thirteenth

marina - how to be a heartbreaker

"Yeonjun!"

"Byul bir sakin olur musun artık."

"Anlamıyorsun... OLAMAM!"

"Ama olman gerekiyor. Kendini fazla kaptırıp küçük düşüremezsin." Yeonjun sakince yanında oturan kızın yüzüne bakıp konuştuğunda Eunbyul kafasını sallayıp onu onaylamıştı. Haklıydı, heyecanını kendine saklaması gerekiyordu. Kendini kontrol etmek adına evi incelemeye başladı. 

Bekar ve liseli iki erkek için oldukça düzenliydi ev.

Kocaman salonları beyaz ağırlıklıydı. Havuza çıkan cam kapıların önünde beyaz bir L koltuk, onların çaprazındaysa diğer koltuğa uyan ikili bir koltuk vardı. Hemen önlerindeki sehpada birkaç dergi vardı ve perdeleri boydan boya uzanıyordu. TV ünitesi çok büyüktü ki içini dolduran çok fazla DVD vardı.

Dün geceki konuşmalarından sonra haberleşmişlerdi. Yeonjun kızı kapısından bizzat alırken sabahtan beri sakinleşmesi için elinden geleni de yapıyordu tabii. Fazla şikayet etmese de canının sıkıldığını hissedebiliyordu. Gerçekten abisi gibi biri için bu kadar heyecana değer miydi?

Ona göre cevap kesinlikle hayırdı. Açıkçası o, Eunbyul'un abisine olan ilgisinden de fazlasıyla rahatsızdı zaten. Taehyung gerçekten harika biriydi. Çevresi genişti, popülerdi, iyiydi, kibardı, yakışıklıydı... Bütün bunları Yeonjun da biliyordu. Ama Eunbyul'un onun hakkında bilmediği şeyler vardı.

Taehyung kızlar konusunda klişe bir şekilde, iflah olmaz bir şerefsizdi. Genç kurgu filmlerinden fırlamış gibi tavırları Yeonjun'u oldum olası kızdırıyordu. Üç günlük eğlencesi için kızlarla oynardı, tek gecelik ilişkileri severdi. Duygusallıktan yoksundu ve bu konuda kimseyi de dinlemiyordu.

Tamam, itiraf etmeliydi. Kendisi de çok ciddi ilişki adamı değildi ama o en azından dürüstçe en başından niyetini söylüyordu. Arkasında onun için ağlayan kızlar bırakmaktan nefret ediyordu çünkü. Abisine göre daha duygusal olduğunun farkındaydı.

Bu zamana kadar abisiyle ilgili hiçbir kıza karışmamıştı ya da o kızlarla tanışmamıştı. Ta ki Eunbyul'a dek. Eunbyul ona mesaj attığında başlarda zerre bir duygu belirtisi yoktu. Aksine kızı başından savmak için yapmadığını bırakmamıştı ama sorun şuydu ki Byul fazla inatçıydı.

Sonralarda kızın gerçekten ciddi duygularının olduğunu fark ettiğinde onu uyarmaya çalışmıştı. Her seferinde başarısızlıkla sonuçlanmasını kendi de beklemiyordu.

Normalde olsa umursamazdı ama Eunbyul çok... Farklıydı. Sevgisi fazla masum gelmişti Yeonjun'un gözüne. İçinde onu koruma isteği uyandırmıştı.

Eunbyul diğer kızlar gibi değildi. Yeonjun onun da üzülüp ağlamasını istemiyordu. 

Bu yüzden bazı şeyleri kendi gözleriyle görmesine yardım etmeye karar vermişti. 

"Ne izlemek istersin?" Dudaklarını ıslatıp elindeki DVDlere bakınırken yanında telefonuyla oynayan kıza sormuştu. Üzerinde siyah, dar ve kısa kollu bir bluz altındaysa buz mavisi mom jean vardı. Çikolata kahvesi saçları dalgalıydı, bir kısmını yana atmıştı. Yüzündeki hafif makyaj belli belirsizken bembeyaz teni ışıl ışıldı. Yeonjun Eunbyul'un güzel göründüğünü düşünmüştü. Sadece bir anlığına. Sadece bir anlık...

"Bilmem, bana fark etmez." Byul umursamazca cevapladığında Yeonjun gülmeden edemedi. "Dejavu oldum şu an." 

Eunbyul'un da aklına düşünceler dolarken gülümseyerek "Evet evet ben de." demiş ve ardından eklemişti.

"Felaket bir gün değil miydi ama?"

"Bunu sen mi söylüyorsun? Bütün film uyudun..."

"Başım ağrıyordu! Hem zaten genel olarak ortam sıkıcıydı."

Yeonjun düşünüyormuş gibi yaparak iç çekti. "Katılıyorum. Sadece ikimiz gitsek daha çok eğlenirdik."

"Kesinlikle katılıyorum." Eunbyul kahkaha atarak cevap verdiğinde Yeonjun da ona bakarak gülmeye başladı. Bomboş salonda ikisinin sesleri yankılanırken ne dediklerinin farkına vardıklarında gülmeyi kesmişlerdi. İfadeleri gittikçe daha düz bir hal alırken birbirlerinin yüzüne bakıyorlardı. 

