8. All Eyes On Us


Harry, Louis çıktıktan sonra soyunma odasının kapısını kapatırken elini Louis'nin beline attı.

"Beni bekle."

"Harry! Zaten senin yüzünden çekim esnasında acı çekeceğim. Hani çekim önceleri bir turu geçmeyecekti." Louis sızlanırken Harry onu iyice kendine çekti.

"Sende bu kadar etkileyici olmasaydın o zaman.." diyerek şakağından öptü. Salona ilerlerken Louis'nin hafif zor yürüdüğünü fark etti Harry.

"Fena mı oldu işte şimdi her hareketinde beni hissedeceksin." Louis'nin kendisine ters ters baktığını görünce onu daha fazla sinir etmemeye karar verdi.

"Menajerinle konuşmamı ister misin?"

"Ne diyeceksin 'Louis'yi yürüyemeyecek hale gelene kadar becerdim çekimi yapmasak olur mu' mu?"

Harry kahkaha atarak onu orada bırakıp menajerin yanına yürüdü. Biraz konuştuktan sonra kızın gözü Louis'ye kayınca Louis utançla yüzünü kapattı. Tekrar açtığındaysa Harry yüzünde bir sırıtma ile üzerine geliyordu.

"Hey, neden öyle üzerime geliyorsun, Harry, Harry! Ayy!" Louis, Harry onu kucağına aldığı an bittiğini düşündü. Bütün karizması çizilmişti şu an. Kıpkırmızı olduğuna emin olduğu yüzünü etrafta çalışanlardan saklamak için Harry'nin boynuna gömdü.

"Senden nefret ediyorum."

"Ne dediğini anlamıyorum bebeğim, kafanı oradan çıkartırsan belki?" Bu sefer Louis kafasını çıkartıp ona ters ters baktı.

"Senden, nefret, ediyorum!"

"Biraz önce soyunma odasına böyle demiyordun" Harry onu sırıtarak öpünce Louis cevap olarak tekrar kafasını gömüp Harry'nin göğsüne yumruk attı. Harry ise daha fazla dikkat çekmemek adına hızla odadan çıktı.

.

"Bunu yapabileceğinden emin misin?"

"Neden bu kadar endişeleniyorsun ki bebeğim? Altı üstü birkaç saniye hareket etmeden duracağım... Ha birde, her zaman yaptığım şeyi yaparak sana aşkla bakacağım."

Louis hafif kızardı. İkisinin olduğu bir çekim teklifi gelmişti. Bu çekim kesinlikle gündeme bomba gibi düşüp günlerce dillerden düşmeyecekti orası kesindi çünkü Louis ve Harry dünyanın en çok konuşulan insanlarındandılar ve bu da yetmezmiş gibi birlikteydiler. Tabi bunu bilen insan sayısı azdı ama olsun. Ve Louis biraz endişeleniyordu. Yine de atağa geçti.

"Ne yani sen benim mesleğimin 'altı üstü birkaç saniye hareket etmeden durmak' olduğunu mu düşünüyorsun?"

Harry güldü, Louis o kadar güzeldi ki.

"Hayır, mesleğini ne kadar sevdiğin için bazen ertelemek yerine bir iş bitene kadar günlerce eve ne kadar yorgun geldiğini biliyorum. Fit kalabilmek için çok sevdiğin waffle günlerimizi acayip bahanelerle ektiğini biliyorum. Ne kadar çalıştığını çok iyi biliyorum."

Louis Harry'nin göğsüne doğru kafasını eğdi.

"Sadece işimi iyi yapmak istiyorum."

"Yapıyorsun zaten." Harry, Louis ile göz hizasına gelebilmek için onu çenesinden kaldırırken kendi de başını eğdi. "O kadar başarılısın ki seninle çalışabilmek için markalar peşinde koşturuyor. Her gün senin adın konuşuluyor. Seninle gurur duyuyorum bebeğim."

Louis gözleri parlayarak ona baktı. Harry cesaret verircesine gülümsedikten sonra dudaklarına hızlı bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Hadi gidip kabul ettiğimizi söyleyelim."

Louis gülümseyerek elinden tutup Harry'nin kendisini binanın içine çekmesine izin verdi.

.

"Daha önce modellik yapmış mıydın, Harry?"

Harry cevap vermeden Louis atladı.

"Evet! Dergi yüzü olmuştu Erik. Eminim görmüşsündür. Muhteşemdi."

"Ah evet, hatırladım. Tamamdır. Louis bu kadar endişelenmene gerek yok."

"Harry'nin modellik yetenekleri yüzünden endişelendiğimi kim söyledi?"

Harry kaşlarını çattı.

"Şimdiye kadar birlikteliğimiz hiç yayınlanmadı. Ve ilişkimize dair bir onaylamamız olmadı. Gelecek tepkiyi merak ediyorum."

"Muhteşem olacak." Harry, Louis'nin yanına ilerledi ve sağ elini yüzüne yerleştirdi. "Sadece bir kere yan yana yürürken görülmemizde bile çıldırdılar. Buna bayılacaklar."

Louis iç çekti. "Göreceğiz."

.

"Mike?"

Mike kamerayı kurarken kafasını kaldırmadan cevapladı.

"Efendim?"

"Giyeceğim formanın arkasında Styles yazıyor? Benim altta olduğumu nerden biliyorsun?"

"Eh, tahmin etmiştim ama bilmiyordum doğruladığın için teşekkürler. Ayrıca o yazı onunla değil, konsepte göre Harry'nin futbolcu, seninse onun destekçisi oluşunla alakalı"

"Ne? Bunu neden-"

"Bir sorun mu var bebeğim?" Harry'nin yanına gelip bir anda kolunu omzuna atmasıyla sözü kesilen Louis dönüp erkek arkadaşını süzdü.

Her zamanki gibi formasının içinde baştan çıkartıcı görünüyordu. Louis, Mike'a döndü.

"Şortu bu kadar dar olmak zorunda mı?"

Harry kahkaha atarak Mike'ın yanına ilerlediğinde Louis de omuzlarını indirerek elindeki formayı giymek üzere içeri yürüdü.

"Lottie?"

