•Bölüm 7•

Medya: Jimin&Jungkook - We Don't Talk Anymore

...

...

İçeriye girmemiz ile dönen gözlerin sayısı ben çıkarkenkinden fazlaydı. Kimisi arasında konuşmaya başlamıştı bile.

Bu duruma anında rahatsız olurken belimde olan eli de gerilmişti sanki. Gözlerim onun yüzüne bakarken birden bana döndü ve gülümsedi.

Bar taburelerinin oraya giderken oturmama yardım etti ve kendisi oturmadan şaşırdığım bir şeyi yaptı. Ceketini çıkartarak bacaklarıma örttü. Ondan sonra karşıma oturdu.

Kendisine alkolsüz kokteyl söylerken bana döndü. "Ne içersin?"

"Aynısından."

İkimize de söylerken bana döndü. "Umarım rahatsız olmuyorsundur. Sana hitapsız konuşuyorum."

Gözlerine baktım ve cevap verdim. "Hayır, önemli değil Bay-"

"Sadece Jimin. Rica ediyorum. Bu gece bir sohbet arkadaşı buldum ve hitap, resmiyet istemiyorum."

Jimin'in böyle konuşkan olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. O şarkısını söyleyen fakat özel hayatını asla dışarıya yansıtmayan birisiydi. Üstelik, o da bu gece gidecekti. Fakat kader bana güzel bir jest yapmış ve onu benim karşıma çıkartmıştı.

"Acaba... Neden partnerin yok Soo Jin?"

Kaşlarım çatılırken o sırada gelen içeceklerimizi aldık. Bir yudum içerken aklıma gelenler ile sinirim katbekat arttı tekrardan.

"Kandırıldım. Aslında uzun hikaye. Kısası bu." Dediğim kelimeler üzerinde suratında oluşan gülümseme ile bende merak ettiğim soruyu sordum.

"Peki sen Jimin? Neden gidecektin?" Ona ilk defa ismi ile hitap etmem hem beni hem de onu şaşırtırken konuşmaya başladı.

"Kandırıldım. Benim ki uzun değil ama kısası bu." Beni taklit eder gibi yapması üzerine solgun yüzümde hafif tebessüm olarak gülümsedim.

"Sonunda gülebildin. Çok gerilmiştim." Dediği şey ile yerimde donarken başımla hafifçe eğildim. "Üzgünüm. Seni germek istememiştim."

"Hayır, hayır sadece çok üzgün ve yorgun görünüyorsun. Ondan dolayı." Toparlamaya çalıştıkça benim artan gülümsemem onu daha da mutlu etmişti.

Bulunduğumuz ortam yine sesliydi. Ancak konuşabiliyorduk. Barın etrafı çokta yüksek sesli değildi. Müziğin sesi daha çok orta kısımda duyuluyordu.

"Peki neden kandırıldın? Kısa olan hikayeni anlatmak istersen dinlerim." Sorum ve yorumum ile mutlu olduğunu görürken konuşmaya başladı.

"Aslında bu tür davetlere katılmam. Ancak arkadaşlarımın ısrarı üzerine bana gönderilen daveti kabul ettim. Davet sahibi tüm kuaför ve kıyafet ücretini bana yıktıktan sonra gelemeyeceğini söyleyerek beni kandırdı. Aslında beni üzen giden para değildi, manyak ve saf yerine konulmamdı."

Üzülerek anlattığı olay ile bende üzüldüm. "Sanırım senin için kötü olmuş. Üzüldüm. Belki bir daha görüşme fırsatınız olur."

"Ahh, hadi ama. Tanımıyordum bile onu." İsyan edercesine konuşurken birden bana döndü ve sözüne devam etti. "Ama Tanrı bugün beni mutlu ederek karşıma daha güzel birisini çıkarttı."

Şaşırırken ettiği iltifat ile kalbim daha da hızlandı. Gülümserken teşekkür ettim ve itiraf edercesine konuştum.

"Aslında seni çok iyi tanıyorum. Müziklerine ve sesine hayranım. Yıllardır severek dinliyorum."

Bu itirafım üzerine şaşırmış olacak ki nefes verdi derince. "Oh, sanırım rahatladım. Çünkü beni tanımıyorsun sandım."

Kafamı kaldırdım ve direkt cevap verdim.

"Ah hayır! Ben üzgünüm, sadece modumda değildim. Bu sebeple pek tepki veremedim."

Başını sallarken birden sırıttığını gördüm. "Desene, tüm dünyayı kasıp kavurduğum gibi seninde kalbini kasıp kavurmuşum."

Oh, ben bunu kastetmemiştim ama... Sanırım dediklerinde haklıydı. Cümlesi kalbimi daha da hızlandırmaya yetmişti bile. "Sanırım doktorluk zor." Konuyu anında değiştirmesi ile rahatlarken başımı salladım.

"Evet. Üstelik aile de sorun olunca..." Ufak kendimden bahsetmem ile içeceğini bitirdi ve yenisini isteyerek bana tam döndü.

"Sanırım yüksek sosyete çok sıkıntılı. Başına gelen bazı olaylar çok yankı yapmıştı. Duymuştum."

Beni tanıması ile sevinirken bazı olaylar derken neyi kastettiğini anlamıştım. "Sanırım sende benim haksız olduğumu düşünüyor olabilirsin Ancak ben-"

"Senin düğününden kaçmadığını herkes biliyor." Gözleri gözlerime işlerken bakışlarının yoğunluğunu kaldıramadım. Başımı çevirecekken gülümsediğini görerek bu yoğun havayı anında dağıttı.

