Mektup Son Kısım
öncesi: bendeki sen
Şaşırmadım. Sevgiden bahis açıp durmuşsun. Şaşırmadım çünki sen kalemi, yüreği, parmakları, aklı sevgi dolu bir sevgilisin. Evet sevgilisin. Ama benim değil. Sen herkesin sevgilisisin. Herkese verecek bir sevgin var. Kalbin o kadar sevgiyle dolu ki çöle dönmüş ıssız kalbim için senin sevgini oluk oluk tükettiğimi görmüyorsun. Bunu senin için yaptığımı sanıyorsun. İçindeki sevgi gözlerine pembe setler çekmiş. Onların ardından her şeyi güzel buluyorsun. Beni bile.
Menfaat nedir bilmiyorsun. Menfaat seni tüketmemdir sevgili. Sadece zevk için değil hayatta kalmak için yemek yememiz gibi senin güzelliklerini sömürge etmemdir. Söylesene, Avrupa'nın karanlık yüzünden ne farkım var? Her şeyi kendim için yapmıyor muyum? Kendim için kendime zarar vermiyor muyum? Görmüyorsun. Sana zarar vermekten çekinmediğimi bile görmüyorsun. O kadar mı pembe setlerin ardına gizlendi zihnin, şu an sana yazdıklarımı omzumun üzerine koyduğun başınla, öylece okurken hâlâ mı güzelliklerle dolu olduğumu düşünüyorsun?
Asıl sen güzelsin sevgili. Ahmak bir güzel. İnsanların kinlerini ezberlenmiş hisler sanan, nefret dolu bakışlara dalgınlık diyen, adının önüne eklenen çirkef lafları latife belleyen.. ahmak bir güzel.
Gülümsüyorsun son yazdıklarıma. Güzel gülüyorsun. Ama yeterli değil. Güzelliğin bana hiçbir yararı yok. Güzellik insanı yüceltmez, karnını doyurmaz, mutlu etmez. Güzelliği görmek için durup bekle, demiştin; güzellik gördüğünde anlaşılır.
Hayır sevgili, güzellik çığlık olup her yere dolsa da yüreğime sevgini akıt diye açtığım yarıktan bile giremez içeri. Sadece senin sevgini kabul ediyorum oraya ve sen bunu kendine has bir ayrıcalık belliyorsun. Öyle değil. Hayır değil. Öyle olmasını isterdin, biliyorum. Sadece senin sevgini alayım, ve sonra sadece seni seveyim.
Gözlerini yazdıklarımdan çekip benimkilere dikiyorsun. Kalbinin acıdığını hissediyorum. Parmaklarım göğsüne sokulmuş, derinde bir yırtık açmış ve kaburgalarının arasından geçip kalbini sıkıyor -belki de yazdıklarımdır bunu yapan, kim bilir. Kalbin o kadar büyük ki... Onca sevgi sığmayıp taşıyorsa buradan, bir adam bir kadını ne kadar sevebilirse sende onun üç misli sevgi var. Hepsi benim için. Öyle değil mi? Başını sallıyorsun. Parmaklarım hâlâ kalbinin üzerinde. Öyle büyüyor ki parmak uçlarımdaki kalbin elim küçücük kalıyor, değil canını yakmak canımı yakıyor kalbin, göğsünde sıkışıp kalan elimi.
Bir kadın bu kadar sevilmemeli. Kalbindeki tüm sevgiye aç bir kadın hiç sevilmemeli.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top