Bölüm 19: Konsey 🦊
Bazı kısa süreli ( uzun da olabilir ) zaman geçişleri olacak, o kısımlara çok takılmayın.
2 Hafta Sonra
Kafamı sıraya gömerek Merih'in olması gereken yere baktım ama orası bomboştu. İç çekerek önüme dönerek sırayı pençemle çizmeye başladım. Sabah, babaannesi arayarak acilen şirkete gelmesi gerektiğini söyledi. Bu yüzden de beni okula bırakıp kendisi de şirkete geçti. Sıkıntı dan ölüyorum sanki, uyuyamıyorum da ve yapacak tek şey ders dinlemek. Hoş dinlerim dinlemesine ama bu seferde okula hoca gelmemiş! Diğer derslere kadar nasıl sabredeyim ben! Zaten dışarıya da çıkamıyorum, evlilik meselesi öğrenildiğinden beridir. Sebebini kolayca anlaşılacağı gibi türüm dışında biriyle evliyim ve bu da diğer türlere batıyor. Bana hırlayarak bakan iki kurda göz ucuyla baktım. Aralarında bana en çok düşmanca bakan onlar daha sonrada tilkiler ve tabi bazı panterleri de es geçmemek gerek.
Ah, bıktım! O kadar yorucular ki her an ölebilirim. Sakince doğrularak "Dışarıya çıkma ve Anoxtraları umursama!" mırıldanarak gözlerimi kapattım. Bugünün hemen geçmesini istiyorum. Tamam, daha fazla dayanamıyorum biraz dışarıya çıksam o kadar da sorun olmaz sonuçta hala acil durumlar için olan kumandaya sahibim. Sıradan kalkıp olabildiğince sakin yürüyerek sınıftan çıktım. Bir süre koridorda yürüdükten sonra merdivenlere yöneldiğimde birinin omzuma çarpmasıyla şaşkınca ona baktım. Yüzüme bile bakmadan ilerlediğin de biraz sinirlensem de şu an birilerine sataşmak yapacağım son saçmalık olur. Merdivenlerden inerken bile bana bakan bir çok anoxtra vardı. Bu git gide korkunç hissettiriyor. Tamam, bu yerde farklı türle evlenen tek ben mi varım? Ah, tek değilim ama en azından onlar kendilerini kollayabiliyorlar ve şu an ben aşırı derecede savunmasızım. İç çekerek bir süre daha yürüdükten sonra karşıma bir tavşanın çıkması bir oldu.
"Merhaba tatlım. Biz... biraz konuşabilir miyiz?" sorduğunda anlamayarak o tavşan kadına baktım. Tamam bu biraz tuhaf olacak ama benimle ne konuşmak istiyor?
"Tabi.” dediğimde gülerek yan dönüp bir yeri işaret ettiğinde o tarafa baktım. Müdürün odası? Bekle bu kadın! Üzerindeki panter kokusundan anlamam lazımdı. En başında onu reddetmediğim için mecburen onu onaylayarak peşinden müdürün odasına girdim. Masadaki dosyalarla uğraşan adama biz girince kafasını kaldırarak bize bakmaya başladı. O panteri görünce istemeden de olsa geri çekilmek istedim ama yanımdaki tavşan bana samimi bir şekilde gülerek dışarıya çıkmama izin vermedi.
"Hayatım?" sorduğunda kadın gülerek ona baktı.
"Yok bir şey tatlım, sadece bu tatlı kızla konuşmak istedim." dediğinde onu onaylayarak bana kısa ve korkunç bir bakış attı. Bu bakıştan sonra odadaki yoğun panter kokusu ve tabi onunla karışan tavşan kokusu da daha bir yoğunlaştı! Sıradan tasarımı olsa da geniş bir oda olduğu için köşede koltuk takımı vardı. Kadın o koltuklardan birine oturduğunda elini yanına koyarak oturmamı işaret etti. Yanına oturmamla gülerek elimi tutup "Öncelikle evliliğini tebrik ederim canım." dediğinde hafif bir gülümsemeyle ona baktım.
"Teşekkür ederim, efendim.” dediğimde o da benimle aynı şekilde güldü.
"Dışarıda seni biraz korkmuş gibi gördüm. Bu yüzden biraz konuşalım dedim." dediğinde onu yavaşça onayladım. Benim onayımla "Evliliğin hakkında konuşmak ister misin? Bu seni geriyormuş gibi duruyor." dediğinde dudağımı ısırarak ona baktım. Beni daha çok geren şey dışarıda her an bana saldıracak şekilde bekleyenler.
"Şey, biraz gerildiğim doğru ama çokta gergin değilim." dediğimde beni onayladı. Daha sonrada arkasına kısa bir bakış atıp bana döndü.
"O var diye mi konuşmak istemiyorsun?" sorduğunda göz ucuyla o tarafa baktım. O nasıl bakıştır! Adam her an tetikte bekliyor, sanki oturup sevgilisini yiyecekmişim gibi. Teşekkürler ama ben anoxtra olan hiçbir canlıyı yemem, bana pişmiş olan sıradan hayvanlar verebilirsiniz ama! Benim o tarafa bakışımı görünce "Vedat!” demesiyle panterin uslu uslu önüne dönmesi bir oldu. Kadın adama gülerek daha da elimi sıkıp "Artık buraya bakmıyor." dediğinde tek kaşımı kaldırmam bir oldu. Bu kadın salak mı acaba? Hani adam panter ya doğal olarak kulakları da keskin, yani ne biliyim bu kadının kafası güzel olmalı.
