İlk Sahur İlk Heyecan
Yorum oy unutmayın canlar 😘
Medya ana fikir ❤️
___________
Tüm ahali okulun avlusuna toplanmış üç sıra halindeki dörderli masalara kurulmuştu. Kadınlar bir tarafta erkekler bir taraftaydı, çocuklar ise yetişkinlerin daha rahat olmaları için başka bir masada göz önünde oturuyordu.
Louis kollarını bağlayıp huysuz huysuz çaprazda kalan Harry ve yanındaki Osman'a baktı.
Yeşiller kendisine döndü mü imayla hemen başını çeviriyor güzel gencin başlamamış ilişkileri hakkında korkmasına sebep oluyordu.
Kaşlarını çatıp yanındaki parazite baktı, her an kafasındaki örtüyü çıkartıp Osman'ı oracıkta boğabilirdi ancak Louis gibi oturaklı bir adam bu tür hareketleri üslupsuz bulurdu bu yüzden sadece susuyor bir şekilde onunla göz göze gelmeye çalışıyordu.
Ama olmuyor. Çünkü bizimki biraz alındı. Sonuçta Harry kendisi izin vermişti demi Osman'ın yanına oturmasına? Eh bir dolandırıcılar kıralı bile olsanız kalbiniz kırılabilir.
"Boş yere heves ediyorsun, siz ayrı dünyaların insanlarısınız." dedi yanındaki Liam, töbe töbe herif yine belirmişti. Louis onun bazen cin veya peri olduğunu düşünüyor.
"Ha ben ayrıyım ama Sünnetsiz Osman onunla aynı dünyada demek?"
Evet. Osman cidden sünnetsizdi. Louis bu konuda bir sıfır önde hissediyor. Sonuçta imamın kardeşi sünnetsizin tekine varacak değil demi? Hem Louis daha yakışıklı. Gözleri mavi başta. Osman'ınki bok rengi.
"İnsanları göz renklerine göre yargılamamalısın." Yanındaki adam cıklarken kendisi neredeyse hırlayacaktı "İç sesimi rahat bırak!"
"Bu elimde olan bir şey değil." Liam sanki çok istiyordu bu herifin iç sesini duymak. Kalp gözü işte, açıldı mı kapanmıyor.
"Yalan söyleme."
"Tövbe estağfurullah!"
İkisi sessiz denecek şekilde atışırken kimse onlara bakmadığı için Louis somurtkan ve asabi olan asıl yanını göstermekten çekinmiyordu. Masanın altında birbirlerinin ayaklarına vurmaya ise imam, Louis'nin yanına oturunca başladı. Halen kötü bakışlar atsalar da susuyorlar artık. Zayn varken olmaz.
"Selamın Aleyküm!" Zayn her zamanki gibi sevecen selam verse de Liam ile arasında Louis olduğu için biraz umutsuzdu. Olsun dedi, buna da şükür. Tespihini son defa çekip masaya bıraktı.
"Aleyküm Selam." Kardeşi ve yanındaki fav cemaat üyesi aynı anda, yari ise sonradan ve daha sessizce selamı alırken etraftakiler onlara göre geç yanıt verdi. Osman ise sessizdi, tek yaptığı mal gibi Harry'e bakmaktı. Zayn başını iki yana salladı.
Allah var, kardeşini biliyordu, o halen biraz şeydi, şey gavur ama yine de Harry'den her Allah'ın günü "Senin yüzünden aldım başıma belayı, sen kurtaracaksın beni..." türden isyanlar duymak üzüyordu Zayn'i.
Kardeşlerdi sonuçta. Birlikte az iş çevirmemişlerdi de. Pavyon zincirleri vardı, mübarek kolay iş değil ki pavyon zinciri kurmak!
Bu yüzden onu kurtaracaktı Osman'dan kararlıydı. Bunun ise tek yolu evlilikti.
Sakince sağ tarafa döndü ve Louis ile göz göze geldiler. Zayn kurnazca gülümsedi. İşte hem kardeşini doğru yola iletecek hem de kurtaracak kişi!
"Bir şey mi oldu hocam?" diye sordu Louis. Role çok hızlı girerdi işte böyle ve kimse anlamazdı. "Ne mübarek adam olduğun geldi aklıma." Louis arkasındaki Liam'ın ayağına attığı sert tekmeye aldırmadı. "İlahi hoca efendi, nereden geliyor birden bire böyle şeyler aklınıza."
Zayn güldü, Harry hayran hayran abisine ve Louis'e bakıyordu. Şimdiki hali ve onu ele geçirdikten sonraki hali arasındaki farkı merak ediyordu açıkçası. Hele bir yola gelsindi Louis-
"Ah bir benim olsan da bozsak şu beyefendiliğini." diye yakınıyordu içinden.
Masadaki bilinmeyen köşeden yüksek bir kahkaha geldi. Bu Niall'dı. Çok mutlu görünüyordu. Ellerindeki terliklere baktı parlak gözlerle. "Çünkü çok güzeller!" dedi yanındaki yaşlı adama.
Bu terlikler çok yeni ve güzellerdi üstelik pembeydi! Sarışın çocuk onları almak için iki hafta camiye giden kadınları takip etmiş ve sapık sanılıp dayak yemişti. Bunlar imamın kardeşi Harry'nin terlikleriydi! Tabii yaşlı amca nereden bilsin... Sadece onun neden sahur sofrasına kucağında pembe terlikle geldiğini merak etmişti ama merak etmese de olurdu.