Lottie elindeki fırçayı Louis'nin yüzünden kısa süreliğine çekti.

"Hm?"

"Dışarıdan alttaymış gibi mi görünüyorum?"

Louis gülmemek için dudağını ısırırken pudrayı Louis'nin yüzüne sürmeye devam etti.

"Evet."

Louis hızla kafasını ona çevirip ters ters bakmaya başladığında Lottie elindekileri masaya koyup kahkahasını bıraktı.

"Cidden mi?"

"Bunu benimle konuşmak istediğine emin misin? Kardeşinle? Eğer öyleyse bile ben senin seks hayatını duymak istemediğimden eminim."

Louis öflediğinde Lottie tekrar güldü.

"Çıkabilirsin, bende burayı toparlayıp izlemeye geleceğim."

"Görüşürüz."

2

"Pekala Louis, ne yapacağını biliyorsun, Harry sana da anlattım, kalenin önüne geçin"

Harry ortaya geçerken bütün parlak ışıklar yanınca Louis gözlerini kıstı. Harry görüntüye dayanamayıp gözlerinden öpünce Louis'nin dudaklarında oluşan gülümseme patlayan flaşla dondu.

"Harika."

Harry kafası karışık bir şekilde elini kaldırdı. "Daha başlamamıştık."

"Bu başlamamış haliniz ise bekar bir insan olarak bu çekim benim için fazlasıyla acı verici geçecek gibi görünüyor." Mike daha sonra devam anlamında işaret yaptı.

Biraz sonra Harry takımının bayrağını sırtına sarmış, Louis'yi de kolunun altına almıştı. Flaş patladıktan sonra Louis'yi öptü. Yine yüzlerine ışık patlayınca Louis geri çekilip kıkırdadı. Flaş tekrar patladı.

"Louis şimdi senden o muhteşem dengeni kullanmanı isteyeceğim. Bununla ilgili bir çok yorum gördüm." Louis omuz silkerken Harry yerdeki topu sektirip eline aldı.

"Hah! Tepkisizliğe bak sen! Sanki insanlar süper modelleri seninle karşılaştırıp da yürüyüşünün ne kadar mükemmel olduğunu söylediklerinde bütün gün şımarmıyormuş gibi."

Louis ona dil çıkartıp kameraya döndü. "Bütün gün boyunca beni böyle açık edeceksen Harold baya işimiz var."

"Tamam, tamam ben bir şey duymadım. Bahsi geçen, spesifik olarak benim modelliğimi yapan modellerin bahsini hiç duymadım. Şimdi kalenin önüne geçiyoruz ve Louis sen Harry'nin önünde topun üstüne çıkacaksın. Ellerinizi her zamanki gibi koyabilirsiniz. Evet!"

.

Çekimin devamında gerçekten o kadar sevgi göstermişlerdi ki Lottie'nin gözleri devrilmekten yorulmuştu artık. Mesela Louis'nin Harry'nin boyuna daha rahat yetişebilmek için topun üzerinde yükselişi ve Harry'nin ise o düşmesin diye belinden tutması çok iğrençti. Ayrıca Harry'nin öperken Louis'ye fazla yüklenip üstüne düşmesi ve Mike'ın o kareyi yakalaması da sinir bozucuydu..

Ah Lottie kimi kandırıyordu ki? Bu çekimler en homofobik insana bile 'aww' dedirtecekti. Bir kaç kare daha aldıktan sonra Mike kamerayı indirip ara verebileceklerini söyledi.

Louis giriş kapısına koşarak kahve getiren yardımcının yanına koşunca Harry Mike'a yöneldi.

"Mike, sence nasıl gidiyor? Umarım iyidir çünkü Louis'yi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum."

"Endişelenme Harry gayet iyiydin. Louis de fazlasıyla mutlu görünüyor zaten, sanırım senin etkin bu. Normalde çok şımarık ve huysuz oluyor."

Daha sonra yanlış bir şey deyip demediğini kontrol etmek için Harry'nin yüzüne baktı. Adamın gülümsediğini görünce devam etti. "Bilisin işte, klasik Louis"

Harry güldü.

"İlgiyi seviyor," Mike kafasını salladı. "Eh, bende fazlasıyla veriyorum."

Mike bu sefer kahkaha attı. "Evet bunu görebiliyorum"

"Ne konuşuyorsunuz gülerek?" Louis yanlarına gelince Harry kolunu omzuna atarak kendine çekti.

"Sana olan ilgimden" Louis'nin gözleri parlayarak gülüp Harry'e döndü.

"Hmm, nesi varmış bana olan ilginin.." gözünün kenarıyla Mike'ın yanlarından ayrılışını izleyen Harry Louis'ye doğru eğilip kulağına fısıldadı.

"Eve gidince görürsün."

.

"Devam ediyoruz!" Mike onlara seslendi.

"Harry topu kaleye gönder!"

Harry önüne gelen topu biraz sürdükten sonra vurmak üzere ayağını kaldırdığında yanından kaleye koşan Louis dikkatini dağıttı ve son anda top sağa doğru gitti. O tarafa doğru koşan Louis topa yetişerek vurduğunda top hızla kaleye girdi. Bunun olmasını beklemediği bir anda aydınlanan yüzünden belli olarak sevinç çığlığı atıp Harry'nin yanına koştu. Mike onun heyecanla koşmasını çekmişti bile.

"Bunu beklemiyordum. Takılıp düşerim diye düşünmüştüm."

"Kendini hafife alıyorsun."

"Erkek arkadaşım en iyilerinden olduğu için olabilir."

Harry gülümseyip yanağından makas aldı.

.

"Harry! Kalede ben varım diye yumuşak oynamayı bırak artık!"

Bir süredir topu etrafta gezdiren Harry gülerken bir anda sert bir şekilde topa vurduğunda Louis hemen yanından geçip ağla buluşan topa bakakaldı.

"Hala sert oynamamı istediğinden emin misin?" diye sorduğunda Louis gözlerini devirip eğilerek topu alırken biraz önce gelmiş olan Gemma, Lottie'nin kulağına eğildi.

"Harry'nin Louis'ye attığı ilk gol değil hm?" dediğinde Lottie kahkaha attı.

