Sözleşme

Sözleşmedeki en önemli kural gizlilikti. Gazeteciler Eylem'i keşfettiklerinden beri onu bir gölge gibi takip ediyorlardı. Olayların üzerine ise leşçil akbabalar misali üşüşürlerdi. İlk birkaç seferinde Eylem durumun ne kadar çarpıtılabildiğini görmüş ve ürkmüştü. Medyanın korkunç bir yüzü vardı ve buna birebir şahit olmadığın sürece asla göremezdin.

Ben gördüm, diye düşündü Eylem masanın üzerine usulca süzülen kağıda bakarken. Yazılar karda yürüyen karıncalara benziyordu. Miyop olmanın dezavantajlarından biriydi bu. Gizli saklı bir şekilde evrakları kurcalamak ya da göz ucuyla mesajları okumak asla Eylem'lik bir iş olmamıştı. Minik göz kusuru buna engel olurdu. Dikkat kesildiği anda da yakalanırdı.

Şimdi ise sözleşme içeriğini bildiğinden arkasına iyice yaslanmıştı. İdil Tozlu ise yuvarlak camlı, altın bir zincire takılı gözlüğünün ardında parıldayan koyu kahve gözlerini yazılar üzerinde gezdiriyordu. Kağıdı eline almamıştı, ona bile tepeden bakıyordu. Ne tuhaf kadın, diye düşündü Eylem. Gazeteciler bu tiplemeye bayılır ama bir kere tövbe ettim. Bir daha onlarla işbirliği yapmak yok.

Son röportajı öyle çarpıtılarak verilmişti ki neredeyse Teoman'la olan ilişkisi bitme noktasına gelecekti. Özgür gerçekten de titiz çalışan biriydi ve Eylem sadece bundan söz etmişti. Çözüme onun sayesinde ulaşıyorlardı. Bunu da eklemişti ve ertesi gün... Ekibin dinamik ikilisi Özgür ve Eylem'in aralarındaki inkar edilemez çekim gazetelerin baş sayfasını süslemişti. Ailelerin mağduriyetini ve acılarını ise türlü şarlatanlıklarla para kazanmak için kullanıyorlardı. Alt başlıksa böyleydi.

Ne uzun geceydi, diye düşündü Eylem. Teoman nasıl da üstten üstten konuşmuştu onunla. Hiç susmamıştı, ses tonu hiç yükselmemişti ama aşağılamaları gırlaydı. Gazetedeki haberin hesabını soruyordu. Teo'nun adı tek bir satırda bile geçmemişti. Özgür ise başroldeydi. Bu onu çileden çıkarmıştı. Sabaha karşıysa sakinleşmişti. Eylem'in suskunluğu ve kendi konuşmaları sonunda onu ikna etmişti. Teo dururken Eylem asla Özgür'e bakmazdı. Bunu söyleyiş şekli... Öyle kibirliydi ki... Eylem ufacık bir an gerçekten de bu adamı mı seviyorum diye düşünmüştü. Sonra Teo, usulca yanına sokulmuş ve Eylem'i nazikçe öpmeye başlamıştı. Kavga noktalanmış, Eylem'in şüpheleri usulca geri çekilmişti.

Gazetecilerle işbirliği böylelikle noktalanmıştı. Eylem ikili yakıştırmadan ziyade şarlatanlık kısmına takılmıştı. O, insanlara yardım etmeye çalışıyordu, kimsenin parasını zorla almıyordu. Ne var ki tuhaflığı sürekli gündem olup insanların alay konusu haline geliyordu. Bu yüzden de gizlilik önemliydi.

"Kasaba halkıyla konuşurum." diyen İdil gözlüğünü çıkartarak arkasına yaslandı. İsminin bulunduğu kısımda zarif imzası göze çarpıyordu. Sözleşmedeki hiçbir maddeyi sorgulamamıştı. Sayfaları okurken kaşında en ufak bir kıpırtı dahi olmamıştı. "Burada olduğunuzu bizden başka kimse bilmeyecek. Zaten fark etmişsinizdir. Dışa kapalı bir kasabayız. Kendimizle olmayı severiz."

"Belli oluyor." diyen Teo gömleğinin kollarını kıvırmaya başladı. Sıcak etkisini gösteriyordu, şakakları terden ıslanmıştı. "Yine de bu sizi daha ilginç kılıyor." Tek kaşını kaldırmıştı.

