Medya : Madison ve Walter

Kalkmaya çalışıyordum ama o kadar güçlüydü ki başaramadım.

" Bırak beni pislik herif ! Mutlu musun ha ! "

" Hem de hiç olmadığım kadar. " dedi ve bana sarıldı. Ağlamaya başladım.

" Artık sana dayanamıyorum. Benden ne istiyorsun? Kurtulmak istiyorsun değil mi ? " diyerek göğsüne vurmaya başladım.

" Saçmalama ! Senden kurtulmaya çalışmıyorum. Sadece senin başka biriyle olmanı istemiyorum. Hep benimle konuş, hep benimle uyu, hep benimle gül, hatta hep benimle ağla istiyorum. "

" Anlamadım. Ne ? " diyerek gözlerine odaklandım. Küçük gece lambasının verdiği ışıktan dolayı benim tarafımdan yüzünü pek göremiyordum. Ama yüzümü incelediğini farkettim. Sanırım bir şeyler düşünüyordu.

" Ah, her neyse. Uyu hadi. " dedi ve yastığına geri yatıp gözlerini kapattı. Beni de omzuna yatırdı. Karşı koymak istiyordum ama kokusu resmen beni uyuşturuyordu.

" Walter ? "

" Ne var ? " diye fısıldadı uykulu sesiyle.

" Artık canımı yakma. "

" Sana vurmak bu dünyada isteyeceğim en son şey bile olamaz Madison. Ama bazen gözüm dönüyor. " dedi burnunu saçlarımın içine gömerek.

" Hayır Walter, öyle değil. Fiziksel olarak bahsetmiyorum. Ruhsal olarak. İnan bana tokat atmandan çok, söylediğin sözler canımı daha çok yakıyor. " dedim. Saçlarımın arasından derin bir nefes aldı.

" Uyu hadi, uyu. " diyerek derin bir iç çekti. Gözlerimi kapattığım sırada kulağıma müzik sesi gelmeye başladı. Anlaşılan yukarı dairedekiler dinliyordu. Dikkatle dinlediğimde tanıdığım bir şarkı olduğunu duydum, Lionel Richie' nin Hello şarkısıydı bu. Hafifçe gözlerimi araladımda bana bakan bir çift göze rastladım. Aramızda çok az bir mesafe vardı. Fısıldayarak bana şarkının şarkıyı söylemeye başladı. Ben de fısıldayarak eşlik etmeye çalıştım.

" Merhaba, aradığın ben miyim ? Çünkü nerede olduğunu merak
ediyorum,
Ve ne yaptığını.
Bir yerlerde yalnız mı hissediyorsun, yoksa birileri seni seviyor mu ?
Bana kalbini nasıl kazanabileceğimi söyle.
Çünkü hiçbir fikrim yok.
Fakat izin ver, şunu söyleyerek başlayayım.. Seni seviyorum. "

Şarkının son cümlesini söyledikten sonra dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Ama ben de onu öpmek istiyordum. Bu yüzden olduğum yerde durdum ve gözlerimi kapattım. Dudağıma onun yumuşak dudağı değmişti sonunda, sıcacıktı. Ya da ben, her neyse...

Yumuşak bir şekilde dudağıma dokunuşları sonunda hızlandı ve artık ısırarak öpmeye başladı. Ne olduğunu anlamadan tek hamlede üstüme çıkmıştı bile. Dudaklarımı sertçe öptükten sonra, dudağını boynuma getirdi. Bir anda nefes nefese kalmıştım. Her öpüşünde daha da heyecanlanıyordum.

En sonunda nefes alamamaya başladım. Walter bunu farkedince öpmeyi bıraktı ve yanıma yattı. O da benim gibi nefes nefeseydi. Beni kolunun arasına yatırdı. Buradan kalbinin atışını duyabiliyordum.

" İyi geceler bebeğim. " dedi kulağıma.

--

O çoktan uyuyakaldı, ben ise uyuyamıyordum. Walter' ın kolundan kurtulup, odadaki balkona doğru ilerledim. Olacakları düşünüyordum. Bu gece her şeyi düşünecek ve doğru karar verecektim. Bunun için de kalbimi dinlemem gerekiyordu.

Taylor' u düşündüm. Tanıdığım kadarıyla iyi biriydi. Beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ama sırları vardı. Ve bana da söyleyecek gibi değildi. Bu muamma' nın içinde bir ömür boyu çırpınamazdım. Ayrıca benim de ona karşı sırlarım vardı. Söylesem ne tepki verirdi, onu da bilemiyordum. Gerçekten ona aşık olmuş muydum, hayır. Belki de yabancı birinin bana iyi davranması sadece hoşuma gitmişti, o kadar.

