3

TW: Bu bölüm smut barındırıyor ve açık şekilde betimlemelerle dolu ona göre okuyun 💚

Elleri Jeno'nun hemen arkasında duran tabloyu işaret ediyordu fakat onu başka bir perspektiften gören birisi Jeno'yu işaret ettiğini sanabilirdi. Jeno yüzündeki gülümsemeyi genişleterek kaşlarını kaldırdı, ne yaptığını anladım dercesine bir ifade takınmış olsa da ağzından tek bir kelime dahi çıkmamıştı.

Renjun bir adım daha atarak tabloya yaklaştı ve Jeno'ya tabloyla alakalı bir kaç detaydan bahsetti.

Jeno sessizliğini korusa da beyninin içerisi hiç durmadan çalışan bir makine gibi sürekli çarklarını çeviriyordu. Jaemin haklıydı Jeno bu çocuğu istiyordu. Konuştukça büzülen biçimli dudakları, bir şey anlatırken devamlı kullandığı ince ve kemikli elleri hatta elinin üzerindeki mor leke bile ona çekici geliyordu. Onunla vakit geçirmek ve en çok da onu altında görmek istiyordu.

Jeno çok uçkuruna düşkün bir insan değildi fakat böylesine güzel bir çocuğu elinden kaçırmış olsaydı işte buna hayıflanabilirdi. Önündeki çocuğun ince beline kolunu dolamak, beyaz teninde dudaklarını gezdirmek için yanıp tutuştuğu bu dakikalarda arkalarından kendilerine seslenenen bozuk bir Fransız aksanı duydular.

" Bonjour les enfants."*

Görünüşe göre Jaemin çoktan gelmişti. İkiliye el sallayarak, onlara doğru geliyordu. Jaemin'in surat hatları Jeno'ya oranla çok daha sevimli kalıyordu. Herkes ilk görüşte bu ikilinin çift olduğunu sansa da aslında onlar çiftten çok iş ortağı ve faydaları için birleşen partner gibilerdi.

Bazı geceler soluğu yatak odasında alsalar da daha sonrasında bunu asla gündeme getirmiyor ve bu olay yaşanmamış gibi davranıyorlardı. Böyle davranmak ikisi için de hem kolay hem de kârlıydı. Şimdi ise ikisi de aynı ortak paydada birleşerek Renjun ile takılmak istiyorlardı.

Buradaki en önemli nokta ise Renjun'in onlarla takılıp takılmak istemeyeceğiydi. Renjun kibar ve fazlasıyla nazik bir çocuktu bu yüzden ikili direkt sormaya çekiniyorlardı. Onu incetecek ya da kıracak bir şey yapmak istemiyorlar ve mümkün olduğu sürece bu kararlarının arkasında durmak istiyorlardı.

Renjun gelen Jaemin'e gülümsedikten sonra elini gözünün üstüne düşen saç tutamlarına götürerek kenara çekti.

"İsterseniz direkt kahve içmeye geçebiliriz sonuçta geçen gün sergiyi gezmiştiniz değil mi?"

Jaemin dilini dudaklarında gezdirdikten sonra hafif bir gülüşle önündeki çocuğa baktı ve kafasıyla onu onayladı.

" Ne yazık ki birkaç güne geri dönmek zorundayız bu yüzden biraz da Paris'in güzelliklerini keşfetmek istiyoruz." dedi ve onay beklercesine kafasını Jeno'ya çevirdi.

Jeno onun ne ima ettiğini anlamış olsa da fark etmemiş gibi yaparak sadece kafasıyla onayladı. Renjun'i rahatsız hissettirmek istemiyordu fakat Renjun pek de rahatsız olmuş gibi durmuyordu. Bunu görünce rahatlayarak derin bir nefes aldı ve belki de gecenin akışını değiştirmeyi sağlayacak olan o soruyu sordu.

"Akşam bir şeyler içmeye gitmek ister misiniz ?"

Jaemin omuz silkerek "Benim bir işim yok, size uyarım." dediğinde bakışlar Renjun'e çevirildi. Renjun biraz tereddütlü gibiydi gözlerini karşısında duran ikilide gezdirdikten sonra "Olur." dedi.

Jeno 'tamam' dercesine kafasını salladı ve zaten çoktan belirlemiş olduğu mekanı belirtmek ve onayları almak istedi.

"Öyleyse iki saat sonra x otelinin barında buluşalım. Uygun mudur size?"