"A... anladım.” diyerek o tarafa tekrardan baktım. Nah, bize bakmıyor! Adamın panter tarafı tüm odağıyla burada! Adamda haklı sonuçta ben bile Dize'yi biri ile beraber oturduğunu görmek istemem. Aynı şey olmayabilir ama görmek istemem!
"Ee tatlım, evlendiğini duydum sadece hangi türle evlendiğini merak ettim." dediğinde o adama bakmayı bırakıp ona döndüm. Bunu niye soruyor? Ah, tabi kendisi de yandaki avcıyla evlenmek istiyor. Bu yüzden beni tutup buraya getirdi.
"Şey, türü... Panter." dediğimde adam istemeden de olsa bize baktı.
"Bir panterle mi berabersin?" sorduğunda adama baktım.
"E.. evet." dediğimde kaşlarını çatarak baştan aşağı bana baktı. Tavşan bile bana aynı şaşkınlıkla bakıyordu.
"Nasıl evlendiniz? Konsey evlenmenize nasıl müsaade etti?" merakla sorduğunda tek kaşımı kaldırmam bir oldu. Ne konseyi?
"Ne konseyi?" sorduğumda kadın şaşkınca konuştu.
"Bekle! Konseyden izinsiz mi evlendiniz?" sorduğunda anlamayarak bakmaya devam ettim. Ne konseyinden bahsediyorsunuz ya?
"Be.. bekle! Ne konseyi acaba?" sormamla kapının açılarak içeriye takım elbiseli adamların girmesi bir oldu. İrkilerek geri çekildiğim de kadın onları görmesiyle beni arkasına aldı.
"Onlar." dediğinde şaşkınca içeriye giren adamlara bakmaya devam ettim. Müdür sinirle yerinden kalkarak hızlıca bu tarafa geldi.
"Odama bu şekilde girme hakkını nereden aldın!” tehditkar bir tonla konuştuğunda, şaşkınca ikiliye baktım. Bu adamlarda kim? Müdür böyle dediğinde içeriye çok tanıdık bir simaya sahip birisi girdi.
"Sadece önemsiz bir okulun önemsiz sahibinin odasına giriyorum sadece!" dediğinde adamı kolayca tanıdım! Bu adam neden burada ki?
"Her zamanki gibi başını belaya soktuğun için olabilir mi salak!" sesini duyduğumda sadece ona katılmakla yetindim.
MERİH DİZE BELGİN
Sabah babaannem aradığı için mecburen Mısra'yı okula bırakıp şirkete geçmek zorunda kaldım. Şirkete girmemle Selin'in koşarak bana geldiğini gördüğümde kaşlarımı çatarak "Ne oluyor?” sorduğumda kafasını iki yana sallayarak soluklanmadan aceleyle konuştu.
"Merih Bey... onlar... bu... buradalar..." dediğinde anlamayarak ona baktım.
"Selin, sakin ol! Tamam, şimdi burada olanlar kimler?" sorduğumda zor da olsa sakinleşerek hiç duymak istemediğim o kelimeyi duydum.
"Konsey." Demesiyle hemen yanından geçip hızlıca yukarı kata doğru koştum. O herifler neden buraya geldi ki? Evlilik olayı onlara kadar mı ulaşmış yani! Konsey, panterlerin sorun çıkarmasını engelleyen bir kaç yaşlı insandan oluşuyor ve babaannem de onlardan biri. Bunun onlara ulaşmasını engellemeliydi ama onlar burada! Koşmaya başlamamla hızlıca Mısra'yı aradım ama telefonumda sinyal olmadığı için arama gerçekleşmedi. Hızlıca babaannemin ofisine girdiğimde orada oturan yaşlı insanlara baktım. Babaannem ise sakince bana dönerek iç çekti.
"Oğlum, sakin ol!” dediğinde sinirle hırlayarak hepsine tek tek baktım.
"Sakin olmak! Ne için geldiklerinin farkındasın değil mi babaanne!" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Sakin ol ufaklık! Evlilik çoktan gerçekleşti zaten, biz sadece sizinle bu konuyla ilgili biraz sohbet etmek istiyoruz." dediğinde oradaki yaşlı adama baktım. Yumruğumu sıkarak telefona baktım. Buranın sinyalini onlar kesmiş olmalı!
"Hadi ama sadece küçük bir sohbet! Küçük sevgili tilkin de geldikten sonra konuşmaya başlayabiliriz." demesiyle sinirim daha da arttı. Etrafın buz kaplamasını sağlayarak dışarıdaki adamların içeriye girmesine izin vermedim.
"Mısra'ya. Dokunmayı. Aklınızın. Ucundan. Dahi. Geçirmeyin." dediğimde hepsi güldü ama onların gülmesi benim sinirimi daha da arttırdı.
🦊BÖLÜM SONU🦊
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top