~22~
#Ember Island-Umbrella
Multide Anka var, Tae'nin anlattığı profil fotoğrafı aynı zamanda nskxnskx
~Anka~
Telefonu bırakıp yatağa uzanırken yüzümde bir gülümseme belirmişti... Hissettiklerimi anlatsam anlar mısınız bilmiyorum ama ah, şu an harika bir duygu içerisindeyim...
Kalp gönderdi..!
Evet, burda takılı kaldım... Ama ne yapayım? İnanması zor zaten. İçimde tabi hâlâ bir şüphe yok değil. Bu V'den kaynaklanmıyor, ona inandım. Ama çok şüpheci bir kızımdır. Ve de karşınızdaki kişi Kim Taehyung! İnanması, sindirmesi kolay değil tabi.
Bu zamana kadar konuştuğum kişinin o olduğunu düşündükçe içim kıpır kıpır oluyor, başım dönüyordu. Gerçek olamayacak kadar güzel bir duygu içerisindeydim...
Aklıma onun ilk mesaj attığı zaman gelince heyecanla yerimden doğruldum. Nerden bilebilirdim ki o olduğunu?Yoksa engellemezdim. Geri neden engeli kaldırdım mı? Çünkü... Dayanamadım.
Derin bir nefes alıp verirken gözlerimi yumdum. Etrafıma anlatamazdım. Beni can kulağıyla dinleyen, beni her türlü destekleyen kişiyi kaybetmiştim artık... Babam zaten değişti... Arkadaşlarım deseniz... Onlara da güvenemiyorum. Hem beni tanımayan birine anlatmak istedim. Normalde hiç bu tür işlere karışmazdım ama sanırım baya dolmuşum... Annemi kaybedince kendimi bir anda boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Hâlâ sanki o boşlukta süzülüyor gibiyim...
Onun yanına gitmek istedim. Bu boşluğa dayanamazdım. Soğuk fayans üzerinde halsizce otururken annemi düşünüyordum. Sonunda ona ulaşacağım diye mutluydum ama o anda içime bir his doğdu. Bir sıkıntı... Sanki annem konuşmuş gibi, sanki annemin hislerini hissetmişim gibi olmuştu. İşte o anda yaşamak istedim. Annem için... Hata yaptığımı anlamıştım ama bir yandan da çok geç diye deli gibi korkuyordum. Kuzenim son anda yetişmeseydi belki... Gözüm, bileğimde olan belli belirsiz ize kayarken gözlerimi yumup kafamı iki yana salladım.
Ah, kötü anıları uzaklaştırmalıyım. Şu anda hayattayım, annemin istediği gibi yaşamak için hayattayım. O zaman ona göre hareket etmeliyim, evet.
V ile konuştuğumuz mesajlar aklıma gelirken gülümsedim. Dertlerini anlattı, dinledim... Derdimi anlattım, dinledi... Bu zamana kadar onu dinledim, bu zamandan sonra da hep dinleyeceğim. Gelecekte ne olacak bilmiyorum ama şu anı düşünmeliyim di mi? Yaşadıklarımı, hissettiklerimi...
Benim hakkımda ne düşünüyor bilmiyorum ama ben hep onun yanında olacağım. Belki onun yanındakiler ona yeter ama ben yine de onun yanında olacağım. Çünkü o bunu hak ediyor. Üzgün olduğunda, mutlu olduğunda... Tabi bana anlatır mı bilmiyorum ama bu zamana kadar konuştuk, paylaştık bugünden sonra da böyle devam edecektir. V'nin de dediği gibi... Sanırım hissettim.
Hâlâ inanamıyordum...belki onunla konuşmuş olduğumu öğrenemeden o gidecekti, bir daha konuşmayacaktık ama o gitmemişti, benimle konuşmaya devam etmişti... Ah..kalbim çok kötü oldu...
Bir sıkışma var ama acı verici değil, nasıl anlatırım bilmiyorum ama bu sıkışma heyecanlandırıyor, mutlu ediyor... Bu hissi tatmayalı uzun zaman olmuştu, teşekkür ederim Tae..beni tekrardan bu kadar mutlu ettiğin için.
Bir rüyanın içindeymişim gibi hissediyorum ve o rüyanın aniden son bulmasından...korkuyorum.
Ona attığım triplerim, attığım mesajlar aklıma gelirken yastığı çekip yüzüme bastırdım. Rezillik resmen!
Ama ne demişti? Senin benimle böyle konuşmanı istiyorum. Pardon da nasıl yapacağım? Ah, her neyse... Anka, o sıradan biri. Evet evet, herkes gibi o da insan. O seninle sen olduğun için konuştu, ismini söyledi. Ben de o zaman öyle davranmalıyım.