Diğer ikisi onu onayladıktan sonra herkes geceye hazırlanmak üzere evlerine dağılmıştı. Doğruyu söylemeliydi ki Renjun heyecanlıydı. Midesi kasılıp duruyor bir yandan da heyecandan avuç içleri terliyordu. Ona çok iyi davranan bu iki genç sadece bir kaç gündür tanıdığı kişilerdi fakat şu anda aklından onlarla delice şeyler yapmak geçiyordu. Bu ahlaksız düşünceleri için kendisine kızsa da ne yazık ki kendisini asla durduramıyordu.

Renjun her ne kadar sakinliği seven bir insansa da söz konusu cinsel yaşamına geldiği zaman birazcık heyecanı ve tutkuyu seviyordu. Belki de şu an aklından geçenler onun en yakın arkadaşının bile onda olduğunu bilmediği gizli bir fantazisiydi. Ne zaman hayal etse veyahut aklına getirse içini alev alev kavuran türden şeylerdi bu yüzden Renjun bu defa adım atan kişinin kendisi olmasını istedi. Pişman olacağını düşünmüyordu ve denese ne kaybederdi ki? İki seçenek vardı sonuçta ya reddedilecek ya da zevk dolu bir gece yaşayacaktı.

Renjun dakikalardır içinde bulunduğu duşta akan suyun altında sanki korku ve endişelerinden de arınır gibi yıkandıktan sonra emindi, ne olursa olsun bu gece o adımı atacaktı.

Tazeleyici duşunun ardından aynanın karşısına geçerek vücudunu inceledi. İnce beli,pürüzsüz göğsü ve sıkı kalçaları. Bu vücut ile elde edemeyeceği erkek yoktu, bunu biliyordu fakat yine de bu güzelliğini gizli silah olarak saklamayı tercih ediyordu. Gizli silahını aynı bunun gibi dikkatini fazlasıyla çeken insanları etkilemek için kullanmak hoşuna gidiyordu.

Aynada kendine bakarken fazlasıyla üşümüş olmalı ki daha fazla beklememek adına iç çamaşırını altına geçirdikten ardından dolabının kapağını aralayarak askıda duran beyaz saten gömleğine uzanıp aldı. Aynanın önünde gömleği üzerine geçirmeden, sadece üzerine tutarak iyi duracağına karar verdikten sonra bir de siyah dar bir pantalon çıkardı dolaptan. Gömleği giyindi ve pantolonunu da üzerine geçirerek gömleğinin tek tarafını pantolonunun içerisine sokuşturdu.

Bir kaç adım ötesinde duran şifonyerine ilerleyerek üzerindeki en sevdiği parfüm olan Dior parfümünü alıp iki bileğine de sıktı ve bileklerini birbirine sürttükten sonra onları kulak arkalarına götürerek bastırdı. Bu işlem kokunun iyice tenine işlemesine neden oldu. Hala ıslak olan saçlarını tarayıp güzel bir fön çektinten sonra ise tamamen hazır sayılırdı. Tekrardan dolabının yanında bulunan boy aynasına ilerledi ve nasıl gözüktüğünü kontrol etti. İçine sinen bu görüntüsü karşısında mutlulukla gülümseden edemedi. Genelde birileri için hazırlandığı çok nadir zamanlar olurdu ve bunu her zaman layıkıyla yapardı. Bugün de aynı şekilde bir bakanı bir daha baktıracak türdendi. Sevimli yüzüne rağmen hem yakışıklı hem de nefes kesiciydi.

Renjun maskülen veya feminen gözükmeyi pek de önemsemiyordu bu kavramları önemsediği tek yer yatak odasıydı ve orada da ne olduğunu zaten çoktan biliyordu. Bu yüzden sevimli bir surata seksi bir vücut onu rahatsız etmekten çok tatmin ediyordu. Düşüncelerinden sıyrıldıktan sonra saatin kaç olduğunu merak etti. Yatağının üzerinde duran telefonuna ilerledikten sonra eğilip aldı ve üzerindekilerin kırışmaması adına hemen dikleşerek ayakta durmaya devam etti.