"YEONJUN BEN GELDIM! Geciktiğim için üzgünüm." Onları bölen kapının açılma sesi ve Taehyung olmuştu. İkisi de bakışlarını birbirlerinden çekerken Yeonjun abisine, Byul da telefonuna dönmüştü.

"Hoş geldin. Sana söylediğim şeyleri aldın mı?"

"Aldım ve yiyecek bir şeyler de aldım. Mutfağa koyup geliyorum." Dedi Yeonjun'a gülümseyerek, ardından adımlarını yavaşlatıp ona bakmamaya çalışan genç kıza döndü. "Hoş geldin. İsmin şeydi..."

"Eunbyul." Yeonjun onun yerine hızlıca cevap vermişti. Tabii ki Taehyung onun adını bile bilmiyordu.

"Ha evet! Eunbyul. Hoş geldin Eunbyul."

Eunbyul hafifçe gülümseyerek "Hoş buldum." demişti. Daha ilk dakikadan kalbi kırılırken üzüntüsünü belli etmemeliydi.

Taehyung'un mutfağa girmesini Yeonjun sinirli, Eunbyul üzgün gözlerle izlerken daha geldiği andan itibaren ortamın huzurunu kaçırmıştı Taehyung.

En azından Yeonjun böyle düşünüyordu.

Elini sakince kızın omzuna koyup okşadığında Eunbyul kafasını kaldırıp ona bakmıştı. Yeonjun ona gülümsemeye çalışırken Eunbyul da tebessümle karşılık vermişti.

"Dur bak sana ne göstereceğim. Çok seveceksin."

"Neymiş o?"

"Bekle."

Eunbyul kaşlarını çatarak Yeonjun'un arkasından bakarken birkaç dakika sonra merdivenlerden inen Yeonjun ile merakını gidermişti.

Yeonjun kucağında kahverengi-siyah tüyleri olan, küçük bir köpekle döndüğünde Eunbyul aklını kaçıracaktı. Çünkü hayvanları çok seviyordu. Kendisinin de bir kedisi vardı zaten.

"Seni ailemizin direği Choi Yeontan ile tanıştırayım. Kendisiyle tanışmak oldukça kutsaldır bunu unutma."

"İnanamıyorum. Çok tatlı!" Eunbyul kahkaha atarak Yeontan'a bakarken Yeonjun da gülümsüyordu. "Tutmak ister misin?"

"EVET."

Yeonjun koltuğa oturup kucağındaki Yeontan'ı yavaşça Eunbyul'a verirken Yeontan sanki Byul'u tanıyormuş gibi anında onun yüzünü yalamaya başlamıştı. Byul gülüp onu öptüğünde Yeonjun ikisini gülerek izliyordu.

İyi anlaşmalarına sevinmişti.

"Normalde kimseye bu kadar çabuk alışmaz. Açıkçası şaşırdım."

Eunbyul Yeonjun'un söylediği şeye tebessüm ederek "Hayvanlar genelde beni sever." dedi. Doğruydu. Kendi huysuz kedisi bile ailede ilk ona alışmıştı.

Yeonjun hafifçe kafasını sallayıp önüne döndü. Mutfaktan gelen sesler giderek yükselirken abisinin ona seslendiğini duymuştu.

Ayağa kalkıp mutfağa gittiğinde Taehyung'un imalı bakışları rahatsız ediciydi. "Ne var?" Yeonjun rahatsız bir biçimde mırıldanmıştı.

"İlk defa eve bir kız arkadaşını getiriyorsun. Yemek için yani..."

"Yani? Bir sorun göremiyorum."

"Eğer amacın başkaysa evden çıkıp gidebilirim sonuçta oldukça güzel bir kız—"

"Abi! Susacak mısın artık?" Yeonjun bıkkınca iç çekerken zaten sabahtan beri gergin olan sinirleri iyice gevşemişti. Bu hallerine deli oluyordu. Hem daha Eunbyul'u tanımıyordu bile. Nasıl arkasından böyle konuşabiliyordu?

"Ayrıca onun hakkında düzgün konuş. Bir daha bu laflarına katlanmayacağım." Yeonjun önündeki cipsleri kaseye boşaltırken onun suratına bakmadan konuştuğunda Taehyung kahkaha atmıştı.

"Sakin ol şampiyon. Lafımı bitirmeme izin vermedin ki. Ama eğer ondan gerçekten hoşlanıyorsan kendini geri çekme diyecektim. Yanında gergin olduğun her halinden belli."

Yeonjun şaşkınlıkla kafasını kaseden kaldırdığında Taehyung dolaptan buzları çıkarmakla meşguldü. "Ciddi misin?" dedi şokla.

Taehyung gülerek kafasını salladığında göz göze gelmişlerdi. "Evet. Ve işin kötüsü seni ilk defa böyle görüyorum. Haberi var mı?"

"Yanılıyorsun abi. Bende bir şey yok." Gergince gülümseyip cipslerden birini ağzına attığında Taehyung iç çekmişti. "Tabii. Olmasın hadi tamam. Son bir soru o zaman. O da senden hoşlanıyor mu?"

