•Bölüm 19•

Medya: Jimin - Promise

...

...

-Yazarın Anlatımıyla-

Soo Jin bugün oldukça heyecanlıydı. Soo Jin bugün oldukça mutluydu. Soo Jin bugün oldukça güzeldi...

Üzerindeki gelinlik ile ışıl ışıl parlayan birisiydi o. Bugünün yıldızı, Jimin'in gözünde her günün yıldızıydı o. Işığı ile etrafı aydınlatan kişiydi o.

Oh, ne ara mı evlenmelerine geldi olay?

Yaklaşık altı ay önce birbirlerine edilen sevgi itirafları ile sevgili olmuşlar ve birbirlerini daha iyi tanımak adına 'Sözde' değilde gerçekten de sevgili olmuşlardı.

Bu yeni hayat, bu yeni ilişki ve bu yeni duygular ile altı ay boyunca birbirleriyle ilgilenmişlerdi. İlişkileri çok güzel gitmişti. Hatta Soo Jin bir şeyler çıkacak diye korkar olmuştu.

Korkularını aşmasını sağlayan kişi ise Park Jimin'in ta kendisiydi. Jimin ona öyle bir güven hissettirmişti ki Soo Jin endişelenmeyi bıraksın, kötü düşünceleri bile aklına getirmez olmuştu.

Soo Jin artık kötü yıllarını geride bırakmıştı ve hayatına şans eseri giren hayran olduğu adam ile yeni bir yola başkoymuştu.

Şu an ise hayatına tamamen kar beyazı bir sayfa açmak üzereydi işte. Geçmişte yaşadığı kötü olayları unuturken gülümseyerek kendi odasına bekliyordu işte.

O sırada düğün haberi tüm dünyaya yayılmış, dünyaca ünlü idol Park Jimin'in evliliği gündem olmuştu. Tüm insanlar Soo Jin'e özenir olmuştu. Soo Jin bundan hoşlanmıyordu çünkü çokta özenilecek bir hayatı yoktu.

Başlarda kafasına takmasa da küçüklükten beridir o zorbalığın mağduruydu. Öyleki zorbalık büyüyünce bile peşinden gelmiş, düğün gününde de baş göstermişti.

Düğün günü aldatılırken, asıl aldatma konusu değilde yanlış çarptırılmayla Soo Jin suçlu gösterilmişti.

Soo Jin senelerdir o suçlamalarla yaşamış ve bu hayata alışmıştı. Kötü düşüncelerin hakim olduğu bir hayat. Duygusuzlukla dolu bir hayat. Ne olduğu belirsiz, yaşasada aynı yaşamasa da aynı olduğunu düşündüğü bir hayat.

Annesinin ısrarı üzerine sevmediği bir adamla sözleşmiş ve partiye gitmişti o gün. Aslında annesine içten içe teşekkür ediyordu. Eğer o gün annesi onu tehdit etmeseydi o partiye gidemez ve hayatının aşkı ile asla tanışamazdı. Sonuç olarak hala aynı sıkıcı hayatı olurdu Soo Jin'in.

O gece kötü başlayan parti sonra ermek üzereyken en büyük etken Jimin gelmişti ve Soo Jin ile gece geçirmişti. Soo Jin ile bol sohbet üzerine geceleri son bulurken bir daha asla Park Jimin'i görmeyeceğini biliyordu. Bu sebeple üzülmüştü işte.

Ancak kim bilebilirdi ki? Haberler çıkmıştı. Her yerde onlar konuşuluyordu ve gündem ikisiydi.

Gerisinde de zaten karşılaşmalar ve yapılan planlardan ibaretti. Alınan intikamlar Soo Jin'in kara sayfasını bir bir beyaza boyuyor eski saflığını alıyordu.

Bunları yapabilmesinde ki en büyük etken Jimin'di. Fikir ondan çıkmıştı ve o arkasındayken her şeyi yapabileceğini söylemişti. Sevgili dedikoduları resmileşmişti.

Çok geçmeden aşkını itiraf eden Jimin, Soo Jin'in gözünde zaten kahramandı.

