Kandırıldık
Kucağında taşıdığı Kızı salondaki koltuğa şaşkın bakışlar eşliğinde yatırdı.
"Duru'ya ne oldu Karan"
"Ne olmuşa benziyor babaanne bayıldı"
"Nasıl bayıldı?
" Kafasına odunla vurdum"
"Benimle dalga geçmeyi bırak. Emine çabuk doktoru ara"
"Hemen efendim"
Karan Duru'nun yanına oturup saçlarını yüzünden çekerken onun solgun yüzüne bakıyordu. Neriman hanım
"Kalk şurdan çekil kızın yanından. Emine kolonyada getir. Sen nerde buldun Duru'yu? "
Babaannesinin kış kışlamasıyla Duru'nun yanından kalktı
"Okulun önünde buldum"
Salih telaşla içeriye girdi.
"Duru hanıma ne yaptınız"
"Ya ben mağara adamımıyımda her gelen Duru'ya ne yaptığımı soruyor."
"Kız seni en son gördüğünde ilk insan gibiydin yani"
Odanın içinde sinirli bir şekilde dönüp
"Bizi çağırmıştın. Bende Duru'yu alıp yanına geleyim dedim oda beni görünce bayıldı"
"Yazık yavrucak karşısında zebani gibi seni görünce korkmuş sanırım."
Babaannesine şaşkınlıkla bakıp
"Yok artık" dedi
"Salih getirirdi sen niye habersiz çıkıyorsun kızın karşısına"
"Önceki denemelerinde pek başarılı olamadığı için kendim deniyeyim dedim."
Salih
"Beni görünce bayılmıyor hiç değilse"
Karan'ın bakışları Salih'e sus sen diyordu
Büyük hanım Duru'nun saçlarını okşayarak
"Peki neden hastaneye gitmedinde buraya geldin?"
"Bilmiyorum? Arabada tekrar kendine gelip beni görünce çığlık atıp tekrar bayıldı. Bende buraya getirmeye karar verdim"
Yavaş yavaş gözlerini açmaya başlayan Duru etrafına bakınıp birden toparlandı.
"Nerdeyim ben?"
Neriman hanım
"Korkma kızım. Sen bayılmışsın Karan'da seni buraya getirmiş"
Bakışlarını salonun ortasında dikilen iri yarı adama çevirdi. Bu Karan olamazdı. Karan'ı en son gördüğünde mağara adamı gibiydi. Karşısında duran kişi ise şık bir takım elbise içinde saçı sakalı kesilmiş heykel traş elinden çıkma bir yüzle ona bakıyordu. Kendisine tek tanıdık gelen mavi gözleriydi.
"Beni incelemen bittiyse iyimisin kendine geldin mi?"
Kızaran yanaklarıyla başını öne eğiip yumruklarını sıktı
Yumruk yaptığı elleri sıcacık yumuşacık eller kavrayınca bakışlarını Neriman hanıma çevirdi gözlerini açıp kapatıp Karan'a döndü
"Karan ne kadar kabasın"
"Kaba değilim! İşlerim var bir an önce ne söyleyeceksen söyle babaanne bizde hayatımıza geri dönelim"
Neriman hanım Duru'ya dönüp
"Kusura bakma kızım işte görüntü değişmiş ama öküzlük baki kalmış"
"Haklısınız efendim o kolay kolay değişmiyor."
Bakışındaki ima mavilikleri koyulaştırmaya yetmişti.
Duru koyulaşan gözlere bakarken birden
"Arkadaşlarım ne oldu? Merak etmişlerdir beni"
"Merak etmezler Kartal onlara açıklama yapmıştır"
Neriman hanım
"Kartal ne alaka?"
"Küçük hanımın okulunun önüne kamp kurmuş kendisi"
"Nasıl yani?"
"Salih anlatmadı mı?"
Neriman hanımın konuşmasına fırsat kalmadan Kartal içeriye girdi. Hiçkimseye birşey demeden Duru'nun yanına yürüdü.
"Duru seni çok merak ettim."
"Aslında çok eğleniyordun" Diyen Karan'a hışımla döndü.
"Herşeyin bir adabı vardır. Kızın karşısına zebani gibi çıkıp korkutup bayılttın"
"Sanırım herkes görüntüm konusunda hemfikir"
Neriman hanım
"Hayırdır! Kartal sen niye geldin?"
"Babamla bir görüşmeniz varmış. Onun işi çıkınca ben geldim. İyikide geldim Duru'yuda çok merak etmiştim."
Duru
"Arkadaşlarımda çok merak etmiştir. Ben gibi onlarda şok geçirmiş olmalılar. Benim evli olduğumu bilmiyorlar"
Karan sinirli bir sesle
"Bilmedikleri belli. Bileninde umrunda değil"
"Şey efendim Duru'yla konuşmak için gittim."