İdil kızararak bakışlarını kaçırdı. Eylem ise şaşkındı. Bu kadının yüz kasları sadece Teoman'a tepki gösteriyordu. Bu durum az da olsa Eylem'in sinirini bozmaya başlamıştı. "Sözlerimiz karşılıklı. Aile sırlarınız hiçbir suretle dışarıya sızmayacak. Bize güvenebilirsiniz." Mesafeyi belli edercesine konuşmuştu Eylem. Tonlaması aynı zamanda Teo için de bir uyarıydı. Sınırları zorluyorsun, frene bas.

İdil sakince tebessüm etti, elleri kenetlenmişti. "Size güvenip güvenemeyeceğimi zaman gösterecek. Namınızı çok duydum. Gençler arasında çok popülersiniz. Adeta bir fenomen... Peri sizden bahsetmeye bayılıyor." Bir süre duraksadı. Eylem'i tartan bakışları vardı. "Yaptığınız şeyler... yani en azından söylentiler ilgi çekici, kabul etmeliyim. Zaten bu yüzden buradasınız. Ama gelin görün ki gerçekten de paranormal olan iki olayda da çuvallamışsınız. Bu yüzden size hemen detayları anlatmak istemiyorum. Bazı şeyleri sizin çözmenizi bekleyeceğim. Bakalım dedikleri kadar var mısınız?"

"Durugörü tabirini bilirsiniz sanırım. Parapsikolojide sık sık geçer. Yani temelsiz, hurafe işi işlerle uğraşmıyorum İdil Hanım. Güzelce araştırmanızı tavsiye ederim."

"Bana balık tutmayı öğretmek yerine neden doğrudan balığı vermiyorsun Eylem." İdil masasında öne doğru eğilmişti. Yanakları çok düzdü, neredeyse hiçbir kavis yoktu. "Önce şu resmi sıfatları kaldıralım. Görünen o ki bu evde haftalar boyu birlikte yaşayacağız."

"Beni teste tabi tutuyorsun yani." Eylem hırçın bir tavırla başını iki yana salladı. Kumral saç telleri boynunu gıdıklanmıştı. "Buraya aşağılanmaya gelmedim." Tam kalkıyordu ki İdil elini sıkıca tuttu. Ayı kapanı misali kuvvetlice sıkıyordu.

"Bu hayatta en değer verdiğim şey ailem ve inan bana, Peri benim için çok kıymetli. Onun zarar görmesini istemiyorum. Bu yüzden temkinliyim. Lütfen anla beni." İdil'in gözlerinde ilk kez hüzünlü bir ifade oluşmuştu, onu insan gibi gösteren bir ifade.

Eylem yutkundu ve cevap beklercesine Özgür'e baktı. Özgür hafifçe yumdu gözlerini. Ayak uydur diyordu. Sakin bir enerji yayıyordu. Teo da teşvik edercesine koluna dokunduğunda Eylem usulca yerine oturdu. "Bazen yaptığım iş kişisel olarak beni çok zorluyor, üzgünüm. Genel bir kabul görmüyorum, herkes bana şüpheyle yaklaşıyor. Bu da haliyle etkiliyor beni. Güven ve gizlilik bizim işimizin en önemli parçası İdil Hanım. Bunlardan biri denklemden çıkarsa ben orada olamam."

"İdil diyecektin unuttun mu? Üstelik imzalar atıldı." İdil elindeki sözleşmeyi aralarındaki mührün işareti olarak havaya kaldırdı. "Artık geri dönüş yok ve seni tartmama da müsaade edeceksin."

"Haklılık payı var Eylem. Normal bir iddiada bulunmuyorsun." Teo omuz silkerek oturduğu yerde kasılmıştı.

"Hayatımdaki şey bir iddiadan çok daha fazlası." Eylem dişlerinin arasından konuşmuştu, Teo nasıl böyle fütursuzca laflar ederdi.

"İşte sana fırsat. Yaptıklarınla bunu kanıtlayacaksın. Çünkü sen mükemmel bir detaysın." Teo ayaklanarak Eylem'in arkasına geçmiş, tek eliyle kızın omzunu kavramıştı. "İdil bize gerekli gördüğü detayları anlatsın. Gerisini sen zaten halledersin." Öyle güven doluydu ki sesi Eylem bu çelişkili iki tavır karşısında sadece hayret edebildi.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top