Bilir misin kaç kere geldim
Kaç kere selam verdim dudaklarım kıpırdamadan
Ve kaç kere gözlerinin içine baktım sen farkında olmadan

Bilir misin?
Bir seferinde az daha dikiliyordum karşına
Ve az daha söyleyecektim ilk kelimesini seslenişin
Merhaba dememe ramak kalmıştı da o an
Çalan telefonuna bir dolu küfürler ettim sen duymadan

Bilir misin?
Ara sıra yanında gelen bir sarışın vardı
Seni seyreden gözlerimde bulurdum bakışlarını
Nicedir baktığını bilmeden dalmışlığımdan uyanıp
Kaç kere kalkıp gitmiştim sizin oturduğunuz masanın karşısından

Bilir misin?
Sırf benden haberin olsun diye bir seferinde
Tam ayaklanmış çıkmak üzereyken siz fırladım ve
Sizin masanın da hesabını ödeyip çıktım kafeden
Garsona iyice tembihledim eğer kim ödedi diye sorarsanız diye
Sana dönüp size aşık biri var o ödeyip çıktı hesabı diyecekti de
Tuvalete gidip  makyajını tazeleyeceğin tuttu aksilik ya işte
Masanızın ödenmiş hesabını nasıl diye sormadı diğerleri de
Dışarıdan izliyordum sözüm ona benden haberinin olacağı o anı
Haberinin olmasını bile istemiyordu kader demeye dilim varmaz
Ben bin perişan ve çaresiz hani keder peşimi bırakmaz

Bilir misin?
Bilmezsin elbet
Nasıl bileceksin ki değil mi?
Gelip sana söyleyemediğim bir yığın sevda sözüm var
Sana açamadığım
Ve senin aşkınla dayayıp döşediğim bir kalbim var
Ellerimin terlediği nice saatler ve
Heyecandan ölecek gibi olduğum anlar
Hiç birinden haberinin olmayışı var bir de işte
Her birini sensiz yaşayışımdan bin beter haberinin olmaması
Her birini bin kere daha yaşamaya razıyım inan bana
Tek istediğim bende olanın bir gün sende karşılık bulması