Haziran 24 | Kazananlar
Bilim kurgu topluluğunun daimi takipçilerine kocaman bir merhaba!
Türkçe dilinde en büyük bilim kurgu oluşumunun bir parçası olduğunuz için her geçen gün burayı ilham perilerinizle doldurmak istiyoruz. Birbirinden özgün yönergelerimizin karanlıkta kalan bir yolunuzu aydınlatmasını, bir türlü başlayamadığınız ya da belki de bitiremediğiniz, zihninizde şekillense de bir türlü kelimelere dönüşemeyen o harika hikâyeye ulaşmanızı hedefliyoruz. Övgüyü hak eden tüm bilim kurgu hikâyelerini, topluluğumuzun çatısı altında toplanmasını ve hak ettikleri değerin onlara gösterilmesini temenni ediyoruz.
Amaçlarımız doğrultusunda hareket ederek de işte size profilimizin olmazsa olmazı, her hafta bambaşka evrenlerin kapılarını sonuna kadar açan Sonunu Sen Getir etkinliğinin Haziran ayı kazananlarını takdim ediyoruz!
Eğer dilerseniz siz de kazanan kullanıcılarımızın hikâyelerini yorumlarda devam ettirebilirsiniz.
Hikâyenin Başlangıcı:
Bölgenin topraklarına yayılan kimyasal atıklar yüzünden pek çok insanın sonu gelebilirdi. Zamanında müdahale ile buradaki herkesi tahliye edip atıkların yayıldığı alanı karantinaya almıştık. Şimdi sıra artık belirlenen bu bölgenin resmen yok edilmesindeydi. Tam geri sayım başlamıştı ki...
Devamı Koray_Karatay'dan:
...kimyasal atıkların içerisinden küçücük, insansı bir robot çıkıverdi. Beş yaşındaki bir insanın boyutundaydı ve boynunu bükmüş atıkların yok edilmesinden sorumlu adamın gözlerine bakıyordu, o baş kısmına zor sığacak koca gözleri ile adama bakarken.
Adam onu kurtarmak isterdi ancak üzerindeki atıklar hem insanlar için hem de metaller için çok zararlıydı; hatta üzerindeki metal erimeye bile başlamış, bu nedenle robot ağlıyormuş gibi bir görüntü veriyordu. Ancak robot mutlu gibi görünüyordu. Ya öyleydi, ya da zaten duyguları olmayan eski bir modeldi. Adam robotun neden atıkların içerisinde de olduğunu da açıkladığı için ikinci açıklamanın doğru olduğuna inandı. O yüzden hiç tereddüt etmeden imhanın başlanması için o düğmeye bastı. Robottan eser kalmayacağının farkındaydı. Kararı onun için çok mantıklıydı; sonuçta o tekrar yapılabilirdi, ayrıca robotların acı duygusu da yoktur diye düşünüyordu kendince. Sonrasında bu konu üzerinde daha da düşünmeye başlamıştı. Acaba onun yerinde gerçek bir insan çocuğu olsa da aynı şeyi yapabilir miydi? Bu sorunun yanıtı başta ona kolay geliyordu ama düşündükçe bu kadar da kolay olmadığını fark etti. İnsanlarda tekrar yapılabilirdi ve acı duygusu da nicel bir ölçek değildi. Çocuğun kimyasal atıktan kaynaklanacak zarar da göz önüne alınırsa, oradaki insan da olsa o düğmeye basmalıydı.
Bu düşünce silsilesi daha büyük bir soru doğurdu onun aklında "İki durumda da düğmeye basmak mantıklı ise neden gerçek bir çocuğu öldürmekte bu kadar zorlanıyorum?" diye düşündü. Cevabını verebilirdi ama hayat boyu en mantıklı kararları verdiğini düşünen adam, bu yalanı devam ettirebilmek için sorduğu soruya bir cevap vermedi.
Hikâyenin Başlangıcı:
Bu birer hafta aralıklarla bulduğun üçüncü cesetti. Her cesedin üzerinde farklı bir sembol vardı. Katilin tüm polis departmanıyla alay ettiği yadsınamaz bir gerçekti. Bu sembolleri ilk gördüğüm andan itibaren katilin şunu yansıtmak istediğini anladım...
Devamı Sensei-leila'dan:
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu, hayatta hiçbir şeyin tesadüfe dayanmadığını. Bu düşüncelerimi kimseye açmadığım gibi dikkat çekici tüm detayları derleyip nihai sunuca yaklaştığımı düşünüyordum.
İlk gördüğümüz cesedin kolunun iç kısmında tek bir zincir halkası vardı. Halka zorla parçalanmış gibiydi. Bunu maktulün hayat bağlarının zorla koparılmış olmasına yordum ki daha sonra yaptığım araştırmalar bunu kanıtlar niteliğindeydi. İkinci gördüğümüz kadın cesedinin omuzunda iç içe geçen iki zincir halkaların en sonuncusunun yine ilk şekildeki gibi koparılmış olduğunu görmüştük.
Koparılan bağlar... bunlar o kişinin hayata olan bakış açısını bir parçasıydı. Bu evrende bağların koparılması suç sayılırdı. Her iki maktulü birleştiren şeyin geçmişleri olduğunu kısa bir araştırmada sonra öğrenmiştim. Asıl gerçek üçüncü cinayette açıklık bulmuştu. Üçüncü cinayetteki kadının ensesinden omurgasına doğru uzanan sembolde yine aynı zincir vardı ve diğerlerininki gibi son zincir halkası parçalara bölünmüşse de birbirinden koparılmamıştı.
Son görülen kişinin de diğerleriyle aynı geçmişten geldiğini anlamam geç olmamıştı ancak bunu departmandakilere söylemeden önce, bundan emin olmak istedim.
İnsanların birbiriyle koparılan bağlarının, sonrasında öldürülmeleri ve ölenlerin hepsinin geçmişte tanışıyor olmaları kesinlikle tesadüf değildi. Bu evrende hayat bağını koparmak yasaktı: Hayat bağı kopmuş insanların bir robottan farkı yoktu. Mutluluk dahil olmak üzere tüm her şeyini yetiren insanlar üzüntü duymaz, öfkelenmez, pişmanlık nedir anlamaz bile... Ölmeyi hak edecek kadar umursamazlardır. Bu konuda adalet her zaman gereğini yapıyordu ancak bu kez biri adalete bırakmak yerine kendine görev bilmiş olacak ki cezalarını kesmişti.
Kazananlarımızı tebrik ederiz!
Dileriz ki kaleminiz hep bilimin ışığında gelişsin, ilhamınız bu yolda her daim size eşlik etsin.
Haziran ayı kazananlarımız Koray_Karatay ve Sensei-leila, dilerseniz bu satıra bir sonraki aylarda Bilim Kurgu Yarışmaları çalışmamızda kullanabileceğimiz bir yönerge önerisi bırakabilirsiniz. Öneriniz uygun bulunursa ilettiğiniz yönergeyle birlikte sizin isminizin geçeceği bir aylık yarışma bölümü oluşturacağız.
🌌
Siz de Temmuz ayı kazananlarımızdan biri olmak için panomuzda ay boyunca her hafta yayımlanacak olan Sonunu Sen Getir etkinliklerimizi takip edip katılmayı ve kazanan olmanız durumunda bir sonraki aylık yarışma yönergemizi belirleme şansı yakalayabileceğinizi unutmayın ve şimdilik hoşça kalın!
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top