16 | girdap

Bölüm Şarkısı: Sunwoo - Photosynthesis

Banyoda ne kadar kaldığımı bilmesem de artık çıkmalıyım, diyerek kapıyı aralamıştım. Vücudumu dışarı çıkarmadan başımı çıkarıp önce etrafa baktım. Kahkaha sesleri, gülüşmeler kulağımı doldurmuştu. Konuştukça sohbet ilerlemiş olmalıydı. Derin bir nefes alıp banyodan çıktığımda karşıma Juyeon'un çıkmasıyla ona çarpmaktan kıl payı kurtulmuştum.

"Selam," elimi enseme atıp kaşıyormuş gibi yaptım. Onu karşımda görmeyi beklemiyordum. "Selam, Hyunjae, selam. Ne yapıyordun banyoda?" Ellerini beline koyup bana baktığında omuz silktim. "Hiç," dudağımı büzüp geçiştirmeye çalıştığımda bir süre daha gözlerini benden çekmemişti.

"Chanhee denize girmeyi teklif etti. Bir şeyler bulabileceğimizi düşünüyor," gözlerimi kısıp ona baktım. "Sen ne dedin?" Omuz silkti. "Sana sormak için yanına geliyordum ki sen geldin bile," gözlerini kaçırıp etrafa baktığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Benim fikrimi öğrenmek istemesi gözüme şirin gelmişti.

"Yüzdüğümüz zaman karşılaştığımız şeyleri anlattın mı onlara?" Tek kaşımı kaldırarak sorduğumda başını iki yana sallamıştı. Göz devirip cebinde olan elini tutup onu salona sürüklemeye başladım. Sesini çıkarmadan beni takip etmesiyle bu itaatkar huyunu öğrenmeme neden olmuştu. Benim üstüme zaten pek laf söylediğini hatırlamıyordum ama böyle yapınca da fark etmeden kıçımı kaldırıyordu. İlgi verince bıktıran tiplerden olduğumu zamanında bir arkadaşım söylemişti. Sanırım zaten o yüzden beni bırakıp gitmişti.

Ah, lanet olası lise anıları. En olmadık anda aklınıza gelip hayatı soğutan cinstendi.

Salona girdiğimizde Sunwoo ve Chanhee bulaşıkları halletmişti. Hatta mısır patlatmış televizyon karşısında izliyorlardı. Bu hallerini garipsediğimde ben mi anormalim diye, düşünmeye başlamıştım.

"Juyeon denize girmek gibi bir düşünceniz olduğundan bahsetti," Juyeon'un elini bırakıp karşılarındaki koltuğa oturduğum da çok geçmeden o da yanımda yerini almıştı.

"Evet, belki bir şey buluruz umuduyla." Sunwoo ağzına patlamış mısır atarken cevap verdiğinde başımı salladım.

"Aslında bizim buraya girmemiz sizin kadar kolay olmadı," ikisi televizyonu izlemeyi bırakıp bana döndüklerinde sehpada ki kumandayı alıp televizyonu kapatmıştım. "Denizin içindeki girdap olduğunu düşünüyorum çünkü yüzmeyi bıraktığımda beni içine çekmeye başlamıştı. Onun dışında bir de denizin içinde nefes alınabildiğini fark etmiştim ama sanırım sizin hiçbirinden haberiniz yok?" Söylediklerimi ağzı açık dinledikleri için en son sorduğumda ikisi de beni onaylamıştı. Vay canına, demiştim içimden, korku insana neler yaptırıyormuş diye.

"Her şeye rağmen yine de girmeli miyiz?" Chanhee çekinerek sorduğunda bu sefer ben de ne söyleyeceğimi şaşırmıştım. Hepsi bana baktığında ben Juyeon'a bakmıştım. Onun denizde çok iyi yüzdüğünü görmüştüm. Bana göre çok daha iyi bir yüzücü olduğunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirdim.

"Sanırım önden deneyebilirim ama kendine güvenen varsa seve seve bana eşlik edebilir," ayağa kalktığında kendine olan güveniyle bambaşka birine dönmüştü şimdi. Bu özgüvenli halleri o fark etmese de beni güvende hissettiriyordu. Sunwoo'ya sormamıza gerek bile yoktu. Çünkü şimdiden koltuğunda geriye yaslanmıştı bile.

Chanhee'ye baktığımda o da aynı şekilde bana bakıyordu.

"Açıkçası iyi bir yüzücü değilim. Dediğim gibi az daha girdaba giriyordum, yüzmeyi bıraktığımda ama Juyeon beni kurtardı. Eğer benim gibiysen risk almana gerek yok, Chanhee." Bunu söylediğimde Chanhee'nin gözleri parlamıştı. Benim sözlerime bu kadar ihtiyacı var mıydı?