Muhtar vakti geldiğinden ayağa kalkıp elindeki viski bardağına tersine çevirdiği kaşık yardımıyla haya ile tıklattığında herkes sessizliğe büründü.
Bizim köyde bir adettir bu, ilk sahur ve son iftar toplu yapılır.
"Sevili Tövbe köyü halkı! Öncelikle herkesin Ramazan ayı mübarek olsun." Çeşitli karşılıklar aldıktan sonra devam etmek için derin bir nefes aldı.
Muhtar tam bir gavurdu. Zayn'in ilk geldiği seferkinden bile daha gavur. Sürekli içmekten pek ayık olduğu söylenemezdi şu an bile zor konuşuyor. Ama yine de katı bir muhafazakarlığı vardı.
"Bu yıl da hep olduğu gibi oruç tutmayana meydanda dayak atılacaktır. Memmet emminin çiğ köfte mekanı sadece iftar saati açık olacaktır. Her akşam Camide Karagöz etkinliği ve her eve bayrama kadar okuması için beş cüz verilecektir. İlk sahurun şerefine herkese benden rakı. Afiyet olsun!"
Herkes sessizce sahurunu olmaya başladı. Louis ve Harry bu süreçte sadece bir defa göz göze geldi o da Osman tarafından mahvedildi.
"Beni dinle, sana diyorum işte. Bırak bu işin peşini." Liam fısıldadı. "Anlaşılmaz mı sanıyorsun ne halt olduğun?" Louis ofladı. Kurtulamayacaktı bu adamın vesveselerinden. Sessizce fısıldadı. "Sana ne kardeşim sana ne?"
"Zayn sana güveniyor ve sen onu üzeceksin, uzak dur bu aileden."
"Gel de uzaklaştır." Ortadaki resmen savaş ilanıydı. İki taraf da hazırdı. Kısık gözlerle bakışıp serçe çaylarını karıştırdılar. Küçük kaşıkların cama vuruşları tiz ve dikkat çekiciydi.
Bir mümin ve bir münafık, işte bu gerçek bir vs.
İnsanların onlara garip garip baktığını fark ettiklerinde mecbur birbirlerine arkalarını dönüp çaylarını sesli sesli içmeye başladılar. Ortam vs atmaya müsait değildi. Şimdilik ara vermeleri en iyisi.
Sahurun sonlarına doğru Zayn ve cemaati camiye gitmek için ayaklandı. Harry ise kurduğu sinsi planı böylece işleme soktu. Abisinin koluna yapıştı. "Eve tek gitmesem korkuyorum çok karanlık." İmam duyduğuna pek inanmak istemedi. Harry'nin korktuğu tek şey erken boşalan müşteriydi çünkü.
Kardeşinin amacı neydi bilmiyordu fakat düşünceli bir edayla iki üç adım öndeki Louis'e baktıktan sonra bu bir fırsat gibi görünmüştü gözüne.
"Mübarek!" dedi tespihini sallarken etraftaki herkes mübarek odluğundan bu hitapla çok kişi dönmüştü arkasına ama Zayn bir tek mavilere karşılık verdi.
"Buyur hocam." Anlamaz anlamaz Harry'e ve imama yaklaştı. Hayırdır lo, dedi içinden. Bu gıttik neden çağırdı beni acaba, diye devam etti.
"Ben ezanı okuyuncaya değin Harry'i eve bırakıp gelebilir misin?" Tespihini sallayış şeklinden bunun bir sorudan çok emir olduğu anlaşılıyordu.
Louis tek kaşını kaldırmamak ya da pis pis gülmemek için zor tuttu kendisini. Bunun yerine başını eğip oldukça mecbur görünmeye çalıştı. "Tabii hocam, siz isteyin."
Zayn sakalını sıvazlayarak ikisini geçip gittiğinde bizim çift artık baş başaydı. İlk defa.
Akıllarında tilkiler yüzlerinde maskeler onca şey düşünüp kurmalarına rağmen öylece bakıyorlar şimdi birbirlerine.
Tüm cemaat geride kalmış, okulun bahçesinde tatlı bir sofra toplama heyecanı var, toprak yolda biri şalvarlı (adana kesim) diğeri etekli iki kişi birbirlerine yarı karanlıkta bakıyor.
Louis o karanlığa rağmen Harry'nin örtüsünün kenarından çıkan bir iki tel saçı görmüş romantik bir edayla parmaklarını uzatıp onları eşarbın içine sıkıştırmıştı hemen.
Harry kalp krizi geçirmek üzereydi.
Temas etmişlerdi ve O BUNU SAÇI GÖRÜNMESİN DİYE YAPMIŞTI! Bu adamla işi zordu belli. Ama yine de kalbi yaptığı şeyden dolayı hızla atmaya devam ediyordu.
Louis gülümsedi. Karşısındakini etkilediği için memnun olduğu her halinden belliydi. İşte bölle lak diye aşık ederler adamı. Gerisini imam efendi düşünsün.
Bu kadar çabuk ve olumlu bir dönüş alacağımı bilmiyordum! Bu yüzden yedek bölüme ihtiyaç duymamıştım woa sanrm memlekette birden fazla ruh hastası varmış eşşdşwd yalnız hissetmediğim için mutluyum ehe
Bir de artık yazm yanlışları pek umrumda değil saldm yani habernz olsn hassasiyeti olanlar...hayatın size vurduğu en büyük darbe bu olsn karşm bye
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top