Bölüm 15: Aynı mı Ayrı mı? 🦊
Medya: Odaların Görselleri ( Temsili )
🦊
Bunu söylemesiyle şaşkınca ona bakarak "Aynı oda da mı uyuyacağız?" dediğimde öylece bana baktı.
"Şey ben..." mırıldandığın da gülerek ona dikkatle baktım.
"Bekle, aynı yerde mi uyumamızı istiyorsun?” sorduğumda ne diyeceğini bilememiş bir şekilde bana etrafına bakınmaya başladı. Bu sevimli haline iç çekerek "Şey, sonuçta evliyiz." mırıldanınca bana dikkatle baktı.
"Yine de bu seni rahatsız edebilir." dediğinde ona gülmemi engelleyemedim.
"O kadar da rahatız olmam sonuçta daha öncede beraber uyuduk." dememle birden öksürmesi bir oldu. Onun öksürmesiyle korkuyla "İyi misin? Sana su getirsem iyi olacak." diyerek hızlıca oturduğum koltuktan kalktım. Beni durdurmak istesede ona izin vermeyip mutfağa ilerledim. Daha önce onun bardak aldığını gördüğüm dolabı hızlıca buldum ve elime gelen ilk bardağı aldım. Suyu doldurup salona geri döndüm. Onun kızarmış haline endişeyle bakarak suyu ona verdiğimde küçük bir yudum aldı. Ona dikkatle bakarak "İyi misin?" tekrar sorduğumda dikkatle bana baktı.
"İyiyim." Dediğinde onun önünde olan siyah renkteki alçak masaya oturum. Bardağı ondan alıp masaya koyduğumda "O zaman... mecburen aynı yatakta uyuduk." dediğinde anlamayarak ona baktım. O ise derin bir nefes alarak "Bak, benimle mecburen evlendin. Yani iki taraf olarakta evlilik kabul ettik ama aynı yerde uyuyarak seni rahatsız etmek istemem.” dediğinde bir anda gelen gülmem engel olmadım.
"Rahatsız olmak deyip durmasana! Ben ergen gibi mi duruyorum!" diyerek elimi arkaya koyarak hafifçe geri yaslandım. Bana şaşkınca bakmasını umursamadan "Bak, biz evliyiz ve doğal olarak bir çift gibi de davranmalıyız." dediğimde beni yavaşça onayladı. Onun sessiz haline iç çekerek "Aramızda bir şey olmayacak olsa da ben bir ergen gibi kalkıp da yatak kavgası yapmam, eğer sen istersen seninle uyurum ya da rahatsız olacak sen isen başka odada uyurum." dediğimde beni sakince onayladı.
"Şey...” dediğinde ona dikkatle baktım.
"Sen karar veremeyeceksin gibi." dediğimde kafasını eğdi. Bu haline gülerek öne eğilip çenesini tutup bana bakmasını sağladım. Bana bakmasıyla "Seninle aynı yatakta yatmayı sorun etmiyorum yani böyle bir şey istiyorsan söyle, dediğim gibi eğer rahatsız oluyorsan da başka bir odada uyumayı da sorun etmem." dediğimde istemeden de olsa güldü.
"O zaman, beraber uyusak.” diye mırıldanınca gülerek onu onayladım.
"Tamam, utangaç panter." dediğimde sinirle bana bakması bir oldu. Ama onu umursamadan "Utangaç pantercik.” diyerek hızlıca oturduğum yerden kalktım. Hafifçe hırlayarak bana baksa da gülerek ona dil çıkararak arkamı döndüm. O ise gülüp panter forumuna girerek önüme geçti. Bana hırlayarak bakınca geri adım atarak "Dize... şey bilirsin... şu an bir beyaz bayrak kaldırıyorum?" sorarak ona baktım. Benim geri gitmemden kaynaklı arkamda uyuyan ve ne ara oraya geçtiğini bilmediğim pantere takılmam bir oldu. Yere düşmeyi beklerken Merih'in beni yakalamasıyla panterin üzerine düşmekten son anda kurtuldum. Ona sıkıca sarıldığımda beni kendine çekerek güldü.
"Beyaz bayrak olmasaydı şu an benim için hoş bir yem olabilirdin!" demesiyle yüzümü buruşturmam bir oldu.
"Bu çok adice! Bana saldıracak mıydın gerçekten de?" sorduğumda beni birden kucağına alarak merdivenlere doğru yürüdü.
