twentieth

arctic monkeys - r u mine?

Eunbyul yüksek sesli müziğe göz devirip elindeki plastik bardağı kafasını dikti. Alice ve Chae'nin onu zorla getirdiği partide, en sakin olacağı düşündüğü yere geçmişti. Koltuğa iyice sinerken başı çoktan ağrımaya başlamıştı.

Burada ne arıyordu hiçbir fikri yoktu ve sarhoş olmaya başladığı için sağlıklı düşünemiyordu da. Bütün dünya sallanıyordu sanki onun için. Ha bir şey daha vardı ayrıca. Adım atmaya yer olmayan partinin her yerinde Yeonjun'u görüyordu. Beyni sanki ona oyun oynamak ister gibiydi.

Oturduğu koltuğun yanındaki sehpadan yeni bir içki daha alırken umursamazdı. Bu gece sarhoş olmaya hazırlamıştı kendini.

O sırada partinin diğer köşesindeki Yeonjun, elindeki bardağı çevirerek etrafını izlemekle meşguldü. Bu gece pek havasında değildi. Normalde olsa asla kaçırmazdı partileri ama bu gece Beomgyu zorla getirmişti onu.

Sakince içkiyi kafasını dikerken gözleri tek bir kişiyi arıyordu. Acaba gelmiş miydi? Neredeydi?

Soobin ile dans eden Alice'e ve odanın diğer köşesindeki Chae'ye bakarken düşünmüştü onun gelme ihtimalini. O günün üzerinden tam 1 ay geçmişti ve hala konuşmamışlardı.

Her şeyi mahvetmişti işte. Eunbyul'u tamamen kaybetmişti, artık arkadaşı olarak bile yoktu hayatında. Sinirle, düşünceleri arasından bir bardağı daha kafasına dikti.

Geldiğinden beri ona bakan Misa'ya gözlerini devirdiğinde Misa gülümsemiş ve Yeonjun'a ilerlemeye başlamıştı. Genç kız önünde durup elini uzattığında "Havamda değilim." demişti.

Misa lisenin ilk yılından beri Yeonjun ile ilgileniyordu. Çoğu zaman tek taraflı olsa da Yeonjun'un boş zamanlarını onunla değerlendirmişliği de vardı, yalan söyleyemezdi.

Kızı geçiştirmeye çalışsa da kız başından gitmediği için zorla kızın elini tuttu ve falan slow müzikle partinin ortasına ilerledi. Dans eden diğer çiftlere bakmadan önüne döndüğünde kafasında bir ton düşünce vardı.

Eunbyul kaçıncı bardağı sayamadığı için dönmeye başlayan başını koltuğa yaslarken etrafta romantik bir biçimde dans etmeye başlayan çiftlere iğrenerek bakıyordu.

Dans pistinin en köşesindeki Soobin ve Alice'e baktı önce, gülümseyerek konuşuyorlardı. Beomgyu ve Chae ise ortalarda gözükmüyorlardı. Kim bilir neredelerdi ki aramakla uğraşamazdı zaten.

Yardım isteyecek kimse olmadığının farkına varıp dirseğini koltuğun kenarına, başını da eline yasladı ve etrafı izlemeye devam etti.

Beyni hala Yeonjun'un adını sayıklıyordu, hala baktığı her yerde onu görüyordu. Kalabalığın arasından siyah saçlı uzun bedeni gördüğünde aldığı nefesi yavaşça geri verdi.

Kalbi hızla atarken nefesinin kesildiğini hissediyordu. Bunun sebebi içki de olabilirdi. Ya da 1 aydır görmediği için çok özlemişti belki de onu. Bilmiyordu. Sağlıklı düşünemiyordu.

Eunbyul yerinde hızla doğrulup daha net görebilmek adına gözlerini kısarken Yeonjun ve Misa görüş alanına girmişti. Misa kafasını Yeonjun'un omzuna yaslamıştı ve kollarını sıkıca boynuna dolamıştı.

Yeonjun bıkkınca uzak durmaya çalışsa da kız yapıştığı için sesini de çıkarmıyordu. Aralarında neredeyse hiç mesafe yoktu.

Eunbyul dans eden ikiliye şok içinde bakıyordu. Gözleri yanmaya başlamıştı ve hayal kırıklığı içinde tekrar yaslandı koltuğa. Kıskanmış mıydı? Hayır, öfkeydi onunkisi.

Her şey bu kadar mıydı yani? 1 ay mı sürüyordu Yeonjun'un aşkı? "Saçmalama Eunbyul, 1 ay boyunca seni bekleyecek hali yok ya. Hem sana ne..."

Kendi kendine söylenerek ayağa kalktı. Daha fazla burada durmak istemiyordu. Sendelediğinde dengesini korumak için masaya yaslandı. Yanlışlıkla düşürdüğü bardaklara baktı ve hızlıca arka bahçeye ilerlemeye başladı.

