkı sarıldım. Ağladığımı hissetsem de umursamadan ona daha sıkı sarıldım. Yavaşça beni kendinden uzaklaştırarak "Bana anlatmak ister misin?" sorduğunda onun endişeli gözlerine baktım.

"Ben... ben... Dize, ben kan gördüm. Seni ve bebeğimizi gördüm. Siz... kan... kan içindeydiniz." dediğimde elini saçıma geçirerek alnımı öptü.

"Tamam sadece kabustu. Gerçek değil ve bak sen ve ben iyiyiz. Ve hastaneye gittiğimizde onunda iyi olduğunu kendin duyacaksın." dediğinde onu onayladım. Gözlerimi silerek "Ağlama daha fazla." dediğinde onu onayladım. Bana daha sıkı sarılarak sadece kabus olduğunu söyledi. Kabus olamayacak kadar gerçekti. Neden böyle bir şey gördüm ki? Babam yüzünden mi? Zaten ne varsa başıma onun yüzünden geliyor.

🦊BÖLÜM SONU🦊

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top