"Belki! Ama vazgeçtim." diyerek yavaş adımlarla merdivenlerden yukarıya doğru çıktı.
"Nereye gidiyoruz?" sorduğumda hafifçe sırıtarak düz bir şekilde ileriye baktı.
"Banyoya!” dediğinde istemeden 'ha' dediğimde gülerek "Ferit’in kokusu üzerine sinmiş bu yüzden de sana banyoyu gösteriyorum!" dediğinde kendimi kokladım. Ne kadar koklasam da koku alamayınca "Panterlerin bıraktığı kokuyu sadece paneterler algılar." dediğinde kendimi koklamayı bırakıp onu onayladım.
"Anladım." dediğimde gülerek beni kucağından indirdi.
"Burası odanın ebeveyn banyosu." dediğinde onu yavaşça onaylayarak etrafıma bakındım. Geçen sefer şok içinde uyandığım odaya benziyordu.
"Burası..." mırıldanınca bana anlamayarak baktı. Onun bakışını gülerek "Hiç sadece eşyalar.” dediğimde beni kafasıyla onayladı.
"Merak etme. Sen gir ben hepsini buraya getiririm." dediğinde onu yavaşça onayladım. Elini saçıma geçirerek "Ben koridordaki banyoya geçeceğim eğer bir sorun yaşarsan bana seslenirsin." diyerek odadan ayrıldığında etrafıma bakındım. Büyük çift kişilik bir yatak, köşede iki tane tek kişilik koltuk ve önünde küçük bir masa vardı. Banyo ise sade bir yapıdaydı. İç çekerek suyu açtım. Banyoyu istemeden de olsa kokladığım da her taraftan kesinlikle Merih'in kokusu vardı.
"Evin tamamın da kokun var. Fazla mı sahiplenicisin?" mırıldanarak küvetin ucuna oturdum. Benim eski odam bile bu banyo kadar değildi. İç çekerek gözlerimi kapattığımda Merih sakince kapıya vurdu.
"Sana lazım olacakları yatağa koydum." dediğinde sesli bir onay verdim. Benim onayımla gülerek "Bir şeye ihtiyacın olursa seslen sadece!" dediğinde istemeden de olsa güldüm.
"Tamam, teşekkür ederim." diyerek suyu kapattım. O da küçük bir onay sesi çıkararak odadan çıkınca bende odaya girdim. Cebimdeki evlilik cüzdanını komidinin üstüne bırakarak poşetlere baktım. Üzerimde başka bir şey olmadığı için kıyafetlerimi çıkararak duş malzemelerinin olduğu poşeti aldım. Banyoda çok fazla zaman geçirmekten hoşlanmadığım için suda çok fazla durmadım. Odaya geri döndüğüm de poşetleri kurcalayarak giymem gerekenleri aldım. Kıyafetleri giymemle kapının çalması bir oldu. Tişörtü tamamen üzerime geçirerek "Efendim?" sorduğumda Merih hızlıca cevap verdi.
"Şey... Ben kıyafetleri almayı unutmuş." dediğinde kapıyı açarak ona baktım. Beline bir havlu sarmıştı ama daha çok gevşek duruyordu. Vücudundan yavaşça küçük su damlaları damlıyordu.
"Ah, sen al, bende zaten giyinmiştim." dediğimde beni onaylayarak içeriye geçti. O içeriye girdiğinde arkasından ona baktım. Daha sonrada dışarıya çıkarak onun rahat bir şekilde giyinmesine izin verdim. Aşağıya inerek koltukta uyuyan panterin yanına oturdum. Kafasını kaldırıp bana kısa bir bakış attıktan sonra kafasını bacağıma koydu. Yaptığı bu harekete gülerek kısa tüyleri ile oynadım.
"Saçını kurutmalısın, hasta olursun." dediğinde onun giyinmiş ve merdivenlerden havluyla saçını kurutarak gelen haline şaşkınca baktım. Önce havlulu ıslak hali, şimdi de saçı böyle dağınıkken çok hoş duruyor. Evli olsakta, onun hakkında böyle düşünmem hiç hoş değil. Kafamı toplamam lazım!
"Be... ben iyiyim böyle." dediğimde beni yavaşça kafasını iki yana sallayarak yanıma geldi. Başta ne yaptığını anlamasamda havluyu kafama koyarak yüzüme yaklaştı.
