•13•~Hükmün Gereği~
••••••••••••••••••••••••••••••••
Korkuyu kullanarak güce sahip olanlar. O korkunun körüklediği umut ateşiyle yanıp yok olmaya mahkumdur.
_sonsuzsiyah_
••••••••••••••••••••••••••••••••
_
______________
_______________
~
Kral Aaron İmperium taht odasında üzerinde kristaller ve başta zümrüt olmak üzere değerli taşların bulunduğu gösterişli tahtında oturuyordu.
Taht odası sarayın zemin katındaydı. Kralın tahtı odanın başında yüksek siyah mermerle kaplı bir platformda duruyordu. Odanın giriş kapısından kralın tahtına kadar büyük koyu kırmızı bir halı seriliydi siyah mermer zeminde.
Tahtın arkasındaki duvar tamamen camdandı ve sarayın arka bahçesine bakıyordu. Odanın sağ ve sol duvarına yakın siyah mermer ile kaplı sütunlar vardı. Duvarlarda tablolar ve birçok ışık küresinin yanı sıra ülkenin bayrağı vardı. Nigrumların tek ülkesi Hyalin in bayrağının üzerinde siyah gri ve mavi renk hakimdi. Solonda tam dört tane vardı bu bayraktan. Çok eskiden diğer dört ırkın da bayrağı asılıydı bu salonda. Purpura , Viride , Alba ve Flavum renk ırklarının ülkelerinin bayrakları. Büyük renk savaşı başladığında hepsi kaldırılmıştı. Bir daha asla asılmamak üzere...
Kral Aaron elini kaldırarak odadaki askerlerin çıkmasını emretti. Odada o ve yardımcısı safkan Thomas kalmalıydı yanlızca.
Askerler çıktığında kral yardımcısına döndü.
"Umarım iyi haberlerle gelmişsindir Thomas"dedi gür ve hoş tınılı sesiyle.
Safkan Thomas'ın içi rahattı. Söyleyeceklerinin kralı memnun edeceğini biliyordu.
"Melez isteğimi yerine getirdi ve zümrüt şehrine geldi. Karşımda hiçbir şansı yoktu. İstediğiniz gibi sessizce bitirdim işini." Dedi thomes sakince. Yaptıkları onu için sıradan bir görevden ibaretti ne de olsa.
Kral hala şüpheci davranıyordu. En ufak bir kanıt bile çok tehlikeliydi.
"Hiç kimseye birşey anlatmadığından eminsin değil mi?" Diye sordu şüphelerini zihninden uzaklaştıracak bir cevap gelmesini umarak.
Thomas'ın ise şüphesi yoktu. Çok dikkatli davranmıştı. O melezi kendisi seçmişti. Hakkındaki herşeyi biliyordu.
"Eminim efendim. Onu bulan bendim. Anlatabileceği kimse yok. Ne ailesi ne de bir yakını vardı. Size hizmet etmekten daha iyi bir seçeneği olamazdı. Safkan Deragas'ı öldürdüğünü kimsenin bilmediğine eminim. "
Kral Aaron son bir yıldır bununla uğraşmıştı. Safkan Deragas bir haindi. Babasına ve tahta geçtikten sonra ona ihanet etmişti. Onun emirlerini hiçe saymıştı.
Safkan Thomas'ın öldürdüğü melez, askeri akademiden bir yıl önce mezun olmuş bir nigrumdu. Safkan Thomas şüphe çekmeden onu Safkan Deragas'ın korumalarından biri olmasını sağlamıştı. Bir yıl sonraysa nihayet, melez onun güvenini yeterince kazandığında kralın emriyle safkan Deragas'ı öldürmüştü.
Kanıt kalmaması için de ona en sadık safkanlardan biri olan Thomas o melezi öldürmüştü sonrasında.