Walter, o beni küçüklüğümden beri tanıyordu. Ortak bir sırrımız bile vardı. Ama canımı yakıyordu işte, ne kadar istemese de. Şöyle bir gerçek de vardı ki, onu bana çeken bir şey vardı ve ben bunun ne olduğunu asla öğrenemedim. Onu görünce kalbim deli gibi çarpıyor, heyecanlanıyor ve saçmalamaya başlıyordum.

Aşk' ın nasıl bir şey olduğunu daha bilmiyordum. Nasıl bir duygudur, neler hissettirir ? Bunları bilen birinden öğrenmem gerekirdi.

Bir süre daha düşündüm. Eğer verdiğim karar Taylor olursa, ne olursa olsun onunla barışmak için her yolu deneyecek ve vazgeçmeyecektim. Ama bir şey daha vardı, ya Walter sadece öpmek istediği için öptüyse ne olacaktı ?  Sadece canı istediği için öptüyse ? Ya beni sevmiyorsa ?  

--

" Hey ? Mad, kalk hadi. " 

Omzuma dokunan bir el sayesinde gözlerimi açtım. Brandy karşımdaydı. 

" Burada nasıl uyuyabildin Mad ? " diye sordu. Balkonda uyuyakalmışım. 

Sırtımın ağrısıyla doğruldum. Brandy' nin yardımıyla yerden kalkabildim.

" Ah, sırtım acıyor. "  diyerek içeriye ilerledim. Walter çoktan uyanmıştı.

" Balkonda uyursan tabii acır. Niye burada uyudun ki ? Benim yanıma gelseydin ya ? " diyerek hınzırca güldü.  Bunu duyan Walter içmekte bulunduğu içeceği yere püskürttü. 

" Brandy ? Seni dövmeyeli ne kadar oldu kardeşim ? " dedi Walter. Brandy ciddi bir hale bürünüp iki elini yukarı kaldırdı. Ben hariç hepsi kahvaltı ediyordu. Brandy de olmasa beni kahvaltıya uyandırmayacakları kesindi. Sara bir süre sonra masadan kalktı. Anlaşılan kahvaltısını bitirmişti, Brandy de öyle.

" Günaydın. " diyerek masaya oturdum.  Walter hiç bir şey demeyerek, beni görmezden geldi. Jessica neşeli bir şekilde karşılık vererek yanağımdan öptü. Marcus ise başıyla cevap vermeyi tercih etti. 

Jessica' nın tabağıma koyduğu omletle oynamaya başladım.  Walter beni yine görmezden geliyordu. Sanırım dün geceyi unutmuştu. Tabii bebeğim dediğini de unutmuştu kesin. Yani kısacası Walter' ın dün gece oyuncağı olmuştum o kadar. Şimdi de beni bir kenara fırlatmıştı, her zamanki gibi...

" Mad neden yemiyorsun ? " dedi Jessica. 

" Jessica sence aşk nasıl bir şey ? Aşık olunca neler hissedilir ? " diye bir soru yönelttim aniden. Jessica' nı böyle şeyleri bildiğine emindim. Soruyu duyan Walter sertçe çatalını tabağına düşürdü. Marcus yine kendi halindeydi. 

" Ah, Mad. Aşk anlatılmaz yaşanır derler. Ama sana şöyle söyleyeyim ;  görünce kalbin deli gibi çarpar, her daim yanında olmasını istersin, ona dokununca titrersin, heyecanlanırsın. " 

Walter gözlerini masaya dikmiş bir şekilde Jessica' yı dinliyordu. 

" Jessica, hala anlamış değilim. Yani daha ayrıntılı anlatır mısın ? " dedim.

" Bak şimdi, yalnız kaldığın bir zamanda kulaklıklarını tak ve hüzünlü bir aşk şarkısı aç kendine. Aklına kim geliyorsa ona aşık olmuşsun demektir. " 

" Çok saçma. " 

" Saçma ama etkilidir Mad. " dedi ve yemeğine döndü. Belki bir gün bunu yapabilirdim.  Ben de kahvaltıya döndüğüm sırada Walter' ın telefonu çaldı.

" Nerede ? Ya da dur anlatma. Yanına gelince detaylı bir şekilde anlatırsın. Görüşürüz. "  diyerek telefonu kapattı.

Merakla Walter' a bakmaya başladık. 

" Müdür aradı. Bir olay varmış yaratıkla ilgili. Oh be sonunda ! Çok sıkılıyordum olay olmadan ! " diyerek güldü. 

Bakalım bu sefer neyle karşılaşacaktık ?

Merhaba sevgili okuyucularım, bir bölümün daha sonuna geldik. Desteklerinizi bekliyorum. Umarım sizler de emeklerimin karşılığını vereceksinizdir. Yorumlarda önerilerinizi bekliyorum.

Gitmeden size bir soru bırakayım. 

Siz olsanız Taylor' u mu yoksa Walter' ı mı seçerdiniz ?