Mike, Harry topla oynarken birkaç poz daha çektikten sonra Louis'ye döndü. "Topu biraz da sen al." Louis koşarak Harry'e gidip önünde durduğunda Harry hızlı bir hareketle dudağından öpüp geri çekildi.

"Hadi a.l" Louis gözlerini kısıp topu ondan almaya çalıştığında Harry topu sürerek geri çekildi. Louis oynadığı oyunu anlayıp kafasını kaldırdığında Harry'nin klasik yandan gülüşümü gördü. İmkansız.

"Aşkım farkındaysan futbolcu olan sensin, topu kaçırırsan asla alamam."

"Dene bence" Harry tekrar saniyelik bir öpücük bırakıp geri giderek topu sürmeye başladı. Louis iç çekerek çalım atmak üzere harekete geçti. Louis'nin topu alma çabaları içerisinde geçen bir dakika sonrasında Harry kahkaha atarak topu ona gönderdi.

"Yüzündeki bıkkın ifadeyi bekledim, o surat ifadesiyle çok tatlı oluyorsun."

"Eğer bunu önceden söyleseydin sana yapardım, beni o kadar yordun."

"Seni yormayı da seviyorum" Harry göz kırptıktan sonra geri geri sahaya ilerledi.

.

"Tamam, soyunma odasını hazırladınız mı?"

Ekipten birisi 'hazır!' diye seslendiğinde Mike Louis ve Harry'e dönddü.

"İçeri geçeceğiz. Beş dakika içinde başlayacağım."

Louis başıyla onaylayarak dinlenmek adına kenardaki banka gitti.

"Güzel gidiyor değil mi?" Harry hmlayarak yanına oturdu.

"Birlikte kapak olacağımıza hala inanamıyorum."

"Styles etkisi güzelim" Louis Harry'nin sırıtışına gülümsedi.

"Önceki altı kapağımda nerelerdeydin Styles?"

"O da Tomlinson-Styles etkisi."

"nE?!" Harry omuz silkti.

"Olacak olan bu." Harry kesinlikle Louis'nin kızardığını fark etmemişti. Kafasına daha çok başa bir şey takılmıştı.

"Bekle! Önceki altı kapakta yalnızdın umarım. Eski sevgililerinle falan yapmadın değil mi? Öyle bir şey olduysa onları piyasadan toplattırabilirim."

"Hayır," Louis güldü. "Vogue işini iyi biliyor." Harry Louis'nin iltifatına gülümsedi.

"Çok tatlısın bebeğim ama bence bilmiyor, bilseydi her kapağa seni basardı."

"Oh.." Louis kendi silahıyla vurulduğunu fark edince teslim olup başını öne eğdi. Ve dudakları ait olduğu yere kavuşmuştu.

.

Louis ve Harry soyunma odasında dolapların önüne geçtiğinde güçlü ışıklar yandı. Başlamadan önce bir kıyafet değişikliği yapmışlar ikisi de formaları değiştirip sportif giyim sayılacak şekilde giyinmişlerdi. Louis kendi koleksiyonundan spor ayakkabılarını ve şortunu giyerken Harry aynı takımın tişörtünü giyiyordu.

"Şimdi sizden dolapların üstüne çıkmanızı rica edeceğim. Merak etmeyin sağlamlar." Ve sonra arkasına döndü. "Arkadaşlar merdiveni buraya alabilir miyiz?"

Dolapların üstüne ayaklarını aşağı sarkıtarak oturduklarında ve merdiven ortadan çekildiğinde Mike karşılarına geçti. "Louis sen yan dön, Harry sen o şekilde kal ve bacaklarını biraz aç."

"Bunun sonu nereye gidiyor çok merak ettim." Louis oyuncu bir şekilde konuşunca Mike güldü.

"Gerçekten mi yani Louis? Halbuki sana ayaklarını onun bacaklarının arasına uzat ve ellerini arkaya doğru koyup geriye yaslan diyecektim."

Louis dediğini yaptıktan sonra oyuncu gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Hmm, istediğinin bu olduğundan emin misin?" Harry onun kast ettiğini anlayarak kahkaha atarken Mike başını onaylamazca sallayarak Harry'nin gülüşüyle ve Louis'nin ona olan bakışlarının birkaç karesini aldı. Sonra da yanımdaki yardımcısına dönüp yakındı. "Şu gençlerin aklı da hep başka yerlerde oluyor"

Louis ile yaşıt olan yeni genç kararsızca patronunu onaylarken Harry ve Louis aşağı indiler.

"Harry, Louis'yi dolaba yasla." Louis itiraz edemeden sırtı dolaba çarptığında ve flaş yüzüne patladığında artık çok geçti. "Yüzündeki ifadeyi beğendim Louis, böyle devam et"

Harika! -Bu adam ciddi miydi acaba? Kesin twink gibi falan çıkmıştı. Şöyle kaliteli bir pornun kapağında göreceğiniz türden- Harry Louis'nin düşündüklerini tahmin etmişçesine sırıttığında Mike'ın sesi tekrar duyuldu. "Evet, Harry sende bu ifadeyi bozma"

Harry Louis'nin utandığını tahmin ettiğinden gülmemek için dudağını ısırarak Louis'ye yukarıdan bakmaya devam ettiğinde tekrar flaş patladı.

"Harika oldu Harry" Mike çektiği kareye bakıp kafasını kaldırdı.

Harry dizini ileri bastırarak Louis'ye bacaklarını aralamaya zorladığında Louis nefesini tuttu. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı.

Harry "Seni seviyorum" diyerek dudaklarını dudaklarına bastırdığında Mike bir kere daha deklanşöre bastı.

"Son."

"Benim bir fikrim var." dedi Harry ve elleriyle Louis'nin bacaklarından tuttu. "Zıpla."

Louis dediğini yapıp zıplayarak bacaklarını beline sardı. Bu pozda ne yapması gerektiğini tahmin etmesi çok da zor değildi. Kollarını boynuna dolayarak başını arkasındaki dolaplara yaslayınca Harry de yüzünü boynuna yaklaştırmıştı.