Kral Aaron her şeyi göze almıştı. Son anda korktuğu olmuş ve ona karşı olan Nigrumlar safkan Deragas'ı öldüreceğini öğrenmişti. Bir safkanı öldürmek kral için bile kolay olmasa da kral Aaron'un planı kusursuzdu. Hainler ona engel olamamıştı.
Hainler daha sonra kıtanın dört bir yanında bu cinayeti halka yaymaya çalışmıştı. Şehirlerdeki askerler sayesinde neredeyse hepsine engel olmuştu kral. Biri hariç. Heipso şehrinde hainler başarılı olmuştu. Bu yüzden yüz yirmi nigrumu öldürtmüştü ve şehrin geriye kalanını böylece susturmuştu. Küçük bir şehirdi. Hala şehri kontrol ettiriyordu. Şehirdeki Nigrumlar korkuyorlardı ve bu onları susturuyordu. Şehir bir daha ona sorun çıkarmayacaktı. Bundan emindi. Ve şimdi katil de öldüğüne göre her şey bitmişti o kazanmıştı, her zaman kazanırdı.
Kendisi için, gücü için aynı şeyi yine olsa yine yapardı. Babası gibi değildi. Korkak biri değildi. Halkından ve kan dökmekten korkan biri değildi. Gücüne gölge düşürmek isteyen herkesi ortadan kaldırmalıydı. Halkından korkan bir kral yeterince iyi bir kral olamazdı.
Her şeye sahipken, herşeyini kaybedemezdi...
Eğer safkan Deragas'ın ve onun gibi ona karşı olan hainlerin yaşamasına izin verseydi şimdi bu kadar güçlü olamazdı.
Yıllardır kaç kişinin kanına bulanmıştı eli. Umursamıyordu. Güçlü kalmak istiyordu ve bu yüzden geriye kalan tüm hainleri gerekirse tek tek bulacak ve öldürtecekti. Kaç kişi olduklarını bilmiyordu. Ama melezler kadar safkanlar da vardı içlerinde. Halkın arkasına saklanıyorlardı ve halkı ona karşı kışkırtıyorlardı. Hayır buna izin vermeyecekti. Sırların ortaya çıkmasını her ne pahasına olursa olsun engelleyecekti.
Safkan Thomas a baktı.
"Çıkabilirsin safkan."
Thomas hemen kralın önünde eğildi. Geriye doğru attığı birkaç adımın ardından arkasını döndü ve taht odasından çıktı.
Kral Aaron o çıktıktan sonra tahtından kalktı. Başındaki gümüş tacı çıkartıp tahtın üzerine bıraktı. Tahtın arkasındaki cam duvara doğru yürüdü ve bahçenin ardından görünen Zümrüt şehrini izlemeye başladı.
Resmi olarak sadece beş yıldır tahttaydı. Ancak o ülkeyi yönetmek konusunda babasından daha iyi olduğuna inanıyordu. Kendisini babasıyla kıyaslardı çünkü ondan nefret ederdi. Babası ülkenin en güçlü olduğu zamanda tahta geçmişti. Büyük renk savaşı başladığında tahtta babası vardı. Yaptığı hatalar yüzünden ülke, hatta Nigrum ırkı yok oluyordu. Neyseki son hamlesi yerinde olmuştu. Heva kalkanı. Kalkan sayesinde yok olmaktan kurtulmuşlardı. Nigrum halkı bu sayede kraliyet ailesine daha çok bağlanmıştı. Ama kalkanın önemi kraliyet ailesi için çok farklı ve çok fazlaydı. Heva kalkanı olmasaydı şu anda tahtta olamazdı. Her şeyi bu yüzden yapıyordu. Babasının yarım bıraktığı görevi beş yıldır o üstlenmişti. Babası ona karşı olan nigrumları hapsediyordu. Son seçeneği öldürmekti. Ama kral Aaron babasının aksine hainleri hemen öldürüyordu. Halkın ona düşman olmaması gerekiyordu. Hem babası gibi hainleri bulup öldürterek ortadan kaldırıyordu hem de halkın hiçbir şey öğrenmemesini sağlıyordu. Babasının ona braktığı en önemli görevi buydu. Her şey... Yaptığı her şey tek bir sebeptendi.