Neriman hanım sanki konuşulanları umursamıyormuş gibi
"Sen şimdi daha iyiysen kızım"
"İyiyim efendim"
"O zaman baban gelmiyecekse daha fazla beklemeden konuya geçelim"
Duru ayağa kalkıp üstünü düzeltti salondaki masaya doğru yürümeye başladılar. Gözünün ucuyla yanında yürüyen Karan'a baktı. Okul çıkışında kızların ağzı açık şekilde baktığı kişi kocasıymış. Görüntüsü çok farklıydı. Masaya yaklaşan Duru'ya Kartal sandalyesini çekmek için hamlede bulunsada Salih ondan önce davranmıştı.
"Buyrun Duru hanım"
"Teşekkür ederim Salih çok kibarsın"
Karan çokta üstüne alınmadan Duru'nun karşısına geçip oturdu.
Neriman hanımda Salih'in yardımıyla masanın başına oturdu.
"Salih dosyaları getir ve herkese dağıt.
" Bu ne şimdi babaanne?
"Biraz sabırlı ol çocuğum"
Salih elindeki dosyalarla birlikte geri dönüp herkesin önüne dosyaları bıraktı.
Neriman hanım
"Sizi buraya ısrarla çağırmamda sebebim yapılan sözleşmeye uyup şartlarını yerine getirmenizdir."
Duru ve Karan aynı anda "Biz yerine getirdik" diye bağırdı.
Karan Duru'ya bakıp
"Biz senin bize tehdit yoluyla imzalattırdığın sözleşmeye uyduk ve evlendik. Başka bir şart yoktu"
Neriman hanım önündeki dosyanın kapağını açarak
"Bence tekrardan bir göz atmalısınız sözleşmeye" diyerek eliyle dosyaları gösterdi.
Dosyaları okudukça üçününde gözleri büyüyordu.
İlk tepki Duru'dan
"Nasıl bir saçmalık bu, ben..."
Duru cümlesini bitirmeden Karan konuştu
"Bizimle oyun mu oynuyorsun yaşlı bunak?"
"Terbiyeni takın çocuk, yaşlı olabilirim ama hala popona şaplak atabilecek enerjim var"
"Ben... Bennn böyle birşey imzalamadım"
Karan'a dönüp
"Biz böyle bir saçmalığa imza atmadık değil mi?"
Karan eliyle dur hareketi yapıp
"Biz sadece evleneceğimizi belirten sözleşmeyi imzaladık. Hiçbir şart ve talep yoktu. Bu belge sahte"
Derince bir nefes çekip
"Hadi Duru kalk gidiyoruz"
Duru hemen oturduğu sandalyeden kalktı.
Adım atmıştı ki! Gökgürültüsü gibi bir ses yerine mıhladı
"İkinizde hiçbiryere gidemezsiniz. O belge gerçek nikah günü hepimiz imzaladık"
Karan Duru'nun yanına gelip elini tuttu tatlı bir sakinlikle emir verdi
"Hadi bu saçmalığı daha fazla dinlememize gerek yok gidiyoruz burdan"
Neriman hanımın tekrar gürleyen sesi evi inletti
"Kartall sözleşmenin şartları uygulanmazsa ne gibi yaptırımlar uygulanır oku"
"Şeyyy... Efendim ama bende böyle birşey imzalamadım"
"O zaman sende belgeyi dikkatlice incele imzalar gerçek mi değil mi? Siz ikiniz oturun hemen yerinize"
Karan sırf belgenin sahte olduğunu duymak için geri adım attı bu sefer Duru'nun yanındaki sandalyeye oturdu
Duru allak bullak olmuş kafasıyla Karan'ın yanına oturuşunu izledi. Çok aksi ve sert bir yüzü vardı. Mağara adamı gitmiş yerine bambaşka bir insan gelmişti. Kartal bakışlarını kağıtlardan kaldırıp
"Neriman hanım evet imzalarda belgede gerçek ama kesinlikle ben böyle bir belgeye imza atmadım. Çünkü imzalamadan önce iki kere okudum ve böyle şartlar yoktu"
Neriman hanımın yüzündeki alaycı tebessüm gittikçe genişlerken
"Demek ki imzayı atarken tamda okumamışsınız? Bu belgeyi önce herkes okudu sonrada imzaladı. Şartlarıda oku çocuğum böylece herkes uyması gerekenleri idrak edip yerine getirsin"
"Ben itiraz ediyorum. Kartal bu belgeyi bilirkişiye göster. İnanmıyorum ben buna"
"Tabii göstericem ama şuanda ki herşey gerçek ve bu nasıl oldu aklım hala almıyor."
