Bölüm 1: Giriş 🦊
Başlama Tarihinizi Buraya Yazabilirsiniz ⚘🌼
" Ben sadece zavallı bir tilkiyim... "
🦊
Yavru Tilkilerim, merhaba. Ben yazarınız Heyser. Şimdi burayı okumadan geçeceksiniz ama yazayım.
Ben bu kitabı ve tabi diğer kitaplarımı acemi olarak ve telefon üzerinden yazıyorum. Bu yüzden beni yadırgamayın lütfen.
Zaman buldukça düzenleme yapacağım ve bölümleri silmeyeceğim. Ama düzenleme yapılan bölümlerde 🦊 işaret olacağı için sadece onları okumanızı tavsiye ederim.
( Kitap daha okunabilir olarak düzenlendi )
Hiçbir şekilde oy ve yorum yapmadan geçen gizli tilkilerimiz var. Lütfen emek için oy ve yorum yapın.
Ve tabi, oy veren tatlı tilkiler, eğer siz de bunu çok fazla istek olarak görmezsiniz
👉Yorum yapar mısınız👈
🦊
Karşımda duran insanları izlerken sinirle yumruklarımı sıktım ama tek kelime etmeden söyledikleri her kelimeyi dinlemeye özen göstererek sakinliğimi korumaya çalıştım.
"Bizi anladın mı? Kardeşlerinle beraber okula gideceksin en azından işe yaramaz olsan da bizi ve kardeşlerini utandırma!" diyerek bana küçümseyici bakışlar attık. Ardından da hafifçe sırıtarak "Tabi orada sağ kalırsan..." diyerek yanımdan geçip gittiğinde diğerleri de onun peşinden çıktılar. Ayakta öylece durarak uyuşuk bir şekilde onların çıktığı kapıya baktım.
"Cık, zahmetli!" diyerek kendimi yatağa attım. Okul, Anoxtralara özel olarak tasarlanan bir okul ama tam bir güç gösterisi yapmak için kullanılan boş bir yer. Anoxtralar size onlardan da bahsedeyim, yani bizlerden. Yarı insan yarı hayvan kanından olanlardan! Bizler içimizdeki hayvanların güçlerini temsil eden büyülü varlıklarız. Buna örnek olarak Mitolojilerde anlatılan Ejderhalara örnek verebilirim. Ama bizler onların aksine yaşayan canlı örneğiz. Bizim aramızda bir sıradan hayvanlar gibi hiyerarşi söz konusudur. Mesela bir tavşan sadece koşmak ve avlanılmak için var ama bir panter avlanmak ve yok etmek için vardır.
Benim ve ailemin türü Tilki olan hepçillerdeniz. Bizim için en güçlü olanlar etçillerdir ve bir etçil olmak tamamıyla gurur vericidir. Hepçiller de etçiller kadar olmasada güçlü yönlerimiz var. Türüm ne kadar harika olsada ben, ailemden ve türümden tamamen farklıyım. Ben diğerlerinin aksine dönüşümümü tamamlamamış ve işe yaramaz bir insanım yani onlar için öyleyim. Aslında ben uzun zaman önce dönüşümümü tamamladım ve türümün en nadiri olan altın tilkiyim yani yeteneklere sahip olan (yetenekler; ateş, illüzyon, şekil değiştirme, ikna) bir tilkiyim ama onlara bunu söylemek nasıl desem bana sadece sorun çıkarır.
🦊
Sabah hazırladığım bavula iç çekerek baktıktan sonra hiç istemesem de hizmetçiler den birine vererek arabaya koymalarına izin verdim. Arabaya binmek üzereyken birinin elini kapının üzerine koymasıyla açtığım kapı sert bir şekilde geri kapandı. İç çekerek arkamı döndüğüm de "Sakın bizi orada rezil etme, anladın mı!" bana sırıtarak baktıktan sonra ön koltuğa oturdu. Onun geçtiği ön koltuğun kapısına bakarak çocuk gibi dil çıkarmam bir oldu.
"Sakın bizi oyada yeziz emewww... Salak!" diyerek bende arka koltuğa oturduğumda yüzüme dökülen suyla gözlerimi kocaman açarak öylece karşıya baktım.
"Bir daha bana karşı aynı hareketi yaparsan, bu iş suyla kalmaz kızıl!" elindeki şişeden sakince suyu içtikten sonra şişeyi de bana fırlattı. Bana attığı şişeyi tutmamla büyük erkek kardeşin de arabaya binmesi bir oldu. Arabaya bindiği gibi elimdeki şişeyi ve yaşaran kolluğu görünce bana hırlıltıyla bakması bir oldu.
