19 | diz çöküş

- Juyeon -

Saat akşamın onuna gelirken Hyunjae'den hala haber olmaması beni tedirgin etmeye başlatmıştı. Hayoon da daha demin nerede olduğunu sorunca ayrı bir gergin olmuştum. Bir saattir aralıkla arıyordum ama telefonunu açmıyordu. Acaba sessizde mi diye düşünmeye başlıyorken aramam yanıtladığında Hayoon'a belli etmemek adına lavaboya gideceğimi söylemiştim.

"Alo? Neredesin, iyi misin? Bu kaçıncı arayışım, haberin var mı?" Ardı ardına sorduğum soruları istemsiz aktarmaya devam ederken karşı taraftan duyduğum ses ile olduğum yere çakılmıştım. "Sakin ol, şampiyon. Seninki benim yanımda," bu hayatta en nefret ettiğim sesler arasında başı çekebilecek kişi konuştuğunda bir süre anlam veremedim.

Hyunjae'nin bu herifin yanında ne işi vardı? Yutkundum. "Ne?" İkinci defa aynı kişi yüzünden hayal kırıklığına uğramak çok berbat hissettiriyordu. Yine mi, demeden edememiştim. "Juyeon! Düşündüğün gibi değil. Bu gerizekalı beni kaçırdı!" Duyduğum sesle yerimden hızla kalkarken ne olduğunu idrak edemiyordum. Bu gerizekalı yine neyin peşindeydi? Eric'i aldığı yetmiyormuş gibi Hyunjae'yi de mi almak istiyordu? Ki daha biz hiçbir şey olamamışken.

"Eric'i kaybettikten sonra bu çocuğu da kaybetmeye hazır mısın, Juyeon?" Boğazım yırtılacakmışcasına yutkunduğumda şuurumu kaybedecek gibiydim. Onun benimle olan savaşı hiçbir zaman bitmeyecekti. Sinirime hakim olabilmek için duvarı tutup güç almaya çalıştım.

Bu kez izin vermeyecektim.

Ailemi, sevdiğim çocuğu benden almıştı. Ve şimdi bana iyi gelen, her şeye rağmen yanımda olan bu suçsuz çocuğa bir şey yapmasına izin vermeyecektim. Ona bir şey olursa kendimi asla affetmezdim. Bunca yaşanan şeyden sonra ben daha her şeyi yeni hatırlarken ona, o anılara karşı borcum vardı. Bunca zaman her şeyden kaçmıştım. Artık onlarla yüzleşmeliydim.

"Bana yerini söyle, orospu çocuğu. İşte o zaman saklanmak için kendine bir delik ara. Çünkü," telefonu ağzıma doğru yaklaştırıp büyük bir öfkeyle konuştum. "Seni elime geçirdiğimde yaşatmayacağım."

***

Chanhee'nin numarasını Hayoon'un dosyasından bulup arayıp durumu kısaca anlattığımda yarım saat içerisinde burada olmuştu. Bu durumda ne yapılır bilemiyordum çünkü ve Hayoon etkilensin istemiyordum. Nasıl bir hastalıkla uğraştığını biliyordum ve etkilenmemesi için elimden geleni yapacaktım. Benim hiç kardeşim olmamıştı. Bu yüzden bu kız benim için bir anda çok önemli birisi haline gelmişti. Belki de hastalığı yüzünden ayrı bir yakınlık hissediyordum ama her ne ise de bu bir şeyi değiştirmiyordu.

Chanhee, Hayoon ile kalırken güven verici şeyler söyleyip bulacağımı söylemiştim ama ne yapacağımı ben de bilmiyordum.

Younghoon, küçüklüğümüzden beri benim olan her şeye özenmişti. Bu yüzden benim olan her şeye sahip olmak için her şeyi yapıyordu. Ailelerimiz yakın iken beğendiği her oyuncağımı duygu sömürüsü yaparak benden alırdı. İlerleyen zamanlarda da bu böyle devam etmişti. Fakat ben Eric ile tanışıp ilişkiye başladığım zaman beni sürekli aileme söylemekle tehdit ediyordu ve en sonunda söylemişti. O zamandan beri ailem ile ilişkimiz bir yabancı ilişkisinden başka bir şey değildi. Beni başka ülkeye göndermişlerdi, onlardan uzakta olmam için. "Canım oğlum"dan, "yüzünü görmek istemiyorum"a dönünce işler gitmekten başka çarem yoktu.

Lisenin başlarında Eric Kore'ye geldiği zaman tanışmıştık. Daha sonra onun döneceği zaman gelince ayrılmak zorunda kalacağımızı sanmıştım ama aksi olmuş ve onunla beraber Los Angeles'a gitmiştim. Lise zamanım boyunca onun sayesinde çok mutluydum. Ailem aklıma bile gelmiyordu ama buraya döndüğümden beri o kadar gitmek ve kaybolmak istemiştim ki en sonunda kendimi o yerde bulmuştum. Belki de manifestim çok güçlüydü, bilemiyordum.

Ailemin sürekli hasta olduğumu düşünmesi ve benden nefret ettikleri belli olan yüzleriyle yaşamak o kadar zor geliyordu ki... Ailemi dahi karşıma aldığım kişi böyle sırtından bıçakladığında insanın kaderine sövmesinden başka çaresi kalmıyordu. Beni aileme anlattığından beri artık Younghoon'u benim yerime koyuyorlardı. Fakat mecburen beni okutmaya devam ediyorlardı ki şirketlerine bir şey olmamalıydı.