Soo Jin senelerdir içinde sakladığı duyguları bilmiyordu. İçine sürekli dertlerini atmış ve duygularını yok etmişti. O duyguları bir daha bulmamak üzere unufak etmişti.

Asla bilemezdi, asla tahmin edemezdi. Birisi gelecekti, üstelik hayran olduğu kişi, sonuç olarak o duygular bir sel misali ortaya çıkacaktı. Başta sevgi olmak üzere tüm duyguları gün yüzüne çıkmıştı işte.

Sadece yalandan değil, artık içten içe gülüyor ve eğleniyordu. Soo Jin eğleniyordu...

Eskiden Soo Jin ağlarken, şimdi sevinerek içten içe gülüyordu. Onu ağlatan kişiler ise şu an gerçek cezalarını çekiyorlardı.

Beklenmedik bir kararın sonucu Min Sun ve arkadaşları hapise tıkılmıştı. Ancak çok geçmeden dört ay sonra çıkmıştı. İntikam istiyordu ancak artık intikam alamıyordu.

Biliyordu, yaptıklarının cezasını çekmişti. Soo Jin'i geçmişte kötülemenin, kıskanmanın cezasını şu an çekiyorlardı.

Herkes onları parmakla gösteriyordu. Alnında kara bir leke artık geçmeyen bir iz olmuştu onun için. İflas bayrağını çekmiş ve sürünmekten beter hale gelmişlerdi.

Sadece Min Sun ve arkadaşları da değildi cezalarını çeken. Jimin'in Soo Jin'den gizli planı ile bir diğer iflas bayrağını çeken Holding başından beri ismi lazım olmayan adamın ta kendisiydi.

İsmi gerçekten lazım değildi, çünkü o kadar çıkarcı ve pislik bir insandı ki... Geçmişte coğu insanı kullanıp atmıştı.

Jimin sayesinde hepsi gün yüzüne çıkmış, tüm işlediği suçlar ve yolsuzluklar ortaya serilmişti. Soo Jin bunun şans eseri olduğunu ve her şirketi devlet daha sıkı denettiği için olduğunu sanarken işin içinde Jimin'in parmağı vardı.

Oh, elbette Do-Yun'u da atlamadı Jimin. Çünkü Do-Yun, Soo Jin'e yaklaşmaya çalısıyordu. Hala pişmandı. O gün asla içmemeli ve sırf zevk için müstakbel eşini aldatmamalıydı.

Jimin, bunu anlar anlamaz önlemlerini aldı ve Do-Yun'un da fişini çekti. Aslında bu seferki gizli işler ile olmamıştı. Jimin'in ta kendisi işleri açık açık halletmişti.

Da-Yun'a bir televizyon programındayken açık açık konuşmuş ve ona 'Sakın seni sevgilimin yanında görmeyeyim yoksa buna pişman olursun' demişti. Tabii bu şakayla karışık söylenirken bu mesaj Do-Yun'a direkt bir tehditti.

Tehtidi anlayan Do-Yun tüm eşyalarını toplayıp Kore'den ayrılırken yavaş yavaş sıranın ona da geldiğini anlayıp kaçmıştı. Kısaca Jimin ortalığı tertemiz bırakmış ve kariyerine devam etmişti.

Soo Jin'e verdiği şarkı sözünü unutmamış ve tutmuştu. 'Promise' adlı şarkıyı yazarken oldukça gururluydu. Çünkü bunu tek ve özel birisine yazmanın mutluluğu vardı üzerinde.

İşte, önümüzdeki altı ay ve geçmiş zamanın özetiydi bunlar. Şu an ise ne mi oluyordu? Bugün düğün günüydü!

Herkes toplanmış ve nikahın kıyılmasını beklerken Soo Jin Büyükbabasının koluna girmiş ve kendini sakinleştirmeye çalışırken adım atmaya başlamıştı.

Büyükbabası bu haline gülerken onu sakinleştirmek adına şaka yapmıştı. "İki güne sıkılırsınız. Ben ikinci günden Büyükannen ile kavga etmiştim."

Buna gergince gülen Soo Jin biraz daha rahatlarken sessizce cevap verdi. "Ben ondan ömrüm boyu sıkılmayacağım Büyükbaba. Onu geç buldum ve bırakmaya niyetim yok."