Saati kontrol ettikten sonra Jenoya hazır olduğunu belli eden bir mesaj attı ardından da annesine akşam arkadaşında kalacağına dair bir mesaj yazıp gönderdi. Aslında ailesine yalan söylemek istiyor değildi fakat şu an onlara pek de gerçeği anlatabilecek durumda da değildi. Zaten ailesi akşam geç saatlere kadar çalıştığı için herhangi bir problem olacağını da düşünmüyordu. Bazen üniversite öğrencisi olduğu halde ailesinden hala bazı şeyler için izin alıyor oluşu canını sıksa da ona sundukları imkanlar yüzünden pek de sesini çıkaramıyordu.

Jeno'dan beş dakikaya orada olacağını söyleyen mesajı okuduktan sonra hızla çoraplarını ve ayakkabılarını giyindi sonrasında aşağı doğru inerek askılıkta bulunan bej rengi kabanını üzerine geçirdi. Dışarıdan duyduğu korna sesiyle evden fırladı ve kapıyı kilitledikten sonra hızla bahçeden çıkarak hemen köşede onu bekleyen arabaya doğru ilerledi. Sürücü koltuğunun yanındaki koltuğun camı yarıya kadar inmiş, iki çift göz tarafından izleniyordu.

Yarım ağız dolusu gülüş atan Jaemine samimi bir şekilde gülümsedikten sonra arka koltuğun kapısını açarak kendisini içeri attı.

" Selam." Jeno'nun diyebildiği tek şey bu olmuştu çünkü Renjun'in güzelliği karşısında resmen büyülenmiş gibi hissediyordu. Renjun bunun farkındalığının verdiği özgüvenle üzerindeki kabanı omuzlarından sıyırarak yanındaki boş koltuğa koydu. Yüzüne tatlı bir gülümse yerleştirerek hala gözleri onun üzerinde olan ikiliyi selamladı.

" Ünlü bir otel barının adını söylediğiniz için güzel giyinmemin iyi olacağını düşündüm." diyerek kendisini açıklarken Jeno neredeyse çoktan yolu yarılamıştı, Jaemin telefonundaki dikkatini arkadaki çocuğa tekrardan verince bir kez daha haklı olduğunu hissetti. Kafasını arkasına çevirerek konuşmaya başladı.

" Biz de üzerimizi değişmek için dağılmıştık zaten endişelenmene gerek yok." diyerek küçüğünü rahatlattıktan sonra kendisini tutabilmek adına tekrardan önüne döndü.

Arabada oluşan sessizlik, gerginlik vericiydi. Araba o kadar sessizdi ki resmen motorun sesi bile duyulmuyordu. Renjun elindeki stres yüzüğünü bir kaç defa çevirdikten sonra derin bir nefes aldı. Bütün cesaretini topladıktan sonra söyleyeceklerini ve yapmayı istediklerini kafasında biraz tarttı. En sonunda kararını vermiş olmanın özgüveniyle gülümsedi. Ayrıca Renjun artık beklemenin bir mantığı olduğunu düşünmüyordu çünkü bu işi sarhoşken yapmak istemiyordu. Bilinci yerinde olsundu ki her saniyesinden zevk çıkarabilsin ve hatırlayabilsindi.

Boğazını nazikçe temizledikten sonra elini gömleğinin düğmesinin tekine atarak açtı. Gözleri dikiz aynasından Jeno ile birleştiğinde elini ön koltukta oturan Jaemin'in omuzuna attı. Göz teması bozulmayan ikiliye bir de Jaemin eklenince Renjun dilini dudakları üzerinde gezdirdi.

"Jeno hyung, Jaemin hyung. İçki içmek yerine direkt odamıza çıksak ya?"

Jaemin elini kemerine attıktan sonra açtı ve o an ne konumda olduklarını umursamadan kendisini arka koltuğa attı. Daha fazla kendisine hakim çıkabileceğini sanmıyordu. Jeno direksiyonda olduğu için sakinliğini korumaya çalışarak yola odaklandı. Bu zordu fakat en azından arabayı park edene kadar arabada bir kişinin sakin kalması gerekiyordu. Zira şu an otoyoldaydılar.

Arka koltuğa geçen Jaemin yanındaki çocuğun çenesine elini attıktan sonra kafasını ona doğru eğdi ve o geri çekilmeyince dudaklarını birleştirdi. İkili sertçe birbirlerinin dudaklarına asılmış durumdayken Jaemin dilini küçüğünün ağzından içeri iterek onun dilini kavradı ve yavaşça emdi. Renjun ağzından kaçan küçük inlemelere engel olamayarak havaya doğru bıraktı. Vücudu Jaemin'in kucağına doğru haraket ederken boşta duran ellerini Jaemin'in boynuna sardı ve dudaklarını yavaşça geri çekerek biraz soluklandı. Kalçasının altında hissettiği sertliğe kendisini bastırdığında ise bir an önce onu içine alma isteğiyle dolup taşıyordu.