Ben böyle bir hayatın içinden geliyordum. Bu yüzden Hyunjae'ye verebileceğim tek şey orada ki yaşamımızda yakın olmaktı. Fakat buraya döndüğümden beri işler değişmişti. Elbette eskisi gibi onunla olamazdım. Orada kaybolmuştum ve ilk onunla bağ kurduğum için o dünyada benim için çok değerli olmuştu. Ama buraya döndüğümüzde, işler değişmişti. Ben onu unutmuş ve eski hayatıma kaldığım yerden devam etmiştim. Bu yüzüstü bırakılma hissi onu yıkmış olmalıydı. Ve ben daha yeni ona yaklaşmaya başlamışken o da benden giderse ne yapacağımı bilemiyordum.

Ayaklarımın beni getirdiği yere baktığımda ailemin evine gelmiş olduğumu fark edince gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Asla adımımı atmam dediğim yere ayaklarını sürüyerek gelince nasıl da eziğe benziyordu ama insan...

Elimi güçlükle kaldırıp zile bastığımda hizmetlinin açmasıyla kim olduğumu sorması histerik bir şekilde gülmeme neden olmuştu. Ben kimdim?

"Juyeon," hizmetli anlamayarak bakmaya devam edince zorlukla nefes aldım. "Bir yakınlarıyım," ailemin onlara anne ve babamdan hoşlanmadığını bildiğimden bu riski göze almak istememiştim. Kadın mecburen geri çekildiğinde içeriye girdim.

Babam bilgisayarı dizinde bir şeyleri anneme gösterirken kapının çaldığını bile duymamış olmalılardı.

"Ben geldim," sesimi zar zor bulduğumda konuşurken elim titriyordu.

Babam ve annem arkasını döndüğünde o küçük cesaretim bile kaybolmuştu. Babam bakış attıktan sonra tekrar bilgisayarına döndüğünde annem kaşlarını çatmış bana bakıyordu. İkisi bilgisayara geri dönünce bana bakmıyor olmalarından cesaretle konuştum.

"Beni görmek istemediğinizi biliyorum ama yardımınıza ihtiyacım var," bağlantıları olmadan asla Hyunjae'nin yerini bulamazdım. Bunun içinde onlarla yüz yüze gelmeyi göz almıştım.

"Para dışında hiçbir yardımda bulunmayacağımızı biliyorsun. O yüzden geldiğin gibi geri git," bana bakmaya tenezzül etmeden annem konuştuğunda dudaklarımı ıslattım.

"Bu konuda yardım edin gerekirse daha para da vermeyin. Lütfen," babam sesimi duymaktan bıkmış olmalı ki oflayarak bilgisayarı köşeye bıraktı. Kalkıp kollarını göğsünde birleştirdi. Düz bir yüzle bana bakıyordu. Annem de sıkıntılı bir nefes verip babamın yanında durduğunda ikisinin delici bakışları altında ezilmekten ufacık kalmıştım.

"Ne var?" Babam kısa ve net bir şekilde durduğunda sağ gözümden akan yaşa aldırış etmeden yere çöktüm. Gözlerimi kırpıştırarak gözyaşlarımın akmalarına izin verirken son cesaretimle konuştum.

"Birinin yerini bulmam lazım." O kadar ezilmiş hissediyordum ki kendimi parçalara bölesim geliyordu. Onların karşısına çıkmaktan nefret ediyorum ve bana başka çare bırakmadığı için Younghoon'dan da nefret ediyordum. Bir insan bir insana karşı bu kadar acımasız olmamalıydı.

"Sevgilinin mi?" Babam sinirle söylediğinde annem sakinleştirmek için koluna dokundu. Yine o tiksinen bakışları beni bulmuştu. "O çocukla arandakileri bitirmeden karşıma çıkma, demedim mi? Bu ne cüret?" Babam öfkesine hakim olamıyorken asla yapmadığım şeyi yaptım ve dizlerimin üzerine çöktüm. Bu zamana kadar kimseye diz çökmemiştim. Babam bana hayretle bakarken son gücümle konuştum.

"Onunla alakalı değil ve yemin ederim aramızdaki her şeyi bitireceğim. Lütfen o yeri bulmama yardım et, baba. Lütfen," ağlayarak ayaklarına kapandığımda ağlamaya başlamıştım. Bu benim için çok ağırdı. Bunca zamandır karşılarına çıkmamışken şimdi çıkıp böyle yalvarmak kalbimi ikiye ayırıyordu. Lanet olsun ki, başka çarem yoktu.

"Tamam o zaman," babamin sesini duyduğumda hızla geri çekilip ayağa kalktım. "Sana yardım edeceğim." Bunca zamandır girdiği savaşta zaferi kazanmış gibi hissediyor olmalıydı. Şimdi Eric'ten ayrıldığımı düşünüyor olması işime gelmişti. Oysa ki ayrılalı daha çok olmuştu.

"Şimdi git ve karşıma çıkma."

Merhabalar!
Finalden önceki bölümü Juyeon'a ayırmak istedim. Çünkü hep Hyunjae ve onun dertlerinden bahsettim ama Juyeon'dan hiç bahsetmedim. Depresif ve o dünyada kalmak istemesi gibi birçok şeyi açıklığa kavuşturduğumu düşünüyorum. Ficte o kadar olay oldu ki şu an hatırlamıyorum bile ama kendimce hepsini cevaplamaya çalıştım 🤞🏻

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top