Bölüm 32: Test Sonucu 🦊

🦊

Doktorun gülmesi artık sinirimi bozmaya başlamıştı ki derin bir nefes alarak "Tebrik ederim." dediğinde anlamayarak ona baktım. Neyi tebrik ediyor?

"Neyi?" sorduğumda gülerek tekrar ekrana bakıp bana döndü.

"Hamilesiniz." demesiyle duraksayarak ona baktım. Neyim, neyim?

"Pardon ne?" sorduğumda adam sırıtarak tekrarladı.

"Hamilesiniz Mısra Hanım." dediğinde öylece kalakaldım. Doğru duydum değil mi? O hamile olduğumu mu söyledi? Benim ifademi fark etmiş olacak ki "Siz bu habere sevinmediniz galiba?" sorduğunda direkt ona baktım. Kafamı iki yana sallayarak adama baktım.

"Emin misiniz? Belki yanlıştır." dediğimde adam hafifçe öksürerek ekranı bana doğru döndürdü. Bazı yerleri göstererek açıkça testin doğru olduğunu söylediğinde "Be... ben... izninizle." diyerek dışarıya çıkmam bir oldu. Talha da çantamı alarak arkamdan geldi.

"Mısra Hanım, iyi misiniz?" sorduğunda ona cevap vermeden karşıma çıkan ilk boş banka oturdum. O da ayakta durarak "Mısra Hanım?" sorduğunda yine cevap vermedim. Neden bu konuyu sabah konuştuk ve böyle bir şeyle karşılaştım? Ne yapacağım ben? Hamileyim ve ben ne tepki vermem gerektiğini bilmiyorum. Mutlu muyum? Bilmiyorum. Üzgün müyüm? Hayır. Korkuyor muyum? Kesinlikle. Ya bakamazsam, ya ona zarar verirsem. Ben ne yapacağım ki? Elimi saçıma geçirdiğim de birinin bana su uzatması bir oldu. Suyu uzatan Talha'ya bakarak şişeyi aldım. Suyu yavaşça içmeye başladığımda bana dikkatle bakarak "Merih Bey gelene kadar, biraz yürümek ister misiniz?" sorduğunda ona baktım. Şişenin kapağını kapatarak ayağa kalktım. O hafif önden ilerlerken bende onu takip ettim. Hastanenin içinde biraz yürüdükten sonra büyük bir camın önünde durduğunda ona baktım. Daha sonra da camdan içeriye baktığımda öylece bakakaldım. Derin bir nefes alarak "Belki sonucu direkt gözlerinizle görürseniz daha iyi bir karar verirsiniz." dediğinde ona bakmayı bırakıp tekrar önüme döndüm. Uyuyan bebeklere baktığımda yavaşça çalan telefonunu açarak geri çekildi. Hepsi çok küçük ve sevimli ama bu nasıl cevaba ulaşmamı sağlayacak? Bu ileride ona zarar verme ihtimalimi engellemeyecek. Onun gitmesiyle sessizce onları izledim. Onları izlemeye başladığımda ne olduğundan emin değilim ama bir ses duymam bir oldu.

"Eğlence şimdi başlıyor küçüğüm." gibi bir cümle duyduğumda etrafıma bakınmam bir oldu. Ben etrafıma bakınırken kadının biri gülerek yanımdan geçti.

"Sussana aptal! Ablam erkek doğurduysa ne yapayım. Bizimki de kız." dediğinde ona bir süre baktım. Çok mutlu. Önüme geri dönmek istediğimde Merih'in hızlı bir şekilde bana doğru yürüdüğünü gördüm. Ona tamamen dönmemle elini yüzüme koyarak dikkatle bana baktı.