Heva kalkanının asla yok olmaması gerekiyordu. Aynı zamanda Nigrum halkının bunu asla öğrenmemesi gerekiyordu. Kaybedemezdi. Asla kaybetmezdi. O kraldı ve Heva kalkanı var olduğu sürece kral olarak kalacaktı.
Zümrüt şehrini izledi ifadesizce. Bu şehir geçmişte ve şimdide sayısız sırrı saklamıştı. Gelecekte de saklamalıydı.
Yıllardır Heva kalkanının ardında kurulmuş bir düzen vardı. Bu düzenin kurucusu babasıydı. Babasının kurduğu düzeni şimdi o devam ettiriyordu. Herşeyin temeli saklanan sırlardı ve bu sırlar gizli kaldığı sürece Heva kalkanının ardında barış devam edecekti.
Heva kalkanı...bir lanet değildi. Aaron için değildi. Heva kalkanı yok olan bir hükümdarlığın devam etmesini sağlamıştı. Heva kalkanı Aaron için kurtuluştu, gücünün kaynağıydı.
Ama halk için Heva bir lannetti. Her yeni günde tekrar ve tekrar kalkana bakmak ve kaybedişi hatırlamaktı bu halk için.
Kral Aaron'un sırrını ondan başka bilen yoktu.
Thomas bir haini öldürdüğüne inanıyordu. Belkide yapılması gereken buydu. Ancak yapılması gereken doğru olan değildi. Herkes uyuyordu, kralları ustalıkla saklıyordu herşeyi. Bir safkan olan Thomas bile melez kralına olan sadakati yüzünden görmüyordu gerçeği. Hain dediklerinin haykırdığı gerçeği.
Safkan Thomas kralın yanından ayrıldıktan sonra odasına doğru yürürken sorgulamıyordu. Hiçbir sorun yoktu, yolunda gitmeyen hiçbir şey yoktu. Bu hainleri kolayca yok edilmesini temenni etmekten başka birşey düşünmüyordu.
Melez bir nigrumu saatler önce öldürmüştü. Melez Nigrum un tek yaptığı krala hizmet etmekti. Karşılığında ise ölümü tatmıştı.
Safkan Thomas'ın içinde, pişmanlığa dair en ufak bir duygu kırıntısı yoktu.
Doğru olanı yaptığına inanıyordu. İnandırılmıştı.
O Thomas Frien di. Frien ailesi yıllardır krallara hizmet eden güçlü bir aileydi. Ailedeki nigrumların birçoğu safkandı. Thomas ın babası da bir safkandı. Onu küçükken eğitmeye başlamıştı. Bir safkan olduğu anlaşıldığında zaten bir safkan kadar bilgiliydi. Aldığı eğitimden sonra sarayda görevlendirilmişti. Thomas babası sayesinde birçok safkandan çok daha iyi eğitimliydi. Başarısı sayesinde kısa sürede kralın yardımcısı olmuştu. Ardından yıllar içinde kral tarafından tüm safkanların temsilcisi olarak görevlendirilmişti. Krala çok yakındı.
Ama tüm bunların bir önemi yoktu. Diğerlerinden daha fazlasını bilmiyordu. Tüm bilgisi ve tecrübesine rağmen gerçeği göremiyordu.
Ona krala bağlı olmak öğretilmişti. Tüm bilgisinin temelini oluşturuyordu krala sadakat. Bu da safkan Thomas'ın gözlerini kör ediyordu.
Bir kere deha... Bir kere daha kral kazandı... Geçmişte şimdide ve gelecekte güce sahip olan kazanırdı. Güce karşı duyulan korku bitmediği sürece de güce sahip olan kazanacaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
09/08/17
_sonsuzsiyah_
03/06/18
_DÜZENLENDİ_
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top