"Hadi çocuğum daha fazla oyalanma"
Kartal'ın yüzündeki ifade şaşkınlık kızgınlık arasında kalmış bir şekilde şartları okumaya başladı
"Madde1:Karan Demir ve Duru Yılmaz bu akti imzaladıktan sonra nikah işlemi gerçekleşecek.
Madde2" İş bu kişiler imzaların atıldığı günden itibaren en 3 yıl evli kalmak zorundalar.
Madde3:Karan ve Duru Demir bu 3 yıllık süreyi Neriman Demir ile aynı evde kalacak ve ikisi aynı odayı paylaşmak mecburiyetindeler.
Karan
"Yok artık bu nasıl bir saçmalık"
Madde4:Bu 3 yıllık süre içinde bir varis vermekle hükümlüler.
"Siz aklınızı yitirmişsiniz. Ben böyle birşey imzalamadım. Saçmalamayın lütfen aynı evde yaşacakmışım birde tanımadığım, bilmediğim sevmediğim bir adamdan çocuk yapacakmışım. Yok artık daha neler. Neriman hanım siz ne dediyseniz biz yaptık üzgünüm benden daha fazlasını bekleyemezsiniz. Üstelik sizin bu yaptığınız resmen suç sizi belgede sahtecilikten dava edeceğim"
Sandalyesini geriye ittirerek ayağa kalktı.
Aynı anda Karan'da ayaklanıp
" Büyükanne bu sefer gerçekten kendini aştın."
Duru'ya dönüp
" Merak etme bende senin için ölmüyorum. Buradaki zamanımız doldu.
Neriman hanım ikisinide umursamaz bir tavırla
"Sen devam et Kartal"
"Ama efendim"
"Devam et dedim sana"
Madde5:İki müştekide bu sürede asla başka kişilerle görüşüp ilişki içine girmeyecekler birbirlerine sadık olacak. Bu kuralı bozanın sözleşmesi tek taraflı bozulup anlaşmanın başındaki tüm şartlar uygulanacaktır.
Madde6:Toplum içinde Demir ailesine yakışır bir şekilde hareket edilip her türlü etkinlik ve davete birlikte katılacaksınız." diyerek bitirdi Kartal okumayı sessizlik artık rahatsız edecek bir durumdaydı.
Hala şok bir şekilde baktığı kağıttan kafasını yavaşça kaldıran Kartal önce Duru'ya sonrada Karan'a bakıp derin bir iç çekti. Kapının açılması bütün herkesin dikkatini o yöne çevirdi.
" Çok özür dilerim Neriman hanım çok acil hayat memat meselesi olan bir işti yoksa sizi asla yanlız bırakmazdım."
"Hoşgeldin Mahir, Kartal sağolsun halletmeye çalışıyordu"
Mahir bey sandalyeye oturmadan ortamdaki gerginliği ve üç gencin yüzündeki allak bullak ifadeyi anlamaya çalışarak
"Hayırdır? Ne bu suratlarınızın hali"
"Yok birşey Mahir şartları yerine getirmelerini söyledim onlarda biraz şaşırdı"
"Ne şartı Neriman hanım"
"Kartal dosyayı babana ver"
Sanki elinde ateş topu varmış gibi dosyayı babasına attı.
Mahir bey dosyayı alıp incelemeye başladıkça bakışları Neriman hanıma çevrildi.
"İyide biz böyle bir anlaşma imzalamadık. Çok eminim maddeleri tam üç defa okudum. Okudum ama imza kesinlikle benim..."
"Sende imzanı teyit ettiysen sorun kalmadı. Şimdi siz ikiniz üstünüze düşen vazifeyi yerine getiriyorsunuz"
Karan ayağa kalkıp
"Çok beklersin. Ben böyle bir saçmalığa imza atmadım atmamda. Bize nasıl bir kumpas kuruyorsan vazgeç bu sefer sen yanarsın."
Duru'ya
"Ben gidiyorum sen ister kal ister kalma umrumda değil. Hiçbirinizle uğraşamayacağım."
Duru ayağa kalkıp
"Bende gidiyorum daha fazla bu saçmalıkları dinleyemem"
Sandalyesini ittirip Karan'ın arkasından yürümeye başladı.
"Salih beni eve bırakırmısın?"
Bakışlarını Neriman hanıma çevirip ondan onay aldıktan sonra
"Tabii Duru hanım"
"Gerek yok Salih ben bırakırım Duru'yu sen zahmet etme"
"Hiç gerek yok Kartal bey ben varken size lüzum yok"
Salih ve Kartal birbirleriyle didişirken Karan geri dönüp Duru'nun bileğinden tutup
"İkinizin yardımına hacet yok ben getirdim ben götürürüm" diyerek kızı çekiştirmeye başladı. İkisi dışarıya çıkmak üzereyken
"İkinizde o eşiği geçtiğiniz anda başınıza geleceklere hazır olun. Salih polisi ara"
"Ama efendim bu kadarı çok fazla"
"Sana ne diyorsam onu yap. Eğer yapmıyacaksan sende git eşyalarını hazırla"
Salih yıkılan omuzlarıyla büyükhanıma bakakaldı
Mahir bey
"Neriman hanım sakin olun. Kesinlikle bir yanlış anlama var. Hepimiz o gün imza attık ama bu şartlar yoktu."