Jaemin'in elleri boş durmayarak gömleğinin içine daldı ve belini yakaladığında teninde gezinen soğuk eller titremesine neden oldu. Gerçekten onları gördüğü andandır bunu hayal ediyordu.

"Hyung." diye inledi bir kez daha. Jaemin aklını kaybetmemek adına gözlerini Renjun'in gözlerine sabitledi ve "Otele kadar sabret." diye fısıldadı.

Jeno arabayı park eder etmez üçlü içeri girdi ve her şey hazır olduğu için sadece resepsiyondan anahtarlarını alarak asansöre doğru ilerlediler. Asansörün içi boştu bu yüzden içeri giren üçlü sadece bir saniye sonra kaldıkları yerden devam etti. Sadece bu defa Renjun, Jaemin tarafından değil Jeno tarafından öpülüyordu. Jenonun kalın ve büyük elleri kalçasını kavramış sıkıştırırken Jaemin daha fazla dayanamayıp Renjun'i ensesinden tuttu ve kafasını kendisine çevirerek Renjun'i öpmeye başladı.

Renjun çoktan titreyen bacaklarına hakim olmaya çalışırken içindeki yangın gittikçe alevleniyordu. Asansör bir ding sesiyle durduğunda zor da olsa ilerleyerek odalarının önüne geldiler ve içeri girdiler. King boy yatak ve şehiri ayaklar altına seren manzara pek de umurlarında değildi. Renjun bir Jeno bir Jaemin'i öperken aralarında bir sağa bir sola çekiştirilip duruyordu. Vücudunu saran eller öylesine hoşuna gidiyordu ki penisine dokunulmadan boşalabilirmiş gibi hissediyordu.

Üzerindeki gömlek yeri boyladığında bir el onu tutarak yatağa götürdü ve uzanmasını sağladı. Gördüğü bu ilgi, vücudunda dolaşan eller ve dudaklar hepsi öyle hoşuna gidiyordu ki. Islak dudaklar göğüs ucunu kavradığında inledi. Jaemin üzerindekileri boş vermiş fermuarını açıp aletini o aralıktan çıkarmıştı. Renjun'un boşta duran ellerini Jaemin'in aletini kavramış ve sıvazlamaya başlamıştı. O Jaemin'in penisiyle ilgilenirken Jeno da onun göğüs uçlarını dişleri arasında sıkıştırıyor ve dil darbeleriyle moraracağından emin olduğu bir hale getiriyordu.

Jeno birkaç saniyelik duraksamayla geri çekildi ve üzerindeki gömleği çıkararak kaslarını ortaya serdi. Renjun yutkunduktan sonra konuştu.

"Deliğimle istediğinizi yapabilirsiniz ama size sakso çekmem beyler. Üzgünüm bazı prensip meselesi." diyerek tek ve en önemli şartını açıkladığında ikili birbirlerine bakıp sorun yok dercesine kafa eğdiler ve kaldıkları işe geri döndüler.

Jeno önündeki leziz tatlısını yemek için daha fazla beklemek istemiyordu bu yüzden aceleyle Renjun'un pantolonunu ve iç çamaşırını çıkarıp odanın uzak köşelerine gönderdi. Renjun'un aletini avucuna alarak bir kaç kez sıvazladıktan sonra ellerini aletinden çekti ve uyluklarına koyarak bacaklarını aralamasını sağladı. Bacakları ayrılınca ortaya serilen tatlı pembe deliğe bakan Jeno yavaşça tek parmağını içeri itmeden sadece girişe bastırdı.

Renjun titreyerek gözlerini kapasa da fazla tepki vermemişti. Jeno, Renjun'un açık olan bacaklarını tutarak havaya kaldırdı ve altındaki vücudu kendine doğru çekerek deliğin dudak hizasına gelmesini sağladı. Bu harakete habersiz yakalansa da Renjun bir şey demedi fakat Jaemin bu durumdan hoşnutsuz bir inilti bırakmıştı çünkü aleti yalnız kalmıştı. Bu arayı üzerindekileri çıkarmak için kullandıktan sonra yataktaki boşluğa çıkarak tersten de olsa Renjun'i öpmeye başladı.