"Her ne kadar bunların poz için yapılmadığının farkında olsamda, şikayet edemeyeceğim. Sanırım çekimimiz bitti. Herkesi tebrik ederim."

Herkes yüzünde gururla alkışlarken teşekkür amaçlı ekiple sarıldılar. Sonrasında Mike yanlarına yaklaştı.

"Öncesinde bir açıklama yapacak mısınız ilişkinize dair?"

"Çok gerekli olduğunu sanmıyorum, zaten fanlar parçaları birleştirebiliyorlar. Instagram takipleri, beğenileri, paparazzi fotoğrafları.."

"Evet zaten şu an ilişkinizin olduğundan bir çok kişi emin veya en azından bunu istiyorlar. Pekala, o zaman görüşmek üzere. Çok iyi iş çıkarttınız."

"Teşekkürler Mike! Görüşürüz."

Üstlerini değiştirirlerken Harry'nin rahat durmamasından dolayı biraz gecikselerde stadyumdan çıkmayı başardıklarında Harry Louis'ye yol üzerinde bir kahve aldıktan sonra eve yöneldiler.

"Akşam bir şeyler yapmak ister misin?" Harry birkaç saniyeliğine gözlerini yoldan çekip sorduğunda Louis yan koltukta kayarak kendini neredeyse yatar pozisyona getirdi.

"Futbol düşündüğümden de zormuş, yorgunum ve eve gidip seninle uyumak istiyorum."

"Hmm, bu kesinlikle bana uyar."

3

Son düzenlemeleri de yapıldıktan sonra kapağın, fotoğrafların ve videonun son hali için Louis ve Harry'i stüdyoya çağırmışlardı. Louis vakit kaybetmeden içeri girdiğinde Harry de onu takip etti.

"Selam!" Louis Mike'a sarılınca genç adam da gülerek kollarını etrafına doladı. "Louis, seni tekrar görmek güzel." Harry ile de sarıldıktan sonra arka tarafa ilerledi.

"Eminim sizde heyecanlısınızdır, fazla bekletmeyeyim. Biliyorsunuz ki derginin çıkış tarihi iki hafta sonra. Her şey tamamlandı, sizin de bayılacağınıza eminim. Bütün herkes bu sayının önemli olacağını biliyormuşcasına elinden gelenin en iyisini yaptı."

Louis de bilgisayarın önüne geçen Harry'nin yanına oturunca ekrandaki kapağı gördü. Dijital dergi ekranda öylece duruyordu ve Louis göz pınarlarının dolduğunu hissetti. Harry hissetmişcesine elini beline koyunca onun dokunuşuna doğru yaslandı. "Seninle o kadar gurur duyuyorum ki. Çalışmalarının karşılığını alıyorsun aşkım. Bu ilk değil ve son da olmayacak."

Harry bunları kulağına fısıldayınca Louis ağlamaya başlamıştı. Gözyaşları akıyordu ama hiçbir ses çıkartamadı. Harry yavaşça ensesindeki saçlarını okşamaya başlayınca beynindeki duygu karmaşasının az da olsa dindiğini hissetti ve anlını Harry'nin omzuna yasladı. "Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum"

Louis gülümsediğinde Harry de gülümseyerek uzanıp ıslanmış yanaklarını sildi. Başlarını kaldırdıklarında Mike onlara biraz zaman vermek için uğraştığı telefonunu masaya bıraktı. Arkadaş edasıyla Louis'nin omzunu pat patladıktan sonra ekrana döndü.

"Fotoğrafların çekiminin bir video şeklinde YouTube'da yayınlandığını biliyorsunuzdur.. Vogue takımı insanların yeni sayı hakkında neler düşündüğünü öğrenmek için sosyal medyayı kullanıyor. Böylece insanların dergide neyden memnun olduğunu veya olmadığını tespit edip ona göre geliştiriyoruz. Ama o video yayınlandığına videoya yapılan yorumların %99'u dergi hakkında değil, sizin hakkınızda olacak. Yıllardır endüstride oluşunuzun tecrübesiyle yazılabilecekleri az çok biliyorsunuz. Eğer kendinizi buna hazır hissediyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Ama şimdiye kadar sizin hakkınızda internette hiç kötü yorumla karşılaşmadığımı da belirtmeliyim. Ayrıca bir de Vogue dergilerinin kapak ve içerikleri toplumun taleplerine göre de şekillendiği için, zaten olumlu geri bildirim alacağımızı bildiğimiz için ikinize teklif sunuldu." ekrana dönerek konuşmasını bitirdiğinde ikisi de gülümsedi. Desteklenmek, destekleniyor olmak o kadar iyi hissettiriyordu ki..

"Bahsettiğim video bu."

Videoyu başlattığında ilk çıkan karede kamera odaklı değildi. Bulanık ekranda bir tarih belirdi. Bu çekim gününün tarihiydi.

Daha sonra kareye sırtında milli takım bayrağını arkasından havada sallayarak koşan Louis girdi. Kameranın dönmesiyle koştuğu kişinin Harry olduğu göründü. Tam da bu anda izleyenlerin şok olacağını tahmin etti Louis. Videonun devamında Louis bayrakla Harry'nin sırtına atlıyordu. Daha sonra Louis'nin topa çıkışı ve düştükleri anlar, Louis kaledeyken Harry'nin top koşturduğu kareler vardı.

Louis; Harry'nin sanki karşısında çocuk varmışçasına onunla oynadığı kısımları koyup da kendisini rezil etmedikleri için içinden teşekkür etti. Daha sonra videoya ne kadar dahil olmasa da Harry Louis'ye birkaç hareket göstermişti. Videoda sadece Louis'nin o hareketleri uygulayışı görülüyordu. Louis futbolu izlemek kadar oynamanın da aslında eğlenceli olduğunu fark etmişti. Öncelikle tam olarak öğrenip sonra da oynamaya devam etmek istiyordu.

Videonun devamında sahada biraz daha vakit geçirdikten sonra soyunma odalarına geçtiler. Louis'yi hafiften sıcak basmaya başlamıştı çünkü burada yaptıkları çekimler.. insana sıcak bastıran türdendi, evet.

