~5~
#Katy Perry-Rise
Sıralamalarda yavaş yavaş yükseliyoruuz, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum^^
Bolca oy ve yorumlarınızı bekliyoruum, dağıtalım ortalığı snixnekxn
Anka: Hmm...
Anka: Karamsar olan sen misin yoksa tanıdığın biri mi?
Anka: Ve de...nedeni ne?
Bilinmeyen Numara: Aslında...kendim için sordum... Çok karamsar değilim tabi ama bazen beni çok sıkıyormuş gibi hissediyorum, düşündükçe daraldığımı hissediyorum. Özellikle elimden bir şey gelmemesi beni mahvediyor.
Bilinmeyen Numara: Biri var... Ona yardım etmek istiyorum ama yapamıyorum. Elim kolum bağlı gibi hiçbir şey yapamıyorum. Ve böyle olunca...sanki her şey son bulacak gibi. Berbat bir son...
Anka: Evet... Bunun nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyorum. Ben, birkaç yıl önce... Ah neyse
Bilinmeyen Numara: N'oldu? Anlatabilirsin, sonuçta seni tanımıyorum.
Bilinmeyen Numara: Hey, gittin mi?
Bilinmeyen Numara: N'oldu, iyi misin?
Bilinmeyen Numara: ???
*Görüldü*
Bilinmeyen Numara: Sanırım kötü bir anını hatırlattım, özür dilerim...
Anka: Niye bu kadar çok özür diliyorsun?
Bilinmeyen Numara: Öyle hissettiğim için...
Anka: Ben..ben annemi kaybettim, birkaç yıl önce.
Anka: Kanserdi. Her gün okul çıkışı yanına gidiyordum, her gün nasıl zayıfladığını ve güçsüzleştiğini görüyordum.
Anka: Senin de dediğin gibi, elimden bir şey gelmemesi...mahvediyordu.
Anka: Ama beni en çok etkileyen neydi biliyor musun? Beni ne zaman görse canı yansa da gülüyordu ve karşımda sanki dünyanın en güçlü kadınıymış gibi davranıyordu...
Anka: Benim için böyleydi. Belki ben de ona güç veriyordum. Evet, elimden bir şey gelmiyordu ama o ölüm döşeğinde olsa bile beni görünce iyi oluyordu, en azından bana öyle söylemişti. Ben de hissediyordum açıkçası. O an anladım, elimden tıbbi olarak bir şey gelmiyordu ama manevi olarak ona çok destek oluyordum.
Anka: Tabi ona destek olabilmem için benim de güçlü durmam gerekti. Zor oldu, hâlâ bazen zorlanıyorum ama pes etmemem lazımdı. Annem için...
Anka: Annem gittiğinde... Yerle bir olmuştum. Biliyordun aslında öleceğini ama yine de insan hazırlayamıyor bu tür şeylere kendini.
Bilinmeyen Numara: Evet...
Anka: Aylarca insanlarla ilişkimi kestiğimi hatırlıyorum. Sırf bu yüzden de sınıfta kalmıştım.
Anka: Annemin peşinden gitmek istedim biliyor musun?
Anka: Az daha oluyordu da. Fakat son anda, vazgeçmek istedim. Yaşamak istedim. Çünkü annem böyle mutlu olmayacaktı. Belki çocukça gelebilir ama ben böyle düşünüyordum. Annem beni izliyordu ve onu mutsuz görmek en son isteyeceğim şeydi.
Bilinmeyen Numara: Bence saçma bir düşünce değil. Sonunda güçlü olup ayakta kaldın mı? Oldu ve annenin isteyeceği şekilde yaşamak için çabalıyorsun. Bence bu çok güzel bir düşünce.
Bilinmeyen Numara: Teşekkür ederim, ne yapmam gerektiğini bana anlattığın ve aslında en ufak hareketin çok önemli olduğunu bana gösterdiğin için.
Bilinmeyen Numara: Bir de... Annen için...çok üzgünüm...
Anka: Teşekkür ederim ama üzülme... Biraz daha iyiyim artık :)
Anka: Ve de şunu söyleyeyim... Umudu sordun ya hani... Umut, yaşaman için seni ayakta tutan şey. Ve sana umudu aşılayacak olan kişi ben değilim veya bir başkası. Sensin...
Anka: Bir psikolog konuşabilir, bir arkadaşın veya ailen... Onların dedikleri doğrudur evet ama sen kendin içten inanmadığın sürece hepsi boş.
Anka: Her ne kadar senin için çabalasak da sen içinde inanmadığın için hiçbiri bir işe yaramaz.
Anka: Sen kendine kendin ilaç olacaksın.