"Saçını kurula!" diyerek geri çekildiğinde istemeden de olsa yutkundum. Kokusu gerçekten de çok hoş! Havluyu aldığımda bile kokusu hâlâ üzerinde duruyor. Havluyu biraz kokladığımda "Ah, ben kullandım, bu seni rahatsız etmiş olmalı." diyerek merdivenlerin olduğu tarafa döndüğünde hızlıca onu durdurdum.
"Gerek yok! Rahatsız etmedi. Hoş kokuyor, saçında mı bu şekilde kokuyor." sorduğumda dili tutulmuş bir edayla bana baktı. Bu halini umursamadan koltuktan kalkıp onun yanına ilerledim. Çıplak kolunu tutup kendime çekerek eğilmesini sağlayıp saçını kokladım. Derin bir nefes alarak “Gerçekten de çok hoş kokuyorsun!" dediğimde aynı ifadesiz haliyle bana bakmaya devam etti. İfadesi beni korkutmaya başladığında dudağımı ısırarak "İyi misin?" sorduğumda hafifçe öksürerek beni kafasıyla onayladı.
"E... evet iyiyim." dediğinde gülerek geri çekildim.
"İyi, bende sana bir şey oldu sandım." diyerek sakince koltuğa ilerlemeden önce havluyu geri ona uzattım. Elimdeki havluya anlamayarak bakınca "Saçımı kuruttum zaten, havluya ihtiyacım yoktu, yani kendin için kullan." dediğimde sersemlemiş tavrıyla elini havluya koydu. Onun bu haline iç çekerek kolundan tutarak koltuğa oturmasını sağladım. Tepkim üzerine şaşırsa da "Bir aptal gibi uyuşuktun! Bu yüzden ben yapsam daha iyi olur." dediğimde beni sakince onayladı. Havluyu saçına geçirerek yaş olan kısımları kuruttum. Elimle de hafif bir ısı vererek daha hızlı kurumasını sağladım. Saçı kuruyunca havluyu koltuğun köşesine koyarak diğer elimle de ağzımı kapatarak esnedim. Benim esnememle bana dikkatle baktı.
"Uykun geldi, git uyu." dediğinde elimi boynuma koyarak güldüm.
"Olur ama benimle uyumak isteyen senin yani beraber uyuyalım." dediğimde biraz duraksasa da beni onayladı. Bunun üzerine önce ardından da ben merdivenlere doğru ilerledim. Odaya girdiğimizde direkt olarak "Sağ taraf benim!" demem bir oldu. Benim bu tepkime gülerek kafasıyla onayladı.
"Nasıl istersen.” dediğinde kendimi yatağa attım. Benim bu halime kahkaha atarak o da yanıma uzandı. Yatağa tamamen girmesiyle ona sarılmadım.
"Kokun hoşuma gitti." diyerek daha sıkı sarıldığımda küçük bir onay sesi çıkararak saçımla oynadı. Bir süre ona sarılı kaldıktan sonra ağır basan uykum sayesinde kolayca uyudum. Duyduğum sesle gözlerimi açmam bir oldu. Sesin sahibine baktığımda yatağın ucuna oturan Merih'i gördüm.
"Anladım ama daha geç arayabilirdin." dediğinde kolayca telefonla konuştuğunu anladım. Sessizce onun tarafına döndüm. O ise karşı taraf ne dediyse sinirle soluyarak benim tarafıma baktığında, benim uyanık olduğumu gördü. Gözlerini kapatarak "Tamam çok konuşma, kapatıyorum." diyerek tamamen bana döndü. Bana dikkatle bakarak "Üzgünüm seni uyandırdım." dediğinde kafamı iki yana sallayarak doğruldum.
"Sorun değil, zaten uyanmıştım." dediğimde elini saçıma geçirerek yüzümün önündeki tutamları geriye attı.
"Peki, o zaman hazırlan." dediğinde anlamayarak ona baktım. O ise gülerek "Okul!" demesi ile yüzümü buruşturmam bir oldu.
"Ah, okul vardı değil mi?" dediğimde gülerek beni onayladı. Yataktan kalktığında zaten hazır olduğunu görünce daha önce den uyandığını anladım. Odadan çıkmak üzereyken ona söylemem gerekeni hatırlayarak "Dize! Şey, okula gittiğimizde kimse bizim evli olduğumuzu bilmesin olur mu?" dememle ifadesi birden donu. Bana tuhaf bakan ifadesi korkma sebep oldu. Neden birden böyle bakmaya başladı?
🦊BÖLÜM SONU🦊
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top