17.1 ☸ Aventurin
☸ Aventurin Şehri, Merkez Binası ☸
Meredith Lou Clarke, en sonunda gücünü hissedebiliyordu. Her sabah uyandığında aynaya baktığında yüzündeki o yara izi duruyordu fakat kadın o gün her zamankinden güçlü hissediyordu.
Ve gücünü tekrar kullanmaya karar verdi. Onu neredeyse öldüren kıza karşı, Şifacı'ya karşı.
Meredith, geleceğini bekliyordu. Olacakları bekliyordu. Yüzünün yarısında beliren şeytani gülümseme her şeyi açıklıyordu.
Aventurin taşının açık yeşilinin her binasında kendini gösterdiği şehir, Aventurin, Artık onun kurtarıcısı olmayacaktı.
Meredith'in artık kimseye ihtiyacı yoktu ya da bir şehre. O artık haftalardır muhtaç olduğu gücüne sahipti.
Açık sarı saçları, yeşil renkli şehre az çok uyarken, kırmızı renkli gözleri ona gerçeği hatırlatıyordu.
Meredith, Yeni Dünya'nın iki Gümüş Hissiz'inden biriydi. Biri Karneol'da diğeri Aventurin'deydi.
Ve Gümüş Hissiz, Gümüş Gölge'yi çağırdı.
☸
Aventurin'in yeşil renginden oluşan manzarası, ürkütücüydü. Beni buraya getiren kişinin gözleri ondan daha beterdi.
"Bana bak." dedi tüm gücünü sesine yansıtarak. Korkmaya başlamıştım. Gözlerimi hala Aventurin'den ayırmıyordum. Meredith'e ne yaptığımı öğrenmek istemiyordum.
"Yüzüme bak, Gölge." dedi olağanüstü bir hızla önüme geçip şehrin manzarasını kapatarak. Boyu benden daha kısa olduğu için kafasını yukarı doğru kaldırmıştı. Hala Aventurin'in neresinde olduğumu anlayamamıştım. "Bana ne yaptığını kendi gözlerinle gör."
Meredith'in bir zamanlar güzel olan yüzüne bakarken çığlığımı zor tutmuştum.
Yüzünün iki tarafının tek benzer yanı gözleriydi. Artık o bir Gümüş değildi. Gözlerinin rengi kan kırmızıydı. Yüzünün bir yanında Dimitri'nin gücünün -ki artık benim gücüm de sayılırdı- en güçlü örneği vardı. Ölmesi gerekirdi. Fakat o ne normal bir insan ne de normal bir Gümüş'tü.
Yüzünün sağ tarafının neredeyse her tarafını kaplayan izler siyaha yakın koyu mor renkteydi. İzlerin içleri ise Meredith'in gözlerinin kırmızısındaydı.
Karneol kırmızısı.
Bu izi Dimitri'nin değil de benim yaptığımı gösteren tek işaret ise yüzündeki izin sadece koyu mor ve kırmızı renkte olmamasıydı. Aynı zamanda beyaz renkteydi. Beyaza parıldıyordu.
Nefes almayı unutmuştum.
Ben... Nasıl bu kadar kötü bir şeye neden olabilmiştim?
Güçlerimi kontrol edemiyordum fakat bu kadarı benim için bile fazlaydı.
"Karneolluların diğer bir gücü ne biliyor musun, Gölge?" Ses tonu kanımı donduruyordu. "Aslında Gümüş Gölgelerden pek de farklı sayılmayız. Güçlerini alabilirim ama bu kadarı bana yetmez. Hislerini de almalıyım, Şifacı. Senin bana yaptığını sana ödetmeliyim."
Çıldırmış gibi konuşuyordu. Kim bilir belki de gerçekten de çıldırmıştı.
Konuşamıyordum, hareket dahi edemiyordum. Hatta düşünemiyordum bile. Nefes aldığımdan bile emin değildim.
"Tabii sizden farklıyız." O ise hala konuşmaya devam ediyordu. "Sen hislerini kaybedersen, ölürsün ama ben daha da güçleniyorum."
Giderek nefessiz kalmaya başlıyordum. Acıyı dahi hissedemiyordum. Görme duyum zayıflamaya başlıyordu, etraf giderek daha da bulanıklaşırken Meredith'in sözleri de giderek iç içe girip karışıyordu.
Sonra bir şey oldu.
İçimde bir değil birkaç güç hissettim.
Artık yeniden Şifacı'ydım. Aynı zamanda Dimitri'nin gücüne de sahiptim.
Ve en önemlisi gücümü kontrol edebiliyordum.
Saniyeler içinde Ametist'teydim. Merkez'in terasınının korkuluğuna dayanmış ve nefes nefese kalmıştım. Duyduğum sesler giderek daha çok anlaşılır olmaya başlamıştı. Yanımda birkaç kişi vardı, yüzleri netleşmeye başladığında onları seçebilmiştim.
Onlara bakmadan önce sakinleşmeye çalıştım. Yüz ifademi gördükleri an hepsi bana onlarca soru soracaklardı. Haklı olmadıklarını söyleyemezdim. Etrafımdaki sesler en sonunda normale döndüğünde ve kalp atışlarım yavaşladığında arkamı dönmeye cesaret edebildim. Arkamı döndüğüm anda tüm sakinleşme çabalarım boşa gitti.
"Dolunay." Joseph'in sesi çok fazla endişe yüklüydü. Darya'nın konuşmasına gerek yoktu bile, yüz ifadesi her şeyi ele veriyordu.
Dimitri tek kelime etti. Olanları anladığını fark ettim. O sırada beni en çok anlayabilecek kişi oydu. Ben de en sonunda onu anlayabilmiştim.
En başında Ametist'ten kaçıp Kalsedon'a gitmeye karar verdiğimizde hepimiz için kendini feda etmişti.
Meredith'e yaptıklarım için kendimi kötü hissederken... O ne yaptığını bilmemiş de olsa sevdiği kıza zarar vermişti.
Onun yerinde olsam ben de aynı şeyi yapardım.
Ve yapacaktım da.
Düzenlenme Tarihi: 15.12.2016
17. bölümün tamamını buraya yazacaktım ki... aradan 20 gün geçtiğini fark ettim. Ben de ilk kısmı yayınladım.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top