Bilinmeyen Numara: Ama zorlanıyorum. Biliyorum, başkası bana yardımcı olamaz..ben kendim bir şeyleri düzeltmeliyim ama çok zorlanıyorum.
Anka: Zordur. Böyle düşünmek ve uygulamak... Zaten zor olduğu için insanlar mutsuz, karamsar, umutsuz...
Anka: Fakat sen bir şey için üzülürken, umutsuzlanırken etrafındaki diğer fırsatları da kaçırırsın.
Anka: Hayatında tek bir şey yok, kendini sadece ona adayamazsın. Birini kaybettiğinde... Birine küstüğünde... Terk edildiğinde... Hayal kırıklığına uğradığında... Devam etmek zorundasın.
Anka: Yoksa etrafındaki diğer insanları da kaybedersin...
Anka: Dünyadaki diğer güzellikleri, fırsatları kaybedersin... Umut her zaman vardır. Olmalı da... Yoksa yaşamanın bir anlamı kalmaz.
Anka: Umutsuzluk böyle bir şey... Sen tek bir şey için üzülüp umutsuzlanırken diğerlerini de kaybedebilirsin. Bu daha acı değil mi?
Bilinmeyen Numara: Evet..bir şeye takılı kalırken birçok şeyden geride kalıyoruz ve sanırım böyle toparlanmak daha da zorlaşıyor.
Anka: Aynen...
Çevrimiçi...
Yazıyor...
Çevrimiçi...
Anka: Bahsettiğim gibi, annemi kaybettim. Bu...bu çok zor anlarsın. Bunu sindirmek, bununla yaşamak...çok zor ama hayatına devam etmek zorundasın. En azından onlar için. En azından kaybettiklerin için...
Anka: Bardağın dolu tarafından bak derler... Öyle yapmalıyız...
Bilinmeyen Numara: Dolu tarafı yoksa..?
Anka: Dolu gözükmese bile...Biz de doldurabiliriz. İnanırsak, umut edersek imkansız gözükse bile gerçekleşebilir.
Anka: Bardak dolu değil diye, su yok diye sen su içmekten vazgeçer misin?
Bilineyen Numara: Hayır...
Anka: İşte..bu bardağı doldurmak yine sana bağlı.
Anka: Ben böyle düşünüyorum...
Anka: Bir işi yapabilmek için gereken en önemli şey inanmak. Bu başarmak için olsun, mutlu olmak için olsun, yaşamak için olsun... Her şey için inanmamız gerekiyor.
Anka: Her şey iyi olmak zorunda değil. Her şey iyi sonuçlanacak diye bir şey yok. Fakat umut edersek, başka şeylerde güzel anlar yaşayacağımıza dair, o zaman ayaklanabiliriz. Yoksa yerlerde sürünmeye devam ederiz...
Bilinmeyen Numara: O zaman ilerlemeye devam edeceğiz. Mutlu sona ulaşmak için...
Anka: Sana acı ama gerçek bir şey söyleyeyim mi?
Anka: Mutlu son diye bir şey yok. Zaten bir yerde son varsa orda mutluluk yoktur. Mutlu sonsuz da yok...
Anka: Ama o sona kadar hayatımızı güzel yaşamak var... Dertlerin yanında unutamayacağımız güzel anlar, arkadaşlıklar, ilişkiler...
Anka: Dertlerimizi bırakamayız ama kendimizi de mutlu şeylere, umuda kapatmamalıyız.
Anka: Acı da olsa, hayat devam ediyor... Sen üzgünsün, kimin umrunda? Daha da üzülmek istemiyorsan eğer devam et.
Bilinmeyen Numara: Çok haklısın..mutlu son yok, mutlu sonsuz da. Seni mutlu eden şu anki yaşantın. Şu anın... Geçmiş, gelecek veya senin sonun değil mutluluk. Mutluluk, şu anı değerlendirme şeklinde.
Anka: Aynen...
Çevrimiçi...
Yazıyor...
Çevrimiçi...
Anka: Bilmiyorum, sorularına cevap bulabildin mi? Veya ufak da olsa bir şeyler değişti mi sende... Ama ben bu şekilde düşündüm hep, öyle yoluma devam ettim. Düştüğümde böyle kalktım.
Bilinmeyen Numara: Evet, kesinlikle anladım... Güçlü olmak için umut en büyük dayanağımız.
Anka: Aynen...
Bilinmeyen Numara: Teşekkür ederim.
Anka: Güçlü ol, olmak zorundayız...
~Birkaç saat sonra~
Bilinmeyen Numara: Onu kaybetmek istemiyorum...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top