KANAYANLARIN AKDİ
Dünya üzerinde gerçekleştirilen her eylem birer zincir gibi bağlanıp bir diğerini etkilerdi. İnsanların nefes alıp verişleri, yolda yürürken ayakkabılarının bıraktığı iz bile bir sonraki olaya gebe bırakırdı olaylar zincirini. Ya da bu, Eylem'in inanmak için sıkı sıkıya tutunduğu teorilerden biriydi sadece. Etrafında dönüp kendisini izleyenleri nefessiz bırakırken belinden aşağı süzülen ve bacaklarına doğru parçalara bölünen kostümünün insanları büyülediğine inanıyordu mesela. Eteklerinin ucunun havaya çarpması sebebiyle havada süzülen toz zerrelerinin birbiriyle iletişime geçerek seyirci koltuklarında oturanlarla buluşmasıydı büyülenme anını gerçekleştiren. Fakat ilk adımı unutuyordu. Dans ederken bedeninin zarafetiydi eylemi başlatan.Ve bunu fark ettiğinde, her şey için çok geç olacaktı.Etrafı camlarla dolu bir hâlde sahnede yatarken aklından geçecekti bir iki düşünce: "Kelebeğin kanatlarını mı kırmalıydım kanamamak için yoksa onu tırtılken mi yok etmeliydim kanatları oluşmasın diye?"…