Oturaklarda yan yana oturuyorlar, birbirlerine gözlerinden kalp çıkarcasına bakıyorlar ve daha sonra dolapların üstünde ikisininde güldüğü anlardan sonra favorisi olan fotoğrafları çekmek üzere demir dolapların önüne geçiyorlardı. Harry videoda Louis'yi öpmeye başlayınca kendisini zor tuttu. Göz ucuyla Harry'e bakınca onun da kendisini izlediğini gördü ve yavaşça dudaklarını yaladı. Bu hareketi üzerine Harry'nin belindeki eli sıkılaşmıştı.

Video, kamera arkasından atılan topun Harry tarafından kameraya atılıp görüş alanını kapatmasıyla bitince Mike konuştu. "Eee ne düşünüyorsunuz?"

"O kadar güzeldi ki nefes almadan izledim sanırım."

"Heyecandan öleceğim."

"Pekala bunların iyi olduğunu algılıyorum. Bunlar da çekimler."

Louis fotoğraflara göz attığında hayran kaldı. "Bunları bir an önce eve asmak için sabırsızlanıyorum" Harry'nin konuşması Louis'yi ileride tam olarak birlikte eve çıkmalarını hayal etmesine sebep olmuştu. Bu düşünceyle gülümsedi.

.

Starbucks'tan çıkmadan hemen önce Louis Harry'nin kulağına yaklaştığını hissetti. "Dışarıda otoparkın sol tarafında paparazzi var. Ne yapmak istersin?"

"Azıcık ipucu verelim mi diyorsun?"

"Olabilir. Birazcık ortamı hareketlendirebiliriz."

"Pekala." Louis derin bir nefes aldıktan sonra sol eliyle tuttuğu Harry'nin elini önce sıkıp sonra bırakarak kahvesini aldı. Derin bir nefes aldığında Harry de kapıyı açmıştı. Arabaya doğru yürürlerken Harry kolunu omzuna atıp kendine çekince heyecanla titredi.

"Gülümsemeni saklamaya çalıştığını görebiliyorum. Neler oluyor?"

"Sadece yan yana yürüdüğümüz fotoğraflardan bu yana iyi seviye atladığımızı düşünüyorum, ne dersin? Ayrıca ortalığın birbirine girmesine az kaldı. Bu çok güzel."

Arabanın yanına ulaştıklarında Harry gülümseyip "Her şey mükemmel olacak." dedikten sonra kamera açısında Louis'nin başından dolayı görünmeyecek şekilde çenesine bir öpücük bıraktı.

4

İlk şok British Vogue Twitter hesabından derginin yayımlandığını kapağıyla birlikte paylaştığında yayılmıştı. Bir anda bildirimleri 2'ye 3'e katlanmış, takipçi sayılarında da dalgalanma olmuştu. Louis'nin ajansının isteği üzerine ikisi birlikte bir hafta öncesinden derginin çıktığını haber veren bir video çekmişlerdi ve onlarda videoyu dergiden birkaç kare de ekleyip düzenleyerek bugün ikisinin hesaplarından da paylaşmışlardı.

Sonraki saat içinde Louis'nin moda dünyasından tanıdığı herkes arayıp veya mesaj atıp tebrik etmiş ve akşam yanlarından olacaklarını söylemişlerdi. Akşam verecekleri partinin haberi daha önceden verilmişti, sadece kutlamanın sebebini yeni öğreniyorlardı.

Harry ise sosyal medya hesaplarında gezip, gelen tepkilere bakıyordu. Kaç tane 'Aman Tanrım!' tweeti gördüğünü sayamamıştı ama fanların hepsi çok şirindi. Sadece fanlar değil celebrity dünyası da çok yakıştıklarını söyleyen tweetler atıyordu.

@kickmenotballharreh

Amantanrımamantanrımamantanrım! Bu gerçekten oluyorsa Tanrım huzurla canımı alabilirsin !!

@louiseverything

BİLİYORDUM DEMİYORUM AMA DEDİĞİM ŞEY TAM OLARAK BU! ŞU ÇEKİMLERE BAKIN TANRI AŞKINA BENİ ÖLDÜRMEYE Mİ ÇALIŞIYOR BU İKİSİ

@larrysbitch

Geçen hafta bana boş konuştuğumu ve Harry'nin gay olmadığını söyleyen homofobik sürtük nerede? Sadece konuşmak istiyorum. Bir proje için :)

@david_beckham

Tebrik ederim dostum! Bu arada bana 200 dolar borçlusun! bEn iLişKi iNsAnı dEğiLiM haha!

@kendall_jenner

Hmm, telefonumu elime alana kadar bugün güzel geçiyordu

@zayn_malik

Havanın güzelliği hakkında tweet atmak için twitterı açıp da haftalardır hakkında konuşamadığım sırrın şu anda birinci ağızdan her yerde olduğunu öğrenmek kadar rahatlatıcı bir şey yok :D Tekrardan tebrik ederim çocuklar! Akşam bunun hesabını soracağım!

@barbara_palvin

Louis! Çekimlerde muhteşem görünüyorsun ♡♡♡ Ayrıca koleksiyonun en güzel senin üzerinde parıldıyor. Ortalığı sallamaya devam et!!

@adidas

Hey @Harry_Styles. Adidas sana yakışıyor olabilir ama @louistomlinson daha çok yakışmış ;)

Harry zaman tünelinde gezinirken bir anda Louis'nin başını kucağına koymasıyla irkildi. Elini Louis'nin yanağına yerleştirip baş parmağını elmacık kemiğinde gezdirerek telefonuna bakmaya devam etti.

"Sabahtan beri o kadar şımartılmış hissediyorum ki, daha öncekilerde hiç bu kadar olmamıştı. Sen neye bakıyorsun?"

"Twitter'a bakıyorum. Bütün endüstri bizi veya dergiyi tweetlemiş. Ayrıca dünya çapında 1 numarayla giriş yapmış bulunmaktayız. Herkes çıldırmış gibi. Hesabım çökecek diye korkuyorum.