"Ah, aslında nefes darlığı yüzünden tedirgindim ama madem suyun içinde nefes alınabiliyor o halde girmemde bir sakınca yok. Juyeon yalnız kalmamalı. Başına ne geleceğini bilemeyiz ama eğer birisi yanında olursa daha kolay olur belki," sözleri kalbime dokunmuştu. Bu kadar düşünceli olması çok güzel bir şey olsa da böyle bir durumda kendini riske atmak herkesin göze alabileceği bir şey değildi.

"Göründüğünden çok daha cesursun, Chanhee." Gülümsediğimde o da bana gülümsemişti. "Sadece koruma konusunda," dişlerini birbirine bastırıp güldüğünde kahkaha atmıştım. Kısacası, birilerini korumak için kendimi riske atabilirim, demişti ama haberi yoktu sanırım. Ben olsam, her şeyi bu kadar ortaya çıkarmazdım. Belki de her şeyi bu kadar göz önüne koyması bile cesur olduğunun bir göstergesiydi ve asıl korkak bendim, kişiye göre değişen bir düşünce olurdu bu.

İkisi de üstlerini çıkarıp şortları ile kaldıklarında bu şortları bulmamız kolay olmuştu. Dolaplarda denize girmek için türlü alet, mayo vardı. Galiba V denilen şey de denize gireceğimizi tahmin etmiş olmalıydı. Bu düşünce ile denizin içinde gerçekten bir şey bulabileceğimize emin olmuştum.

İlk önce Juyeon atladığında kalbimin bir anda ağzımda attığını fark etmiştim. Ya bir köpekbalığı çıkar da onu kapar diye tereddüt etmeye ne zaman başladığımdan haberim yoktu. Denizin içine girer girmez başı arkaya yatık şekilde bana baktığında endişeli gözükecek olsam bile bunu umursamadan dikkatli olmasını dudaklarımı oynatarak söylemiştim, umarım anlamıştır.

Sunwoo uzaktan ikisinin denizde ki yüzüşünü izliyordu. Kollarımı göğsümde bağlayıp yanında durdum.

"Sence bir şey bulurlar mı?" Ne düşündüğünü merak etmiştim. Çünkü ne zaman olay olsa ağzı hep açık olurdu. "Bulduğumuz mayo ve deniz araç gereçlerine bakılırsa zaten bunu bekliyor olmalılar. Bulacaklarını tahmin ediyorum," kendinden emin bir şekilde cevap verdiğinde aynı şeyi düşünmemize şaşırmıştım. O an merak ettiğim soruyu sormaya karar vermiştim.

"Denizde ki canlılardan korkuyorsun. Neden gizemli ve karanlık oda yerine havuzu seçtin?" Bir süre cevap vermeyip öylece dursa da daha sonra başı bana dönmüştü.

"Belirsiz bir şeyden çok belli olan şeyi tercih ederim. En azından en fazla denizdeki canlılar ile karşılaşmış olurdum," kaşlarını kaldırıp kendine güvenen bir şekilde yanıt verdiğinde beklemediğim cevap karşısında şaşırmıştım açıkçası. En fazla ne ne olabilir ki diyerek en büyük fobinizi göze almak kolay bir şey olmamalıydı.

"Burası dışında nerede kalıyordun?" Onun hakkında daha çok şey öğrenmek gibi bir niyetim yoktu aslında ama boş durmaktansa birbirimizi tanımak daha mantıklı gelmişti. Hem üçü konuşurken kaçmış gibi olmuştum.

"Bir apartman bulmuştuk. Ben, Chanhee, Jacob ve Sangyeon. Herkes dağıldı apartmanın içinde. Başka kişiler de girmiş olabilir pek bilmiyorum ama apartman daireleri oldukça genişti. Chanhee gece korktuğu için benimle kalmayı teklif etmişti. Ben de iki kişi yaşamanın daha iyi olacağını düşünüp kabul ettim," ikisinin daha önce tanıştığını ve hatta aynı evde yaşadıklarını bilmiyordum. Ben ve Juyeon gibiydiler. Diğer iki ismi tanıyordum ve bu beni duraksatmıştı.

Acaba Younghoon kurtulmayı başarmış mıydı?

Ben bunu düşünürken bir anda çığlık sesinin gelmesiyle düşüncelerimi halının altına iteleyip sesin geldiği yöne baktım.

Chanhee girdaba doğru çekilmişti.

Merhabalar!
Açıkçası okul açıldığı için mola vermeyi düşünüyordum zaten çok okuyucu kitlesi olmadığı için ama bu hafta okulum sınavlar yüzünden tatile girdi bir haftalığına 😩😩

Yani sizi alıştırmaya çalıştığım emeklerim boşa gitmiş bulundu 😀👍🏻

Bana sövebilirsiniz ama kitle çok olmadığı için de anlayacağınızı düşünüyorum 😔 bir de şu deniz kısmının sıktığının farkındayım. Merak etmeyin bu son bölümüydü 💪🏻

Chanhee fotoda olsaymış tam olurmuş ama ileride zaten böyle kalacakları için koyayım buraya 😐😐 (ups! spoi!)

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top