mutlu? son ♡

Üzerimde tişört ve taytla kaçırılıp evlenmek için götürülürken düşündüğüm şey şuydu; böyle mi olacaktı!

Tam manasıyla böyle olmasa da ucundan bucağına öyle oldu.

Tabi bir hazırlık söz konusu da var. Hem de örgütlü bir hazırlık. Benim melankoli hallerimden muzdarip ailem ile bir olmuş düğün dernek kurulmuş ama haberim yok. Bir otele getirilip ve kendimize ait olduğu söylenen odaya çıkarılırken hiç hayallerimin gelinliği ile karşılaşacağımı tahmin etmedim. Ama şu var ki kısıtlı bir zamanda hazırlanmak gerekiyordu.

Otuz dakika içerisinde abuk subuk bir topuz ve hızlı makyaj sonrasinda son derece zarif ve sade gelinliğimi giyip, otelin denize uzanan sahiline getirildim. O, oradaydı. Göz kamaştıran bir güzelliği vardı bu adamın. Sevdiğimiz insanlar davetliydi, bir ara gözüm Murat'a denk gelecek diye paniklendim ama o davetli değildi. Şükür. Adımlarım ona ulaştı yan yana durduk yeniden kalp kalbe bize sorulan soruyu cevapladık. Sonrasında işte evli bir çifttik.

Sade bir nikah kıyıldı, biraz müzik ve biraz danslar edildi ve bitti. Günün geri kalanı bize aitti. Ben artık evli bir kadındım. Ve bu sadece birkaç ay içinde olan bir durumdu.

Ve geçen onca zamana geriye bakıp hikayemizi hatırlayınca gülümsüyorum. Birlikte olduk, seviştik. Yeniden yeniden nefes aldım kollarında. Yeni bir işe başladık, çalışmaya İzmir'de devam ettik. Düzeni kurduk. Günler günleri haftalar haftaları aylar ayları kovaladı derken yıllar geçti.

Evliliğimizin beşinci yılında kızımız ve sevgili kocam bahçemizde geniş minderlere oturup güneşin tadını çıkarırken ben de vereceğim haberi düşünüyorum.

"Birileri bensiz mi eğleniyor." Diyerek dahil oluyorum favori ikilime. Kocam uzanıp dudaklarımdan öpüyor. Kızım gözleri kocaman yanakları kızarmış şekilde kikirdeyerek bizi izliyor.

"Sensiz eğlence mi olur sevgilim."

"Annem," kollarıma geliyor meleğim. Çok başka bir duyguymuş bu, böyle tarifsiz bir şey. "Babamla sana ne hediye alsak diye düşünüyorduk."

"Aaa oldu mu ama, hani demeyecektik bir şey."

"Yaaa demeyecek miydim."

"Olsun duymadım bir şey."

Kikirdemeler devam ederken bahçe kapısından içeri annem giriyor. O esnada bizimki deliriyor, pek düşkün ananesine. Anında satış, koşarak gidiyor bizden.

Güven ise fırsat bu firsar diyerek çekiyor beni kollarının arasına. Kokluyor saçlarımı içine çekiyor beni. "Özledim mi ne seni."

Gülüyorum mest olarak. "Sana söylemem gereken bir şey var."

"Hmm"

"Ne hım bak bana."

"Bakayım." Dudakları dudaklarımı buluyor, ben itiraz edemeden öpüyor. Soluk soluğa koparken ondan uyaran bakışlar atıyorum ama umurunda değil. Arsız.

"Rahat durman gerek."

"Mümkün değil."

Gözleri alev alev ama misafir var bu akşam bize rahat yok.

"Bir haberim var sana," diyerek şansımı yeniden deniyorum.

Durup bakıyor ve soruyor merakla. "Ne haberi."

"Okeye dördüncü geliyor.: Diyorum ben de gözlerimi devirerek. "Onun haberi."

"Sevgilim, ne okeyi? Anlamadım."

"Aşkım, diyorum sakin bir nefesle "Kalbimin özgür krallığına bir sakin daha ekleniyor."

"Ne?"

"Baba oluyorsun."

"Yeniden?"

Gülüyorum. "Yeniden."

Sonra duruyor, nefesi tıkandı yüzü kızardı. Mora mı çalıyor o? Dürtüyorum onu, korkmaya da başlıyorum hafiften. "Güven!"

"Ayyyy," diye bağırıyor, beraberinde üzerime atılıyor. Önceki tepkisinin bir benzeri bu. Öpüyor öpüyor. Sonra herkes haberdar oluyor, o kadar bağırıyor. "Baba oluyorum."

Sonra duruyor, bakıyor bana kocaman gülüyor. "Çok seviyorum seni Parla, çok!"

Son

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top