"ABİ!"

"Yani o senden hoşlanıyor mu?"

Yeonjun "Hayır çünkü sana aşık geri zekalı!" diye haykırmak istese de sakin olmaya çalışıp "Hayır." dedi suratına bakmadan. Ardından ekledi. "Aramızda düşündüğün gibi bir şey yok. Olmayacak da. Konuyu kapat artık."

Yeonjun tepsiye koyduğu yiyecekleri alıp mutfaktan çıktığında Taehyung alayla iç çekmişti. Ardından o da mutfaktan çıktı ve içecekleri koymaya başladı.

Eunbyul sessizce ikisini izlerken işlerini bitirdiklerinde Taehyung umursamazca Eunbyul'un yanına bırakmıştı kendini. Eunbyul heyecanını bastırmaya çalışırken Yeonjun'un kaşları çatılmıştı.

Ne yapmaya çalışıyordu bu?

Yeonjun aniden Taehyung'u ittirerek ikisinin ortasına oturduğunda ne yaptığını fark edip gergince gülümsedi. Eunbyul'a yardım etmesi gerekiyordu, anı mahvetmesi değil.

Yanında ona ne yapıyor bu aptal? der gibi bakan Eunbyul'a tatlı bir şekilde gülümserken Taehyung gülmemek için zor duruyordu. Biraz yana kaydı ve önce Eunbyul'a sonra Yeonjun'a cips kasesi uzattı.

İkisi de bir şey söylemeden filmi izlemeye başladılar. Taehyung Titanic diye tutturduğu için filmin etkisiyle ortam iyice duygusallaşmıştı.

Eunbyul gözlerinden akmaya başlayan yaşları elleriyle hızlıca sildiğinde yanında oturan Yeonjun ona bakıyordu. Bir eliyle kızın saçını gözlerinden çekip masadaki peçeteyle gözyaşlarını silmeye başladı.

İfadesi düzdü ve sessizdi.

Eunbyul da bir şey demiyordu zaten. Sadece Yeonjun'un hareketlerini izliyordu. Yeonjun bugün çok düşünceliydi. Eunbyul onun varlığını sonuna kadar hissetmişti ve kötü bile hissetse arkasında hep destek olacak biri var gibiydi.

Eunbyul minnettar hissediyordu. Ve etkilenmediğini söylese yalan olurdu bu durumda. Sonradan ona teşekkür etmeli belki de sarılmalıydı.

"İyi misin Eunbyul?" Taehyung yüzünden silemediği gülümsemesiyle ikisine bakarak konuştuğunda Yeonjun Byul'dan uzaklaşmıştı.

"İyiyim." Eunbyul bakışlarını Taehyung'dan çekip Yeonjun'a döndü. "Ve teşekkür ederim."

"Önemli değil." Yeonjun tebessüm edip peçeteyi aldı ve "Atıp geliyorum." dedi. Ayağa kalkarken onu izleyen Taehyung fırsatı değerlendirip Eunbyul'a yaklaştı.

Eunbyul merakla dikkatini Taehyung'a vermişti. İstemsizce olağandışı şeyler düşünüyordu ve kendine çok kızıyordu. Taehyung ise mutluydu.

"Lafı dolandırmayı pek sevmem o yüzden direkt söylemek istiyorum. Kardeşimden hoşlanıyor musun?" 

Eunbyul'un beklediği şey kesinlikle bu değildi. Şokla ona bakarken "Hayır!" dedi hemen. Sesi beklediğinden yüksekti.

Ayrıca utanmış mıydı yoksa sinirden miydi bilmiyordu ama kızarmıştı.

"Bizim aramızda bir şey yok. Sadece arkadaşız." diye devam ettiğinde Taehyung "Tamam." deyip konuyu kapatmayı tercih etti.

Eunbyul'a inanmamıştı, zaten o kardeşine de inanmıyordu. Bu kız farklıydı. Yeonjun için farklıydı. Ve o bunun farkındaydı. Sadece üsteleyip can sıkmak istemedi.

Eunbyul ise sıkıntıyla iç çekti ve önüne döndü. Taehyung onu zerre göremeyip üzerine kardeşine yakıştıracak kadar ileri gitmişti.

Yüksek ihtimal onu da kardeşi gibi görüyordu hatta. Asla daha fazlası olmayacaktı. Asla sevmeyecekti onu.

O an bu gerçek Eunbyul'un yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı.

🥀🥀🥀

selaamMM!! nasilsiniz bebeklerim? umarim iyisinizdir 🤍

umarim bu fici unutmamissinizdir 🥺 sinav yilimdaydim ve aktif degildim, mesajlari falan yeni yeni gordum.

her neyse artik bittigine gore (en azindan simdilik) daha aktif olmaya calisacagim, desteklerseniz cok mutlu olurum.

ve bolumu begenirsiniz umarim. dusuncelerinizi belirtmeyi unutmayin lutfen! sizi seviyorum 😽🌸🥰♥️

veee YEONTAN COK TATLI IMDAT😩

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top