"Makalelerin oldukça güzel. Özellikle çocuklar için yazdığın makaleler ve kurtardığın yaşlı bayanın öyküsü."

Bahsettiği makale ile oldukça düşünmüştüm. Bu zamana kadar fazlasıyla makale yazmış ve röportaj yapmıştım. Göz önünde bulunmayı sevmezdim ancak hayatım inadına bana göz önünde ol diyordu.

"Evet, kendisinin torunu varmış ve pirinç keki dükkanı yönetiyormuş. Torunu için çalışması lazımmış. Ailesi bir trafik kazasında vefat etmiş bu yüzden benden onu kurtarmak istedi. Hatta geçen gün yanıma gelmiş tekrardan test vermişti."

Özetlediğim röportajı ilgiyle dinlerken devam ettim. "Testleri temiz çıkınca tekrardan teşekkür etmişti. Sanırım bana tekrardan pirinç keki gönderecek. Her zaman yapıyor."

Yaptığım iyilik ile gülümsedim. Kadın çok yaşlı olmasına rağmen annesi babası olmayan torununa bakmak için her şeyini feda ediyordu. Üstelik yaşama isteği torunu içindi. Takdir ediyordum. Bu hayatta böyle insanlarda varmış demekki.

"Şaşırdığım şey bu röportajı yaklaşık yedi sene önce yapman. O zamanlar doktorluk kariyerinde yeni yeni yükseliyordun ve bunu hala hatırlıyorsun."

Evet. O kadar uzun zaman olmuştu benim doktorluğa başlayalı. Aslında daha erken başlayabilirdim fakat üniversitem biter bitmez doktoralık ve uzmanlık için kolumu sıvamıştım.

"Oh, doktorluk bunu gerektiriyor. O Büyükanne sayesinde şu an bu kadar biliniyorum. Oldukça ilgi çekici bir vakaydı." Başını salladığını görürken önüne dönüp içkisini elinde çevirdiğini gördüm.

O değilde, neden bu büyükanne hakkında konuştuk ki? Yoksa merak mı etmişti. Veya bir bağlantı mı vardı?

"Peki, neden bu kadar makale ve röportaj okuyorsun? Özellikle benim hakkımda?" Bu soruyu sorma cesaretimi takdir etmiş olacak ki içten bir şekilde gülümsedi.

"Sadece denk geldim. Ve seni biraz araştırmış olabilirim. Senelerdir özel hayatınla ilgili bir şey bile yokken birden düğün haberin patlak verdi. Bu da şaşırmama ve seni araştırmama sebep oldu. Aslında çok iyi bir doktormuşsun."

Başımı sallarken gülümsedim. "Teşekkür ederim. Seninle konuşmak benim için büyük bir onur. Ne de olsa hayranınım."

Bu cümleme ufakça sırıtırken birden durgunlaştığını ve ciddi bir tavır aldığını gördüm.

"Daha iyi misin? Seni ilk gördüğümde titriyordun."

Bunu fark etmiş olması ile tedirgin olurken başımı eğdim ve teşekkür ettim tekrardan. "Evet daha iyiyim. Konuşmak ve kafa dağıtmak çok iyi geldi."

Ciddi halinden eser kalmazken tekrardan gülümsedi. "Buna sevindim. Sanırım şu an biraz ilham doldum. Aklıma yeni şarkı dizeleri geldi."

Nedense bu dedikleri ile kalbim hızlandı. "Benimle mi?" Dedim birden. Benden ilham mı almıştı?

"Evet. Oldukça yorgun ama asla pes etmeyen zeki ve güzel kız adına." İltifatları ardı ardına gelirken birden kendimi utanırken buldum.

Ben bu duyguyu yaklaşık beş sene önce kaybetmiştim. Ben beş sene öncesine kadar hayat doluyken beş yıldır bir duygu bile hissedemez hale gelmiştim. İlk defa... Bu derece mutlu olmuş ve utanmıştım.

"Teşekkürler."

"Hadi ama, sürekli teşekkür etmene gerek yok. Hem artık arkadaş sayılırız değil mi?"

Başımı salladım. Ben daha yeni, hayranı olduğum adam ile arkadaş olmuştum. Üstelik yılbaşı gecem onunla geçiyordu.

Sanırım sinirim biraz yatışmış, artık iyi ki gelmemiş ve beni kandırmış demeye başlamıştım. Çünkü onunla konuştukça konuşasım geliyordu. Hayranlığım daha da artıyordu.

Arkadan duyduğum romantik şarkı ile kalbim hızlanırken ne yapacağımı bilemez halde başımı eğdim ve içeceğimden bir yudum aldım.

"Hey... Oturmaya mı geldik?" Bir süre ikimizde sessiz kaldıktan sonra bunu demesi ile direkt olarak gözlerine baktım.

"Bu dansı bana lütfeder misiniz Bayan Kim?"

Soyadımla seslenilmesinden nefret ettiğim halde neden bu kadar güzel gelmişti kulağıma?

Uzattığı eli ve yüzündeki tebessüme hayır diyemezdim. Elim otomatik olarak eline gitti ve sıkıca sardı.

Vücudum kendiliğinden hareket ederken kendimi ayakta buldum. Bacaklarımda ki ceketi oturduğumuz yere koyarken beni dans pistine doğru elimi tutarak çekiştirdi.

Dans pistinde dans eden çiftlerin arasında kaybolurken iki eli de ince belimi buldu. Ellerimi omuzlarına koyarken göz göze geldik.

Anlaşılan bu dansı yapacaktık. Ama ben şimdiden afallamaktan dansa odaklanamamıştım...

⚙⛓☃☄

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top