"Kızıl Güzeli iyi misin? Bir şey olmadı değil mi? Seni yalnız bırakmamalıydım, neden yalnız bıraktım ki zaten!" dediğinde hıçkırmam bir oldu. Ağladığımı gördüğünde telaşlı ifadesi daha da telaşlı oldu. Ne diyeceğini bilemez halde bakarken arkamdaki yeni doğan ünitesini görmesiyle "Sabahki söylediklerim yüzünden mi? Eğer o yüzdense bir daha o konuyu açmam tamam mı? Sen üzülme olur mu?" dediğinde ona sarıldım. Beni kendine çekerek saçımı öptüğünde oradan geçen insanlar bize bakmaya başladı.

"Di... Dize...be... ben... ben korkuyorum." dediğimde bir elini saçıma geçirerek diğer eliyle de sırtımı sıvazladı.

"Korkma, Kızıl Güzeli. Ben senin yanındayım." dediğinde sessizce ağlamaya devam ettim. Bir süre sonra banklardan birine geçtiğimizde elimdeki suyu alıp kendi elini ıslattı. Ardından da yavaşça yüzüme sürdü. Yavaşça saçlarımı kulağımın arkasına koyarak "Daha iyi misin?" sorduğunda burnumu çekerek onu onayladım. Onayıma gülerek "Doktor bir şey dedi mi? Neden rahatsızlandın?" sorduğunda kafamı iki yana salladım.

"Bir şey değil. Sadece kalabalıkta fazla kaldığım için." mırıldanınca beni onaylayarak güldü. Şu an ona bir şey söylemek istemiyorum. Ne hissettiğimi bile bilmezken ona nasıl söyleyebilirim ki zaten. Bir süre daha durduktan sonra hastaneden ayrıldık. Eve girene kadar sessiz kaldığımda Merih daha bir endişeyle bana baktı.

"Kızıl Güzeli, doktor çağırmamı ister misin? Bir de tanıdığımız bir doktorun bakması iyi olur, ha?" sorduğunda kafamı iki yana salladım.

"Ben sadece uyumak istiyorum." dediğimde elini saçıma geçirerek alnımı öptü.

"Peki Kızıl Güzeli, nasıl istersen." diyerek beni kucağına aldığında şaşkınca ona baktım. O ise gülerek "Bayan Belgin bugün sadece uyumak istiyor, bu yüzden de yatağa kadar kollarımda uyuyabilir." dediğinde boynuna sarıldım.

"Peki." diyerek güldüğümde o da gülerek yatağa kadar beni taşıdı. Yatağa oturmamı sağlayarak dolaba yürüdü.

"Ne giymek istersin." sorduğunda gülerek ona baktım. Bir süre açık dolaba baktıktan sonra panda şeklinde olan pijama takımını gösterdim.

"Seninle beraber onu giymek istiyorum ama önce duş almalıyım." dediğimde gülerek beni onayladı. Yataktan çıktığımda sessizce beni izlediğinde tek kelime etmedim. Ben duş aldıktan sonra o da girdi. İkimizde panda şeklindeki pijamaları giydiğimizde gülerek "Yakıştı, bundan daha fazla almalıyız." dediğimde beni hızlıca onayladı.

"Tamam, hatta tavşan şeklinde de almak ister misin? Bak onlar sana çok yakışır." dediğinde gülerek ona baktım.

"Bana değil, sana yakışmalı! Bu yüzden de alalım!" dememle yüzünü buruşturarak bana baktı.

"Bu fikri aklına sokmamalıydım." demesiyle gülerek yatağa oturdum. O da oturduğunda elimi saçına geçirerek üsten topladım.

"Sevimli." dememle o da gülerek iki yandan saçımı topladı.

"Fazla sevimli." dediğinde kahkaha atmam bir oldu. Beni kendine çekerek yatağa uzanmamızı sağladığın da gülerek ona sarıldım. İkimizde bu şekilde sessiz kaldık. Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başladığında "Gerçekten de bir şey olmadı değil mi?" sorduğunda zor da olsa gözlerimi açmaya çalışarak ona baktım.

"Olmadı." diyerek uykulu bir şekilde ona sarıldığımda güldü.

