ARADA

ARADA

16,667 6,500 38

'' Boğulursam beni çekip çıkarmaz mısın? ''Birlikte mükemmel bir uyum yakalayan çift, tek vücut olmuştu. Öyle güçlü kenetlenmişti ki kollarının arasından onu hiçbir kuvvet alamazdı. '' Deli misin sen? Batarsak birlikte batarız.. ''Onları birbirinden ayıran nefeslik mesafeyi ortadan kaldıracak kadar inançlıydı kalbi. Dans boyu kollarına emanet olan bedeni, incitmeden kendine çekti. Başını hafif eğerek yüzünü genç kızın saçları arasına bıraktı. Ona baharı hatırlatan saçlarının kokusunu son günüymüş gibi içine çekti. Ellerinin arasında küçücük kalan eli, kalbine götürdü ve usulca fısıldadı.'' Bunu hissedebiliyor musun? Ona ne yaptığını görüyor musun? İşte tek gerçek bu.. Dinle, sesini duyuyor musun? '''' Nate- '''' Şşt sus.. Mucizeyi hisset aşkım, mucizeyi hisset.. ''Mary Jane: Milyonlarca medyumdan yalnızca biri.. Sadece o biraz lanetli! Somut kavramları soyutlaştıran biri. Olumsuzluklar abidesi, karanlığın ta kendisi. Bir sabah tepetaklak düştüğü yatağından kalktığında pencerede bir aşığı, dibinde kedisi, kapıyı aşındıran kuzenleri ve elinde havlularla bekleyen hizmetlisi.. Ona doğuştan bahşedilen yeteneklerinin elbet bir bedeli olacaktı. Hesap mı? Hala ödeniyor.. Bir MJ atasözü der ki; Bana bir iyilikte bulunmak istiyorsan kahve yaparak başlayabilirsin..Nate: Ayak bastığı yere kendisinden önce yayılan parfüm kokusuyla imzasını bırakırken, oyuncak gibi değiştirdiği spor arabalarıyla oynayan Blood şirketlerinin tek varisi.. Gece aşık olduğu kadının adını gündüz hatırlamayan, zevk düşkünü cüretkar bir adam. Tek zaafı gerçek aşkı Mary Jane. Fakat söz konusu yürüyen ego Nate Blood olduğunda, işlerin nasıl yürüyeceğini kim bilebilir ki? İlkesi; savaşma, seviş. Bir Nate atasözü der ki; Kabul et, ikimizde günahlarımızı düşünürsek cehennemde birlikte kızarma olasılığımız yüksek...…

KUŞ YÜREKLİ

KUŞ YÜREKLİ

540 77 3

Gökten üç ayva düştü; üçü de benim başıma düştü. Birini tuza batırdım, birini şekere bandırdım, birini İnanç'a fırlattım. Böylece başladı hikâyem, elmayı değil ayvayı yiyerek!Rengârenk olan sadece binalar değildi bu sokakta.. Bir o kadar renkli hayatlar, cumbalı evlerin çatıları altında. Şehr-i İSTANBUL'un güzel semtlerinden birinde ki sokak Dulkadınlar'da, sokağın sonunda ki üçüncü evden girerken danalar bostana, kovar bostancı danayı yemesin diye lahanayı, yükselirken ninni sesleri, oturdum camın kenarına bana el sallayan yıldızlara bakmaya. Hayallerden hülyalara, hülyalardan rüyalara dalarken daha fazla buna dayanamayan mavi çaydanlık büyük bir isyanla başladı fokurdamaya..- On üç yaş ve üzeri ' delilik sendromu baş gösteren ' okur kitlesi. -Hayaller- İthaf; Gabriel Garcia Marquez, Franz Kafka ve..Hayatlar- İthaf; Platonik aşıklara, sabahları hala annesinin çimdiğiyle uyananlara, son otobüsü de kaçırıp durağı yakanlara, eyeliner çekme özürlülerine, şıpsevdilere, aşktan başı dönenlere, ilk randevusu hamburgerci de olanlara, mahalle kültürüyle büyüyenlere, evde kalmışlara, kendi turşusunu kendi kuranlara ve herşeye rağmen hayatındaki küçük mucizelere tutunanlara..…