Jeno dilini yavaşça Renjun'in deliğine değdirdikten bir kaç saniye sonra yalamaya ve emmeye başlamıştı. Dudakları altında iyice yumuşayan deliğe bir kaç defa dilini sokup çıkarırken altındaki Renjun'un Jaemin'in öpüşleri yüzünden boğuk çıkan inlemelerini duyuyordu.

Renjun'un beli uyuşmasına rağmen içinde bulunduğu döngüyü bozmadı fakat çok geçmeden Jeno, Renjun'in bedenini yatağa geri bırakarak yatağının yanındaki komidinin cekmesine uzanarak içinde bulunan kondomları ve kayganlaştırıyıcı aldı. Parmaklarına yeterli bir miktarda sıktıktan sonra tek parmağını zaten yumuşamış olan deliğe doğru yolladı.

"Çok sıkısın Renjunnie."

İçerisindeki uzun ve ince parmakla tekrardan kısık bir inleme sunduğunda Jaemin kendisini geri çekerek biraz ara vermek adına geriye çekilerek ikiliyi izlerken kendi aletini sıvazlamaya koyuldu.

Kesik bir inlemeyle ikiliyi izlerken aklından geçenleri sesli bir şekilde dile getirmekten de çekinmedi.

"Tanrım, aletimi içine sokmak için dakika sayıyorum resmen. " Duydukları Renjunda gülme isteği yaratmıştı çünkü aynı şekilde o da bir an önce içinin doldurulmasını istiyordu.

Jeno çok geçmeden ikinci ve üçüncü parmağını da Renjun'in içine yolladığında Renjun'in tek yapabildiği altında kıvranmaktı. Boşta duran elleri bir kaç defa kendisini çekiştirmeyi denese de titreyerek bu işten vazgeçmesi pek geç olmuyordu.

Siyah saçlı oğlan yeterince genişlediğinden emin olduktan sonra parmaklarını çıkardı ve aletine kondom taktıktan sonra kendisini Renjun'in deliğine konumlandırıp içine girdi.

İçindeki kalınlıkla gözleri geriye kayan Renjun daha tepki veremeden içini ezen aletle dolup taşmıştı. Jeno hızla içine vuruyordu ve Renjun beyninin pelteye çıktığını hissedebiliyordu. İnanılmaz dolu hissediyorken bir anda bu hissin kaybolmasıyla kafasını kaldırdı ve Jeno'nun yerini Jaemin'e bıraktığını gördü. Jaemin de kendisini hizaladıktan sonra içine girdiğinde Renjun bu sefer daha yüksek bir inleme bırakmıştı. Birbirine göre daha farklı kalınlıklarda olan iki alet sırayla içinde yer değiştirirken Renjun zevkle onları içine kabul ediyordu.

Jaemin tekrar sırasını almak için geldiğinde, Renjun'i tutup yüz üstü çevirdi ve kalçasını daha da kaldırtarak durmasını sağladı. Elleriyle sıkıcı altındaki bedenin belini kavradı ve aletini sertçe içine ittikten sonra çıkıp tekrar sertçe içine itti. Bu sert hareketleriyle yatak başlığı duvara çarpıyor ve yüksek bir gürültü çıkarıyordu. Renjun geleceğini anlarken ister istemez elini aletine attı ve çekiştirmeye başladı. Jaemin aynı haraketi tekrarlarken bacakları titremeye ve karnı kasılmaya başlamıştı.

Titrek nefesleri arasından konuştu "G-geleceğim." Jaemin onu duyduğunu belli ederken hareketlerini sıkışlaştırdığında Renjun kendini daha fazla tutmayacak büyük bir inleme eşliğinde boşaldı. Jaeminde onu bir sıkıp bir bırakan deliğe daha fazla dayanamarak kendisini bıraktı. Renjun'in içinden çıkarak kendisini yatağa bıraktı.

İkili soluk soluğayken Jeno hala boşalamamış olmanın acısıyla hala şişkin durumda olan penisini Renjun'un hala açlıkla kasılan deliğinden içeri itti. Daha yeni boşladığı için oldukça hassas durumda olan Renjun kafasını ellerine gömdü. Jeno kendisini Renjun'e ittikçe Renjun sallanıyordu. Gittikçe hızlanan Jeno kasılıp titreyerek kendisini bıraktığında Renjun bir anda kendisini kucağına çeken Jaeminle yüz yüze geldi. Aletini onun deliğine hizaladıktan sonra kucağına oturtan Jaemin ellerini de küçüğünün beline yerleştirdi.