Büyükbabası kolunda olan torununun elini patpatlarken kapının önünde durdular ve beklediler. Büyükbabası çok duygulanırken kendini tuttu ve Jimin'e teslim edene kadar ağlamayacağına söz verdi.

Kapılar yavaşça açılırken büyük bir gürültü koptu. Herkes alkışlarken, mihrapta bekleyen Jimin birden Soo Jin'e döndü.

Açıkçası... Jimin'in nutku tutulmuştu. Çünkü Soo Jin ne gelinliği denerken ne de gelin odasında beklerken Jimin'le görüşmemiş ve sürpriz olmasını istemişti. Oldukça hoş ve güzel sürpriz olmuştu Jimin için.

Jimin şaşkınca kendine doğru Büyükbabasının kolunda gelen sevgilisine baktı.

Ona çok çabuk aşık olmuştu. Ancak bu aşk hemen unutulacak türden değildi. Jimin ona ilk görüşte öyle bir tutulmuştu ki... Destanlar bu aşkın yanında halt etmiş gibiydi.

Jimin gülümseyerek sevdiği kadına baktı ve mihrabın önünde duran sevgilisine elini uzattı. "Evlenelim mi artık?"

Jimin'e kalsa Soo Jin'in sevgisini itiraf ettiği gün evlenirlerdi. Tabii Soo Jin ağırdan almış ve Jimin'in fena halde sabrını zorlamıştı işte.

Soo Jin sabırsız sevgilisine gülümseyerek elini uzatırken Büyükbabası gözleri dolu bir şekilde geri çekildi. Jimin Soo Jin'in yanındaki yerini almasına yardım ettikten sonra elini bıraktı ve ciddi bir ifade ile ona sorulan soruları bekledi.

"Hastalıkta ve sağlıkta..." Bir düzine konuşma olurken bu iki genç kalp oldukça hızlı atıyordu. Aşkları resmileşiyor ve cidden evleniyorlardı.

"Siz, Kim Soo Jin. Park Jimin ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Sorulan soru üzerine Soo Jin gülümsedi ve ona beklentiyle bakan Müstakbel kocasına bakış attı. Hemen ardından cevabını verdi heyecanla. "Evet!"

Salondan kopan uğultular ve alkışlar sonrası nikah memuru Jimin'e döndü. "Siz, Park Jimin. Kim Soo Jin ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

Jimin ayakta hzursuzca kıpırdanırken bu huzursuzluğu, yeterince beklemiş olmasıydı. Bir an önce bitmesini istiyordu. Çünkü Soo Jin'e o soyismini vermek istiyordu.

"Evet! Kabul ediyorum." Çıkan ikinci bir alkış fırtınası ile nikah memuru kağıtları imzalattı. Son cümlesini söylerken nikah memuru bile mutluydu.

"O zaman bende devletin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsin."

Jimin bu cümleyi bekler gibi yanında duran Soo Jin'e döndü.

"Onca zorluğa rağmen, Park Soo Jin oldun ha?"

Soo Jin'in kalbi kulaklarında atarken başını salladı ve cevabını verdi. "Sanırım o soy ismi aldım sevgili eşim."

Bunun üzerine Jimin, Soo Jin'in belinden tutarak kendine yaklaştırdı ve onu hasretle öpmeye başladı.

Salondaki herkes alkışlamaya başladı. Herkes bu ana şahit olmuştu. Herkes bunca zorluğa rağmen ayakta duran bu iki kişinin, gerçek aşkını izliyor ve bundan sonraki olan hayatlarına attıkları ilk adımlarına şahit oluyorlardı.

Herkes mutluydu. Soo Jin'in annesinin gözü bile dolarken nasıl birisi mutsuz olabilirdi ki?

Köşede mutluluktan havalanan ve yerinde zıplayan Yu-Jun bile çok sevinçliydi.

Ne de olsa annesi ona yeni bir baba almıştı onun tabiriyle. Hemde ultra zengin ve ünlü bir baba...

-Final-

⚙⛓☃☄

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top