Yeonjun çıkan gürültüyle kafasını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Yerdeki bardaklara ve sonra da Eunbyul'a bakarken göz göze gelmişlerdi. O saniyelik bakışmada bile ne kadar özlediğini fark etmişti Yeonjun.

Sahi burada Misa'yla ne yapıyordu? Neden onun yanında olmak varken vakit harcıyordu. Hızlıca ellerini kızdan çekti ve uzaklaşarak bir şey söylemeden onun peşinden bahçeye çıktı.

Havuzun kenarında oturan Eunbyul'u görünce rahatlamıştı. Etrafta onlardan başka kimse yoktu. Genç kız şezlonglardan birine uzanmış yıldızları seyrederken gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.

Neden ağlıyordu? Yeonjun panikle onun yanına koşarken Eunbyul'un yattığı şezlongun yanındakine oturdu. Bir süre sessizliğini koruyarak Byul'u izlerken ne kadar güzel diye düşünmeden edemiyordu.

"Sen hainin tekisin Choi Yeonjun."

Eunbyul yattığı yerden doğrulup oturur pozisyona geldi. Gözlerindeki yaşları hızlıca silerken düşünmeden söylüyordu sözlerini. "Çok adisin. Abin de sen de öylesiniz."

Yeonjun kaşlarını çatarak Eunbyul'a baktı ve konuştu. "Buram buram içki kokuyorsun. Sarhoş mu oldun yani?"

"Evet sanırım. Her neyse."

Yeonjun iç çekerek saçlarını geriye atarken ne yapacağını bilemiyordu. Onunla konuşmak istemişti ama bu haldeyken hiçbir anlamı yoktu. 1 aydır bu anı kolluyordu ama Eunbyul sabah hatırlamayacaktı bile...

Gerçekten sinirlendiğini hissediyordu. Dengesi şaşmıştı.

"Misa ile dans ederken eğlendin mi?" Yeonjun yüzünde berbat bir ifade olan kıza baktığında şaşırmıştı. Üzgün duruyordu, kıskanmış mıydı?

"Hayır pek sayılmaz." dedi sakince. Onu bu halde bırakamazdı. Arkasını dönüp çekip gidemezdi o yüzden dürüst olmaya karar vermişti.

Eunbyul kahkaha atmıştı. "Yalancı."

"Neden sana yalan söyleyeyim?"

"Neden söylemeyesin? Daha önce bana aşık olduğunu da söylemiştin."

Yeonjun alayla güldü. Sinirleniyordu. "Bunun yalan olduğunu mu düşünüyorsun yani?"

Eunbyul tekrar süzülen göz yaşlarıyla kafasını olumsuz anlamda salladı. Düşünmüyordu, aksine bütün kalbiyle inanmıştı ona. Hareketlerini ve duygularını kabul edemiyordu sadece.

"Düşünmüyorum. Ama Misa ile dans ettin..." Kendini tutamayıp ağlamaya başladığında Yeonjun hızla kızın yüzünü kavradı. İki elini yanaklarına koyup yaşları silerken üzülmüştü. "Ağlama lütfen..."

Eunbyul yakınına gelen Yeonjun ile daha da heyecanlanırken ağlaması da aynı oranda şiddetlenmişti. Yeonjun ise kızın kızarmış gözlerine ve dudaklarına bakıyordu.

İç çekti ve dudaklarını ıslattı. Yavaşça uzaklaşacağı sırada Eunbyul ellerini çekmesini engellemişti. "Tanrı aşkına Eunbyul... Ne istiyorsun benden?"

Yeonjun çaresizce sorarken kafası karışmıştı. Eunbyul sarhoştu ve ne yaptığını bilmiyordu. Sakin kafayla konuşmaları gerekiyordu, zaten araları iyi değildi.

"Şu an gerçekten ne istiyorum biliyor musun Choi Yeonjun?"

"Ne istiyorsun Choi Eunbyul." Hala aynı pozisyondalardı. Yüzleri birbirlerine çok yakındı ve nefesleri birbirine çarpıyordu. Yeonjun yutkundu. Eunbyul'un kalp atışlarını duymaması için dua ediyordu.

Eunbyul ise derin bir nefes aldı ve önce Yeonjun'un gözlerinde sonra dudaklarında gezdirdi bakışlarını. Çılgınlar gibi istediği tek bir şey vardı o an.

"Ne istiyorum... Seni deliler gibi öpmek istiyorum."

🥀🥀🥀

Ne diyebilirim ki... Asıl parti şimdi başladı bence 🤠☺🤞🏻

Bölüm hakkında fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim aşk kuşlarım. Kendinize iyi bakın 🌸🤍

Ve sizi seviyorum 🥰♥️

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top