"Şaka yapıyorsun? Bir numara?! Bu çok güzel Harry"

"Akşam bir sürü kişi olacak gibi görünüyor, hadi hazırlanıp gidelim, bizimkiler erkenden damlar zaten, öncesinde de yemek yeriz" Ayağa kalkıp eğilerek elini uzattı. "Sizi randevuya çıkartmama izin vereceğinizi umuyorum"

Louis Harry'nin yüzündeki bu ifadeyi çok iyi biliyordu. Gamzelerini ortaya çıkartarak gülümseyip ortamdaki herkesin derin bir iç çekmesine sebep olan gülümsemesiydi bu. "Ne yaptığını o kadar iyi biliyorsun ki Styles" Harry daha çok gülümseyince gamzesi iyice derinleşmişti.

Louis dayanamayıp Harry'nin dudaklarına atıldığında Harry onu yakına çekerek ellerini boynuna ve yüzüne yerleştirdi. Bir süre birbirlerinin dudaklarını şişip kızarana kadar öptükten sonra Louis dilini Harry'nin dudaklarına sürtünce Harry istekle onları araladı ve Louis'nin dilini kabul etti. Uzan süredir birbirine hasret sevgililer gibi öpüştükten sonra Harry Louis'nin nefesinin bittiği halde inatla çekilmediğini fark edince geri çekilip eliyle iterken diğer elini de beline indirdi.

"Breath-play sevdiğini biliyorum ama bir gün fark edemeyeceğim ve sana bir şey olacak diye korkuyorum." Louis gülümsedi.

"Merak etme, bir şey olmaz. Sadece nefesim bittiği zaman etraftaki her şey silikleşiyor ve başım dönüyor, sadece seni hissedebiliyorum, beni tuttuğunu hissediyorum."

"Seni her zaman tutarım"

"Beni her zaman tutacağını biliyorum"

Harry Louis'nin cevabına içten bir şekilde kalp gözlerle gülümsedi.

5

Yola çıktıklarından biraz sonra Liam aradığında Harry hoparlöre verdi.

"nELER OLUYOR? Bu fotoğraflar ne? Hanginizin Cloud hesabı hacklendi? Durum ne kadar kötü?" Louis güldü.

"Onlar Vogue çekimleri Liam. Kimsenin hesabı falan hacklenmedi."

"Vogue- ne? Bildiğimiz Vogue? Dergi olan? Bunu bana nasıl haber vermezsiniz? Bekle diğerlerinin haberi var mı?"

"Hmm, şu an olduğuna eminim, çünkü Niall attığı mesajlarda çıldırıyor." Louis gülerek Harry'e telefonunu gösterince Harry büyük harfle yazılmış paragraflara kahkaha attı. "Herkese aynı anda sürpriz olması daha eğlenceli oldu. Doğru bir karar vermişiz."

"Tebrik ederim, sahadan birkaç fotoğrafı fan hesaplarında görünce bir anda korktum ve kesinlikle fotoğraflar sızdırıldı diye düşündüm. Direkt aradım. Sabahtan beri stüdyodayım, olayları yakalayamamışım. Akşam görüşürüz!"

"Görüşürüz! Kolay gelsin! İlkbahara yetişecek o albüm!" Liam gülerek kapattığı sırada Harry de hedefe yaklaşmıştı.

.

En sevdikleri restorantta bir masaya oturdukları zaman Harry dirseklerini masaya yasladı ve ellerini çenesinin altında birleştirdi.

"Resmen tişört üzerine blazer giymeyi sen icat ettin. Olağanüstü görünüyorsun" Louis gülümsedi.

"Önce yakışıklı erkek arkadaşımla bir randevum, sonrasında da sabaha kadar eğleneceğim bir parti olunca böyle oluyor. Sende mükemmel görünüyorsun. Yine girdiğin her ortamda ilgileri üstüne çekip insanların sahnelerini çalıyorsun."

"Ah bebeğim, başların sana döndüğünü fark etmiyorsun. Günün sonunda kollarının arasına girdiğin kişi ben olduğum için çok şanslıyım. Yani şimdi kendimle gurur duymayayım da ne yapayım?" sırıtarak konuşunca Louis koluna vurdu.

"Sen sadece egona bahane buluyorsun, egoist sürtük!" şakayla konuşunca Harry dudak büktü.

"Ne yani kendimi beğenmek suç mu şimdi? Milli takımımda ülkemi temsil ediyorum. Ve dünyanın isteyip de ulaşamadığı kişi benim sevgilim, ve ben çok mutluyum. Tabi ki de kendimle gurur duyacağım."

Louis istemsizce gülümseyince Harry uzanıp elini yüzüne yerleştirdi. "en çok bu gülümsemeni seviyorum. İçten, gerçek ve gözlerine kadar ulaşıp, gözlerini kısmana sebep oluyor." Harry yaklaşıp gözünün kenarından ıslatmadan öpünce Louis kalbinin eridiğini hissetti. Harry'e sahip oluşu başına gelen en güzel şeydi. Bunun için Tanrı'ya sık sık teşekkür ediyordu.

.

Salona ulaştıklarında her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu görünce kenardaki localardan birisine geçip arkadaşlarını beklemeye başladılar. Zaten çok geçmeden de Zayn gelmişti. Gelir gelmez de ikisine de uzunca sarıldı.

"Size inanamıyorum gerçekten. Dergiyi ve fotoğrafları görünce o kadar şok oldum ki. İkiniz kadar yakışan başka çift yok sanırım. Dünkü fotoğraflardan bir şeyler planladığınızı anlamalıydım aslında değil mi? Siz toplum içinde hiç samimi pozlar vermediniz." İkisi de cevap olarak gülümsedi.

"İnanılmaz. Ayrıca onlar nasıl çekimler öyle, midemi bulandırıyorsunuz yeterince şahit değilmişim gibi." Louis onun konuşmasına kıkırdadı.

"Aw Zaynie. Teşekkürler çok tatlı olduğumuzu biliyoruz." Zayn dilini çıkarttı.

