TEK BAŞINA-VII
“ Babam onlara ihanet edince onlarda kendilerince hesabı kestiler.” Fakat bu onlar adına büyük bir kayıptı. Örgütte önemli bir mevkii boş kalmıştı. Öyle bir boşluk ki acilen bu boşluğun telafi edilmesi örgütün işlerinin aksamadan yürütülmesi için çok elzemdi. Bu insanlar öyle yüzsüzler ki hem babamı öldürüyorlardı hem de gelip bana onlarla çalışmamı teklif ediyorlardı.
Babamın ölümünün üzerinden daha bir kaç gün geçmemişti ki kendilerini babamın sadık dostları olarak tanıtan şu anda da aşağıda beni bekleyen üç adam geldi. Babamı haberlerde belirtildiği gibi örgütün öldürmediğini söylediler. Babamı, devletin gizli servisleri tarafından önce kullanıp sonra da ortadan kaldırdığını söylediler. Bunu da örgütün yaptığını inandırmak için canice yaptıklarını ,örgütün bu işle hiç bir alakasının olmadığını daha buna benzer bir sürü şey söylediler.
“Peki sen bunlara inandın mi?”
“ Elbette ki inanmadım. İnanılacak gibi değildi ki.”
“ Söyler misin o zaman ne diye o kahpelere hizmet etmeye başladın?” Diye sormuştum ki ensemde soğuk bir metalin varlığını hissettim. Bu soruma da arkadan ense köküme silahı dayatan adam cevap verdi.
“ Ben söyleyeyim dedektif Aziz Korkut! Çünkü o babasının sonunun nasıl olduğunu ve bunu sizin gibi, insanlardan alacağını alıp işi bitince de defterini düren kahpelerin yaptığını biliyor.” Öyle değil mi Emincim?
“Doğrudur abi. Nerde kaldın Sedat abi ? Biran hiç gelmeyeceksiniz diye burada akla karayı seçtim.”
“ Koçum biz bu kahpeler gibi adamlarımızı, dostlarımızı öyle kolay harcayacak insanlar miyiz? Bak şimdi sana çok kırıldım. Şimdi öyle aval aval duracağına gel de de şu delifişeğin elinden oyuncağını al. Biraz da biz ona akla karayı seçtirelim. İyi olmaz mi Emincim?
-Zevkle Sedat abi. Bakalım şimdi ne yapacaksın dedektif bozuntusu. Abi bırak şu pisliğin işini ben göreyim. Sabahtan beri dır dır kafamı ütüledi. Hem bunun gibilerle bu kadar zaman harcamaya değmez. Sıkayım kafasına olsun bitsin.
-Tamam o şerefi sana bırakacağım Emin ama önce evdeki emanetleri bana ver.
-Emanetler masada abi, sen onları al arabaya git ben şu pislikle biraz oynayıp işini öyle bitireyim diyorum,yoksa içimde hep bir ukde kalacak.Bakalım adamı dar boğaz etmek nasıl oluyormuş.
-Öyle olsun fakat elini çabuk tut bunlar tek dolaşmaya cesaret edemezler şimdi polis damlar buraya ,başımız yok yere derde girmesin.
-Sen hiç merak etme Sedat abi ben şimdi işimi görüp gelirim.
Sedat iti tam Emin'in hazır ettiği şişedeki suyu ve poğaça paketini masadan almak için eğildiğinde Emin'in de dikkati biran ona kaydı. Fırsat fırsattır adamın ayağına her zaman gelmez. Eğer hayatta başarılı olmak istiyorsanız ayağınıza gelen fırsatları yerinde ve zamanında değerlendirin. Ben de ayağıma gelmiş bu fırsatı geri çevirmedim. Emin'den alıp belime tepmiş olduğum tabancayı çıkartmam ile ateş etmem bir oldu. İlk kurşunum Sedat denen Puşt oğlu puştun ense kökünden girip boğazını parçalayarak karşıdaki duvara saplandı. Arka arkaya iki kurşun da Azrail görmüş hale gelen Emin’in midesine yerleştirdim. Fakat aynı anda ayağımda büyük bir acı hissettim. Emin' in elindeki benim silahımdan çıkan yirmi bir milimetrelik bir mermi de doğruca ayağıma saplanmıştı. Aman Allah’ım bu nasıl bir acı, daha önce hiç glock’un tadına bakmamıştım. Cehenneme gönderdiklerimin çektiği acıyı şimdi daha iyi anlıyorum. Bu acıyı yaşamaktansa ölmeyi bin kere tercih edersiniz.
Yere iki tane leş serdik ama benim halim de hiç iyi sayılmazdı. Eğer bir an önce müdahale etmezsem bu kan kaybıyla fazla yaşamam. Bir de aşağıda duran iki Cehennem odunu daha var. Muhtemelen birazdan yanımda olurlar. Onlar gelene kadar kendime iyi bir pozisyon almam lazım. Yoksa sağlamken dövüşmeyi göze alamadığım arabadaki o ayıyla bu halimle nasıl dövüşürüm. Adamın ümüğüne çöker bir daha da bırakmaz. Merdivenlerden ayak sesleri duyulmaya başladı bile. Koşar adımlarla yukarıya geliyorlar. Oysa ki ben yerinden bir santim dahi kıpırdayamadım. Bitmeyen bu günün , benim son günüm olacağı kimin aklına gelirdi ki. Ölüm denen meçhul, bilinmeyen yerde ve zamanda ; seni beklemediğin hal ve durumda yakalıyor. Ve sen kıpırdayamadan öylece yerinde kalıveriyorsun.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top