Yatağın üstünde tepinirken rezilliklerim aklımdan çıkmıyordu. Neyse bunu da gördüğüne göre sıkıntı yok, kendim gibi davranabilirdim, ne yapayım..?
Aklıma birbirimize koyduğumuz isimler gelirken kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Bulut'un Hayal'i... Ufak çaplı bir çığlık atarken kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Yoksa her an kalp krizi geçirebilirdim. Ve daha onunla buluşmadan da gitmek istemem. Sakinleş Anka...
Yastığı yüzümden çekip mesajları düşünmeye devam ederken onu beklediğim günler aklıma geldi. Sessizliği canımı sıkıyordu... O zamanlar nedenini anlamıyordum ama sebebi sanırım, bu zamana kadar az da olsa bir şeyler paylaştık... Sıkıntımı anlattım, dinledi, konuştuk... İnsan bu tür zamanlarda sanırım daha çok değer veriyor karşısındakine. Çünkü senin zor zamanlarında yanında oluyor, acılarına ortak oluyor, huzur veriyordu...
Bazıları gibi sadece mutlu anlarında yanında olup da en sıkıntılı günlerinde ortadan kaybolmuyor. İşte, o insanlarla acılarını paylaştığın, huzur bulduğun insanlar arasında dağlar kadar fark var.
İçerden gelen gülme sesleriyle yerimden yavaşça doğruldum. Onu bunu geçtim de, canım çok yanıyordu... Annemi kaybetmiştim, şimdi de babamı mı kaybediyordum?
Boğazım düğümlenirken başımı ellerimin arasına aldım. Saçlarımı çekiştirirken dişlerimi sıkmıştım bir yandan. Ağlamamalıydım... Ama Tae, canım çok yanıyor... Dayanabilir miyim?
Gözlerim yanarken hıçkırıklarım dışarı çıkabilmek için içten içe haykırıyordu. Ama olmaz, onlar orda gülerken ben burda ağlayamazdım. Ben de bu ailenin bir parçasıyım. İlk önce ben vardım babamın yanında. Annem vardı... Onlar yoktu ama niye şimdi annemle ben yalnız kaldık? Niye babam bizim yanımızda değil de onların yanında?
Kalbim sıkışırken komodinin üstündeki çerçeveyi alıp annemle olan resmimize baktım. Anne... İçten içe pes etmekten korkuyorum. Anne... Ben güçlü durmaktan yoruluyorum sanırım. Sen bana güç aşılıyordun, ben şimdi nasıl güçlü kalacağım tek başıma..?
Annemin yüzünü okşarken çerçevenin üstüne bir gözyaşı düştü. Sanırım kaybetmiştim...
Fotoğrafı kalbimin üstüne koyup sarılırken sessiz sessiz ağladım. Evet, onlar orda seslice gülerken ben sesim çıkmasın diye uğraşıyordum. Ağladığımı anlamasınlar diye... Ama bir gün boğulmaktan korkuyorum.
Siz hiç en ufak ses bile çıkarmadan haykırarak ağladınız mı? Ben çoğu zaman böyleyim, hiç sesimi çıkartarak ağlamadım ve sanırım bu daha da can yakıcı ve yorucu.
Siz ruhen yıkıldınız mı hiç? Sanırım ben onun eşiğinde dolaşıyorum... Ordan uzaklaşabilir miyim, kurtulabilir miyim bilmiyorum.
Yağmurlu havanın altında öylece duruyorum. İlerleyemiyorum... güneş de açmıyor, gökkuşağı da çıkmıyor...ne yapmalıyım? Durdukça, ıslandıkça üstümdeki yüklerle birlikte ağırlaştığımı hissediyorum. Adım bile atamıyorum...
Biri gelip beni alıp götürür mü? Biri beni hisseder mi? Dışarıya göstermesem bile içten içe eridiğimi, biri fark edip bana sarılır mı? İçime attığım çığlıkları biri duyup gelir mi? Destek olur mu..?
Bu yağmurlu havada birinin şemsiye tutmasını istemiyorum, elimi tutmasını istiyorum. Çünkü yağmur güzel bir şeydir..bunu göstermesini istiyorum... Bunu yapabilecek biri var mıdır?
Aslında asıl sorum bu değil...vardır elbette. Ama benim yanımda olacak biri var mı? Beni seçecek biri..?
Uyumak istiyorum...çünkü uyku, az da olsa dünyanın canını yakmasını engelliyor. Uyuyabilir miyim..?
Yatağa uzanırken gözyaşlarım tek tek yanağımdan süzülmeye devam ediyordu. Küçük bir fısıltı dudaklarımdan dökülürken gözlerimi yumdum.
"Tae, keşke şimdi burada olsan..."
Tükeniyorum..ve bir gün pes etmekten korkuyorum...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top