iki kardeş
Zamanın birinde , iki kardeş varmış. Büyük olanı kocaman bir çiftliğin sahibi ve yasadıkları köyün ağasıymış. O kadar zenginmiş ki, zenginliği o civarda dillere destanmis.
Küçük kardeşi ise, ağabeyinin çiftliğinde karın tokluğuna çalışır, kar kış , soğuk sıcak demeden ırgatlık yaparmış. Ortalığın sıcaktan kavrulduğu bir yaz günü, küçük kardeş yorgunluktan bitap düşmüş ve bir ağacın gölgesinde uyuya kalmış.
Çok geçmemişti ki, ağabeyi koca potinleriyle ayaklarını tekmeleyip onu uyandırmış :
"Kalk! İş zamanı uyunur mu? Çalışmayana ekmek yok!"
Kardeşi ise, uyku mahmuru şaşkın gözlerle önünde duran ağabeyinin heybetli vücudu ile karşılaşmış ve:
"Ağabey, neden uyandırdın beni? demiş. "Çok güzel bir rüya görüyordum. "
"Rüyamda büyük bir çiftliğim, yüzlerce atım, sayısız koyunlarım, ucu bucağı gözükmeyen tarlalarım , benim için çalışan yüzlerce işçim, aletlerim, daha bir sürü malım vardı. O kadar güzel bir rüyaydı ki, keşke uydurmasaydın da, biraz daha tadını çıkarsaydım."
Ağabeyi, alaylı bir edayla :
" Sen bu saydıklarını ancak rüyanda görürsün zaten" diye cevap vermiş." Bende ise bunların hepsi zaten var."
Bu aşağılayıcı ve mağdur eda, küçük kardeşi rahatsız etmiş. Dayanamayıp, aklında olan hazır cevabı hemen yapıştırmış.
" Ağabey, biliyor musun, aslında ikimizde rüya görüyoruz. Aralarında sadece tek bi fark var. Benim rüyam gözlerimi açınca bitti, senin rüyan ise gözlerini kapattığında bitecek."
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top