Renjun bu hızlı turlardan sonra nefeslenmeye bile zaman bulamamıştı fakat neyse ki az öncekine oranla Jaemin bu sefer daha yumuşak davranıyordu.

Tatlı ama ritmik haraketlerle hareket etmesini sağlarken dudaklarını onunla buluşturdu ve öpmeye başladı. Jeno kısa bir süre sonra yeni bir kondom takarak dönmüştü. Jaemin onun yapmak istediğini anlayınca sırtını dayamış olduğu başlıktan çekerek yastığa doğru kaydı ve Renjun'i pozisyona daha uygun bir konuma getirdi. Jeno hali hazırda içinde Jaemin'i de bulunduran Renjun'un deliğine doğru kendini sıkıştırırken Renjun kayan gözlerine hakim olmadı ve onu öpüp duran Jaeminden sıyrılarak inledi.

İçini dopdolu hissettiren penisler yavaş yavaş haraketlendiğinde biraz önceki kadar sert hareketler olmamasına rağmen daha fazla zevkten delirecekmiş gibi hissediyordu. İçi dolup taşıyormuş gibi hissederken kafasını Jaemin'in omzuna gömdü ve inlemelerine hakim olmaya bile çalışmadı.

Kısa bir süre sonra bu yavaş tempodan sıkılan ikili hızlarını biraz arttırdığında Renjun refleks olarak kafasını geri atarak ağzından bir çığlık kaçırdı. Renjun'un geriye bükülmüş boynunu fırsat bilen Jeno elini boynuna koyarak hareketlerini sıklaştırdı. Renjun cidden içindeki bu doluluk hissiyle baş edemiyordu. O kadar iyi geliyordu ki bu ikili ona. Jeno, dakikalardır uzak kaldığı dudaklara yaklaşarak tekrardan dudaklarını birleştirdi.

Renjun'in ağrıyan boynu yüzünden dönmesiyle öpüşmesi bölününce Jeno bundan hoşnut olmadığını belli eder bir ses çıkardı. Ritimlerini yavaşlattıktan sonra Renjun'in içinden çıkan Jeno, küçüğü tuttuğu gibi Jaemin'in penisinin üzerinden kaldırdı ve tekrardan yüz üstü yatağa yatmasını sağladı. Daha fazla beklemeden içine girip çıkmaya başlaması Renjun'in zaten erimiş beyninin pelteye dönmesini sağladı. Geldiklerindendir inlemek ve yanındaki iki yakışıklıyla arada öpüşmek, arada penislerine eliyle müdahele yapmaktan başka bir şey yaptığı söylenemezdi fakat şu an tek yapabildiği içine acımasızca vuran Jeno'ya inleyerek cevap vermekti. Sızdıran aletine elini atıp çekecek kadar bile beyni komut vermiyordu.

Jeno bir saniye durduktan sonra kendisini geri çekti ve aletindeki prezervatifi çıkardı.

"Bunu yapacağım için üzgünüm Junnie ama o pembe deliğine hak ettiğini vermek istiyorum."

Kendisini tekrardan içine ittikten sonra bir kaç vuruşun ardından sarsılarak kendisini Renjun'in içine bıraktı. Bacakları titreyen ve doğru düzgün yatağa bile bastıramayan Renjun içindeki sıcak sıvıyla daha fazla dayanamamış ve kendisini yatağa yüz üstü bırakmıştı.

Jeno içinden çıkıp yerini Jaemin'e bırakırken ise Jaemin'in yüzünde yapacaklarının tam tersi olan sevimli bir gülümseme vardı.

-----
merhabalar, bir şeyler yazıp yayımlamayalı baya uzun bir süre oldu sanırsam... öncelikle çok beklettiğim kişilerden hem özür diliyor hem de bekledikleri için teşekkür ediyorum. eskilere oranla beni devamlı olarak okuyan insanların kaldığını düşünmüyorum fakat eğer kaldılarsa artık daha fazla duygu içermeyen smut kitapları yazmayı düşünmediğimi belirtmek istiyorum. sizleri seviyor ve öpüyorummm eğer yazarsam başka kurgularda görüşmek üzere 🩵❤️

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top