"Peki sevimli panda." dediğinde sesinde rahatlamış bir ton duydum. Kısa süre sonrada ona sarılarak uyuya kaldım. Sabah yanımın boş olduğunu fark ettiğimde gözlerimi açarak etrafa bakındım. Dün giymesini istediğim pijamaların yatağın köşesindeki duruyordu. Yavaşça doğrulduğum da yastığın üzerinde küçük bir not vardı. Sakince notu alarak sessizce okudum.

Üzgünüm Kızıl Güzeli erken ayrılmam gerekti. Şirkette işler çok fazla bu yüzden birkaç gün bu şekilde olacak. Kahvaltı hazır kesinlikle ye seni arayacağım.

DİZE♡

Nota gülerek yavaşça yataktan çıktım. Aşağıya indiğimde mutfakta masadaki kahvaltıya baktım. Boş tabağın içindeki notu da gördüğümde diğer notu masaya koyarak o notu alıp sandalyeye oturdum.

Ye lütfen, daha sonra seni aradığımda bundan emin olacağım. Ayrıca senin için küçük bir hediye aldım.

DİZE♡

Gülerek kutuya baktım. İçinde aldığım kokuyla daha da gülerek kutuyu açtım. Tabağın içinde büyük çilekli pastaya bakarak yanındaki notu aldım.

Bu pasta senin kahvaltı hediyen ama önce kahvaltını et daha sonra pastayı ye.

DİZE♡

Yazısına gülerek kahvaltıya baktım. Daha sonrada tabağı iterek pastayı önüme çekip çatalı aldım. Yemeye başlamamla telefonun çalması bir oldu. Pastaya kısa bir bakış attıktan sonra cebimdeki telefonu çıkararak Merih'in numarasına baktım. Umursamazca gülerek pastadan bir çatal alıp telefonu yanıtladım. Merih gülerek "Kahvaltıdan önce yemeye başladın öyle değil mi?" sorduğunda gülerek bir çatal daha aldım.

"Belki." dememle gülmeye başladı.

"Ah, önce yemek yemeliydin Kızıl Güzeli." dediğinde göremeyeceğini bilerek omuz silktim.

"Bana ne, onları daha sonra yiyebilirim." dediğimde büyük bir kahkaha attı.

"Öyle mi? Daha sonra hasta olursan ne olacak?" sorduğunda iç çekerek pastaya baktım.

"Bana başka bir pasta daha alabilirsin." dememle daha yüksek bir kahkaha attı.

"Pastan bitmek üzere öyle değil mi?" sorduğunda iç çekerek onu küçük bir mırıltıyla onayladım. Onayıma gülerek "Peki tamam, akşam babaanneme geçeceğiz o zaman senin için bir pasta daha alırım." dediğinde çatalı ısırmam bir oldu.

"Babaanneye neden gidiyoruz?" sorduğumda gülmesini durdurdu.

"Çoğalan işler." dediğinde onu kafamla onayladım. Onun göremediğini hatırlamamla "Aslında Ferit'in, bir şekilde babaanneme Yeşim'i kabul ettirmesi için toplanıyoruz." dediğinde duraksamam bir oldu. Bu büyük bir olay budur işte!

"Gerçekten mi? Onlar anlaşıyor sanıyordum." dediğimde güldü

"Sırf senin için tek kelime etmedi ama son zamanlarda Ferit'i görmezden geliyor. Bu yüzden de Ferit senin de yardımınla Yeşim'i kabul ettirmeye çalışıyor." dediğinde onu sakince onayladım. Benim onayımla "Bu yüzden de Pelin’le beraber seni erken alacaklar haberin olsun, kapattım Kızıl Güzeli." dediğinde onu onaylayarak telefonu kapattım. Sanki beni kullandıkları zaman işler düzelecek. Elimi yüzüme koyarak iç çektim. Akşam kesin başım çok ağrıyacak!

🦊BÖLÜM SONU🦊

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top