"Yoo yanlışlık yok hepiniz bu kağıda imza attınız"
"Nasıl olur efendim"
"Şimdi konumuz bu değil asıl konumuz Karan ve Duru imzaladıkları anlaşmanın şartlarını yerine getirmiyor. Ve bana da yapacak tek şey kalıyor. Anlaşmayı itiraz kabul edilmeyecek şekilde fesh etmek"
Duru daha fazla dayanamayıp
"Ya siz normal değilsiniz. Biz bütün şartları kabul edip imzaladık ve sonrada evlendik. İmzaladığımız kağıtta bu şartlar yoktu. Siz bizi kandırıyorsunuz ve ben bunu kabul etmiyorum"
Karan'a bakıp
"Ben bu... bu mağara adamıyla aynı ortamda nefes dahi almak istemiyorum"
"Bende senin için ayılıp bayılmıyorum. Ama sen beni görünce bayılıyorsun"
Duru sinirle etrafına bakıp sehpanın üstündeki onu ayıltmak için getirilen kolonya şişesini alıp hızla Karan'a fırlattı. Saniyelik bir refleksle kenara çekilen Karan duvara çarpıp parçalanan kolonya şişesine şok olmuş bir şekilde bakıp
"Sen aklını mı kaçırdın? Az daha kafamı dağıtacaktın"
"Topluykende bir işe yaramıyor merak etme"
Dehşet dolu gözlerle onları izleyen Mahir bey
"Çocuklar sakin olun kesin bir yanlışlık var. Sizinle birlikte bende kağıtları imzaladım çözücez bu sorunu"
Neriman hanıma dönüp onun sinirlendirmemek için sakin bir ses tonuyla
"Neriman hanım, sanırım kağıtlarda bir yanlışlık var."
"Yanlışlık yok Mahir, kabul eden burda kalır kabul etmeyen başına gelecek herşeyi kabullenir"
Karan ve Duru ya doğru yürüyerek
"Duru borcun üç katına çıktı. Karan seninde şirketle ilişkin kesildi tüm hesapların donduruldu ve araç larına el konuldu. Diyeceğim bu kadar şimdi izninizle odaya çıkıp dinlenmek istiyorum yemek saatinde hepinizle görüşürüz." adımı atıp kapıya yöneldi
"Sende surat asıp durma Salih yürü peşimden"
Aşağıda yaşadığı stres dolu anlar onu ne kadar yorduysa şu andaki aldığı keyif bir o kadar da dinlendirmiş keyfini yerine getirmişti.
Koltuğun kenarında dikilmekte olan Salihe göz ucuyla bakıp.
"Düzelt şu suratını artık herkesi bırakırım seni bırakmam sen ben oğlumsun, ama o anda tehditimin ciddi olduğunu herkesin anlaması gerekiyordu."
Değişen yüz ifadesiyle Salih koltuğa yaklaşıp oturdu.
"Peki nasıl açıklayacaksınız onlara aslında doğru kağıtları okuyup yanlış kağıtlara imza attıklarını?"
Neriman hanımın yüzüne yayılan gülümseme kahkahaya dönüştü.
"Ay hiç sorma kendimi Houdini gibi hissetmiştim o anda hadi bizim iki saf anlamadı yılların kurt avukatı Mahir'de anlamadı. Birde aşşağıda şaşkın şaşkın bakıyor." gülmekten konuşamaz duruma gelince
Salih
"Peki ne olacak ya hepsi bu işi mahkemeye götürürse."
"Götürsünler herşey kuralına uygun. Onlar sana bakarken ben hızlıca kağıdı değiştirdim. Kimse imzalamadan önce tekrardan okumaya gerek duymadı. Bu benim değil onların hatası"
Neriman hanımın neşesi yerindeydi ama Salih hiçte mutlu değildi. Karan'ın gazabından korkuyordu. Duru ne kadar isyan etsede eli mecburdu herşekilde bu anlaşmaya uymak zorundaydı.
Bakışlarını Neşesi yerinde olan büyükhanıma çevirip içinden
" İnşallah bir felakete sebep olmazsınız" diye dua etti...
Yazım hatalarım için kusura bakmayın🤗
Beğeni ve Yorumlarınızı eksik etmeyiniz? 🌸
Lütfen Beğenileriniz için ⭐ işaretlermisiniz? 🤗🌸
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top