"Arabama ne yaptın lan sen!" derken pençelerini ortaya çıkarmasıyla korkuyla konuşmak istedim. Ama ben tek kelime edemeden gizli gizli gülen Olcay pişkince araya girdi.
"Çok sıcak olduğunu söyledi ardından da kendi kendini ıslattı." kendince yalan bir açıklama yaptığında ne tepki vermem gerektiğini bilemedim. Bu nasıl abi lan! Benim bu halime daha da gülmeye devam ettiğinde sinirli bir hırlama daha duymam bir oldu.
"Sıcak mı? Bu hava mı sıcak? O kadar sıcaksa bir dahakine git kafanı kara bas seni salak!" diyerek bana sinirle bakmaya başlayınca dişlerimi sıkarak kollarımı birleşerek gözlerimi kaçırdım. Bana sinirle baktıktan sonra söylenerek o da arabaya bindi. En büyük kardeş Murat abi ve ikinci kardeş Olcay, ben ise en son kardeşim ve adım Mısra. Evet, annem müziği severmiş, bu yüzden bir kız çocuğu olursa bu ismi koymak istemişti ve ölmeden önce de bu ismin bana verilmesini istemiş. Arabanın türlerin ortak bölgesindeki, özel okula geldiğimizde iç çekerek etrafıma bakındım. Arabayı otoparka park ettikleri anda arabadan inerek hızlı bir şekilde ikilinin benimle iletişim kurmasına izin vermedim. Aksi takdirde ikisinin de abilik iç güdüleri devreye girebilir. Murat arabadan inmeden önce bagajı açtığı anda bavulumu aldığım gibi koşarak yurt binası olduğunu düşündüğüm tarafa doğru koştum. Önüme gelen birkaç insana kızlar yurdunu sorarak zar zorda olsa buldum. İki aptalı arkamda bıraktım ama eve dönmek yerine buralarda bir yerde kesin ev satın alırlar. Onlar okula sadece staj için geliyorlar, normalde olsa asla adımlarını atmazlar. Sonuçta okula kim gelmek ister ki! Zar zorda olsa bulduğum karşımda duran binaya kısa bir bakış attıktan sonra çantamdaki okul ile ilgili olan dosyayı alarak kaldığım odayı kontrol ettim. Odamın olduğu kata ve binaya baktıktan sonra görevliden anahtarımı alarak kendi odama gittim.
Odaya küçük bir göz gezdirdik den sonra "Çok sıkıcı..." diyerek kendimi pencere tarafta bulunan yatağa attım. Pencere tarafı ne kadar güneş yüzünden rahatsız hissettirsede kapıya yakın olup gürültü yüzünden rahatsız olmaktan iyidir.
"Hey! Aptal tilki, o tarafa bana ait neden benim yatağımdasın!" bağırdığıma duyduğumda tek gözümü açarak iç çamaşırlarıyla kendinden emin bir şekilde duran kıza baktım. Ardından da sanki hiçbir şey olmamış gibi kafamı diğer tarafa döndüğümde sinirli bir şekilde bir şeyler söyledi ama onun bu saçma bağırışını umursamadan köşeye attığım çantamı işaret ettim.
"İçinde tavuk olan bir çanta var, hepsi senin olsun." kafamı iyice yastığa gömdüğümde biraz önceki sinirli kız bir anda heyecanla çantama yöneldi. Kesinlikle konu yemek olunca tüm Anoxtalar hemen uysallaşıyor.
"Yatak senin olsun ben diğer tarafa geçerim." dediğinde çoktan gelen uykuma kendimi bırakmaya başlamıştım.
🦊
Odada oluşan gürültüyle sinirle kafamı iyice yastığa görmek istesem ama bağırışmalar daha da artmaya başladı. Hayır daha okulun ilk günü bile sayılmaz derdiniz ne lan sizin! Derin nefes alarak göz ucuyla baktığımda oda arkadaşım olacak kızın "Neden buraya geldiniz ki? Artık sizinle değilim!" bağırmasıyla istemeden de olsa tilki tarafımla hırlamaya başladım.
"Öyle mi? O zaman bundan sonra senin arkanı kim kollayacak, şu arkada uyuyan küçük tilki mi?” dalga geçtiğinde gözlerimi sıkıca kapatmaya başladım. Sinirlenme! Sakin ol! Kavga demek, babanla başını belaya sokmak demek!