Biraz sonra Niall ve Liam da gelince oturup davetliler gelene kadar vakit geçirdiler. Yavaş yavaş ortam kalabalıklaşmaya başlarken Louis ve Harry de çakırkeyif olmaya başlamışlardı. Gülüşüyorlar, öpüşüyorlar ve içmeye devam ediyorlardı. Herkesin gelip hayranlıklarını ve tebriklerini göstermesi Louis'yi bugün baya şımartmıştı. Ayrıca Harry dışarı çıktıklarından beri o kadar çekici görünüyordu ki Louis elindekini bir tarafa atıp kucağına geçmemek için kendini zor tutuyordu.

Dikkatini dağıtmak için etrafına bakındığında loş ışıkta pastanın geldiğini gördü. Heyecanla Harry'i çekiştirerek üstünde Vogue yazılarının olduğu kağıt duvarın önüne çekiştirdi. Burayı Louis özellikle bütün arkadaşlarıyla fotoğraf çekilebilmek için istemişti. Duvarın önüne ve pastanın arkasına doğru geçtiklerinde müzik kısıldı ve herkesin dikkati onlara döndü. Louis gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Umarım eğleniyorsunuzdur! Hatta eminim eğleniyorsunuz," güldü. "Burada olduğunuz için teşekkürler, bugün rüya gibiydi. Hepinize bolca sevgilerr!" Havaya kocaman bir öpücük attığında gülüşmeler oldu. Louis sonlara doğru alkolün konuşmasını ele almasına izin vermiş gibiydi.

"Ayrıca özel bir teşekkür daha var! Bilin bakalım kim?"

Sağına dönerek Harry'e doğru adım atarak elinden tuttu. "Değerli sevgilim! Sana bunu yapmayı kabul ettiği için herkesin huzurunda kocaman teşekkür etmek istiyorum." Başını izleyenlere çevirdi. "Ve belirtmek istiyorum ki bu işte o kadar iyiydi ki bir ara kıskandım sanırım."

Herkes, Harry de dahil, gülünce Louis gülümsedi. "Her şeyde bu kadar iyi oluşunla gurur duyuyorum aşkım. Beni dengede tutuyorsun. Hayatımda olduğun için teşekkür ederim." Louis hayranlıkla gözlerine bakarken Harry aralarındaki mesafeyi kapatıp dudaklarını birleştiren kişi oldu. Bir anda etraflarında herkes alkışlamaya ve ıslık çalmaya başlayınca, flaşlar da patlıyordu doğrusu, Louis mutlulukla gülümsemekten Harry'e karşılık vermekte zorlandı. Halinden anlayan Harry gülerek geri çekildi.

"Tamam, rahat bırakıyorum seni, eğlen"

Louis, "Daha pasta keseceğiz!" diye bağırarak bıçağı alıp Harry'nin eline verdi. O pastaya ilerleyince oluğu yerde bekledi.

Harry gösterişli pastayı keserken yüzünde birazdan Louis'yi hem şaşırtacağını hem de utandıracağını gösteren sırıtışı fark edince Louis merakla gelecek olanı bekledi.

"Düğünümüzde pastayı kesmeyi bana yıkamayacaksın biliyorsun değil mi?"

Herkesin gözleri büyüdü, sevgili olduklarını daha bugün öğrenmişlerdi ve bu ikisi şimdiden düğünden mi bahsediyorlardı?

Her ne kadar Louis algılamakta zorlansa da bu Harry'nin evleneceklerine dair ikinci imasıydı. Hem de herkesin içinde! Kendisini toparlayıp yanına ilerleyerek parmağını pastanın kenarına sürttü.

Herkes merakla ne diyeceğini beklerken Louis "Önce yüzük Styles" deyip parmağındaki pastayı burnuna sürdü. Gülüşmeler olurken Louis Dj'le göz göze geldiğinde müzik tekrar yükseldi ve insanlar da dağılıp kendi aralarında dans etmeye başladılar.

Louis parmak uçlarında yükselip Harry'nin burnunu yaladı. Sonrasında Harry geri çekilmesine izin vermeden belinden yakalayarak dudakları onunkilere değecek şekilde konuştu.

"İstediğin yüzük olsun"

-

Louis Tomlinson & Harry Styles Vogue Özel Röportajı

Int: Merhaba Louis ve Harry! Louis, seninle yaptığımız röportajları saymayı bıraktım artık, bu başarıyla devam edersen adın unutulmayanlar arasına girecek ne dersin, bana göre çoktan girdi bile! Tabii bu sefer yanında Harry Styles da var. Nasıl hissediyorsunuz?

Harry: Ben açıkçası heyecanlandım, yalan söyleyemeyeceğim. (gülerler) Hiç böyle bir şey yapacağımı düşünmezdim ama yanımda işin en iyisi olduğu için tabi çekimler de dahil her şey muhteşem geçti.

Int: Louis gülümsemeni görebiliyorum buradan. Sen nasıl hissediyorsun Harry'nin bu kapakta sana katılması hakkında?

Louis: Ben çekimlerde çok eğlendim. Tabii böyle önemli bir işi sevgilimle birlikte yapmak çok değerliydi. İkimizde ayrı olarak çok meşgul olduğumuz için birlikte geçirilen anlar haliyle çok değerli oluyor. İşimi yaparken aynı zamanda sevgilimle vakit geçirmek muhteşemdi.

Int: Ah! bende tam bunun hakkında soracaktım. Hayli meşgul kişiler olarak boş zamanlarınızın denk gelmesi zor oluyordur. Bu size çok sıkıntı yaşatıyor mu? Nasıl başa çıkıyorsunuz?

L: Normal çiftler gibi vakit geçirmek tabii zor oluyor. Ama sonunda birbirimizi gördüğümüz sürece o kadar da sorun değil. Geçirdiğimiz zamanın değerini daha iyi anlıyoruz, Ariana'nın da dediği gibi birbirimizi özlediğimiz zaman öpüşümüz bile değişiyor.. (gülerler)

Int: Peki Harry senin etrafındaki insanlar ne düşünecek bu proje hakkında, daha duymadılar, bir fikrin var mı?

H: Büyük ihtimalle çok şaşıracaklar çünkü benden böyle bir şeyi kimse beklemezdi sanırım. Zaten Louis ile tanıştığımdan beri hep nasıl aşık dolaştığımla, aklımın bir karış havada olduğuyla ilgili dalga geçiyorlardı. Ama bunu beklemediklerine eminim.

