🦊

Merih bir şeyleri hatırlamasa da bana karşı eskiden olduğu gibi davranmaya başladı. Hatta defalarca kez 'Kızıl Güzeli' dedi. Sırf bunu söyledi diye ona akşam yemeği hazırlamak istedim ama o bana açıkça 'Senin mutfağa girmen yasak! Sadece su için girebilirsin!' diyerek beni zorla mutfaktan attı. Yaptığım yemeği de sanki kimyasal atıkmış gibi kapıdaki çöpe attı. Hatta o çöpü de başka bir çöp poşetiyle doladı. Bana da dönüp 'Sokak hayvanlarının zehirlen... yani zarar görmesini istemeyiz.' dediğinde onunla küsmek istedim. Açıkça yemeklerimin berbat olduğunu söyledi! En azından yaptığım mamaları yiyen bir çocuğum var!

Rüzgar'ı daha düzgün tutarak "Hadi bir kaşık daha." dediğimde bizi izleyen Merih iç çekerek yanıma geldi. Ona uzattığım kaşığı benden çekerek tabağın içine koydu.

"Tamam yeter! Rüzgar bile yaptığın mamaları yemek istemiyor!" dediğinde şaşkınca ona baktım. Elindeki mama tabağını koklayarak bana göz ucuyla baktı. Yüzünü buruşturarak "Bak Kızıl Güzeli, çok iyi bir annesin ama berbat bir aşçısın!" dediğinde sinirle Rüzgar'a baktım. Benden kaçmak için elinden gelen her şeyi yapmaya başladı. İç çekerek onu bıraktığımda Merih'e doğru emekledi.

"Oğlum bile benim yemeğimi beğenmiyor." dediğimde Merih iç çekerek Rüzgar'ı yerden kaldırdı. Daha sonrada odadan çıktığında kendimi oturduğum yatağa bıraktım. Hayır, ben çabalıyorum ama her seferinde de aynısını yapıyorlar! Yemeğimi beğeniyormuş gibi yapabilirler ama yapmıyorlar! Gözlerimi kapattığımda kapının açılması bir oldu.

"Kendini üzmeyi kes! Yemeklerin kötü değil sadece bizim damak tadımıza uymuyor." dediğinde sakince kafamı sağa yatırdım. O da gülerek bana doğru yürüdü.

"Rüzgar nerede?" sorduğumda yanıma gelerek doğrulmama izin vermedi.

"Şu an uyuyor." dediğinde kafamı iki yana salladım.

"Uyumuyordur." dediğimde gülerek yanıma uzandı. Daha sonrada yüzüme yaklaşarak tek kaşını kaldırdı.

"Uyuyup uyumadığını bilmem ama biz ikincisini yapalım mı?" sorduğunda yatağın diğer tarafına gitmek istedim. Ben bunu yapınca bana izin vermeyerek "Hadi ama Kızıl Güzeli ben zaten ilkini nasıl yaptığımızı hatırlamıyorum. İkinciyi yaparken bana..." diyeceği sırada onu iterek doğruldum. Bu seferde iç çekerek "Reddediyor musun?" sorarak yüzüme yaklaştığında dudağımı yaladım. Gülerek beni öpmesine izin verdiğimde elini belime koyarak yatağa uzanmamı sağladı. Ama başka bir şey yapamadan diğer odadan ağlama sesi gelmeye başladı. Sesin üzerine kahkaha atmam bir oldu.

"Sana söylemiştim!" dediğimde iç çekerek üzerimden kalktı. Daha sonrada bana göz ucuyla bakıp yataktan çıktı.

"Cidden, onu babaanneye bırakmalıydık!" dediğinde arkasından kahkaha atarak elimi karnıma koydum.

"Hadi git ve onu uyut babası!" dediğimde sinirle kapıyı kapattı. Rüzgar mamasını veya sütünü tam bitirmediyse o gece hayatta uyumaz. Aptal Merih onunla defalarca kez ilgilenmesine rağmen hâlâ farkında değil!

🦊EKSTRA SON🦊