"Bundan sizene sadece defolu...” diyeceği sırada sinirle yastığı kafamdan çekerek onlara fırlatmam bir oldu.
"O s*ktiğimin çenenizi kapatın!" bağırdığım da hepsi bana bakmaya başladı. Oda da toplam yani oda arkadaşım olacak kız dışında sekiz farklı tür vardı. Benim bu tepkim üzerine hepsi sırıtarak bana bakmaya başladılar. Daha sonra da birisi yanıma doğru gelerek bana tekme atmak istediğinde gözlerimin kızıl renge dönmesini sağladım. Neden bu türlerle ben uğraşmak zorundayım ki! İç çekerek "Çok zahmetlisiniz." diyerek kafamı tekrar yatağa düşürdüğümde bana saldırmak isteyen sarı saçlı jaguar kız şaşkınca gülmeye başladı. Bunu yapmamı beklemiyor olmalı.
"O geri mi uyudu?" sorsa da mırıldanmaya başladım.
"O kadar zahmetlisiniz ki ölebilirim!" diyerek elimle duvara asılı olan kuralları gösterdim. Benim işaretim üzerine o tarafa baktığında sırıtarak bana döndüğü gibi elimle yataktan destek alarak suratına tekme atmam bir oldu. Hepsi şaşkınca bana baksa da umursamadan doğrularak tüm Tilki auramı etrafa yaymaya başladım. Onlara bıkkınca bakarak "Burası onun değil benim bölgem. Ha, hayla onu öldürmek istiyorsanız, bunu dışarıda yapın! Sorunumuz seninle de var diyorsanız da bunu buraya yaklaşan üst görevliye öncelikli olarak söyleyin!" umursamazca yatak da düzgünce oturdum. Yüzüne tekme attığım Jaguar kız, yüzünü tutarak bana sinirle baksa da arkadan birinin odaya girmesiyle herkes o tarafa döndü.
"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bir oda da en fazla 4 farklı tür olabilir ama siz..." dediği sırada elimi kaldırarak dikkatini üzerime çektim. Susarak beni eliyle gösterdiğinde,
"Efendim, bu kurallardan haberimiz yoktu ama bu arkadaşlar sadece yeni olduğumuz için bize bazı şeylerden bahsediyorlardı. Hatta siz gelmeseydiniz gitmek üzerelerdi." dediğimde görevli kadın bir süre gözlerini kısarak odadaki kızlara baktı. Çok saçma bir neden söyledim ama o kadın sırf söylediklerim yüzünden uyarı dışında hiçbir şey yapamaz.
"Öyle mi? O zaman sorun yok, sizinde işiniz bitiyse ayrılın ve bir dahakine odalara bu kadar çok kişi olarak girmeyin!" diyerek yine hepimize kısa bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp gittiğinde kızlardan biri bana sırıtarak konuştu.
"Tilkiler her zaman kurnazdır! Aferin ve sen şu anlık hayattasın ama bir daha sakın karşımıza çıkma!" diyerek önden ayrılmak istediğinde onu engelledim.
"Hey! Rica etsem yastığımı geri verir misin?" sorduğumda bir süre bana öylece baktı. Ardından da yerdeki yastığı zarif bir şekilde alarak bana fırlattı. "Teşekkürler!" bana attığı yastığı kucaklayarak yatağa geri uzandım. Ben uzanırken yastığı bana atan panter kız önden çıkarken diğerleri de o panteri takip ederek beraberinde ayrıldılar. Diğerlerinin ayrılması ile oda arkadaşım olan kız da derin bir nefes alarak bana dönmüştü ki "Kes sesini ve benden uzak dur!" diyerek arkamı döndüm. Kızın şaşkınlığını sırtımda dahi hissetsemde umursamadım.
Şu çeteler yok mu? Genel olarak hepsi farklı hayvanlardan oluşur ve birbirlerine gerçek bir aile gibi destek olurlar. Normal şartlarda bir çeteye kimse kolay kolay bulaşmaz. Bu salak kızda eskiden onlardan biri olmalı, aksi takdirde onu bu şekilde sıkıştırmazlardı ve benim de başımın bu şekilde belaya girmesine sebep olmazdı. Aslında başım belaya girdi sayılmaz yani, Panter'in beni öldürmek gibi bir isteği yok gibi duruyordu. Ah, beynim yanıyor! Ben sadece uyumak istiyorum!
🦊BÖLÜM SONU🦊
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top