L: Bende beklemiyordum.

H: Ben hiç beklemiyordum. (gülüşürler)

Int: Pekala, ilişkinizi öğrenen herkes size bunu sormak isteyecek. Ben size iyilik yapıyorum. Nasıl tanıştınız ve ilişkiniz nasıl başladı?

H: Weird favor.

L: Ortak arkadaşlarımızdan birinin cadılar bayramı partisinde tanıştık, sonrası çorap söküğü gibi geldi.

Int: Yoksa bu parti Harry'nin Elton John olup ortalığı salladığı gece mi?

H: (gülerek) Evet, evet. Louis'yi nasıl düşürdüğümü sanıyorsunuz?

L: (gülüyor)

H: Ben Louis'yi önceden tabiki gördüm. Bunda şehirdeki on billboardın yedisinde resmi olmasının etkisi olabilir, hm? Aslında bir zamanlar ona mesaj atmak istemiştim ama cesaret edemedim çünkü beni bilip bilmediğini bile bilmiyordum.

L: Ben her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyorum. Eğer o zaman mesaj atsa büyük ihtimalle dönmeyecektim ve bir şansımız olmayacaktı. Çünkü her şeyimi mesleğime vermenin doğru olduğunu düşünerek sosyal hayatımı iptal etmiştim. Harry'nin adını da magazinden veya menajerim arada bahsettiğinde duyardım ama dediğim gibi kendimi soyutlamıştım. Başarıya ancak böyle ulaşacağımı sandım.

Int: Bu işi yapmaya başlayanlara bunu yapmayı tavsiye eder misin Louis? Veya ne tür tavsiyeler verebilirsin?

L: Bunu tabiki de önermiyorum. Biz insanlar sosyal varlıklarız. Siz eğer bunu kendinizden alıkoyarsanız bir süre sonra psikolojik sıkıntılar baş gösteriyor. Kendiniz bunu önemsemeseniz bile bu arkadaşlarınıza ve ailenizle olan ilişkilnize zarar veriyor. İş ve hayat arasında dengeyi kurmak çok önemli. Dengeyi kurun ve hata yaptığınızda pes etmeyin. Bu ikisi en önemli ip uçları. Bazen öğrenmenin en iyi yolu hata yapmak olabilir, yani deneyimlemek.

H: Tabii bu her yer, hayatın her anı için geçerli bir durum. Eminim hayatında başarılara imza atmış her insan da aynı şeyi söyleyecektir.

Int: Kesinlikle haklısınız. Peki motivasyonunuz düştüğünde veya pes etmek istediğinizde ne yaptınız?

L: Kendime hep neden bunu yaptığımı hatırlattım.

H: Benim de önümde kendilerine bakıp örnek aldığım onlar gibi başarılı olmak istediğim başarılı insanlar vardı. Bu yüzden pes etmedim.

H: Harry bir şeyleri istediği zaman çok kararlı olabiliyor. Herhangi bir futbol fanı da bunu Harry'nin oynayışını görünce anlayabilir sanırım. Hırslı yani.

Int: (gülerek) Yoksa seni de mi böyle ikna etti?

L: (güler) Pek sayılmaz aslında. Bizimkisi çok karşılıklı bir etkilenmeydi. Kimsenin kimseyi etkilemesine gerek kalmadı. Tabii Elton John kostümünün de biraz yardımı olmuş olabilir.

Int. Tahmin edebiliyorum.

(ikisi de bir şey demeden gülümsüyorlar)

Int: Diğer konuma geçeyim o zaman. Adidas ile yaptığın iş birliğinden bahsetmek ister misin Louis? Görünüşe göre stoklar bittiği için yeni bir seri tekrar satışa sunulacakmış.

H: Ah bu konuyu konuşmaya bayılıyor. Kesinlikle doğru soruyu sordun.

L: Karşılık beklemediğim kadar pozitifti. O kadar çabuk satıldı ve istendi ki, ikinci bir projeyi de kesinlikle listeme ekledim.

Int: Neredeyse bütün a-list ünlüleri herhangi bir yerde koleksiyonunun parçalarını giyerken gördük. Harry de dahil, hm?

L: We love a supportive boyfriend.

H: Tabii ki. Hatta ilk ben giydim ama o zamanlar dışarı çıkamazdım çünkü piyasaya sunulmamıştı. (gülüyor) Sonrasında da üzerimde Louis x Adidas taşırken kimse bilmese de onunla çok gururluydum.

(Louis'nin gözleri Harry'e sevgiyle bakarken gülümsemekten kısılıyor)

Int: Sizinle konuşmak çok zevkliydi, teşekkürler. İkinize de herkes adına mutlu bir ilişki diliyorum. (gülümser) Bir dahaki sefere görüşmek üzere!

L & H: Biz teşekkür ederiz.

*

*

*

SPOR AŞIKLARI

Harry Styles ve Louis Tomlinson sabahın erken saatlerinde el ele spor salonundan çıkarlarken görüntülendi.

Verdikleri Vogue pozlarıyla dünyayı şoka uğratan tomlinson-styles çifti artık sokaklarda el ele. Erken vakitlerde spor salonundan çıkarken gayet samimi ve mutlu görünen çift sporlarını birlikte yapıyor gibi görünüyor. Üç ay önce Bazaar dergisine röportaj veren Tomlinson sağlığını ve vücudunu korumak için yaptığı spor rutinini anlatmıştı. Anlaşılan Louis, Styles içinde artık bir motivasyon kaynağı.

En son maçında bir faul yüzünden birkaç dakika yerden kalkamamasına rağmen maçın geri kalanında parlamaya devam eden Styles hakkında bir kaynak konuştu. "Maçtan önceki gün Louis, Harry'nin erkek arkadaşı olmayı kabul ettiğinden bütün gün Harry'nin ayakları yerden kesildi, bunun da maçtaki başarısında etkili olduğunu sanıyoruz." dedi. Çiftin yeni mutlu haberleri için bizi takip edin.

Louis x Adidas giyen 15 ünlü için tıklayın


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top